bugün

Kışkırtma.
(bkz: provoke etmek)
eylemde, etkiden çok tepkiden çıkacak sonuç önemliyse; bu, provokasyon. oysa genelde türkiye'de etkiyle uğraşılır. ama provokasyonla suikast farklı. bir suikast, provokasyon izlenimi verebilir. soldan bir adam öldürüle-cekse, sağcı bir kişiye görev verilir, örgütün üzerine yüklenir. amaç, provokasyondan çok ortadan kaldırmadır.
bir şekilde aynı ortamı uygun şartlar altında paylaşan kişilerin, birbirleriyle çatışma durumuna geçmesini sağlayan alçak eylem veya eylemler topluluğudur. hayatın her alanında karşılaşmak mümkündür. hatta sözlüğümüzde bile bu eylemler başarıyla ve herhangi bir müdaheleyle karşılaşmadan sürmektedir.. * sadece bir günden* verilecek örnekler bile durumun vehametini ortaya koymaktadır..

(bkz: türkiye nin sorunu kürt milletidir)
(bkz: türkiye ye şeriat gelecek beklentisi)
(bkz: üç saatte erivan ı alırız)
(bkz: kürtlere asimilasyon)
(bkz: fethullah gülen e fetoş diyen zihniyet)
(bkz: özgürlükleri kendi tekelinde sanan solcu adolf lar)

bu tür gereksiz polemiklerin sözlüğümüze hiçbir şey kazandırmayacağını anladığımız zaman her şey daha güzel olacaktır..

hayatın her alanında provokasyonlar var; kanmayalım, kandırmayalım..
yanlış olan bir şeyi birileri düzeltmek adına protesto ederken, sözde aynı amaçla insanları kışkırtmak, amaçtan saptırmak, düzeni bozmak dışında bir şey yapmamaktır. bunu yapan kişiler yanlışı düzeltmekten ziyade hatanın üzerine hata ile giden provokatörlerdir.

bir konudan nefret eden taraf, aynı konuyu sahiplenen taraftan daha çok o konunun üzerinde gitmekte, ortamı germekte, bulunduğu topluluğu asıl amacından uzaklaştırmaktadır. üstelik ortada bu tavrı gerektirecek bir durum yokken ki, durumuda yaratan kendileridir.
ilgili olarak; (bkz: provokatör)
kışkırtma faaliyetleri, daima düşman güçlerin kendilerine yabancı kuvvetler arasına sızarak yaptıkları tertiplere denir."1 Mayısı " hatırlatan cümle
şu anda seçim sonrası bazı güçler tarafından bilinçli bir şekilde yapılan şey. Şöyle ki efendim televizyona çıkan bir iki sözde aydın türkiye'nin yarısı aptaldır diyor. bilinçli bazı kişiler msn iletilerin floresan ile ilgili duygularını ifade ediyor. bazıları da kapak olsun diye iletilerine ampul koyuyor. Ne oluyor yahu? Futbol maçında mısınız? silkinin ve kendinize gelin. bu ülke bir seçimle ikiye ayrılmaz. Bu ülke yüzyıllarca bir sürü farklı dini hoşgörüyle içinde barındırmış. Bundan sonra ampulmuş okmuş diye ikiye mi ayrılacaksınız. Esas olan meclise girenlerin iyi ve kötü yanlarını halka anlatmak ve çözüm yolları oluşturmaktır. Şimdi ampulmüş okmuş boşverin bunları. Önemli olan ülkenin ferahı onun için çalışın provokasyon için değil.
dinci medya sözlüğünde "biz bir halt yedik, hemen başkalarının üstüne atmalıyız!" anlamına gelen sözcük.

dinciler tarafından suikast mi işlendi, bomba mı patlatıldı, atatürk'e hakaret mi edildi? ertesi gün açın bakın dinci medyayı, hepsinde göreceğiniz kelime aynıdır: "provokasyon!"

