bugün
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (402)
oy vermeyi düşündüğüm parti olan mhp nin, bugünlerdeki anket sonuçlarına bakılırsa oylarının bir hayli düşeceği seçim olması ihtimaldir. anlaşılan ülkemizde şova dayalı siyaset harici pek prim yapmıyor.
anlamadığım nokta ise şu;
kimse demezken bahçeli çıkıp fetö tehdittir kontrol altına alınmalı dediğinde ortalık ayağa kalktı bahçeli kafayı yemiş dediler,
ergenekon balyoz muhabbetlerinde bunlar kumpastır dedi, mhp chpyle bir olmuş darbeyi savunuyor dediler,
çözüm süreci çözülme sürecidir dedi, bunlar zaten faşist dediler kimse dinlemedi doğuda şehir savaşları yaşandı az daha ülke bölünüyordu,
15 temmuz oldu ülkücüler sokağa ilk çıkanlardan oldu,
mhp her defasında ülkenin yararına ve çıkarına göre hareket ederken insanların bunu görememesinin nedeni acaba şovunu iyi yapamıyor olması mıdır. muhtemelen öyle.
hele partiyi akpye yamadı tarzı eleştiriler tam anlamıyla dangalaklık. arkadaş bu adam tayyip'e bugüne kadar ne için laf söylediyse bugün haklı çıktı ve akp hepsinden dönüş yaptı. 15 temmuz sonrası tayyip de anladı ki etrafındakiler külliyen yalaka çıkarcı takımı. bu memlekette karşılıksız vatanı için mücadele edecek tek grup milliyetçiler. başkanlık sisteminin kısa süre içinde hazırlanıp getirilmesinin nedeni de budur kanaatimce. tayyip erdoğan kendi partisine bile güvenmiyor. kim kime yamandı önümüzdeki günlerde göreceğiz.
devleti bugün ayakta tutan kuruluşların içinde ne kadar gerçek milliyetçi varsa allah sizi başımızdan eksik etmesin. ne olursa olsun kim ne derse desin sandıktan 1 oy bile çıkacaksa o oy benim olsun. iktidar olsun diye değil vatanı milleti karşılıksız savunanlar mecliste güçlü olsunlar diye oyum mhp ye.
anlamadığım nokta ise şu;
kimse demezken bahçeli çıkıp fetö tehdittir kontrol altına alınmalı dediğinde ortalık ayağa kalktı bahçeli kafayı yemiş dediler,
ergenekon balyoz muhabbetlerinde bunlar kumpastır dedi, mhp chpyle bir olmuş darbeyi savunuyor dediler,
çözüm süreci çözülme sürecidir dedi, bunlar zaten faşist dediler kimse dinlemedi doğuda şehir savaşları yaşandı az daha ülke bölünüyordu,
15 temmuz oldu ülkücüler sokağa ilk çıkanlardan oldu,
mhp her defasında ülkenin yararına ve çıkarına göre hareket ederken insanların bunu görememesinin nedeni acaba şovunu iyi yapamıyor olması mıdır. muhtemelen öyle.
hele partiyi akpye yamadı tarzı eleştiriler tam anlamıyla dangalaklık. arkadaş bu adam tayyip'e bugüne kadar ne için laf söylediyse bugün haklı çıktı ve akp hepsinden dönüş yaptı. 15 temmuz sonrası tayyip de anladı ki etrafındakiler külliyen yalaka çıkarcı takımı. bu memlekette karşılıksız vatanı için mücadele edecek tek grup milliyetçiler. başkanlık sisteminin kısa süre içinde hazırlanıp getirilmesinin nedeni de budur kanaatimce. tayyip erdoğan kendi partisine bile güvenmiyor. kim kime yamandı önümüzdeki günlerde göreceğiz.
devleti bugün ayakta tutan kuruluşların içinde ne kadar gerçek milliyetçi varsa allah sizi başımızdan eksik etmesin. ne olursa olsun kim ne derse desin sandıktan 1 oy bile çıkacaksa o oy benim olsun. iktidar olsun diye değil vatanı milleti karşılıksız savunanlar mecliste güçlü olsunlar diye oyum mhp ye.
