bugün

tam da içinden geçenleri insanların yüzüne söyleyemeyen mal insan tipinin hareketi! bunlar hayır demeyi de beceremezler. böyle bir durumda oldukları kişi değildirler, oynarlar, sahtedirler... kendilerinden de nefret ederler böylelikle, bunu da kendilerine söylemeyi beceremezler! neredeyse hayat boyu kendileri değildirler, başka birinin kılığında geziyormuş gibi hissederler (hissetsinler bir zahmet!) benim onlardan biri! kendime kızgınım şu an, çok kızgınım...
söylemek istediklerini söylemesine rağmen hiçbir şeyin değişmediğini fark eden insanın bir süre sonra içine düştüğü olumsuzluktur.
söylemek istedikleri içinde kalan insandır..
zamanla patlar içindekiler..
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.. *
facebookta büyüğümdür dediğin insanın bariz asıldığını göre göre, sesini çıkaramamak bi s.ktir git lan diyememek ve ayrıca da abuk subuk muhabbetlerine zoraki cevap vermektir.
o kisiye kirosun sonradan görmesin simariksin demek istiyorum ama cok sevdigimden diyemiyorum.

ikinci o kisiye mal gibi takiliyorsun biraz erkeksi ol o igrenc fotograflari sil biraz kalibinin adami ol demek istiyorum ama söyleyemiyorum cok seviyorum.

ücüncü o kisiye kendini cok kasiyorsun olgun görünmek zorunda degilsin hep ciddi olmak zorunda degilsin icindekini serbest birak demek istiyorum ama söyleyemiyorum cok seviyorum.

yine ücüncü o kisiye gelsin bu cok soguksun üstüne düstükce simariyorsun büyümemissin daha kasma demek istiyorum ama söylemiyorum naledossun.
çaylak olmak vasfı ile aslında sözyleyebileceğin onca şey varken başlıklar arasında mal gibi dolaşmaktır.
ileriyi ve olabilecekleri düsünerek sözcüğün gırtlağa kadar dayanıp yinede söylemeyen insandır.
evet ilkel bir davranıştı aslında konuşamamak. konuşmamak değil konuşamamak; bakmak,akıldan geçirmek ya da tam dilinin ucundayken bile engel olmak. düşünceler o forma geldiken sonra susmak değildir yapmak istenen; yanlış anlaşılmaktan korkmaktır. karşınızdaki ister arkadaş, ister sevgili, ister ebeveyn olsun; ağızdan dökülecek düşünce ise ister sevgi, ister nefret, ister öfke ile yoğurulmuş olsun. nerden bilebiliriz ki beklenen ''o an'' gelebilecek olduğunu, ya da içinde olmadığımızı. bazen fısıldamak bile yeter anlamlı kılmaya.
Hissedilen şeyleri dile getirememektir. Korkulardan dolayı oluşur. Sürekli olarak güçlü görünme çabası içindeki kişinin kaçışıdır ama sonrasında keşke söyleseydim pişmanlıkları oluşur.
kalırsa da içinde bir derin sızı kalır, mısrasında hayat bulur.

(bkz: ümit yaşar oğuzcan)

(bkz: ayrılanlar için)
kime ne anlatıyorum ulan ben diyerek yazdıklarını geri silmektir, söylememektir, siktir etmektir. belki de yanlış anlaşılmak istememektir.
Söylemeye, yazmaya bile mecali kalmıyo ki insanın. Geçen sene bugün nasıldım, bu sene nasılım.. insanın hisleri hiç mi yerinden oynamaz.
Neden bile isteye canını yakan, seni hiçe sayan ve umursamayan, kıymet bilmeyen ve seni çoktan unutan birini hep içinde yaşatırsın ki? Bi başkası senınle dost olmayı denediğinde neden için kaldırmaz ve uzaklaşırsın.. Neden bu kadar bendin.. insan kendi gibi gördüğü birinden nasıl uzaklaşır..
Yazamıyorum bile istediklerimi, çok sık nüksediyor beni yoran bu hastalık..