asla şaşmaz!
Genellikle din kullanılarak yapılan eylem.
Son günlerde oldukça artan, kışkırtma anlamına sahip olaylar bütünü. Anlamadığım nokta şudur; tamam bu tür olaylar var olmuş olabilir, giderek islamcılaşıyor, şeriata koşar adım gidiyor da olabiliriz, ben ve bir çok kişi bu olayların doğru olduğuna inanmamakla hata yapıyor da olabiliriz ama günde 2-3 tane aynı türden haber çıkınca ve hepsi doğan medya grubuna bağlı gazete, televizyon ve ajanslardan çıkınca insan ister istemez bu hisse kapılıyor, yani laik demokratik hukuk cumhuriyeti olan türkiyemiz'in tek doğruları açığa çıkaran, sahibi aydın doğan gibi taraflı tarafsız bir çok kişinin de hakkında olumsuz görüş bildirebileceği bir medya patronunun yayın organları mı? bu ülkenin başka hiç bir haber ajansı, televizyon kanalı, gazetesi yok mudur? insan ister istemez 28 şubat sürecinde ortaya çıkan sahte şeyhleri, müritleri, istiklal marşında ayağa kalkmayan çarşaflı kadınları, ankara'ya yürüyen aczimendileri hatırlıyor. Onlar nerede efendim bir tanesinin esamesi okunuyor mu şimdi? illa aymamız için aradan on yıllar geçmesini ve üzerimizde bi postal gölgesi görmeyi mi bekliyoruz? Ben oy vermedim, akp'nin icraatlerinin %99.9'una karşı biriyim, ama efendiler bu ne tezcanlılık bu ne provokasyona müsait yapıdır ben anlayamadım gitti. Bu adamların şeriat amaçları varsa bile bi takım adamları akmerkez'e gönderip namaz kıldırarak, ramazanda oruç tutmayanı döverek, eteği kısa diye kızları kezzaplayarak yapamayacaklarının farkında olmaları lazım değil mi sizce de?
zevkli bir uğraş.
provakasyon $eklinde degil, provokasyon $eklinde yazilmaktadir.

(bkz: provoke)
ana olaydan önce küçük olaylar çıkartarak topluluğu havaya sokma işidir. kışkırtmaktır.
batı dünyasında çok farklı algılanan bir olaydır. aslında sözü bile geçmez. orada herkes provokasyon yapanın değil provoke olanın sorumlu olduğunu kabul eder. sen gaza geliyorsan sorumlu sensin. seni gaza getiren değil. akıllı ol, herşeye provoke olma. bizde tam tersidir. aslında bazı konuların eleştirilmesini engellemek amacıyla kullanılır bu kelime. inançlarına, düşüncelerine bir eleştiri gelince hemen provokasyon. olma kardeşim olma...
ergenekon örgütü ortaya çıkarıldıktan sonra , ülkemizde pek göremediğimiz hadise ..
düşünme kabiliyetini kaybetmiş olanların birileri tarafından kullanılmalarıdır. an itibariyle polise taş ve molotof atılması buna örnektir.
yanlışları örtmek için kullanılan halı çeşidi.
provoke olma durumunu ve kışkırtılma halini belirten kavramdır.
hobi olarak kurt sütü içen, ırkçılığı damardan almış boş beleş ve genellikle 'vatan elden gidiyor ühühü' diye zırlayan ölkücü ve foşüstlerin bağımlılığıdır.
bu başlık altında da mevcut vahim durum.
(bkz: ebu yersen)
ajitasyonun emmoğludur ve her ikisi de çok politik çocuklardır. sahiplerine baksanız yüzünüz kızarır, ama kafanıza yattığında hah işte güzel düşünmüş bana benzeyen bu tuhaf mahlukat çocuklar dersiniz.

hala, günümüzde bile kusmadan önce bize denetilir bu provakasyon. hatta ingilizce denilen global ötesi dilde pro şeklinde bir kısaltması var. profesyonel provakasyoncular için kullanılır. -kime göre bak altta yazanlara göre- lütfen provoke olma ve oku ya da okuma.

bu kelimeyle temasa geçenin politik duruşu önemsizdir. esas olan insanları kızdırmak veya onların yağlarını eriterek gaza getirmektir. sağcı-solcu-ateist-dindar arasındaki yegane ortak nokta olabilir yeri geldiğinde, bu kadar iddaaalı olabilir insan bunları aynı potada eritebilir provakasyon mevzuunda.

