bugün

ntv'ye göre 12.30'da istifasını açıklayacak.(mış).
türkiye standartları üstündeki bir kadroyu skibberaktından sonra kesinlikle gitmesini istediğim teknik direktör.
medya'nın sonunda devirdiği teknik direktör.
sadece o giderse hiç bir işe yaramayacaktır. onunla birlikte maç seçen, sahada amaçsızca koşan zatların da gönderilmesi gerekir.
(bkz: maç seçmek).
kimsenin devirmediği teknik direktördür. kendisine bu kadar zaman ve bu kadar kredi verilmiş olması bile bence türkiyede görülmeyecek birşeydi.

artık hala tek suçlu mu, neden zaman verilmiyor, neden sabredilmiyor diyecek durum kalmadı kimsede. sportif başarıyı değerlendirmeye almıyorum bile. ama bir teknik direktör 9 ay sonunda hala takımı bir sistemle oynatamıyorsa, oyuncuları maç içinde kontrol edemiyorsa, takım üzerinde bir hakimiyet sağlayamıyorsa, hatayı kendisinde aramalıdır.

sakatlar vardı demek sadece bir bahanenin arkasına saklanmak demektir. bu takım bundan daha kısıtlı kadrolarla da oynadı. ama hiçbir zaman sakatların, cezalıların arkasına saklanmadı.

en basitinden şunu söylemek istiyorum. oyuncular laubaliyse skibbe ne yapsın diyenlere söylüyorum bunu da özellikle. maç içinde saçma sapana hareketler yapan, kafasına göre şut çekip kafasına göre orta yapmaya çalışan, hiçbir serbest vuruşu olumlu kullanamayıp her topu ezen sabri her maç oynuyorsa bunun sorumlusu kimdir? ha eğer skibbe değilse bu sabri neden milli takımda böyle kafasına göre oynayamıyor?

çünkü orada fatih terim var ve sabri ondan çekiniyor. ama galatasaray'da böyle birşey yok. işte hocanın takım üzerindeki etkisi budur. eğer senin takımın türk oyunculardan oluşuyorsa, seni ancak takım üzerinde otoriteye sahip bir hoca başarıya götürebilir.

skibbe ne kadar iyi bir hoca olursa olsun, ne kadar teknik bilgiye sahip olursa olsun, türkiye'de başarılı olamazdı, olamadı da zaten.
kovulan teknik direktör. sitede açıklandı.
ve kovuldu.
http://www.galatasaray.or.../futbol_as/haber/3240.php
gönderilmiş eski galatasaray teknik direktörü.

hayırlı olsun galatasarayımıza. avea'ya geçmiş kadar olduk. oh be

http://www.galatasaray.or.../futbol_as/haber/3240.php
futbolcuların bu denli sevmelerinin nedeni söylenenlere göre, hafif tempoda geçen idmanlarmış. önce hafif tempo koşu, açma-germe sonra 5'e 2 veyahut şut çalışması, çift kale maç gibi futbolcunun zorlanmadığı türden çalışmalar yaptırması, futbolcunun tabi hoşuna gider.
buna göre, ne bi' istasyon ne de kondisyona yönelik çalışmalar yaptıran michael skibbe, fizik açıdan güçsüz duruma düşen ve sürekli sakatlanan futbolcuların başlıca nedeni. disiplini seven kalli'yle tam zıt bi adam.
gönderildiğini açıklayan teknik direktör.

(bkz: böyle mi olacaktı)
konuşulana göre yerine karl heinz feldkamp ya da gheorghe hagi gelecektir. seç, beğen, al yani. o yüzden bence galatasaray taraftarı çok sevinmemeli.

