bugün

öğrenci evi için, yemek, su ve sigara kadar elzem bir ihtiyaç. bir nevi uykusuz gecelerimizin katili..

bu oyunu parasına oynayan üç ev arkadaşının gözlemlerine dayanarak birkaç yorum da ben yapayım istedim. (evet, o üç insan evladından biri de benim)

bir kere benim için pes 2008'den çok daha keyif veren bir oyun bu. daha gerçekçi, daha canlı, belki biraz daha zor. ama bu yorum barcelona fanatiği biri için pek geçerli olmuyor. buna, takımları incelerken ayrıyetten değineceğim.

oyunda uzaktan vurulan şutlarda gol oranı çok yüksek. yeterki doğru adamla, doğru açıdan, doğru hızda ve doğru sertlikte vurabilin. emin olun, zamanla bu çok kolay bir hale gelebiliyor. hızlı başlama, atılan gole sevinirken ofsayt bayrağını görüp g.öt olma, topun direğe çarptığı andaki o müthiş ses (gol olmasından daha keyifli geliyor kimi zaman), frikik vuruşlarındaki organize (r1 + r2), yağmurlu havalardaki muhteşem görüntü, nike top göze çarpan detaylardan birkaçı.. pas yapmadan gol atmak zorlaştırılmış, ki en önemli artısı bu pes 2009'un. böylece oyunu bilen kazanıyor, tek bir adamla ipe dizer gibi çalım atmak ortadan kalkıyor.

bundesliga'nın, bazı premier lig ve laliga takımlarının lisanslarının alınamaması kötü olmuş. ama "edit" modundan takım isimleri, stad isimleri, takım formaları, numaraları düzenlenebiliyor. bu sayede chelsea'den başka takımla oynamayan ev arkadaşınıza bir güzellik yapabilirsiniz. tek ihtiyacınız olan bir memory kart.

become to legend modu, tam da hayallerimize göre tasarlanmış, beklediğimize değmiş. saatlerce hiç sıkılmadan oynanabiliyor. (genç yeteneğimiz uğur sofra -ki kendisi ev arkadaşımız- evvela deportivo'da el turco lakabı ile tribünleri ayağa kaldırmış, görevini tamamlayınca herkesin hayalini süsleyen premier lig'e gitmiş, newcastle utd. formasıyla st. james park'ta bir nevi "munez" olmuş.. ilk sezonunda sonradan oyuna dahil olarak 8 gol atmış, ikinci sezonunda on birin değişmez ismi olarak 18 gol kaydetmiş ve şimdi de kun aguero'nun yanına yeni torres olmak için madrid'e gitmiştir. "gör be ferguson artık bizi")

bazı adamların hayvan gibi güçlü yapılması bize göre büyük hata. zira ibrahimovic'i ve eto'o'yu bırak durdurmayı, yavaşlatabilen herhangi bir defans oyuncusu yok. bunun üstesinden de "joga bonita" oyun tarzını benimseyerek gelebilirsiniz. onlar adamı hayvan yapmış diye, alıp başını gitmek gerekmiyor yani. tek amacımız güzel futbol..

aramızda yaptığımız milyonlarca turnuva sonunda bazı takımlar hakkındaki düşüncelerim şöyle;

evvela benim oynadığım takımlar:

inter: az önce de dediğim gibi ibrahimovic insan üstü yapılmış. adam hem uzun hava topu alıyor, kafa golleri atıyor, hem hızlı inanılmaz dribling yapıyor, hem de yaradana sığınıp füze gibi şut çıkarıyor. tamam, gerçekte de hakketen böyle ama, oyun için fazla olmuş biraz. adriano'nun da ondan aşağı kalır hali yok. quaresma tam bir hayal kırıklığı, en kötü transfer seçilmesi tesadüf olmamış yani. 4-4-2 (çift ön libero, vieria-zanetti, solda mancini-sağda stankovic, tandemde materazzi-cordoba, sol bekte chivu-sağ bekte maicon) ile yenilemeyecek takım yok gibi.

juventus: pes 2009'da belki de en sevdiğim takım. her aldığımda, içimden "sizi o eski günlerinize döndürücem olm" diyorum. del piero çok gerçekçi yapılmış, yıllanmış şarap gibi. yay üzerinden hiçbir kalecinin çıkaramadığı bazen süratli, bazen de teknik şutlar çıkarabiliyor. 75 yıllık takım arkadaşı nedved de aynı kapasiteye sahip, üstelik hızlı da. amauri, junior ibrahimovic gibi yapılmış, 8 numaralı formasıyla çok büyük işler yapabiliyor. tek sıkıntı savunmada. ama arkasındaki kaleci buffon olunca buna bile üzülmüyor insan. ne demişler; "takım alma, kaleci al."

