bugün

an itibariyle gözlemledigim durumdur, inanclarına bir elestiri getirildiginde saygı, hosgoru diye veryansın edenler, cılgın tespitleriyle beni benden almıslardır, ayrıca insanların secimlerine dil uzatmanın da ne kadar kolay oldugu anlasılmıstır,
sonuc bu ne perhiz bu ne lahana tursusudur
ya da baska bir deyimle kendine muslumanlıktır
bazen insan görmek istediğini ya da sahip olduğu bakış açısının dışına çıkmadan görür. inançsızlık ve inanç sahibi olmayı tartışmanın yeri burası değildir. ikisi de kendine göre haklı sebeplerden dolayı bu yolu seçmiştir. inancı olan adama; "sen neden buna inanıyorsun?", inançsıza; "hemen benim dinime geç" denmez. işte böyle düşünen yazarları yok sayar bu başlık. aynı dili konuşuyoruz ama nedense bir algılama sorunu var.
bu konularda açılan başlıklar açılıp, içlerinde subjektif ögelere yer verilmeseydi gelişmeyecek olan olaydır. sadece bugüne has değil, içine subjektivite girebilecek her konuda bu saygızılığın olması muhtemeldir. doğru bir davranış değildir ama bu saygızılığa sebebiyet verebilecek, başlığı açanın duygularını incitecek olan başlıkların da yazarlar tarafından açılmaması daha uygun olacaktır *.ateist ya da inanca sahip kişiler her ortamda olabilir ama bu inancı bir propaganda aracı olarak kullanıp, karşı tarafın inancına laf atılacak olursa, lafı atan gerekli karşılığı her zaman görecektir. bu etkiye tepki denen insan psikolojisinin bir gereğidir. kimin ne dediğinden cok kendimizin ne yaptığını düşünüp ona göre konuşmamız gerekmektedir. verilen tepkiler ne sebeple verilmiştir? empati kurularak anlamak mümkündür. biraz daha dikkat.
sözlükteki diğer yazarların yazdıklarını, yaptıklarını, harcadıkları emeği önemsemeyen, inançlarını kendine yakın bulmayan bazı yazarların kendi kafalarına göre bir doğru benimseyip, uymayanlara hoşgörüsüz davranmasıdır. sözlüğe hepimiz birşeyler katmaya çalışıyoruz, aynı fikirde olmasan bile düşüncelere saygı göster, hazımsız olanın burada işi olmamalı.
ayarların yetmemesi üzerine bunu saygısızca ortaya koymanın dayanılmaz hafifliği
bir kaç yazıya siniri bozulan yazarların inanç meseleleri ve başlıklara verilen hoş olmayan cevaplar anlatımlar sonucu ortaya çıkan ve kamu huzurunu bozan yazarların yaptığı davranıştır.
(#307566)
sürekli birbirini kışkırtan tarafların içine düştüğü boyun eylemidir.unutulmamalıdır ki, kendi bacağından asılma diye bir şey vardır.ateş olmayan yerden duman çıkmamakla birlikte, özgürlük mefhumu başkasına laf sokma, dalga geçme, aşağılama değildir.herkes kendi evinin önünü süpürmeli, çevremizi tertemiz etmeliyiz...
Sözlüğün bazı konularda yenilenmeye ihtiyacı olduğunu gösteren acı haldir.

inanç kişinin varlığının göstergesi değildir,inanç kişinin kalitesinin ölçüsü de değildir. Karl Marx dini tanımamıştır;ama ekonomik bir sistem olarak çok da mantıklı olduğuna büyük kitlelerin inandığı bir sistem ortaya çıkarmıştır,şimdi bize düşen marx'ın inancına değil marx'ın sistemine saygı duymaktır,sevmesek de.

Nereden çıktı bu diyeceksiniz? Aslında her şey tam da burada başlıyor. iyinin içindeki kötüyü kötünün içindeki iyiyi unuttuğumuz ve ya kökten kötü ya kökten iyi olmayı amaç haline getirmemiz bizi bu noktaya getirdi,öyle kutuplaşmışız ki bir mevlevi ile bir ateistin kardeşliğini,bir müslümanla bir hristiyanın kardeşliğini unutmuşuz.

Biz o kadar çok şeye saygısızlık ediyoruz ki. inananlar allah'ın varlığının simgelerinden biri olan biz insanlara ihanet ediyorlar,allah'ın onlara verdiği beyinle ortaya çıkardıklarına saygısızlık ediyorlar.

inanmayanlar inanmayışlarının nedenlerini beyinleriyle bulmadılar mı? Peki onlar neden bir başka beynin farkı idrak ettiği duruma saygısızlık ediyorlar. Ey dostlar ,nereye gidiyoruz?

Neden bir savaş yaşıyor gençlik ve ortayaş kuşağı içten içe? Oysa inancımız ne olursa olsun hepimiz et ve kemik değil miyiz? Oysa hepimiz ülkemizi sevmiyor muyuz? Hepimiz özgürlük aleviyle yanıp tutuşmuyor muyuz? Hepimiz huzuru aramıyor muyuz? Hepimiz özgürlük adına yazılan şarkıları bir ağızdan söyleyemeyecek kadar yabancı mıyız?

