bugün

2010 yılı itibariyle okullara ve bilumum devlet dairelerine asılması gerekendir. *

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, insan olmaktır.

insan olmanın yegâne temeli insana sevgidir. Hayatın boyunca, insanlara güzelliği, aklı ve adaleti öğretmeyi görev bileceksin. Bilgin varsa, bedel beklemeden paylaşacaksın. Buna imkân ve şeraitin müsait değilse, yanındaki üç veya beş kişiye katıksız sevgini vermeyi deneyeceksin; onların hayat yükünü bir nebze hafifletmeye çaba göstereceksin. Bunu yaparken Türk mü, yoksa Hindu mu, Yamyam mı diye sormayacaksın. Çünkü insan, galiplerin hasbelkader çizdiği sınırlara sığmayacak kadar kıymetli bir hazinedir.

Dahili ve harici bedhahlarla etrafın çevrili olabilir. Sen şerri bahane etmeyecek, hayırhahlığını ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceksin. Zira kötülük, esarettir. Manevi istiklalini ve manevi hürriyetini ancak insan olmakla kazanabilirsin.

Düşman bütün tersanelerine girmişse, vazifeye atılmadan önce düşüneceksin. Önce, düşman mı diye soracaksın. (Çünkü bugün düşman olan yarın dost olabilir.) Sonra onu kendine düşman etmek için ne hata yaptığını düşüneceksin. (Çünkü düşmanlık, herkes için ağır bir yüktür.) Gönlünü kazanmayı deneyeceksin. Tersaneyi beraber işletmeyi teklif edeceksin. (Öylesi her ikiniz için daha kazançlı olabilir.) Sonuç alamasan, bir tersane uğruna düşman olmaya değer mi diye bir kere daha kendine soracaksın. Bunları yapabilirsen, inan, dünyanın tüm tersaneleri senin olur. Tüm ordular sana boyun eğer. Tüm kalelerini terkedecek gücü ve güveni kendinde bulursun.

Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar sana “düşünmeyeceksin!” diyebilirler. Kendi çorak ve bencil emellerine seni muhafız ve müdafi yapmak isteyebilirler. Kuşaklardan beri süren iktidarlarını bir gün daha korumak için senin damarlarındaki kanı talep edebilirler. Memleketin bütün tepeleri kan ve intikam bayraklarıyla donatılmış, bütün mektepleri zaptedilmiş, bütün mahkemeleri elde edilmiş, bütün gazete köşeleri bilfiil müstevlilere terkedilmiş olabilir. Millet, cehalet ve propaganda içinde serseme dönmüş olabilir.

Ey insan evladı! işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, insan olduğunu unutmamaktır. Muhtaç olduğun kudret tanrı vergisi olan vicdanında ve her gün çalışarak geliştireceğin aklında mevcuttur.
karısının kafasından aşağı bok atan bir adamın geleceğin gençlerine yani gelecekte karısının kafasından aşağı bok atacak gençlere hitabesidir. yani çok da fifi. gidelim tenten.
orjinali gazi mustafa kemal atatürk e ait olan hitabedir. okumayanlar için ve anlama kıtlığı çekenler için,

Ey Türk Gençliği !

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün istiklal ve cumhuriyetini müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezhür edebilir. istiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle techit edebilirler. Millet, fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin Evladı !

işte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurmaktır ! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur...
liberal faşizmin karşısında susun, susun ki para konuşsun diye başlayan statüko marşıdır.
karısına kavanoz içine sıçtığı boku atıp insaniyet dersi vermeye çalışan "akp li" şahs-ı muhterem.

ben türk'üm diyerek insan olunmazmış; öyle özetlenebilir yazdığı. sen de "ermeni" olduğunu gözümüze sokma, bir türk ismi alıp aramıza karış muhterem? olmaz değil mi, olmaz. sen kendi milletinin milliyetçiliğini yapacaksın ama türk evladı yapmayacak. türk üzerinde son zamanlarda herkes aynı oyunu oynuyor. doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi.. türk'ün ve türklüğün ne kadar çok düşmanı varmış gördük böylelikle.

düşmanlığını al ve git hafız. atama ve laflarına dokunma. kimi, neyi ne maksatla eleştiriyorsun veya daha doğrusu ; "sen kimsin"? sen türklüğe saldırıyorsun diye seni baştacı edenler kim?

türklüğe saldıran bir güruh oluştu, oluşturuldu ülkemde. tepeden tırnağa, zıvanadan çıkmış vaziyette. amerikan destekli hükümet, hükümet destekli bir güruh. gaflet, delalet ve hatta hiyanet içerisinde; leş gibi kokan, mide bulandıran, ağzından salyalar akan bir güruh.

