(bkz: resimli tarih)
--alinti--

Osmanlı resim sanatını ilk yazan Thalasso,

Evliya Çelebi Seyahatnamesini el yazmalarını baz alarak külliyata dönüştüren Dankoff,

Orhun Abidelerini ilk okuyan Thomsen,

Orta Asya Türk tarihinin kapılarını aralayan, Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar'la tanış olmamızın kaynağı Gumilev,

Attila'yı nasıl tanıdık? Grigori Tomski veya Geza Gardony ile,

Fatih'in tipini nereden biliyoruz, Bellini tablosundan,

tarihimizi neye göre yazıyoruz Çin, Rus ve Bizans yıllıklarına...

Ne öngörülemez bir şeydi değil mi bugünümüz? Biz bugünlere nasıl geldik değil mi? Nesi var ki bugünün, dünün tekrarı işte!

--alinti--
beyin yıkamanın diğer adıdır. tabi ki resmi tarih denilen şeyin, beyin yıkama ve insanları yanlış yönlendirme özelliğinden hiç bahsedilmez.
yazımına cumhuriyetin ilk yıllarında başlanmış, milli şef döneminde iyice olgunlaştırılmış ve halka okutulmuş öğretilmiş tarihtir. tarihi gerçekler ve bu gerçeklerin yorumlanmasından ziyade propagandaya ve çarpıtmaya dayanır. kuruluş yıllarında cumhuriyete varoluş zemini hazırlanması ihtiyacı göz önüne alındığında anlaşılabilir bir yöntem iken ilerleyen yıllarda sovyetlerin de tesiriyle tarih yazımı toplum mühendisliğinin bir dalı olarak kendisini göstermiştir.

yakın tarihin önemli figürleri tarih dışı olarak yeniden yaratılmış, sevilip saygı duyulacaklarla nefret edilecekler arasında çocuksuluğa varan ayrımlar yapılmıştır. resmi ideoloji kısmen de olsa değişebilmesine ve özellikle uluslararası gelişmelere kendisini adapte etmesine karşın resmi tarih anlayışı ve yazımı sert bir kabuk halinde toplumun önünde durmaya devam etmiştir.

resmi tarihin propaganda mekanları elbette okullardır. ilkokullar ve daha sonra ikılap tarihi dersleri. bu propaganda son derece yavan bir üslubu benimsemiştir ancak ilginçtir bu yavan üslup cumhurbaşkanlığı makamına kadar yükselebilmiştir.

günümüz türkiyesinde iki çeşit insan vardır.

resmi ideolojini ve resmi tarihin fanusunda yaşaıp mutlu olan ama mutsuzluk verenler.

resmi tarihi okuyan ama ciddiye almayan, tarihi olayları ve figürleri yerli yerine koymaya gayret eden zihni açık insanlar.
ne yazık ki resmi tahrif,bize geçmişimizi yedi mühürlü bir kitaba çevirmiştir.mühür bozanlara selam eder,putları koruma yasalarına rağmen başarılar dileriz.
yine de okunmalıdır. ancak alternatif kaynaklardan da yararlanıp makul bir sentez oluşturmazsanız sizi aşırı şartlandırabilir ve yanlış yönlere de sevkedebilir.
milli mücadele yılları ve cumhuriyet dönemi olayları görsel ve yazılı hatta yer yer canlı tanıklarıyla ortada olduğu halde; şakirt ve akp medyasının çamur atmak adına saldırdığı tarihtir.

adamların tarih tutmak ve kayıt altına almak anlayışı gizli kaset çekimleri, dinlemeler ve hurafe üzerine kurulu olduğu için arşiv ve gerçek bilgi, belgeler kendilerine bir anlam ifade etmemektedir. iş bu sebepten resmi tarih düşmanları dolayısyla cumhuriyet ve laiklik düşmanları girdikleri her tartışmada en az beş yiyip mosmor olmaktadırlar.
en çok teröristlerin ve dincilerin kullandığı kelime grubu. çok ilginç bir durum var ortada. tarihi olaylar istedikleri gibi gelişmediği için gerçekleşmiş olan olaylar üzerine "resmi tarih" vs. söylemler içerisine girerek bilgi kirliliği yaratmaya çalışıyorlar.
türkiye'de sürekli çuvallıyor.tükürdüklerini yalıyorlar.
kürt sorunu yoktur dediler, sorunlu kürt vardır dediler. kürtçe kanal açtılar.
azınlıklar sorunu yoktur dediler, her gün avrupa insan hakları mahkemesine tazminat ödüyorlar.
resmi tarih çöküyor, çözülüyor.
resmi tarihin muhafızları, yalancılar, kafatasçılar korkmaya başladılar.
türkiye bazı şeyleri tartışmaya başladı.
adam mı oluyoruz ne?
üniversiteye kadar her dönem, birinci dünya savaşının çanakkale cephesini çarşaf çarşaf anlatırken, galiçya cephesi ve süveyş seferinden tek kelime bahsetmez. üniversitede ise bir kaç satır ile geçiştirir. çünkü osmanlı oralarda bozguna uğramıştır.
bandırma vapurunun çürük bir gemi olduğunu iddia eder. Atatürk ün annesinin ikinci evliliği ve üvey kardeşlerini, sanki bir ayıpmış gibi ört bas eder.


gerçeği öğrenmek isteyenler, kendi kaynaklarını bulmak zorundadır.
Cumhuriyet düşmanlarının Atatürk'e yüklenmek için atıp tuttuğu tarih. Evet en doğru tarihi siz biliyorsunuz.

Tamam anlatılmayan bölümler olabilir ancak bu yanlış olduğunu göstermez.
bu konu hakkında tam olarak ''bilgiliyim'' diyebilmek için, fikret başkaya mutlaka okunmalıdır.
resmi tarih olayları/kişileri olumlu veya olumsuz anlatır anlatmasına da; ne yazık ki resmi tarih eleştirisi yapanların anti-resmi tarihi de aynı şeyi yapar.

misal; "tc kürt asıllı vatandaşlarıyla hiçbir zaman sorun yaşamamıştır" nasıl ki resmi tarih yalanıysa "1923'ten bugüne tc kürt halkını baskı altında tutmuştur" da bir o kadar yalandır.
türkiye'deki resmî tarih sanıldığı gibi türkler'in pohpohlamak için değil yatıştırmak için kullanılmıştır.

örn-1: resmî tarih, türkler'in islamlaşmalarıyla ilgili iki satırlık veri içerir. bunun nedeni türkler'i inançlarına düşman etmemektir. yoksa bu ülkede müslüman oranı %30'lar civarında olurdu.

örn-2: resmî tarih, kürt isyanlarından hiç söz etmez. bu durum bölücü-gerici toplulukların saçmalamalarına ortam yaratmış, bilgiyi devletten alamayan salaklar da bunlara inanmıştır. bunun nedeni ise türkler'in kürtler'in üzerine yürüyüp analarını bellememizi engellemektir. bir türk, tüm o isyan ve ihanetleri bilip de "türk kürt kardeştir" demez. diyorsa anguttur.
ancak türkiye'de bulunan tarihtir. başka yerde yok. ulan tarihin resmisi olur mu be.