Hangimiz karlı kayın ormanı'nın dinlerken hislenmedi? Hangimiz kaldırımları okurken yalnızlığın acısını kalbinde duymadı? Hangimiz deniz gezmiş ölürken sırf bir insan olduğu için bile olsa üzülmezdi? Hangimiz erdal eren'in ölümünün adaletsizliğine inanmadı? Hangimiz ülkesi için çalışan insanlara saygı duymuyor?

Öyleyse neden bu şiddet,neden bu celal?
maalesef benim de karşı karşıya kaldığım durumdur. tek sebebi , bazılarının insanların düşüncelerini , fikirlerini , zevklerini , görüşlerini eleştirebilecek hatta eleştirmekle kalmayıp hakaret boyutunda özel mesajlar atarak söz konusu fikirleri değiştirme gücünü , yetkisini kendisinde bulmasıdır.
halbuki dünya üzerindeki milyarlarca insandan sadece biridir. bakmayın siz onun "küçük tepeleri ben yarattım" havasına.. havadır adı üstünde , yeri ve zamanı gelince söndürülür birileri tarafından.
bu tip ortamların en güzel yanı, farklı fikir ve görüşleri de öğrenebilmek ve dünyaya, insanlara daha geniş bakabilmektir. bunun idrakinde olan insan sözlük ortamındaki farklı görüşleri hoşgörüyle karşılar. yeter ki hakaret, aşağılama olmasın.
insanlar kendi düşüncesine biraz zıt kaçan düşünceye hemen saldırarak bir şey elde edemezler.
unutmamalı; kimse sahip olduğu inançtan, görüşten dolayı başkalarından ayrıcalıklı, üstün değildir ve bu ona diğerlerine hakaret etme hakkı vermez. kişi kendince kendini üstün görebilir ama bunu kalkıp da her ortamda göze sokarcasına ifade etmemelidir.

hani görüş, hangi fikirden olursa olsun düşüncelerimizi edepli bir üslupla yazmalı ve paylaşmalıyız. sözlüğün amacı bu.

herkesin aynı fikirde olduğu, herkesin aynı şeyleri söylediği bir sözlükte kimse bulunmak istemez.

sözlük ortamı bu anlamda insana üslup ve hoşgörü kazandırmada çok etkili olabilir; tabi isteyen insana.

'ben en doğrusunu biliyorum, hayatın anlamını çözdüm, kimse beni alt edemez' gibi bir anlayışla sözlük ortamında bir şey kazanılmaz. kazanılsa kazanılsa nefret kazanılır. nefret kazanmak da dünyanın en kolay işidir.
(bkz: bir ateistin psikolojisi)
bazı yazarlarda gözlemlenen eylemdir,yeri geldiği iyi olmuştur..
üstlerine vazife olmayan işlere burunlarını sokmaktan çok hoşlanan bu densiz kardeşlerimiz laftan da anlamazlar..

her şeyi bilirler de saygı dedinmi biraz eksikler heralde,olsun..
küstahlık olmasa saygının ne değeri kalırdı,değil mi ama?
çoğu zaman gözlemlenen durumdur tahammülsüzlüğün ardından gelir ki çok vahimdir. ama bazı yazarlarda gözlenen durum eleştiriyi eğer kendi düşüncesine ters ise saygısızlık olarak adlandırıp bunun devamında gerçekten saygısızlığa başvurmalarıdır.

(bkz: eleştiri)
(bkz: saygısızlık)*
sözlükte keşke dethkrüsh dinleyen olsa...
sözlükte ota boka karışan adamlardan mütevellit durumdur..
kendi egolarını sözlüklerde falan tahmin ederler,birikim falan diye dolanırlar...
onların her entrysi artı oy almalıdır ki çeneleri kapansındır,yoksa olmaz,mod falan gibi takılırlar...

edit:gerçek modlara ne iş diye sorulacaktır..
(bkz: tamamen bilgi iceren entrynin eksi oy almasi)
(bkz: tamamen bilgi içeren entrye eksi oy veren zihniyeti yeren entrynin de eksi oy alması)
(#398018)
(bkz: lan ben varya neyse bişey demiyorum)

edit: ulan bu da eksi aldı anlamıyorum bilgi içeren entrye eksi oy vermek normal bişey mi hayır ben mi yanılıyorum nasıl oluyor hakkaten birileri açıklasa bana çok süper olcak.
sözlükte bir türlü oturmamıs olan,elestirmekle,küfretmek arasındaki farkın naidrakinden kaynaklanan durumdur.mevlana bile,''ister putperest ol,ister zerdüst,kim olursan ol yine gel''demisken biz kim oluyoruz da baskalarını yerden yere vuruyoruz,allah bile yarattıgı kulunu ölene kadar yargılamaz,aynayı birazda kendimize cevirsek daha hayırlı bir is yapmıs olmazmıyız..
(#361085).
(bkz: bi boy versene)
sözlükteki yazarların daha sık zirve düzenleyip, kaynaşmasıyla giderilebilecek durum.
(bkz: bir ölçü birimi olarak diz boyu)
saygısızlığın boğaz boyuna çıkmadığı için memnun olunabilecek durum.
(bkz: beğenmeyen çeker gider)