gün; kimin ne olduğunu görme günüdür. iyi seyreyleyin! sonra; "türk'ün türkten başka dostu yoktur" dediğimiz de gevelemeyin.

kanaat: akp bu milletin ortasından geçen çizgi oldu. ampülün yandığı tarafta türk düşmanları; güneşin olduğu tarafta türkler. güneş yükselip ağzınızı yüzünüzü yaktığında "güneşi gördüm" dersiniz, sam amcanın kucağı da pek işe yaramaz o vakit.
ilk cümlesi ile bu nasihati ve hitabeyi yazacak kişinin kendisi olamayacağını kanıtlayan adam.

"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, insan olmaktır.

insan olmanın yegâne temeli insana sevgidir"

insan olmak,sevgi... ve bunu bugüne kadar yaptıkları heryere afişe olmuş insansöylüyor.

la bsgçk!
made in makat bandrollü hitabedir. alt mesaj "atatürk'ün gençliğe hitabesi insanlıktan çıkarıyor" şeklindedir. yerler mi? yemezler...

(bkz: getaaa)
(bkz: s nişanyan ı çürütmekte bok kavanozu eşiği)
(bkz: sen daha komiksin nuri)
gece gece güldüren "sözde" hitabedir. insanlık öğretmeye kalkan daha komik...
(bkz: yazar burada ermeni gençlerine sesleniyor)
sat ülkeni ey türk gençliği minvalde bir yazıdır.
taraf ın nasıl da satılmış oluduğunun göstergesi bi o kadar da komik bir yazıdır.
(bkz: şuan gülüyorum)
doğru adamdır. doğru yazmıştır. cesurca kaleme alınmış bu yazıya uyuz olduysanız ve bu uyuz olma fiilinizin ne tür bir rahatsızlığın eseri olduğunu tespit etmek istiyorsanız kan tahlili yapmanıza gerek yok; zira muhtaç olduğunuz faşizm damarlarınızı zorlayan kanda mevcuttur.
(bkz: hadi git lan)
Bak hele bak... "Onu kendine düşman etmek için ne hata yaptığını düşüneceksin" illa ki biz bir hata yapıyoruz yani.
Çözüm de ne güzel. "Gel tersaneyi birlikte işletelim." Hükümete daha önce göndermiş olsa gerek ki bütün limanlarımız yabancıların elinde şimdiden. Yarına da allah kerim.
Biz de istemeyiz ne savaşı ne de savaşmayı. benim liderim demiş "Yurtta barış cihanda barış" diye. Ama bugün başım ağrımasın diye tersaneni kaptırırsın yarın tabağındaki yemeğe göz dikerler, öteki gün de donunu alırlar altından. Belki bin yıl sonra bu ideallerle yeni bir dünya yeşerir. Ama gerizekalı da değiliz. Dünyada olup bitenleri gözlemledikten sonra kimseye "gel beni becer" diyecek halimiz yok.
Gerçekten sevan nişanyan mı yazmış bunu hem. Bu kadar alçalacağını ben de tahmin etmiyordum.
sonra da diyorlar ülke neden ilerlemiyor. senin rahatına, mutluluğuna, gelişmene yani sana gözünü dikmiş bu kadar aç köpek sürüleri varken, onlarla mücadele etme derdindeyiz çünkü. bir köpek ne kadar havlarsa havlasın aslanın ona aldırış etmemesi gerekir. bu tip insanları kendi kıskançlık nefret ve açgözlülükleriyle boktan mutsuz hayatlarında bırakıp biz işimize bakalım. bir kenarda kıvrılıp geberene kadar havlasınlar.
üstat sevanın gerçekleri dobraca söylediği söylevdir.
Türk gençliğine uyuşukluğu, tavizi ve dalkavukluğu salık veren bir "hitabe"dir. Başbuğ Atatürk tarafından kaleme alınan orjinalinin kötü bir kopyasıdır. Liberalizmin memleketi sürükleyeceği o derin dipsiz çukurun tescilli belgesidir.

not: sevan nişanyan bu yazısına tepki gösteren bir kişiyi kendisine gönderdiği bir e-mail üzerinden mahkemeye verecek kadar eleştiriye kapalı bir kimsedir. Ne hikmettir ki kendisini Başbuğ ATatürk başta olmak üzere, herkesi bu tip avam diliyle yazılmış yazılarla eleştirebileceğini düşünmektedir.