bugün

Sinan Çetin'in kısa metrajlı, yasaklar üzerine eleştirel filmi.
buyrun fragman:http://www.youtube.com/watch?v=UWLhwekMboA

edit*:filmin kendisiymiş efendim henüz izlemedim sonra izleyip bahsedecektim.
edit2:link düzeltildi.
filmden de anlaşıldığı gibi eleştirinin mübağla unsuru kullanılmış filmdir. "bok" ve "mübağla" arasında en ufak bir ilişki kuramamaktayım.

eleştirinin bokunu çıkaran bir kuruluş biliyorum ama neyse...!
ahmet koç' UN BAĞLAMASI iLE MOTZART VE BETHOFEN' DAN PARÇALAR ÇALMASI VE SONUNU" NiKSARIN FiDANLARI" iLE BiTiRDiĞi SiNAN ÇETiN PROTESTOSU
emir demiri keser lafını benimsemiş komutanların söylemlerinden bir tanesi.
- asker mutlu ol!
+ em emm hueee.
- bu bir emirdir!
+ em emredersiniz komutanım.
eleştirdiği şeyin gerçekte ve doğru olarak ne olduğunu anlamadan, araştırmadan yapılmış, tipik bir türk filmli.

Yasaklanan TÜRK HALK MÜZiĞi DEĞiLDiR, TÜRK SANAT MÜZiĞiDiR.

Ancak filmde, halk müziği yasaklanmış gibi gösterilmektedir.

Cumhuriyet Dönemi Müzik Politikaları üzerine de yüksek lisans yapmış birisi olarak, bu bilgi çok basit şekilde bulunabilir bilgidir.

Yasaklananın Türk sanat müziği olmadığını dahi bilmeyen bir yönetmenin eleştirisi öncelikle gerçek ile tartışmada kalee alınmamalıdır.

Önce neyi eleştireceğini bilmesi gerekir.

Halk müziği, batı armonisi ile birleştirilmesi düşünüldüğü için, halk müziğini yasaklamak düşünülmemiştir. Türk sanat müziğ, Osmanlı ile eşleştirildiği için 9 ay gibi bir süre yasaklanmıştır.

Saçma bir şekilde müzik yasaklamayı eleştirmek doğru br tavırdır. Ama önce gerçekte neyin yasaklandığını bilmek kaydı ile.
Yakın zaman da ülkemizde ki insanların hiçbir olaya tepki göstermeden emirleri gerçekleştirmesi sonucunda robotlaşan bir topluma verilecek emirlerden biri.
izlerken gülmekten kırıldığım, sinan çetin'in yapmış olmasına şaşırdığım kısa filmdir. tarihi arka planını bilmem, varsayalım halk müziği değil sanat müziği yasaklanmış olsun, bu filmden bir şey götürmez. en nihayetinde film jakobenciliği, tepeden inmeciliğin, zorlamacılığın nasıl bir şey olduğunu anlatmaya çalışmış ve anlatmış da.

bu arada o dönem bırak başka dilleri, türkçe olsa bile bazı tür müziklerin yasaklanmış olduğunu öğrenmemle birlikte nutkum tutuldu. ne demokrasiymiş be.

ayrıca (bkz: kemalizm/#3016840)
gerçekleri ve yasakları pek güzel anlatan bir sinan çetin filmi. Zamanında halkı zorla batılılaştırmak adına yapılan hareketlere şahane göndermeler yapan, tarih itibari ile atatürk'ü ve ismet inönü'yü eleştiren bir film. Alkışlamak düşüyor bize.
sinan çetin tarafından Türkiye'nin hatıra defteri isimli belgesel çalışması için çekilen ve modernleşme adı altında halka uygulanan baskının müzik alanındaki yansımalarını abartılı ve komik bir dille ifade eden kısa filmdir.

ulusalcı-kemalist-jakoben bünyeleri delirten bir çalışmadır. Türkiye'de demokrasi ve özgürlük anlayışı olgunlaştıkça geçmişiyle yüzleşen çalışmaların sayısı artacaktır.