diğer siyasi partilerin aksine mevki yada para derdinde olmayan insanların oluşturduğu partidir. 50 yıldır bir kez bile iktidar olmasada, birilerine yaranmak, çıkar sağlamak için değil, karın tokluğuna, yeri geldiğinde canlarını vererek, ülküleri uğruna mücadele ederler. ergenekon kumpasında askerini savunur kollar, 15 temmuzda sokağa çıkar darbecilerle çatışır. çünkü bu ülkenin sigortasıdır mhp. mecliste bulunmak zorundadır. kimse mhpyi siyasi şaklabanlarla karıştırmasın. mhp bir fikir partisidir ve fikirler ölümsüzdür.
sevindirici bir sonuçla bitmiş referandumdur. ilginçtir ki bu kadar cahil chpli ve bağnaz akpli varken bile sonuç ülke için en yararlısı çıkabiliyor. başkanlık geldi hoş geldi, ancak o koltuğa kim oturacak orası muamma zira tayyip olmayacağı kesin. akp için ise (bkz: winter is coming)
esasen türk usulü başkanlık/cumhurbaşkanlığı sisteminin oylanacağı referandumdur. cb da onayladığına göre rahatlıkla yorum yapabiliriz maddeler kesinleşti.
ülkenin ve dünyanın konjonktürü düşünüldüğünde geçmemiz gereken bir sistemdir. referandumda sunulacak, bu sistem için gerekli anayasa değişiklikleri okunup düşünüldüğünde, genel olarak akla yatan ve olması gereken değişiklikler içermektedir.
Ancak, bir madde var ki okuyup düşünüp onaylamak mümkün değil. o da hsyk nın üye seçimi. ayrıca bu maddenin değiştirilmesinin başkanlık sistemiyle bir alakasını kurmak da güç, araya sıkıştırılmış gibi.
öncelikle hsyk ne iş yapar; adli, idari hakim ve savcıları mesleğe kabul eder, atar, nakleder, geçici yetki verir, yükseltir, düşürür, kadroya alır, ceza verir vb. yani adalet sisteminin göbeğindeki bir kurum.
mevcut sistemde üyeler nasıl seçiliyor:
1 adalet bakanı kendisi
1 adalet bakanı müsteşarı kendisi
4 cb seçiyor
3 yargıtay
2 danıştay
1 adalet akademisi
10 hakim ve savcılar kendileri
yeni sistem:
1 aynı
1 aynı
4 aynı
3 aynı
1 danıştay
3 TBMM
açıklama da şöyle "halkın seçtiği meclis seçiyor yani halk seçiyor". yahu arkadaş ne halkmışız be. ulan okey taşını çaldığı için arkadaşını öldürmeyi adil gören insan, hsyk üyesini nasıl seçsin niye seçsin. hadi o işin hikayesi, oturup iki muhabbet edemeyeceğin adamlarla dolu bu meclis nasıl seçsin.
asıl sıkıntı ise şu; bu üyelerden 4 ü doğrudan, en az 3 ü de dolaylı olarak cb tarafından seçiliyor. bu seçimler tamamen objektif olabilir mi? 15 yılın gösterdiği şu ki kesinlikle olamaz. yani çoğu kurum gibi işini bilmeyen sadece söz dinleyip sesini çıkarmadığı için o koltukta oturtulan insanların olduğu bir kuruma dönüşebilir. dönüşürse de ne olur, zaten can çekişen yargı sistemi biter adalet yok olur. Adaletin olmadığı yerde de yaşanır mı herkesin iyice düşünmesi gerekir.
ülkenin ve dünyanın konjonktürü düşünüldüğünde geçmemiz gereken bir sistemdir. referandumda sunulacak, bu sistem için gerekli anayasa değişiklikleri okunup düşünüldüğünde, genel olarak akla yatan ve olması gereken değişiklikler içermektedir.
Ancak, bir madde var ki okuyup düşünüp onaylamak mümkün değil. o da hsyk nın üye seçimi. ayrıca bu maddenin değiştirilmesinin başkanlık sistemiyle bir alakasını kurmak da güç, araya sıkıştırılmış gibi.