roma: totti'nin olması bile alınması için yeterli bir sebep. benim gibi 10 numara hastalarını fazlasıyla memnun edebilir. zira del piero tarzı ceza sahası dışından şut atma olayı, totti'de bir level daha yukarıda. tek dezavantaı del piero kadar çabuk olmaması. denklemek lazım işte, boş kaldımmı oturtuveriyor.

atletico madrid: eğer siz hala oyunun en iyisini messi sanıyorsanız, bir de aguero'yu deneyin derim size. inanın barcelona ile maç kazanmaktan daha fazla zevk alacaksınız. ve inanın aguero sizi asla mahcup etmeyecek, uçup gidecek..

rakiplerim;

barcelona: 2008'den daha kötü olduğu söyleniyor. messi'nin şut özelliği hala yok denecek kadar az. sol bekte abidal dökülüyor. deco'nun eksikliği fazlasıyla göze çarpıyor. yine de alves takviyesi çok yerinde olmuş. puyol zaten barca'nın ta kendisi.. eto'o, hala ibrahimovic ile birlikte en etkili, en isabetli şut atan iki adamdan biri. default taktiği hiç bozmadan, birkaç oyuncu değişikliği ile tam bir takım olabiliyor. fantaziyi sevenlere..

chelsea: bir bütün olarak bakarsak, oyunun en kuvvetli takımı. en iyi değil bak, en kuvvetli takımı. orta sahaya gel: essien, lampard, ballack, deco; savunmaya gel: carvalho, terry, bosingwa, a. cole; kaleciye gel mına koyim: cech.. forvette drogba ile anelka'yı durdurmak için 2 tane puyol'a ihtiyacınız oluyor.. edit kısmından formasını, sahasını ayarlayınca tadından yenmez bir takım haline geliyor. özellikle soldan a. cole, joe cole bindirmeleri çok can yakıyor, uyandiriyim.

milan: beklentilerin en altında kalan takım milan olmuş. ne ronaldinho eski gücünde ne de sheva. pato tercihi çok daha yerinde oluyor. diğer bütün mevkilerde klasik milan oyuncuları mevcut. pirlo'nun kornerlerine ve frikiklerine dikkat. kaka bile gerçektekine uygun düşmemiş, bir aguero, bir messi kadar oynayamıyor..

velhasılı kelam, adamlar yine son sözü söylemişler;

(bkz: biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu)

bu da bizden gelsin;

(bkz: gavur yapmış abi)
pes için sürekli söylenen oyun içi çok güzel ama fifa'nın görselliği pes'te yok lafının söylenemeyeceği oyun bence görsellikte fifa'yı da aşmışlar.
her güzelin bir kusuru var ama bazı kusurlar zıvanadan çıkarıyor insanı. öyle ki bazen iğrendiriyor kendinden bu oyun.
(bkz: pes oynarken insani sinir krizine sokan durumlar/#4593692)

ama nasıl bir oyunsa germesine karşın sıkmıyor insanı; hele yanınızda ezeli bir rakip*** varsa saatlerce alıkoyuyor hayattan.
become a legend modu ile göt kaldıran, gelen tekliflerle uçuran oyundur.

(bkz: manchester united'da ilk 11'de oynamanın dayanılmaz hafifliği)
gün itibariyle spikerin yanındaki yorumcunun türk olduğunu anladım. bakmayın ingilizce konuştuğuna. kaçan bir pozisyon sonrası : "even i score from there!"

evet evet. "ben bile atarım oradan" diyor lan.

helal olsun diyor, oyun sektöründe bir türkün daha bulunmasından fevkalade gururlanıyorum.
Gaming Access patch ve Gigumurilla * * tezahürat paketi yükleyip oyundan aldığınız hazzı maksimuma çıkarabilirsiniz.
pro evulation soccer serisinin yıllardan beri yapmasını beklediğim birşey var ama hiçbir seride yapmıyorlar pes 2009'da da yapmadıkları gibi.

