bugün

arayis icerisinde olmak gibi varoluşsal, derin bir konuya kafa üstü çakılmış olma psikolojisidir.
yoldan çevrilen herhangi bir insandan pek farklı değildir.
(#283089)
(bkz: bir müslümanın psikolojisi)
yaratılısdaki kendine gore eksik yonleri gidermiş, iç huzura ulasmıs olma psikolojisidir,
dini inancı olan biri ise bu huzura olan seyleri tanrıya baglayarak ulasır,
buradan da anlasılacagı gibi dini inancı olan insanlardan farklı degildir
varlığının hiç bir kanıtı bile olmayan bir olguya inanmıyacak kadar düşünsel ve akılsal boyutta tavan yapmış kişilik psikolojisi..varsayımlar kurarak "ya varsa ya cezalandırılırsam " paranoyası ile yaşamayan hayatını ve insan olmayı, korku,ödül ve ceza eksenine oturtmamış, "insan" sevgisine ve "insanın iyiliğine" inanmış "insan" psikolojisi..

32/Secde/13: Biz dilesek herkese hidayet verirdik, fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracagima dair Benden soz cikmistir.

Enam/125: Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini Islamiyet’e açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür karanlığında bırakır

Enam/149):"Ustün delil, Allah’ın delilidir. O dileseydi, hepinizi doğru yola eriştirirdi de!”

10/Yunus/99“Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.”

Maide suresi 33."Allah ve resulüyle savasanlarin ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalisanlarin cezasi, ya boyunleri vurularak öldürülmeleri, ya asilmalari, ya ellerinin ayaklarinin çapraz kesilmeleri ya da bulunduklari yerden sürülmeleridir. Bu, onlarin dünyada çekecekleri rezilliktir. Ahirette ise, onlara daha büyük azap hazirlanmistir."

(bkz: perhiz ve lahana turşusu)
içinde bulunduğu boşluğun tarif edilemez sıkıntısıyla yaratıcıyı inkar etme çabaları ve sonucunda ilerleyerek artan ölüm paranoyaları.
içinde bulunduğu manevi boşluk onu içten içe kemirirken ölümün ona "ben geliyorum" diyen fısıltılarıyla günden güne içinden çıkılmaz hale gelen korkular ve kendini avutmak için dünyaya sıkı sıkıya bağlanma.
doğan her insanın kalbi pırıl pırıldır, temizdir. kişi kendi araştırmaları ve ona öğretilenler ışığında kalbini aydınlatır. önemli olan kalbini nasıl aydınlattığıdır. ve psikolojisi de buna göre şekillenir.

öncelikle kişiye öğretilen öğretiler din temalı ise ve kişi de bu yolda ilerlemeyi kendisine işar edinmişse feraha erer ve o kişi bir müslümanın psikolojisi başlığında incelenir.

pırlanta gibi olan kalbin körelmesi ise tamamen kişiye özgü bir davranıştır. o verilen özenle seçilmiş, kesilmiş, biçilmiş ayetlerin de belirttiği gibi onların kalbi körelmiştir lakin bunu kişi kendi istediği içindir. neden benim kalbim kör değil de senin kalbin kör sorusuna cevap beklerken ben, konumuza dönüyorum.

kişi kalbî aydınlığı aramış da afaki yollara sapmış ve içindeki allah inancının yitmesine ses çıkarmamışsa, cenabı allahın o kişi için yapacağı birşey olmaz. * eğer ki her duruma müdahale edecek olsaydı, dünyayı yaratmaz, bizi de imtihana sokmazdı bu dünyada. biz de cennette yaşardık hep beraber.

allah, insanlara kendi yollarını çizme iradesini bahşetmiş ve herkes kendi yolunda ilerlemiştir. şeytandır insanları saptırmaya çalışan. bu savaşın * * galibinin kendisi olacağını buyurmuşken mevlam, kişi mağlup * tarafta yer almak istiyorsa ve "neden hâlâ benim kalbim kör ve neden hâlâ allah bu kör kalbi aydınlatmıyor" sorusunu soruyorsa benim de ona cevabım "onu baştan düşünecektin" olur ancak.