öncelikle hsyk ne iş yapar; adli, idari hakim ve savcıları mesleğe kabul eder, atar, nakleder, geçici yetki verir, yükseltir, düşürür, kadroya alır, ceza verir vb. yani adalet sisteminin göbeğindeki bir kurum.
mevcut sistemde üyeler nasıl seçiliyor:
1 adalet bakanı kendisi
1 adalet bakanı müsteşarı kendisi
4 cb seçiyor
3 yargıtay
2 danıştay
1 adalet akademisi
10 hakim ve savcılar kendileri
yeni sistem:
1 aynı
1 aynı
4 aynı
3 aynı
1 danıştay
3 TBMM
açıklama da şöyle "halkın seçtiği meclis seçiyor yani halk seçiyor". yahu arkadaş ne halkmışız be. ulan okey taşını çaldığı için arkadaşını öldürmeyi adil gören insan, hsyk üyesini nasıl seçsin niye seçsin. hadi o işin hikayesi, oturup iki muhabbet edemeyeceğin adamlarla dolu bu meclis nasıl seçsin.
asıl sıkıntı ise şu; bu üyelerden 4 ü doğrudan, en az 3 ü de dolaylı olarak cb tarafından seçiliyor. bu seçimler tamamen objektif olabilir mi? 15 yılın gösterdiği şu ki kesinlikle olamaz. yani çoğu kurum gibi işini bilmeyen sadece söz dinleyip sesini çıkarmadığı için o koltukta oturtulan insanların olduğu bir kuruma dönüşebilir. dönüşürse de ne olur, zaten can çekişen yargı sistemi biter adalet yok olur. Adaletin olmadığı yerde de yaşanır mı herkesin iyice düşünmesi gerekir.
özellikle bursa da yaşayanların kesinlikle seçmemesini tavsiye ettiğim markadır. çünkü bursa da iki tane teknik servisi vardır ve ikisi de birbirinden rezalettir. cihazlarınızda sorun çıktığında tüketici haklarında sürünmeniz kaçınılmazdır.
bu bir siyasi olay değil ki siyasi muhalefet yapılsın. o insanlar sokaklara inmese muhtemelen darbe gerçekleşecekti.
darbeye karşı olduğunu iddia edip, darbeyi engelleyenleri yerden yere vurmak nasıl bir paradokstur
darbeye karşı olduğunu iddia edip, darbeyi engelleyenleri yerden yere vurmak nasıl bir paradokstur
darbecilerin sokağa inmesi yerine insanların sokağa inmesini eleştirme eylemidir.
bunu yapan güruh aynı zamanda darbeyi tiyatro olarak da nitelemektedir.
yine aynı güruh şüphesiz darbeyi gönülden desteklemektedir ve darbe gerçekleşseydi tayyip akp vs yi yerden yere vuracak, bayram yapacaktı.
yani bu ülkenin başına gelecek felaketlerden, gerilemesinden, mısır tayland vb ülkeler sınıfına girmesinden hiç rahatsız olmayacaklardı.
bu da demek oluyor ki bu gerici bağnaz grup ya aymazlık içindedir yada bu ülkeye düşmanlık beslemektedirler.
gerçek vatansever arkadaşlar da bu moronları okuyup sinirleniyorlar biliyorum. ama bu çeşit doğruyu lanetleyen, reddeden insanlar hep olmuştur. tarihte de peygamberlerin, devrimcilerin, atatürkün karşısında olan insanlar hep olmuştur. Ama doğru er geç kazanır.
bunu yapan güruh aynı zamanda darbeyi tiyatro olarak da nitelemektedir.
yine aynı güruh şüphesiz darbeyi gönülden desteklemektedir ve darbe gerçekleşseydi tayyip akp vs yi yerden yere vuracak, bayram yapacaktı.
yani bu ülkenin başına gelecek felaketlerden, gerilemesinden, mısır tayland vb ülkeler sınıfına girmesinden hiç rahatsız olmayacaklardı.
bu da demek oluyor ki bu gerici bağnaz grup ya aymazlık içindedir yada bu ülkeye düşmanlık beslemektedirler.
gerçek vatansever arkadaşlar da bu moronları okuyup sinirleniyorlar biliyorum. ama bu çeşit doğruyu lanetleyen, reddeden insanlar hep olmuştur. tarihte de peygamberlerin, devrimcilerin, atatürkün karşısında olan insanlar hep olmuştur. Ama doğru er geç kazanır.
Ordunun meydana inmesini değil de halkın onlara karşı meydana inmesini eleştirmek nasıl bir anlayıştır arkadaş.