- tuncay darbesever abi.
* buyur çağdaşcan.
- abi sinan çetin bir kısa film çekmiş. bu ülkede bir dönem türk müziği yasaklandı demiş.
* bu milletin modernleştirilmesini yasakçılık olarak sunuyor bu mendeburlar. millet dediğin aptaldır, koyun gibi güdülmelidir. sürüden ayrılanı kurt kapar. chp'nin çobanlık yapmadığı zaman millet irticacı kurtların tuzağına düşer. bunu sakın unutma çağdaşcan.
- ama sinan çetin bu abi. hani sen türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden biridir derdin hep.
* o eskidendi. sinan çetin son seçimde hangi partiye oy vermişti çağdaşcan?
- aykepe'ye tuncay darbesever abi.
* bak gördün mü o da kemalist sürüden ayrılmış, kurtlar onu da kapmış. o artık örümcek kafalı bir yobaz çağdaşcan. hiçbir filmi güzel olamaz. dvd arşivinde ne kadar filmi varsa kır. hatta sadece kırmakla kalma kırık parçalarını da yak hemen. dikkat et dumanını da içine çekme. sonra sen de onlardan olursun.
- peki abi.
sinan çetin'in çektiği, plato film'e ait bir kısa film; cumhuriyetin ilk yıllarında, modernleşmenin en batıcı yorumlarına kapılıp gittiğimiz zamanlarda 1934'lerde, klasik türk müziğini (filmde bu türk halk müziği gibi sunulmuş da olsa, işin özünü değiştirmiyor) radyolarda yasaklayıp, batı müziği dinlemeyi özendirirken, içine düştüğümüz kültürel karmaşayı, kimlik bunalımını, diktatörce davranışların aşırı ciddiyetinin yol açtığı mizahi durumları vurglayan, izleyeni durumuna göre ağlatan ve sonra güldüren, epeyice dersle dolu bir kısa film;

filmi izledikten sonra muhtemelen herkes, 74 yıl önceki bu trajikomik durumları bu sefer hangi yasaklarla, hangi alanlarda yarattığımıza ve bunun gerisindeki otoriter, "nasıl batılılaşacağımızı ancak ben bilirim"cilik biçimindeki zihniyet üstüne elbette kafa yoracaklardır. * *

(bkz: yüzüncü yıl gelmeden ikiyüzlülükle yüzleşmek)
kendi öz müziğini yasaklatarak batı özentiliğini tam anlamıyla gösteren video. aslında bir nevi atatürk'e ve onun zamanına atılmış bir taştır. ve atatürk zamanında böyle bir yasağın gelmesi de bizleri üzmüştür.
sinan çetin in yine müthiş sanat filmlerinden birisi.

tebrik ederim sinan abi, daha iyisi olamazdı.

sen ne öküz adammışsın sinan abi.
(bkz: mutlu ol bu bir emirdir)

bu arada filmi seyretmeden ne olduğunu bilmeden atıp tutan arkadaşları filmi izlemeye çağırıyorum.

http://video.eksenim.myne..._ol_bu_bir_emirdir/99116/

evet, halk türküleri o dönemde yasak değildi. zaten orada bi' yanlış yapmış sinan çetin. klasik türk müziği dediğimiz, türk sanat müziği yasaktı. fakat sinan çetin'in bu hatası bu yasağın doğruluğu demek değildir.

hayır, hangi akıl türk sanat müziğinin yasak olduğu bir dönemi eleştirdiği için sinan çetin'e yalaka diyor anlamıyorum? bu yasak çok normal birşey mi de bu yasağı eleştirmek anormal onu da anlamıyorum. anlamıyorum oğlu anlamıyorum. neyse!
(bkz: çeşme akarken testiyi doldurmak)
(bkz: mide bulantısı)
cumhuriyetin ilk dönemindeki türk müziği yasağına gönderme yapan filmidir. atatürk hatasız bir tanrı olduğu için kimileri hemen işin altında hükümete yaranma iddiasıyla başlayıp, vatana ihanet iddiasıyla sonuçlanacak gerekçeleri aramaya başlayabilir, türkiye şartlarında normaldir.

kaldı ki sinan çetin bunu hükümete yaranmak için yapmış bile olsa, filmde bahsedilen müzik yasağı da, bu yasağın saçma ve hatalı olduğu da sonuna kadar gerçektir.

filmdeki askerin "gustav mahler" ismini telaffuz ederken nazi subaylarını hatırlatır gibi sesler çıkarması da ayrıca manalı ve güzel olmuş.
(bkz: sir yes sir)
"siz köylü müsünüz?"

uluların ulusu sinan çetin bunu söyletmiş oyunculara. "siz köylü müsünüz?"

atatürk'ün bir sözü vardır, bilmem bilir mi ulu sinan?

köylü milletin efendisidir

atatürk'ü karalamak adına bu kadar yerlere düşmeye yelteniyorsa bir adam diyecek bir şeyim yok. yazıklar olsun sana da, yönetmenliğine de, yazarlığına da.

bu filme destek verenler hoşnut değil sanırım şu an bulundukları ortamdan. "ne olurdu abd mandası olsaydık, yunan yönetiminde, ingiliz, fransız, alman yönetiminde olsaydık" diye yırtınıyorlar sanırım.

ah be atatürk. naptın sen? niye kurdun bu cumhuriyeti? bıraksaydın sömürge olsaydık. kime sürtüneceğini şaşıranlar rahat olsalardı biraz. herkese sürtünselerdi suudi arabistan gibi, kuveyt gibi, dubai gibi.

vay amına koyim. ne iktidar aşkıymış.

edit : nazi subaylarına benzeyen sesleri manalı bulanlar, atatürk'le hitler'i bir tutuyor sanırım. ya da tutunacakları başka yalan kalmadı.

