bugün

Demokrat partinin kurucularındandır.
Soyadını, torunu olduğu köprülüler ailesinden alır.
köprülü mehmet paşa nın soyundan gelmektedir.
6-7 eylül olaylarını anti-komünizm mücadelesi olarak değerlendirmiş dp'li. Yazık..
Dp'deki haksızlıklara ses çıkaran tek kişidir.
çok büyük bir alimdir.
huzur içinde uyusun.
türkiyenin yetiştirmiş olduğu mümtaz tarihçilerden ayrıca kendisi osmanlının bir döneminde büyük söz sahibi olmuş köprülü ailesinden gelir.
köprülü mehmet paşa'nın varisi olan adamdır.Böyle adamlar hep zaten atalarından dolayı balon gibi şişirilmiştir.
Kendisinin öğrencilerinden ders almak bile tarihe farklı bir açıdan bakmanizi sağlar.

(bkz: istanbul Üniversitesi)
gökbilge nihal atsız'ın asistanı olduğu büyük tarihçidir aynı zamanda.
böyle bir tarih bilimcisi ciddi manada bu ülkeye gelmeyecektir.

ordinaryüs ünvanına sahip ilk tarihçidir ülkemizde. yok herhalde şimdi de.

Türk milliyetçisidir aynı zamanda. Bu konuda da yazdığı yazılarla son derece örnek olmuştur.

soyu Osmanlının meşhur köprülü ailesine dayanır.

Böyle bir tarih bilimcisi, böyle bir Türkolog yoktur. Osmanlı'nın başka kavimden (moğol veyahut kıpçak) değil Oğuzların Kayısına dayandığını koşulsuz şartsız vesika ve delillerlede anlatarak avrupa'da ki bu yıpratma politikasını durdurmuştur. Osmanlı'nın Türklere önem vermediğini hatta küçümsediğini palavra eden güruhada yine belgelerle cevap vermiştir. tarihçi belgelerle konuşur.
(bkz: umur u şarkiye) üyesidir aynı zamanda.
isminin doğru şekli mehmet fuad köprülü olan en büyük türk bilim insanı.
türkiyenin yetiştirdiği en büyük bilim insanıdır. türkoloji biliminin babasıdır. metolodijiyi türkiyeye getirendir.
cumhuriyet dönemi en önemli edebiyatçı ve tarihçisidir. özellikle anadolu aleviliği üzerine olan çalışmaları bugün modern anlamda araştırmalar yapan ilahiyatçı ve dinler tarihçilerine heyecan vermiştir. her ne kadar bazı tespitleri yerinde olmasa da o dönemin koşullarına binaen olduğu düşünülmektedir. (yani teknik imkansızlıklar) fuat köprülü hocanın türkiye cumhuriyeti sosyal bilimlerine kattıkları ise tartışmasızdır.
20 yaşlarında prof olmuş ve ord. ünvanını kazanıp bu ünvanı kabul etmeyen tek Türk.
görsel
görsel
Türk edebiyat tarihçilerinin peygamberidir dersem yanlış olmaz. tarihi coğrafi fin metodunu başarıyla edebiyata uygulamış, bilinmeyen birçok unsuru gün ışığına çıkarmıştır. keşke siyasete hiç bulaşmayıp,istanbul Üniversitesindeki kürsüsünü yetim koymasaymış.
"Fuad Köprülü daha doğrusu Köprülüzade Fuad diyelim, çünkü anlatacağım vakıa soyadı kanunundan önce olmuş bir şey. Köprülüzade Fuad, Arap harflerinin yerini Latin harflerinin alması fikrine muhalif bir zat imiş. Bu konuda da beyanları sözlü ve yazılı olarak varmış. Fakat bir gün kendisinin Sultanahmet'teki ikametgâhına Mustafa Kemal bizzat gitmiş. O akşam ne kadar konuştularsa konuşmuşlar. Ertesi sabah Köprülüzade Fuat, Latin alfabesi lehine bir yazı yazmış. Durumu bilen arkadaşları, ahbap çevresi müstehzi bir şekilde: "Ne oldu Fuad?" demişler.

O da cevaben: "Ben, Zeki Velidi Bey gibi kitaplarını kolay taşıyan birisi değilim" demiş. Ne demek bu? Zeki Velidi Togan Türkiye'yi terk etti. Neden terk etti? Çünkü bu şartlarda bu memlekette ilim yapılamaz. Nedir o şartlar? Türk Tarih Kurumu'nun -bugün hala ilk mekteplerde var mıdır bilmiyorum- bir göç haritası vardır. Türkler, Orta Asya'dan her tarafa yayılmışlar. Ben ilkokulda okurken bir harita vardı. Dünyanın yüzeyi sarı bir şeydi. Kırmızı oklar her yere gidiyordu. Bize çocukken böyle bir şey öğretmişlerdi. iç deniz varmış Orta Asya'da. Daha sonra o iç deniz kurumuş. Ondan sonra da herkes geçinmek için ortalığa dağılmış. Zeki Velidi Togan bunun böyle olmadığını biliyor. Ama Türk Tarih Kurumu bunu resmi tez olarak kabul etmiş. Jeolojik bilgi olarak da hiçbir kitapta böyle bir şey yok. Ama bizim yüksek bilginlerimize göre var. Orta Asya'daki iç deniz kurumuş. Millet de oraya buraya dağılmış. işte Zeki Velidi Togan, Türk Tarih Kurumu'nun böyle bir tezi resmi tez olarak kabul etmesi üzerine isviçre'ye gitmiş. Bu şartlarda, bu ülkede bilgi üretemem diye düşündüğü için.

Köprülüzade Fuad da diyor ki : "Ben kitaplarımı Zeki Velidi Bey gibi kolayca taşıyan birisi değilim."
ordinaryus profesör doktor ünvanına sahip, öss edebiyatında bolca ismi geçen şahsiyettir.
araştırmaları:
türk saz şairleri antolojisi,
divan edebiyatı antolojisi,
türk edebiyatı tarihinde usül,
türk edebiyat tarihi,
türk edebiyatında mutasavvıflar.
(1890- 1966)
fecr-i ati döneminde sembolist şiirler yazmıştır.
türk edebiyatını ve tarihini batılı yöntemlerle inceleyen ilk edebiyat tarihçisidir.
"cezair devletini tanımayan" ve "bizim kıbrıs diye bir meselemiz yoktur" diyen, devlet adamlığı tam bir felaket olan kaliteli edebiyatçımızdır.
sözlü tarih mirasını da kullanmıştır eserlerinde.
doğum tarihi ile sözlük yazarlarını şhtşlafa düşüren zattır.
Eserleri
Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı (1916)
Türk Edebiyatında ilk Mutasavvıflar (1919-1966)
Nasrettin Hoca (1918-1981)
Türk Edebiyatı Tarihi (1920)
Türkiye Tarihi (1923)
Bugünkü Edebiyat (1924)
Azeri Edebiyatına Ait Tetkikler (1926)
Milli Edebiyat Cereyanının ilk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türk-i Basit (1928)
Türk Saz Şairleri Antolojisi (1930-1940, üç cilt)
Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar (1934)
Anadolu'da Türk Dili ve Edebiyatı'nın Tekamülüne Bir Bakış (1934)
Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu (1959)
Edebiyat Araştırmaları Külliyatı (1966)
islam ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi (1983, ölümünden sonra)