bugün

22 temmuz pazar günü, hapisten çıkacak olan, çarşı grubu ve kapalı tribünün değişilmezlerinden.

edit: bu entry e ne diye kötü oy verilmiş anlayamadım?
beşiktaş tribünlerindeki bir çok bestenin sahibi kartal. başımız sağolsun...
beşiktaşlıların en özel baskanı. sana yeni kavuşmuşken bu ölüm haberi olmadı be başkan yetim bıraktın bizi. biz simdi optik baskan deplasmana otobüs kaldır diyemeyecekmiyiz , deliler gibi çıldırırken senin sırılsıklam olmus halini görüp hem gülüp hemde çıldırma dozunu kıramayacakmıyız.tüm beşiktaşlıların bası sağolsun
http://forum.forzabesiktas.com

yastayız

kapalıyız!
(bkz: sensiz geçen günlerin t a k)
tüm beşiktaş camiası'nın başı sağoLsun.. artık gittiği yerde ki kartaLLar iLe tezahuratLar yapacaktır beşiktaşımıza..

(bkz: çok sevdik be abi)
ölüm sebebi henüz belli olmayan, hapisten bir hafta önce çıkan, intihar ettiği düşünülen, yüksek dozda uyuşturucu aldıktan sonra bir parkta ölü bulunduğu söylenen, beşiktaş tribünlerinin efsanevi isimlerinden mehmet ışıklar.
edit: son yapılan açıklamalara göre ölüm nedeni, kalp kriziymiş.
Cenazesi; 26.07.07 Perşembe günü Ikindi Namazına mütakip Fatih Camii'nden kaldırılacaktır.
Not: Saat 15:00'de Eski Açık önünden otobüs kaldırılacaktır.
mekanın cennet olsun optik başkan http://www.youtube.com/watch?v=f3r1MxE4wTg
samsunspor-Beşiktaş maçı Samsunspor'un cezası nedeniyle maç Ankara'da oynanıyor. maç bitmiş Beşiktaşımız yenilmiş. otobüslere doğru yürüyoruz. yan tarafımızdan Samsunspor taraftarını taşıyan çift katlı bir otobüs geçiyor. Beşiktaşlılar ile Samsunsporlular el kol hareketi yapıyor. otobüs duruyor ve içnden 20-25 kadar samsunsporlu -şirinler grubu- arkadaş ellerinde dönerlerle Beşiktaşlılara saldırıyor. Optik benim bulunduğum yere en fazla 10 metre belinden kemerini çıkarıyor, onu gören kemerini çıkarıyor, yolun karşısındaki Samsunsporlulara koşuyor, tam bu sırada acı bir fren sesi Optik Başkan havada Samsunsporluların elinden döner bıçakları yavaş yavaş yere iniyor, Beşiktaşlılar kemerleri atıyor. Optik Başkan Ankara'da hastaneye kaldırılıyor, herkes öldü diyor Ankara'dan istanbul'a kadar otobüste çıt çıkmıyor, tribünün kafa abileri Optik'in yanından arıyorlar; "Birşeyi yok merak etmeyin, mesajı da var Galatasaray maçında tribünde" o gün anladık sen ölmezmişin, ölmedin ki sen.
''ölme ulaaan ölme'' diyesi geliyor insanın.
hepimizin baŞı sagoLsun.

Çok sevdik be abi!
''sen babadan kalma bir miras değil, doğacak olan çocuğuma borcumsun, canım beşiktaş'ım''
optik başkan
http://www.youtube.com/watch?v=vHj55-b3IoM

http://www.youtube.com/watch?v=UKwMPHgzMrY
Yakışıklı holigana! Optik Mehmet'e...

O mu hayata uymadı, hayat mı ona, bilinmez. Belki çok barışıktılar ikisi de, bu hiç bilinmez.
Aykırıydı. Her aykırı gibi dik'ti. Dikine giderdi, hep dikine...
Bir Baba Hindiydi... Yaramaz bir çocuktu, külhaniydi...
Çoğumuz kadar yorgun, hepimiz kadar ayık, herkes kadar uyanıktı...
Kaya gibi sertti, pamuk şekeri kadar yumuşak...
Saygılıydı, efendiydi, kavgacıydı...
Selam verilmeden geçilecek biri değildi...
Ailesi için oğulları Mehmet, tribündekiler için Optik Başkan, yaşıtları için Optik Mehmet, büyükleri için kısaca Optikti...
Hayatla arasında kurduğu dili belki de en iyi tanımlayan, lakabıydı;Optik
Aynaydı... Mercekti... Işığın kırılması, ışığın yansımasıydı...
Son kez öldüğü gece konuşmuştuk, üniversiteden arkadaşımız Hayati Kurtun telefonundan...
içerden çıkalı bir kaç gün olmuştu.Geçmiş olsun demiş, Lig başlamadan bir gece kafayı çekeriz diye sözleşmiştik.
Ertesi günün öğleden sonrasında, Sait Faikin adası Burgazda yatan güzel gülüşlü kardeşim Reha Mağdenin ölümünün birinci yılında mezarı başına gitmek için vapura binerken, Adnanın telefonuna geldi Optikin ölüm haberi.
Öyle olur ya, ilk anda inanamazsınız. Öyle de oldu. Önce şaşkınlık, sonra keder...
''Her ölüm erkendir'' ya, bu da çok erken oldu be Mehmet... Daha çok maça gidecektik. Aşık Mahzuni diyordu ya Kirvem bu yıl bu dağlarda aman/Sensiz yazın tadı mı olur aman/Selamın niye kesildi/Bir selamın adım olur aman...'' Aynen öyle...
Yine de biliyoruz; Ölümle yaşamı ayıran çizgi, siyahla beyazı ayıramaz ki....
Ona, Optik Başkana,Mor külhani, Ece Ayhan'ın ,Bakışsız bir kedi karasıyla selam ederim...
penche.com;dan gracchus; koymuş siteye, sağolsun, ordan aldım... Usul usul okuyun... ''Gelir dalgın bir cambaz/Geç saatlerin denizinden/Üfler lambayı/Uzanır ağladığım yanıma/Danyal yalvaç için/Aşağıda bir kör kadın/Hısım/Sayıklar bir dilde bilmediğim/Göğsünde ağır bir kelebek/içinde kırık çekmeceler/içer içki Üzünç Teyze tavanarasında/işler gergef/insancıl okullardan kovgun/Geçer sokaktan bakışsız bir/Kedi Kara/Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk/Kanatları sığmamış/Bağırır Eskici Dede/Bir korsan gemisi! girmiş körfeze...''