Sokağa çıkmayan çıkmasın. biz sizin özgürlüğünüz için de çıkarız. hatta doğmuş yada doğacak çocuklarınızın geleceği için de ki onlar bundan 20 yıl sonra "insanlar hakları hürriyetleri vatanları için sokaklardayken sen neredeydin" diye sorduğunda, "ben de sözlükte şaklabanlık yapıyordum" dersin.
tbmm bombalandı, helikopterlerden uçaklardan şehirlere bomba yağdırıldı, asker kılığındaki teröristler 47 sivil vatandaşı katletti be hey aymaz be hey bağnaz be hey moron, seni inandırmak için daha ne yapacaklar
ne aymazlardan ne bağnazlardan, doğruya doğru yanlışa yanlış diyen, "sen de olmasan haber saati belgesel izleyeceğiz" dedirten güzel insan. aynen devam.
(bkz: #29299287)
(bkz: #29299287)
Ülkemizde yaşanan olaylar gösteriyor ki bir arpa boyu yol alamamışız. En baştaki temel yanlışımız zaten bunu kürt sorunu zannetmemizdi. Kürtleri temsil ettiğini söyleyen bir iki soytarı çıkıp şunu istiyoruz bunu istiyoruz dedi biz de verdik verdik verdik sonucunda buraya kadar geldik. Verilen hak ve özgürlüklerden bahsetmiyorum çünkü her insanı eşit ve özgür yaşatmak bin yıldır bu ülkenin geleneğidir ve gurur vericidir. Sorun kürt sorunu değil çok daha büyük.
Dünyayı yönetenler malumunuz politikacılar değil şirketlerdir. Bu şirketlerin de en büyük, en güçlü ve en aç gözlü olanları da batılı petrol şirketleridir. Petrolü kontrol etmenin öneminden dolayı da, dünyanın en önemli maddelerindendir diyebiliriz petrol için. Dünyadaki petrol rezervinin de %70 i, bir asır önce büyük kısmı Osmanlı toprakları olan ortadoğu bölgesinde bulunur ki bu petrolün çıkarma maliyeti Kanada, Brent vb. gibi offshore sahaların maliyetlerinin yarısından bile azdır, bu değerlerini daha da artırır.
Buradaki petrolü kontrol edebilmek için öncelikle o ülkeleri kontrol etmek gerekir. Müslüman olan bu ülkeleri önce dışlamak, yalnızlaştırmak ve istikrarsızlaştırmak için kullanılan en etkili ve halktan da destek görmüş yöntem islami terördür. (o kadar ki bir yılda türemiş, istenilse 1 ayda yok edilebilecek işid için dünyanın en güçlü ordusu abd nin savunma bakanlığı ''işid ile mücadele 30 yıl sürebilir'' demiştir) Haritayı önünüze koyun, Suriye-Irak çırpınıp duruyor. Arap baharıyla değişen koltuklara batılı işbirlikçiler getiriliyor, körfez arapları zaten batının kucağında. Geriye, güçlü, kendilerine rakip, bölgede egemen olabilecek, binlerce yıllık devlet geleneklerine sahip, söz geçiremedikleri iki ülke var Türkiye ve iran. Öncelikle bu ülkelerin egemenlik alanlarını daraltmak ve önlerinin kesilmesi gerekiyor. iran'nın nüfuz alanlarını karıştırarak, ambargo uygulayarak ve radikal islamcı yaftalamalarıyla, iran iyice yalnızlaştı ve dışlandı. Türkiye'de ise bitmek tükenmek bilmeyen terör ve dünya medyasında sürekli dışlama çabaları. Yani sıradaki iran biziz bu açık. Bugün ülkemizin bulunduğu durum gösteriyor ki ne yazık ki emperyal güçlerle yapılan mücadelede çok gerideyiz. Sorun şu PKK bitse bile yerine yenisi gelecek bu çok açık.
Bunu engellemenin tek yolu güçlü olmaktan geçiyor. Bizim gücümüz azalmasa da, yalnız kalmamız ve diğer ülkelerin birleşip büyümeleri, onların güçlerine güç katıyor. Mücadele ettiğimiz oluşumlar, güçlüler çünkü büyüdüler ve ortak akıl mekanizmaları kurdular. NAFTA, EU, SCO, SAARC, UNASUR, ASEAN, GCC, CEDEAO, ECCAS, SADC vb. geleceğin ülkeleri artık bunlar. Biz ise yalnızız. Bu şekilde mücadele edemez yok oluruz. Geçmişimiz, kültürümüz, geleneğimiz benzer ve uyumlu. Türkiye ile iran ortadoğunun Almanya ve Fransa'sı olabilir. Bu iki ülkenin kuracağı ortak akıl mekanizması ile bu coğrafyada yeni bir güç doğabilir. Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün bu birliğe üye olabilir. Ben ismine kadim medeniyetler birliği dedim siz ne derseniz diyin.