konuyu bağlmaka gerekirse; ateistlerin bir kısmı (#283472)deki gibi bir psikoloji içindedir ve bu soruyu kendilerine soruyorlardır. bir kısmı da dunyayi sel almis ordegin umrunda degil * * psikolojisi içindedirler.
bir ateistin psikolojisi kesinlikle başka dinleri aşagılamak ya da cürütmeye çalışmak olmamalıdır.eğer bunu yapıyorsa hala kafasında kuşkusu olan,acaba tanrı var mı diye sorgulamaktır.gerçek bir ateist başkalarının inançlarına karışmaz,onların inançlarını çürütmeye calısmaz,islamcı kesimlerin ateistleri kafir olarak görmesi,aşağılaması gibi(onların kitaplarında yazan bu)durumuna düşmektir.onlar bizi aşagılıyor,ben de onları aşağılıyım mantığı ancak islamcıların işidir(kısasa kısas).ateistler tam tersine koy g.tune ne düşündükleri umrumda değil,onlar bir hiç,ben de bir hiçim olmalıdır.
islami çürütmeye calışan ateist yazarları esefle kınıyorum.çürütme işi yalnızca islam da vardır.
(bkz: bunu yapan gerçek ateist olamaz)
(bkz: inancından kuşkulanan ateist)

Not:bir ateist olarak aslında islam ya da muhammed hakkında hiçbir şey yazmayacaktım.ancak ateist yazarların saçma sapan entryleri ve açtığı başlıklar yüzünden bu yazıyı yazdım.ve bu islam hakkında yazdığım tek entry olacak.

(bkz: gerçeklik)
(bkz: gerçek anarşist)
(bkz: gercekten bir hiçlik)
sabah kalkar, tv deki ögüt veren çember sakallılara bakıp sabah sabah stand-up izler ve güne zinde başlar. daha sonra kahvaltısını yapmadan önce ekmek ve gazetesini almak için bakkala gider ve bakkal a girdiginde bi türbanlının yüzüne bakmadan sadece parayı alıp üstünü verdigine güler geçer,daha sonra okula gitmek için otobüse biner ve orada yine ninjalarla karşı karşıya gelir ve onlardan birinin yanına oturmaması için dua eder. çünkü daha sonra başına gelecekleri çok iyi bilir. ve içinde bu allah ın sıcağında kıçımızdan terler akarken bunlar nasıl oluyorda böle siyah siyah dolaşabiliyorlar diye düşünür,daha sonra o olayı kazasız atlatıp okula gelir ve okulun kapısından içeri girerken dışarıda zorla türbanlarını açan kızlar için '' aslında ne kadar güzel bi kızmış yaa'' der ve daha sonra onu okula girerken peruk takarken görür ve insan aklının kendini ne gibi şekillere soktugu konusunda düşüncelere dalar. ve akşam eve gelir,arkadaşları çagırır ve büyük bir sevinç ile gitarını alıp giderler. sahilde oturur bira,şarap alır ve şarkı türkü eşliginde eglenirler ve din hakkında, ülke hakkında,müzik,insalar... hakkında tartışırlar ve çevredeki ''ninjaların''o şekilde top oynamasına bir gülümseme çeker. daha sonra eve gelir ve '' bu kadar insan körü körüne bu dünyanın güzelliklerinden kendine mahrum bırakıyor. eğer ben bana sunulan bu güzellikleri yaşadığım ve özgürce düşündügüm için ve sadece gerçek olana inandıgım için garip isem bıraıkın ben garip sizse normal olun'' der ve psikolojisi bu şekilde gelişir...
"hikmeti kelimelerin kalbine koyan yüce rabbim;

bir sözlükte yaşıyorum. entry denen şeyler yazarak feyzimi başkalarıyla paylaşıyorum. sana şükürler olsun ki bunu yapabiliyorum.

