bugün

hüseyin nihal atsız adlı belki de tarihin en büyük türk ırkçısı, kafatasçısının nazım hikmet hakkında yorum yaparken kullandığı addır.
hüseyin nihal atsızın nazım hikmet'e hitap şeklidir. bence de bu ifadeyle nazım hikmet kendi kimliğini bulmuştur.
nihal atsız denen en kaba faşistin büyük "şairimiz" e hitap şekli. böyle büyük bir şahsiyeti ağzına almasına bile izin verilemez.
(bkz: yürü git işine kardeşim)
MEMLEKETiMi SEViYORUM

Memleketimi seviyorum :
Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

Memleketim :
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kurşun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendinden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim.
Memleketim ne kadar geniş :
dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, izmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
ve güneye
pamuk işleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye
utanıyorum.

Memleketim :
develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
kavak
söğüt
ve kırmızı toprak.

Memleketim.
Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven
alabalık
ve onun yarım kiloluğu
pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla
Bolu'nun Abant gölünde yüzer.

Memleketim :
Ankara ovasında keçiler :
kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun'un.
Al yanaklı mis gibi kokan Amasya elması,
zeytin
incir
kavun
ve renk renk
salkım salkım üzümler
ve sonra karasaban
ve sonra kara sığır
ve sonra : ileri, güzel, iyi
her şeyi
hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
yarı aç, yarı tok
yarı esir...

şiirini okumamış kişinin söylediği sözdür. vatanı kimin daha çok sevdiğini bilmeyen kişilerin de desteklediği sözdür nazim hikmetof

edit: bu şiirin nazım hikmet'e ait olduğunu bilmeyen kişilerin varlığını da öğrenmiş oldum. bilmeden nazım hikmet'i savunmaya kimse gelmesin. nazım hikmet'i bilmeyipte savunan kişiden daha iyi savunurum evelallah.
(bkz: nazim hikmet verzanski)
ingiliz tuzu moskof musili icen nazim hikmetof yoldasa:

Bana bak:
Hey!
Avanak!



* * *
trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
Makinalaşmak
istiyorum,



* * *
Şiirlerim içilmez
ingiliz tuzu gibi.

Hakikaten, ingiliz tuzunu, Moskof mushili içilerek yazılmış olan bu satırların üzerine içmek daha doğru olur. Sonra trrrrum diye makine taklidi yapmak hangi şiirin ve hangi zevkin kabul edeceği şeydir? Şiir yalnız taklidi lafizlarla mı meydana gelir? Kelimelerin ahengi yok mudur? Hikmetof Yoldaşın ağzındaki teneke düdüğün sesine çelik pistonlu makinelerin iniltisidir diyebilir miyiz? Hikmetof Yoldaş köpek veya sığır başlıklı şiirler yazsa havlıyacak yada böğürecek mi? Bütün bunlar yalnız şunu gösterir: Nazım Hikmetof Yoldaşta zevk fesada uğramış, tereddi etmiştir. Eğer onun şiirleri çok okunuyorsa bu da okuyucu kütlesinin bozuk zevkli olduğunu gösterir. Nitekim bazı edepsizce ve açık saçık kitaplar da el yazılarıyla yazıp dağıtılacak kadar çok rağbet bulmuştu. Nazım Hikmetof Yoldaşın çok mukallitleri çıkıyorsa bu da o tarzın kolay oluşundandır. Çünkü vezin ve kafiyeli ve aynı zamanda manalı şiir yazmanın güçlüğünü anlıyan kabiliyetsiz insanlar için başvurulacak yegane yol vezinsiz, kafiyesiz, manasız, mantıksız yazı yazmaktan ibarettir.



Nazım Hikmetof Yoldaş burjuva düşmanıdır. Fakat bu düşmanlıkta müteassıp softalardan daha müteassıptır. Bu softalarca nasıl namaz kılmayan, oruç yiyen kimseler kafirse, asılması sevapsa, Hikmetof Yoldaş için de burjuvaların asılması elzemdir. Fakat bir yazısında Piyer Loti`ye;domuz burjuva ; diyen Hikmetof Yoldaş ;domuzuna proleterlik; sattığı halde bayağı burjuvadır. Başka bir yazısında da ayda 60 papallle geçindiğini söylemek istiyor. Galiba Gospodin Yoldaş cenapları 60 liranın Türk köylüsünün rüyasında bile görmediği bir servet olduğunu unutuyor. Bu taslağa şunu söylerim ki: Mert adam, sözünün eri adam proleterlik sattığı halde burjuva geçinmez. Nazım Hikmetof Yoldaş mütareke yıllarında, yüz elliliklerden Refi Cevadin Alemdar gazetesi idarehanesinde ayı oynattığı günden bugüne hep burjuva olarak geçinmiştir ve;. Kurtuluş savaşında düşman karşısına çıkacak yüreği olmadığı için Rusyaya kaçarak savaşın bitmesini beklemiş ve savaş bittikten sonra buraya bir kahraman(?) olarak dönmüştür. Bir iki defa hapse girmek ve ağız dolusu argo savunmakla kahramanlığın kazanıldığı bir zamanda bu da çok görülmez. Fakat unutmamalıdır ki argonun da soylusu ve soysuzu vardır. Eski Çeşme meydanında saldırma çeken kabadayı argosuyla Beyoğlu sokaklarında dolaşan Palikarya oğlanlarının argosu arasında dağlar kadar fark vardır. Tıpkı aç midesine yumruğu basarak ıztırap içinde didinen bir emekçinin iniltisi ile Nazım Hikmetof Yoldaşın 60 papale haykıran naraları arasında fark olduğu gibi.

http://www.bilgicik.com/y...dasa-huseyin-nihal-atsiz/
nazım hikmet'e nihal atsız tarafından yakıştırılan bir isim. tıpkı rte ve fetoş gibi takma isimlere veya faşist, komi, liboş gibi sıfatımsılara benzer bir nesnelliği/değeri vardır. bir hakaret yerine bir "görüşlerime uymadığın için sana saygı duymuyorum" beyanatıdır diyebiliriz. çok da irdelenecek bir şey yoktur kanımca. zira nazım hikmet ran'ın sovyet rusya vatandaşlığı talebini de göz önünde bulundurursak rahatsız olduğu bir söylem olduğunu sanmıyorum.
bu şiiri çok beğendim. Moskof köpeği hikmetof heval.