edit 2 : şunu da anlamıyorum. senelerdir ülkenin anasını ağlatan siyasileri bir kelime bile eleştirmeyen, cukkacı iktidarlara sempati besleyen insanlar, bunlar hiç yaşanmamış gibi atatürk'e saldırıyorlar. zaten siken yaranıyor insanlara. hortumla, çal çırp, karıştır ülkeyi ve yıllarca iktidarlık yaparsın. ama konu atatürk olunca eleştirmeden duramazsın.
atatürk bağnazlarının ölümüne eleştirdikleri kısa film. ben nasıl insanların inançlarını dahi eleştirebilecek kadar özgürsem onlar da benim herbişeyimi eleştirebilmelidir, özel hayatı bunun dışında tutuyoruz tabiki. atatürk ü hiç tanımadım, iki kelime etme fırsatım olmadı, yaptığı işler için de kendisine hayranlık duyarım, ama o da eleştirilebilmelidir. hayatı hayat bilgisi kitabından, tanrıyı daha kendini bilmeyen din öğretmenlerinden, cinselliği pornolardan öğrenen bir neslin kurbanı olarak isteğim, onu da onun düşüncelerini de eli silahlı askerlerden öğrenmeyelim.
hödösünü satan hede adlı kişisel gelişim kitabının sonlara doğru vermek istediği mesajlar arasında yer alması muhtemel tümce. koyu yazılıp, sonunda ünlem işareti olanı makbuldür.
bir psikolog repligidir de ayni zamanda.
birirleri fimi izledikten sonra resmi ideolojinin içinde barındırdığı statükocu unsurları görmezden gelip halen gazinin köylü milletin efendisidir sözünün ardına sığınmakta.halen olayı farklı mecralara çekmekteler.biraz tabularınızdan sıyrılın.at gözlüklerinizi çıkarıp doğrusu ile yanlışı ıle sahip çıkın sürekli ardına sığındığımız resmi ideolojinin.

evet kıyafetten,lisana,dinden,müziğe kadar pek çok alanda modernleşme projesine elitist bir yaklaşımla yeni teviller getirilmeye çalışılmış.ve maalesef bu uğurda cok kafalar kopmuş çok çeneler kapatılmış.

anadolu süngü gölgesinde cok acı çekmiştir.bu film bu anlamda tam anlamıyla başarı sergilemiştir.
sinan çetin tarafından hazırlanmış kısa film.
açıkçası kimilerinin iktidar'a yaranmak, kimilerinin köylü milletin efendisidir, hatta bazılarının da o dönemde yasaklanan başka bir müzikti sığınmalarına karşı tamamen eleştiri amacı güden kısa film.
zira tekrar tekrar izlenilmesi halinde tema olarak, insanlara baskıyla * kabul ettiremezsiniz denilmekte, halk* ise olayı tamamen kendi sentezinden geçirip ortaya koyduğunda ise kural uygulayıcıları dumur'a uğratmaktadır.

gayet başarılı olmuştur sinan çetin yaptığı bu kısa filmle. iktidara yalakalık yaptığını ise zannetmiyorum aksine günümüz ve yakın geçmiş siyasetçileri ve iktidarlarına da sağlam bi ayar vermektedir bu millete zorla bişeyi benimsettiremezsiniz edasıyla. ha işine geldiği gibi anlıyor bir çok insan ayrı muamma.

ayrıca her olaya da atatürk'ü karıştırmayın be kardeşim adamın kemikleri sızlıyor, hiç mi yanlışı olmadı hayatında, hiç mi hatalı kararlar alıp hatalı eylemler yapmadı ?
yoksa o insan değilmiydi ?

(ya emmeye ya gömmeye gelin kardeşim.)
Ön elemeyi geçemeyen berbat festival filmlerinden daha berbat bir filmdir. Neyi anlattığı ve niçin anlatığı meçhuldur. ikincisi cumhuriyet döneminde Türk sanat müziği radyo yayınlarından kaldırılmış dahi olsa aradan bir yıl bile geçmeden geri gelmiştir. Bir nevi hatadan dönülmüştür. Geçmişi, hele hele 50-60 sene öncesini kaşımanın hiç bir manası yoktur. Ama eğer illa bir eleştiri getirmek gerekirse demokratik hakların budandığı, internet'in sansürlendiği, basının baskı altına alındığı ortamı * eleştirmek daha yararlı olacaktır. Ama nerde bizim sinan'da o yürek. O piyasanın yönetmenidir.Bu da filmi bana yollayan o salak kıza kapak olsun.
populist, sinan çetin filmi.
sığ ve bayağı bir filmdir. çektiği kısa filmle, atatürk'e inceden bir göndermek yapmak istemiş; ama atatürk'ün sevdiği şarkıları hiç duymamış herhalde...

ayrıca mustafa karaçiftçi adlı bir emekli öğretmen, filmin yönetmeni* hakkında konya cumhuriyet savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştur.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10253187.asp