inancımdan kaynaklanmasa da benim italyan geçtiğim bir husus var; empati fukarasıyım. fazlasıyla nobran ve özensiz bir kavrayışla malulum. bir insan için bir başkası onu anladığından fazlasıdır, bunu unutuyorum. kafamın basmadığı konularda gayetle kendinden emin bir edayla ahkam kesmem dinimden değil, dini inancımı sahici ve samimi bir şekilde yaşayamamamdan kaynaklanıyor olsa gerek. farkında değilim..

yeri geldiğinde bilimin alanına tecavüz ediyorum, harun yahya denen ulvi birinin bu konudaki çabaları takdire şayan gerçekten de. tabi ki bilimsel bilgiyle dini bilgi arasındaki farkı ayırdedemiyorum. ama ne önemi var ki zaten! laboratuarda çalışan bir biyolog değilim, buncacık biyoloji bilgisi hayatımı sürdürmeme de engel değil. lafı uzattım, nerde kalmıştım..

ha, evet, bu ateistler... bir ateistin psikolojisi. şimdi senin eşsiz varlığını kabul etmeyen bu insanlar nasıl yaşayabiliyor? bu dünyaya nasıl katlanabiliyor? anlamıyorum, anlamam da şart değil ama benim anlamak istemediğim sanırım bu. sana inanmasa da birinin benden daha erdemli, vicdanlı (yani süper egosu taşkın, bu lafı da biliyorum, sen büyüksün allah'ım) gelişkin olabileceği aklımın ucundan geçmez. hem ne gereği var ki. ben sana inanıyorum, çoğunlukta ve meşru olduğumuz için bunu sana inanmayanlara karşı bir erk kavgasına dönüştürüyorum, inananlar üzerinde de etkili-yetkili olabiliyorum böylelikle. allah'ım zavallıyım, oysa sen büyüksün. yardım et. bir şeyler yazmadan önce yeterince düşünmem, öğrenmem ve anlamam için; başkalarına küfür etmeden sana olan sevgimi beyan edebilmem için bana güç ver..." gibi bir bilinç akışıyla önce kendini anlamaya başlaması gerekenlerin çoğunlukla anlamadığı psikoloji.
inançsızlığın verdiği o garip duyguyla olsa gerek hergün başka bir inanca saldırarak ezikçe kendini tatmin etmek.
zor olan bir seçim yapan insandır ateist. Ateist olmak kendiyle var olup ölümü de yaşamı da kendince anlamaya çalışmayı içerir. Bu tüm insanlığın hazmedemediği bir seçimdir. büyük ihtimalle bu yüzden insanlar dinlerine dört elle sarılırlar ve inançlar yaratırlar. Objektif olarak düşünüldüğünde din kitaplarında yazan türden bir tanrı, allah, eğer gerçekten sanıldığı şekilde var olsaydı, çok net bir şekilde, "bakın ben sizi yarattım, şunu şunu yapın, şunları da yapmayın derdi" şimdi kaos yaratan kutsal kitaplardaki "tamamen o döneme yönelik" iyi niyetli ve yapıcı olsa da "geçici" olan emirlerle insanlarla köşeden kıyıdan iletişim kurmazdı. Bunca büyük evreni doğayı yaratan tanrı eğer kendince kararları ve prensipleri olan bir tanrı olsaydı insanları kutsal kitaplardaki gülünesi(çağımızda) cümlelerle yola sokmaya asıl kendi gülerdi. Dini inancın bu derece ısrarla korunabilmesinin tek nedeni buna ölürcesine ihtiyacımızın olmasıdır. Çünkü kimse "madem geldim niye gidiyorum, çürüyecek olamam, lütfen bu işin altında daha büyük, beni daha özellikli yapacak bir şey olsun" sorularının cevapsız kalmasına tahammül edemez. Hayat bir mucizedir. Tüm bu kelimeler gibi insan beyninin yorumuna göre "mucize"dir. Son derece kısa yoldan "bu bir mucize demek ki yaratılmış, hah işte yüce tanrım aman tapalım" türünden kolaya yaslanmaktan daha büyük marifettir ateistlik. Ateistlerin bu derece hor görülmesi de dini inaç sahibi olanların korkularına ve kuşkularına dokunmakta olmalarıdır. Gerçekten allahın varlığını hisseden ve ondan emin olan bir inançlı kimse, hayal bile görüyor olsa buna sonuna kadar inandığı için atesit için en fazla üzülür. Kimse zaten cehennemde yanmaya aday birine "bir de ben yakıyım" demez. "Cehennemde yanacak deniyo ama dur bakalım belki allah sözünden döner ben bi yakıveriyim şunu da görsün" diyen insanoğlu, aslında inanıyorum derken derinde "inanmalıyım" demektedir.*
kendi gücüne inanan insanın psikolojisidir.
herhangi bir üstün gücün kontrolünde değildir: kendi kendini kurtaran, ahlaklı bir dünya kurmak için tanrı korkusuna gerek duymayan insanın psikolojisidir.
Kendi göt korkusundan iyilik yapmaya calisan,"birak allah bakmiyor" desen bütün sülaleni kesicek adamınkinden daha iyi psikolojidir.
öncelikle ateistlik yalnızca tanrıya inanmamak olabilir veya görmediği hiçbir şeye inanmamaya kadar ilerleyebilir. bu inanmamayı tercih eden kişinin ruhsal durumuna, düşünce tarzına ateistin psikolojisi denir.