üstelik kendisinin alacağı bir tazminat var. ve eğer tazminat olayı fifa'ya intikal ederse skibbe'nin arkasında milli takımda çalışmış olmasından dolayı kocaman bir alman lobisi de olacak.

aylardır yardımcıları olmadan çalışıyordu. bence yazık oldu. darısı aragones'in başına.
5'ten gelip 5'le gitmiştir.
kukla olarak kullanılmış , kötü yönetim tarzının kuklasıdır , taraftarın önüne atılmıştır . tıpkı zamanında hakan şükür , petre , gerets , ınamoto , dün gece sabri , ümit karan vs .. gibi adamlar nasıl kukla edilip , gerçek sorumlulardan hesap sorulmadıysa .
galatasaray'da aslında gerekli şartların oluşmasına rağmen başarılı olamamış adam.

leverkusen'e son derece çabuk çağdaş bir futbol oynatıp galatasaray'a gelmiş, elinde çok kaliteli ve genelde formda bir hücum hattı, alternatifli orta saha oyuncuları, özgüveni gelmiş bir servet, fernando meira gibi bir marka varken başarılı olamadı. başarısızlığının nedeni ise kendi yeteneksizliği değil, türkiye'de futbolun avrupa'ya oranla çok farklı olması ve kendisinin buna uyum sağlayamamasıdır.

sorun son zamanlarda ısrarla denediği 3-5-2'de falan değildir. bilen oyuncularla oynarsan o taktikle de başarılı olunur, kanat oyuncuların iyidir forvetin efektiftir iyi alan daraltırsın oynarsın. herkes biliyor türkiye ile avrupa arasında futbol oyuncu kalitelerinden, oyuncu altyapılarına, spor yazarlarından halkın bakış açısına çok çok farklı. atıyorum elinde barnetta var. ona 3-5-2'de kanatta oynayacaksın dersen o adam sabri gibi "ulan orta sahada oynuyorum hücum edeyim" düzmantığıyla oynayıp rakibin kanat oyuncusunu yıldız yapmayacaktır. barış özbek denilen yetenekten nasibini almamış bir oyuncunun bile zaman zaman çok iyi maçlar çıkartması, altyapı eğitimini iyi almış olmasındandır. dolayısıyla skibbe'nin istediği futbolu oynatması için taktikten, dizilişten çok daha fazlasını oyuncularına aktarması gerekirdi. belki de bunu denedi ama saklı kaldığı için bilmiyoruz.

bir diğer büyük faktör kesinlikle sakatlıklardır. kesin bir dille söyleyebiliriz ki galatasaray bu sene sakatlıklardan en çok çeken takımdır. sezon başı gayet iyi oynayan hasan şaş, geçen seneden beri takımın vazgeçilmez sağ beki uğur uçar, tobias linderoth gibi bir dinamo, ilk devre alex istatistiğinde oynayan maksimum fayda sağlayan lincoln, harry kewell, bir ara arda, son haftalar hakan balta*...bunlardan bazıları çok ağır ve uzun, bazıları ise kısa dönem sakatlıklar geçirdi ve alternatifli kadrosunu tam anlamıyla kullanamadı skibbe. sivasspor'da ya da trabzonspor'da sene başından beri sakatlık oldu mu? hiç hatırlamıyorum. şimdi de defansın vazgeçilmezi servet 2 ay yok. görülen o ki sakatlıklar çok etkiliyor takımı.

son olarak yönetimin skibbe'ye yaptıkları da inkar edilemez. yardımcılarının gönderilmesi, üstüne geçen sene servet'i ön liberoda deneyen ve kovulan feldkamp'ın getirilmesini 5 yaşındaki kardeşim bile skibbe'ye mesaj olarak algılamıştı. skibbe'nin hatası bütün bunlardan sonra istifayı basıp gitmemesidir. bugün herkes sövüyor ama olympiakos, hertha berlin, benfica maçlarından sonra herkes övüyordu. unutulmamalı ki galatasaray'ın bu sene futbol anlamında zirve yaptığı benfica maçında da teknik direktör skibbe'ydi. yanlışları, hataları da olmuştur tabi skibbe suçsuzdur demiyorum fakat yönetim de dün gece ki kim sorumlu ise onun hakkında radikal kararlar alacağız demek yerine biraz da aynaya bakmalı. belki o zaman birşeyleri görebilirler.
10.06.2008 tarihinde Galatasaray teknik direktorlük görevini üstlenmis olan, 23.02.2009 tarihinde bu görevden kovulan bireydir. bu kovulmanın değeri sözleşmede 1 milyon 800 dolar geçmektedir. hem turkiye liginde hem cep niteliğinde galatasarayi skibde gitmistir.
başarısızlığına rağmen, kendisine saygı duyduran adam. temizdi, etliye sütlüye bulaşmazdı. ne yazıkki galatasaraylılığın ne olduğunu hissedemedi. yolu açık olsun, umarım 'başarılı' olduğunda yollarımız kesişir.
paket olan galatasaray eski teknik direktorudur.
bugün itibariyle, biletini yalnızca gidiş alan eski teknik direktör. nereye gidiyor? bordeux maçına .. takımın potansiyelini bir türlü doğru kullanamazsan, skibbe kadar yolun var tabii.
kocaeli maçından sonra 5 e takıp hızla Almanya yolunu tutan genç teknik adam.
kovuldugunu ögrenince gs için sevindigim ama kendisi için üzüldüğüm teknik adam. efendiliğiyle, sezon içinde gerek yönetimin gerekse de medyanın kendisine yaptıgı tüm baskılara ragmen takımının ve kulubün arkasında sonuna kadar durdu? peki ya yönetim? o üç silahşörler * takımın basında oldugu sürece gs'nin belini dogrultamayacagını bilen tüm aklı selim insanların bildiği gibi suc yine en basit yoluyla bu adamın üzerine atılmıştır. takımdaki tüm carpıklıklar, yönetimdeki tüm bozukluklar tek bi adamın sırtına yüklenerek almanya semalarına yollandı. git gide fenerbahce'ye benzemeye basladı galatasaray, tek korkum bu...
30 tane boktan herifi adam edemedigi, onlara hep musamaha gosterdiginden gonderilen adam. eee, feldkampi da cok kati diye gonderttiler.