insanlık tarihi şiddetten ibarettir. inanmayan hitler'e değil, antik yunan'a, büyük iskender'e, mısır uygarlığına, milattan önceki binyıllara ve günümüze bakabilir. bütün majör dinlerin geçmişi, tüm büyük fetihler ve insanlık tarihine vurulduğunda milyarlarca kişinin cesedi altında provokasyon vardır. çünkü, demin dediğim üzre; insanlık tarihi şiddet temellidir. duygu değil, insanın en dipte yatan dürtüsü her daim şiddettir.

insanoğlunu ilerleten, gerileten, duraklatan en derin duygu da şiddettir, maalesef.
bir sorumluluktan kaçış söyleminin anahtar kelimesi olarak kullanılabilmesi ve/veya bu şekilde algılanması ilginçtir. oysa ki kışkırtma/kışkırtılma süreci beraberinde bir yığın soru sorma ve değerlendirme ihtiyacı getirir.

resmi makamlar kışkırtma eyleminin, yani bir grup insanın toplumsal bağlantılarını kullanarak daha büyük bir grup insanı kendi amaçları doğrultusunda şiddet kullanmaya yöneltmelerinin gerçekleştiğini kabul ettikleri anda kışkırtanları bulma ve amaçlarını öğrenme sorumluluğunu üstlerine alıyorlar demektir. bir ölüm olayının 'intihar' değil de bir 'cinayet'in sonucu olduğunu, veya bir yangının elektrik kaçağının değil de kundaklamanın sonucu olduğunu kabul etmek nasıl o faili bulma sorumluluğunu beraberinde getirirse, kışkırtmanın farkındalığı bir 'kışkırtan' dosyası açar.

kışkırtılan ise "provokatör gören masum köylü" değildir. dünya görüşü ve kendisine ait hassasiyetleri nedeniyle oradadır. eylemden önce bu dünya görüşünü diğer toplumsal rolleri ve yalnızlığı nedeniyle dengelemek zorunda hissederken, kalabalığa karıştığında açığa çıkarmakta sakınca görmemiştir. kalabalığın parçası oldukları andan itibaren bir çocuk kadar masum ve sorumsuz olarak değerlendirilme lüksüne geçen haftaya kadar çocuklar bile sahip değildi.

kışkırtma eyleminin kendisi ise o toplumdaki soruna işaret eder. eylemden önce görünmez olan bu sorun veya gerginlik kışkırtanlar tarafından bilinmektedir. bu potansiyelin bilgisiyle o toplum seçilmiştir. olay gerçekleştikten sonra ise artık gerginlik kamunun bilgisi dahilindedir. madımak oteli'nin yakılmasının o bölgedeki inanç temelli şiddet potansiyelini kanıtlaması gibi, hatay/dörtyol'daki olaylarda oradaki etnik köken temelli ırkçılığı gözümüze sokmuştur. "halk arasında sorun yoktur" demek inandırıcı olmayacaktır, çünkü ırkçılık provokasyon yoluyla açığa çıkan havadaki bir gaz değildir, halk gerektirir.

ırkçılık doğuştan gelen bir özellik de değildir. kışkırtılan insanlar ekonomik ve siyasi maddesel şartların içinde bu günlere gelmişlerdir. o toplumda belli bir ırkçı propaganda bombardımanından ve toplumsal ilişkiler ağından en çok etkilenenlerin onlar oldukları, olaylarda aldıkları rolle ortaya çıkmıştır.

ama eğer ırkçılık veya diğer ayrımcılıklar doğal değil, öğrenme ve toplumsal olarak edinilen özellikler ise, demek ki ortadan kalkabilirler de. provokasyon eyleminin gerçekleştiği şartlar sorunu çözmek isteyenler için bir toplumsal laboratuvar ortamıdır artık. hastalığın nerede gözlemlenebileceği konusunda provokatörler yetkililere ipucu verirler.
an itibari ile sözlükte yazarımtıraklar tarafından yapılmaya çalışılan eylem.
provakatör tarafindan icra edilen olaydir.
ajitasyon, manipulasyon, vb.. gibi değişik yöntemler ile hedef düşünceyi saptırma, kışkırtma ve yönlendirmeye çalışma metodudur.