bir başlık vardı "ülkücülerin gay olması" gibi bişeydi sanırım. orda başlığın öne sürdüğü hipotez, "ulan altına mı yattın?" denilerek yadsınmıştı. peki ya şimdi? bir ilahi dine mensup kişiler nereden bildikleri meçhul bir şekilde ateistin psikolojisi! hakkında atıp tutuyor. atıp tutsa iyi, aşağılamaktan da çekinmiyor. * * *
tek çeşit ve bir kalıp bir psikoloji olmadığı ve olamayacağı tamamen kişiye göre değişken bir psikolojidir. bir kalıba sokmaya çalışmak kadar saçma bir psikoloji de yoktur.
ilk başta tespit yapacağın ateist şeklini tanımlayıp ona göre bir psikoloji uyduracaksan ona lafım yok fakat genelleme yapıldığında komik duruyor.

(bkz: ateizmi din sanmak)
Genel olarak ateistlerin psikolojisi denebilecek bir psikoloji yoktur. Her birinin ayrı ayrı psikolojileri vardır ama ateistlerin boşlukta olduğunu sanan teistlerin psikolojisini incelemek gerekir. Bu kişilerin bilinçlerinin dar duvarlar arasında hapsolduğunu bilmek üzüntü verici.
-ulan istemeye istemeye inanç farklılığı olan insanlara ön yargı ile bakıyorum! normal insan işte böyle bir şeyi hak etmiyor, çok yersiz.. dinin günlük hayatıma ne etkisi var ki? hepimiz aynı hayatı yaşıyoruz bir şey değişmiyor. din insanları farklılaştırmak, gruplaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. özgürlük, barış, kardeşlik daha önemli. inanmıyorum!

benimki böyle olmuştu. çok basit ve iç rahatlatıcıydı. entellektüel bir haz vardı bunda; yıllarca bana aşılanan tabuları silkeleyip atmıştım.

inanmaya ihtiyacım olduğunu anladım. bu bir zaaf mı bilmiyorum. ama allah, ya da secret'taki gibi evrenin kendisi ya da siz ne diyorsanız o herkesten daha sadık ve inanmaya değer.

var oluşun sırrını düşünmek veya düşünmemek size kalmış.*
şudur:

"ulan bugün sözlükte dine bi iki laf çakiym de insanlar buna inanmaktan vazgeçsin. yoksa insan evlatları ve piçler ilelebet eşitlenmiş olmayacak."
insanlara gösteriş amaçlı hareket eden psikolojidir.
güncel Önemli Başlıklar