CEM DiZDAR
bu muyudu be başkan? gitmek bu kadar kolay mıydı? daha söylenecek tezahüratlar, söylenecek şampiyonluk şarkıları vardı... mekanın cennet olsun be başkan...
cenazesinde yapılan şu tezahürattan sonra tüylerin resmen diken diken olmuştur;

Yağmurlu bir günde görmüştüm seni
Üstünde cubuklu formalar vardı
Bir anda vuruldum aşık oldum ben
Hayatın anlamı siyah beyazdı

Yaşamla ölümü ayıran cizgi
Siyahla beyazı ayıramaz ki
Her yolun sonunda ölüm olsada
Sevenleri kimse ayıramaz ki

bir galatasaraylı olarak tüm beşiktaşlı kardeşlerime başsağlığı diliyorum.. mekanı cennet olsun..

tanım: "taraftar nasıl olur"'un canlı örneğini göstermiş adam..
bir fenerbahçe'li olarak tüm beşiktaş camiasının ve taraftarlarının başı sağolsun, 11. hafta da bizleri yine yanlız bırakmayacaksın biliyoruz.
sensiz fener tribünlerinin de tadı olmayacak be başkan. nur içinde yat.
nur içinde yat
çok sevdik be abi
başımız sağolsun.
kalp krizinden vefat eden tirübün lideri.
an itibari ile oynanan galatasaray - istanbulspor maçı'nda galatasaraylı taraftarların siyah beyaz bir fontla "acınız acımızdır, başınız sağolsun" pankartı ile andığı çarşı kartalı.

işte gerçek futbol bu olsa gerek.
(bkz: son holigan)
istanbul'a ilk geldiğim 2001 senesinden beri, tribündeki bütün arkadaşlarım anlatırdı Optik Başkan'ı.. bir türlü tanışamamıştım.. abilerin içinde tanımadığım bir tek o kalmıştı.. ama yine de konusu açıldığında 'Optik Abi' derdim ben onun için.. sanki tanıyormuş gibiydim çünkü neredeyse bir efsane gibi bahsedilirdi hep ondan.. hapishaneden çıkmasını herkes gibi heyecanla bekliyordum.. tanıyanlar kavuşmak, benim gibiler ise tanışmak için gün sayıyordu.. özel sebeplerden dolayı gidemedim abbasağa parkı'ndaki karşılamaya.. ama daha zaman vardı.. nasıl olsa bir gün tanışacaktık.. dinleyecektim ondan gerçek beşiktaş sevdsını, o bağlılığı, inanmışlığı.. onun gibi olamadığım için biraz utanacak çokça heveslenecektim, 'bir şeyler' yapmak için..

ama bir gün ulaşan kara haberle ben de her beşiktaşlı gibi sarsıldım.. ağzımdan çıkan ilk ve tek cümle "son bir maç izleyemedi mi yani?" oldu..
o akşamüstü semte indim, nedir ne değildir öğrenmek için.. herkesin yüzü asık, herkes şaşkın, herkes boş boş etrafına bakınıyordu.. kimse ağlamıyordu ama..

ertesi gün önce zincirlikuyu mezarlığına, gasilhanenin önüne gittik arkadaşlarla.. 30 yılı beşiktaş sevdasına baş koyarak omuz omuza geçiren arkadaşları.. cem abi, Ayhan abi, alen abi, alpay abi, ömer abi.. hepsi orada, yıkılmış.. cenaze arabası kapıya yanaştı.. tabutu geldi optik abinin.. "tabutunla tanışmak nasipmiş" dedim içimden.. ama ağlayamazdım çünkü orada abilerim içlerine akıtırken gözyaşlarını, haddim olmazdı ağlamak..

konvoyla önce evine gittik.. her yer feryat figan.. dualar ettik.. ve oradan kapalı tribünün önüne.. bir kez daha tekrarladık dualarımızı.. belki de biraz sitemle..

ve Fatih Camii.. tanıdığım tanımadığım, sevdiğim sevmediğim herkes oradaydı.. "işte" dedirtti, "sen böylesine büyük bir tribün öğretmeniymişsin Optik Başkan"..

cenaze namazının ardından mezarlığa doğru yol alındığında, o tezahüratla inledi yollar:

"Ölümle yaşamı ayıran çizgi
Siyahla Beyazı ayıramaz ki
Her yolun sonunda ölüm olsa da
Sevenleri kimse ayıramaz ki.."

gözyaşını tutabilene aşkolsun..

mekanın cennet olsun..