Dünyayı yönetenler malumunuz politikacılar değil şirketlerdir. Bu şirketlerin de en büyük, en güçlü ve en aç gözlü olanları da batılı petrol şirketleridir. Petrolü kontrol etmenin öneminden dolayı da, dünyanın en önemli maddelerindendir diyebiliriz petrol için. Dünyadaki petrol rezervinin de %70 i, bir asır önce büyük kısmı Osmanlı toprakları olan ortadoğu bölgesinde bulunur ki bu petrolün çıkarma maliyeti Kanada, Brent vb. gibi offshore sahaların maliyetlerinin yarısından bile azdır, bu değerlerini daha da artırır.
Buradaki petrolü kontrol edebilmek için öncelikle o ülkeleri kontrol etmek gerekir. Müslüman olan bu ülkeleri önce dışlamak, yalnızlaştırmak ve istikrarsızlaştırmak için kullanılan en etkili ve halktan da destek görmüş yöntem islami terördür. (o kadar ki bir yılda türemiş, istenilse 1 ayda yok edilebilecek işid için dünyanın en güçlü ordusu abd nin savunma bakanlığı ''işid ile mücadele 30 yıl sürebilir'' demiştir) Haritayı önünüze koyun, Suriye-Irak çırpınıp duruyor. Arap baharıyla değişen koltuklara batılı işbirlikçiler getiriliyor, körfez arapları zaten batının kucağında. Geriye, güçlü, kendilerine rakip, bölgede egemen olabilecek, binlerce yıllık devlet geleneklerine sahip, söz geçiremedikleri iki ülke var Türkiye ve iran. Öncelikle bu ülkelerin egemenlik alanlarını daraltmak ve önlerinin kesilmesi gerekiyor. iran'nın nüfuz alanlarını karıştırarak, ambargo uygulayarak ve radikal islamcı yaftalamalarıyla, iran iyice yalnızlaştı ve dışlandı. Türkiye'de ise bitmek tükenmek bilmeyen terör ve dünya medyasında sürekli dışlama çabaları. Yani sıradaki iran biziz bu açık. Bugün ülkemizin bulunduğu durum gösteriyor ki ne yazık ki emperyal güçlerle yapılan mücadelede çok gerideyiz. Sorun şu PKK bitse bile yerine yenisi gelecek bu çok açık.
Bunu engellemenin tek yolu güçlü olmaktan geçiyor. Bizim gücümüz azalmasa da, yalnız kalmamız ve diğer ülkelerin birleşip büyümeleri, onların güçlerine güç katıyor. Mücadele ettiğimiz oluşumlar, güçlüler çünkü büyüdüler ve ortak akıl mekanizmaları kurdular. NAFTA, EU, SCO, SAARC, UNASUR, ASEAN, GCC, CEDEAO, ECCAS, SADC vb. geleceğin ülkeleri artık bunlar. Biz ise yalnızız. Bu şekilde mücadele edemez yok oluruz. Geçmişimiz, kültürümüz, geleneğimiz benzer ve uyumlu. Türkiye ile iran ortadoğunun Almanya ve Fransa'sı olabilir. Bu iki ülkenin kuracağı ortak akıl mekanizması ile bu coğrafyada yeni bir güç doğabilir. Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün bu birliğe üye olabilir. Ben ismine kadim medeniyetler birliği dedim siz ne derseniz diyin.
günün birinde kalabalık bir geyik sürüsü varmış.
bunlar ormanda dolaşırken üç beş tane çakal etraflarında dolaşmaya başlamış.
sürü kalabalık olduğu için çakallar bir türlü saldıramıyor ama huzursuz ediyorlarmış.
sonra bir gün çakallardan biri sürünün yanına gitmiş ve demiş ki;
'yahu bizim sizinle bir alıp veremediğimiz yok, ama şu boz geyik var ya boz geyik, işte bizim derdimiz onunla, onu bize verin bir daha sizi rahatsız etmeyelim.'
geyikler düşünmüş taşınmış, böyle can korkusuyla yaşayacağımıza verelim gitsin demişler ve vermişler.