nedir ki bu kisir dongu? daha dogrusu yapilmasi gereken nedir?

at sahibine gore kisner. bu adamlarin basina ne karsisinda profesyonel bekleyen bir avrupali, ne de torun azarlar gibi antrenorluk yapmaya calisan bir dede getirebilirsiniz.

baros, lincoln, harry kewell... bu adamlar avrupa'da belli yerlere gelmis, taninan oyuncular. turk oyuncularinda yurticindeki basarilari malum.

o zaman bu kadar nitelikli oyuncunun basina nitelikli antrenor getireceksin. kacma kardesim paradan!..

bak bu kadar masraf, antrenoru ucuza getiricem diye bosa mi gitsin.

sunlarin basina bi lippi, bi hitzfeld, hadi en bilemedin bi hiddink ayarinda antrenor koysana.

bulent korkmaz geliyormus simdi de, oldu olucak coskun ozari'yi getirin *, sikilmistir 30 senedir oturmaktan.

kaleci antrenoru de turgay seren olsun, yok ebesinin ami baros falan desin.

uymadi mi?

uymadiysa adam akilli is yapin. skibbe sizi leverkusenle skib birakti affedersiniz, o zamandan bu zamana ne degisti?

oyuncuna ya disiplin ver, ya gonder yonetim degil misin?

skibbe'nin de herseye ragmen emegine saglik. tiganalar'dan, del bosqueler'den, aragonesler'den cok daha adam bir profil cizdi, onlara gore cok ta iyi top oynatti.

yolu acik olsun, bizdendir artik.
(bkz: uğurlar olsun)
galatasaray eski teknik direktörü. uefa kupası maçı öncesinde değil sonrasında gönderilebilirdi.*
yani bir maç düşünün * takımının kalecisi topu düzgün yumruklayamıyor ve gol yiyorsa,
baros o penaltıyı atamıyorsa ve dönüşünde galatasaray gol yiyorsa,
servet sakatlandığı için son dakikalarda takım 10 kişi oynuyorsa, burada skibbenin suçu ne? yanlış taktikle oynamış olması hatadır ama bu şekilde de maçı kazanabilirdi. maçı kazansaydı kovulmazdı
galatasaray o penaltıyı atsa belki kocaelispor moralmen çökecek ve belki de galatasaray son dakikalarda gol bulup kazanan takım olacaktı. galatasaray şu durumdaysa tek sorumlu skibbe değildir.

edit: ayrıca efendi kişilik *
hiç bir maç sonunda çıkıp da göz yaşı dökmemiş, efendi ve yakışıkılı, karizman adamdı.

(bkz: badem gözlüydü)
canlı yayına yetişememiş bir sürü genç kızımızın msn iletilerinde "güle güle skibbe, seni özleyeceğim tatlım" tarzı yarı romantik yarı gerizekalı ifadeler türetmiş adamdır.