şöyleki, oyuncuların moral durumları hiçbir kurala bağlı kalmadan bilgisayarın kafasına göre ayarlanıyor. örnekle açıklayacak olursam henry ile bir önceki maçda 3 gol birden atıyorsunuz ama bir maç sonra bakıyorsunuzki moral olarak tamamen düşüşte. veya bir önceki maç messi kırmızı kartla oyun dışı kalıyor ama bir maç sonra bakıyorsunuzki moral olarak tamamen yükselişte.

umarım konami pes 2010'da bu konudaki gerekli hassasiyeti gösterir.
ps2 de 2 kişi oynama zevkini hiç bişeye değişmem. Arkadaş var sürekli gittiğimiz alıyoruz sigaraları giriyoruz içeri dolaba yönelip 2 şer cola 1 biskrem alıyorz sora kasaya gidip pes 09 dedikten sora başlıo 4 5 saatlik serüven.
gerçekten ps de olmasa nerde sinir atıcaz. küfürler havada uçuşur ps cafelerde ...
1.30 yaması için:

http://www.worthdownloadi...php?gid=3643&id=17916
ota boka kırmızı kart gösteren oyun. ama oynanış bakımından dehşet yapmış adamlar.
bilgisayardan ev arkadaslarıyla sabahlara kadar oynandıgında vizelere ve finallere ciddi etki yaptıgı gozlemlenmis oyundur.birde transfer olayı vardır efendim. herkes bir takım secer ve 5 transfer hakkı verilir, kimin ilk transferi yapacagı ise pisti kagıtlarıyla adil sekilde kararlastırılır.* birde barcelonayı secen kisi en son transfer yapar. gerci adamların transfere de ihtiyacları yok ama neyse.

(bkz: hadı olum papaz gel babana)
bana laneti getiren şeytan icadı.

ulan kafayı sıyıracam arkadaş, ya ben anlatamıyorum, ya insanlar beni anlamıyor, diyorum ki; amca, dayı, abi, bana bu pes denen oyunun, bilgisayarda oynanabileninden lazım, lakin ps 3 değil, ps 2 versiyonu, tamam diyor adam, alıyorum cd yi, götürüp kuruyorum lanet makinaya, her şey iyi güzel, pes 2009.. amaaa bir bakıyorum ki, playstation 3 versiyonu... yahu bir değil, iki değil, 4 tane cd aldım hepsi aynı çıktı, yok mu arkadaş bu pes 2009 un playstation 2 versiyonu?

edit: zaten oynayacak adam da yok, tek başıma kupa ve lig yapmaktan gına geldi a.q
bu akşam itibariyle bir adet edinip oynamaya başladığım, uzun yıllar fifa serilerinden başka futbol oyunu* oynamamış biri olarak; ani bir kararla, ilk kez satın alıp kurduğum oyundur. windows vista ultimate yüzünden, pencere modunda oynayabilmekteyim. henüz yeni kurdum, yoksayınca giriyor falan dediler, bakacağım. bilgisayarda oynuyorum anlayacağınız üzere. 512 mb ram ile olduğu kadar işte hacı, ne yapalım. bir boka benzetemedim ben pencere modunda, ama yine de oyuncuların hareketleri fifa'ya göre çok daha gerçekçi. şu haliyle dahi fifa'ya beş çektiğini söyleyebilirim. fakat insan alıştığı ortama uzak hissediyor kendini.

öncelikle, mouse ile oynayamadım oyunu. pencere modunda olduğundan ötürü, oyunun üzerine getirince kayboluyor meret. belki mouse yoktur, bilmiyorum; ilk pes deneyimim. tuşlara uyuz oldum. controller settings'ten değiştiremiyorum. sağda bir joystick kolu var abi, ancak atanmış tuşların fonksiyon yerlerini değiştirebiliyorum. a şut d ayağa kayma mesela, a ayağa kayma d şut yapabiliyorum; farklı birşey atama falan yok. yani toplasan 5 tane zaten ancak var. ben klavye istiyorum, fifa'daki gibi a-s-d-w kombinasyonunu kullanmak istiyorum. nasıl yapabileceğim konusunda fikrim yok, yardımcı olun be.

beginner ile başladım, şampiyonlar ligi moduna daldım; 5 dakikalık yapıp kaptım zenit'i. ilk 3 maçımda, slavia prag deplasmanından 0-0 döndüm. ikinci ve üçüncü maçımı kendi evimde, önce twente, sonra juventus'a karşı oynadım. o maçları da 2-0 ve 1-0 aldım, 3 maçta 7 puanla altımdakilerin kafasına osurdum.

pencere modunda oynadığımdan olsa gerek, açıkçası pek beğenmedim. yani hareketler falan fifa'ya beş basar, ama ne bileyim; garip geldi abi. bir kere, a'ya basıp çekmek gerekiyor; yoksa abanıyor hayvan gibi. kaleciler karşı karşıya hiç kaçırmıyor, nasıl vurursan vur, en fazla seken topu tamamlayarak gol atabiliyorsun. arshavin müthiş yapılmış zenit'te, gerisi tırış. tymoschuk uzaktan süper vuruyor bir de. topu arshavin'le ortasahadan alıp, kaleciyle karşı karşıya abanıyorum; giren girer, girmeyeni pogrebnyak tamamlar. zevkli olmuyor, yakın zamanda yükseltmeyi düşünüyorum seviyeyi.