aradan zaman geçmiş çakallar tekrar görünmüş. bu sefer de demişler ki;
'yahu bizim niyetimiz kötü değil ama sizin şu alacalı geyik bizim arkadaşa kötü kötü bakmış, onu verin de bu dava burada kapansın'
geyikler madem öyle, bu olayı büyümeden kapatalım demişler ve vermişler.
aradan zaman geçince çakallar yine bir bahaneyle gelmişler ve bir diğerini istemişler.
sonra başka bahanelerle bir başkasını...
derken sürünün sayısı azalmış ve artık çakallar bahane bulmadan gelip geyiklerden birini alır olmuş.
kalan geyikler bakmışlar ki sürü yok oluyor.
oturup düşünmeye başlamışlar biz nerede yanlış yaptık diye.
içlerinden birisi iç çekerek demiş ki;
'o boz geyik var ya boz geyik... işte onu hiç vermeyecektik...'
bunlar ormanda dolaşırken üç beş tane çakal etraflarında dolaşmaya başlamış.
sürü kalabalık olduğu için çakallar bir türlü saldıramıyor ama huzursuz ediyorlarmış.
sonra bir gün çakallardan biri sürünün yanına gitmiş ve demiş ki;
'yahu bizim sizinle bir alıp veremediğimiz yok, ama şu boz geyik var ya boz geyik, işte bizim derdimiz onunla, onu bize verin bir daha sizi rahatsız etmeyelim.'
geyikler düşünmüş taşınmış, böyle can korkusuyla yaşayacağımıza verelim gitsin demişler ve vermişler.
aradan zaman geçmiş çakallar tekrar görünmüş. bu sefer de demişler ki;
'yahu bizim niyetimiz kötü değil ama sizin şu alacalı geyik bizim arkadaşa kötü kötü bakmış, onu verin de bu dava burada kapansın'
geyikler madem öyle, bu olayı büyümeden kapatalım demişler ve vermişler.
aradan zaman geçince çakallar yine bir bahaneyle gelmişler ve bir diğerini istemişler.
sonra başka bahanelerle bir başkasını...
derken sürünün sayısı azalmış ve artık çakallar bahane bulmadan gelip geyiklerden birini alır olmuş.
kalan geyikler bakmışlar ki sürü yok oluyor.
oturup düşünmeye başlamışlar biz nerede yanlış yaptık diye.
içlerinden birisi iç çekerek demiş ki;
'o boz geyik var ya boz geyik... işte onu hiç vermeyecektik...'
eğer ermeni soykırımını inkar etmenin bile suç olduğu bir ülkede, yaşayan 10 kişiden birinin müslüman olmasına rağmen hz muhammed in porno karikatürlerinin çizilmesi aşağılanması düşünce özgürlüğü sayılıyorsa, böyle şeyler olur, en ilkel tepki şeklidir saldırı ve nefret normaldir.
ki eğer suriye de ırak ta günde yüzlerce kişi ölüyor ve sen umursamıyor, hatta oradan hayatta kalmak için kaçıp senin ülkene sığınanları hor görüyor sevmiyorsan bugün charlie hebdo saldırısı için tek bir söz söylemeye hakkın yoktur, ikiyüzlülüktür.
fransa dünyanın en büyük 4. silah üreticisiyken, son 20 yılda ülkesinde terörden ölen insan sayısı 30. Sadece 2014 yılında ırak ta 17.000 kişi terör saldırısı sonucu öldü.
ama güçlü her zaman haklıdır. vive la france
ki eğer suriye de ırak ta günde yüzlerce kişi ölüyor ve sen umursamıyor, hatta oradan hayatta kalmak için kaçıp senin ülkene sığınanları hor görüyor sevmiyorsan bugün charlie hebdo saldırısı için tek bir söz söylemeye hakkın yoktur, ikiyüzlülüktür.
fransa dünyanın en büyük 4. silah üreticisiyken, son 20 yılda ülkesinde terörden ölen insan sayısı 30. Sadece 2014 yılında ırak ta 17.000 kişi terör saldırısı sonucu öldü.
ama güçlü her zaman haklıdır. vive la france
orjinal oyun aldığım halde her seferinde oyunu açmak için beni binlerce kez uğraştıran iğrenç program. bir daha steam kurduran oyun almamaya tövbe edersiniz. bu arada internetiniz yoksa oyun çalışmıyor.