ama gerek pencere mod, gerekse tuşların ayarlanamıyor oluşu. çıldıracağım.
ps2 versiyonunun 6 sene onceki oyunlardan bir farki olmayan oyun. fizik motorunda minimal degisiklikler vardir sadece.
dün sabah hakkında 9 bin karakterlik entry gireceğim sırada elektriklerin kesilmesi sebebiyle bütün hislerimi içime atmama sebep olan; böyle bir talihsizlik yaşama sebebim, ilk pes deneyimim.

dün söyleyeceklerimi şimdi bir özet geçeyim. beginner seviyesinde, zenit petersburg'u kaptım ve şampiyonlar ligi macerasına atıldım. normalde, yıllardır fifa oynayan adamım; her oyunun başında ilk maçımı ya berabere kalır ya kaybederdim, ne kadar bilsem de zorlanırdım. bunda öyle olmadı. tuşları bilmediğim, göt yordamıyla oynadığım halde 0-0 beraberlikle bitirdim ilk maçımı.

13 maç sonunda tahmin edebileceğiniz gibi kupayı müzeme götürdüm. yarı finalde manchester'ı 6-0 ve 4-0 ile geçtim. toplamda 34 gol atıp 2 gol yedim ve iki beraberlik aldım. yediğim goller de kornerden geldi.

yani demem o ki, sakın beginner seviyesinden başlamayın. bilgisayara karşı oynuyorsanız, çoğu şeye tepki vermediği için zaten fifa'dan farkı kalmıyor. her neyse. bu sabah regular seviyesine alıp, 10 dakikalık maçımı başlattım. galatasaray. grubumda şansıma zayıf rakipler geldi, sanırım regular'a alışayım diye özellikle düşünmüş beni konami eheh. twente, slavia prag ve cfr cluj takımlarıyla aynı ortamda bulundum.

zenit'te, gelene geçene 5 attığım o saçmasapan sezonda yaşamadıklarımı bir günde yaşadım; kandil günü konami'ye dua ettim, dedim ki olamaz lan böyle birşey. gerçekten mükemmel, inanılmaz gerçekçi. profesyonelde falan ne olacağını düşünemiyorum.

galatasaray 2-1 twente
galatasaray 2-2 slavia prag
cfr cluj 0-1 galatasaray

***

üç maç sonunda bu skorlarla grupta 7 puanla liderim. haha, işte böyle sözlük yazarı; al oyna, ben başka hiçbir şey demiyorum.
inter oyuncusu adriano'nun normal bir insan ve futbolcu özellikleri dışında özelliğinin olması, intere karşı çırpınan oyuncuların en azından "sıkıyosa fifa ya gel" demesini sağlayan oyundur.
takım kalitelerinin pek bir düzensiz olduğu, insanı çıldırtan oyundur.

galatasaray ile şampiyonlar liginde 6 maçta 14 pua toplayabilirken, liverpool ile 6 maçta 4 puan toplayarak sonuncu olarak kupa dışında kaldım. diyeceksiniz ki sen devlerin grubuna düşmüşsündür. panathinaikos, galatasaray ve slavia prag'ın grubuna düştüm.

nasıl iş bu?
zenit st petersburg, spartak moskova, twente gibi kulüplerin bulunup, cska moskova'nın esamesinin okunmadığı oyundur.

hoca biraz dengeli yapın şu işi lan. helsingborg falan var mna koyim.
bayern münihin olmaması büyük kayıptır.
insanı sinir krizine sokup çıldırtan, gol atmanın mümkün olmadığı oyun.
pc'de el alışınca pas yapmanın tadına doyulmayan oyun.
pes 2008 e alışınca oynanılamayan,oooo ben sana 5 tane atarım dediğin adama 2 tane golü zor atıp sizi rencide eden iyicene zorlaştırılmış plus ı...
sergio agüero'yu üstün bir yaratık haline getirmiş oyundur.top ayağına yapışır ne ferdinand'ı ne puyol'u alabilir test edilmiş onaylanmıştır, denemekte fayda vardır.
konami'nin cok basarılı bir oyunudur. oyunun tek acıgı mac esnasında hakemlerin kart konusunda fazla comert olması.
futbolcuların insiyatif alıp penaltı yaptığı, hakemin en küçük müdaheleye bile kırmızı kart çıkarttığı oyun.