okul takımının asla şampiyon olamadığı. öğrenci işlerinde işlerini halletmenin deveye hendek atlatmakla eşdeğer olduğu, öğrencilerine askeri çadırda ders vermek zorunda kalan doğuştan abdestsiz okul
fakülteden çok şantiyeye benzeyen derslerde kamerayı anlatırken kamerayı göstereceğine parçalarını tahtaya tebeşirle çizerek öğrencilere gösteren ilim irfan yuvası
Zamaninda iyi olan ancak ozel universitelerin cogalmasiyla kan kaybeden okul. Unsal Oskay'in dekan oldugu donem hic de fena sayilmazdi. Yine de devam zorunlulugun olmamasinin ogrencilerin uzerinde yarattigi rehavet kantindeki batak turlariyla percinlenir, finallere bir gun kala calisilirdi.
Diger universitelerdeki arkadaslar hasetlerinden catlarken bizlere 4 guzel sene gecirten okul, sonuncu senesinde "allam ne b.k yicez" paniklemelerine de sebep olmustur.
abbas güçlü gibi iletişemeyen bir adamın hocalık yaptığı üniversite.
bugunlerde 'sayin' mustafa sarigul yuzunden derslerinde aksamlar yasayan fakultedir.
(#2528350)
yaklaşık 4 yıldır fakültemden dolayı aynı kampüsüte öğrencileriyle iç içe hayat yaşadığım fakülte. 4 yıl içinde ilk kez sağcı solcu kavgası oldu. çok büyük bir şey değildi. şahsen kim kimi niye dövdü bilmiyorum. zira bir grubun günlerdir bahçe ortasına koydugu standa diğeri uyuz olmuş olması muhtemel sebeptir. asıl üzücü olan ise bu arkadaşların iletişim fakültesinde okuyor olmaları. yani mezun olduklarında gazeteci, muhabir olacaklar. demek ki program yapsalar ve konukları karşıt görüşte olsa adama tekme tokat girecekler. işte ben bu ülkede bir bunu anlamıyorum. sağcı ve solcu olmak kötü değil ama sorun çözmeye çalışmak için sorun oluşturmak nasıl bir ironidir? oysa herkes tek biramaç uğruna çabalamıyor mu? bu ülke için... bu ülke toprakları için...
nasıl bir düzendir? kardeşi kardeşe düşürmek sadece koltuk sahibi olanları mutlu ediyor olmalı zira bu genç arkadaşlar ilerde geçmişe baktıklarında ne kadar aptal olduklarını anlıyacaklar.
9 senedir diplomamı alamadığım fakültedir!
öğrenci işlerinin tembelliğiyle ünlü fakültedir. kazanmak için kendimi parçaladığım kazandıktan sonra nereye düştüm ben böyle diye ona buna yakındığım süper ötesi okulum, yuvam!
bünyesinden çıkardığı çıplak kralin terzileri isimli röportaj kitabıyla kral bir işe imza atan fakülte.
ünsal hocanın mekanıydı .
rakip üniversitedir.
yeni binası"prof. dr.erdal inönü bilim ve kültür merkezi" ile stüdyoya kavuşmuş,öğrencilerin teorinin yanında pratikte yapabilmesini sağlamış ayrıca yeni bir konferans salonu,kantin ve dersliklere sahip olan ufacık tefecik içi dolu turşucuk olan güzel fakültem.
yeni açılan binasında bulunan stüdyodan sadece mistek üyelerinin faydalandığı fakültedir.
kazanırken puanı yüksek olan,okula gidince burası da üniversite dedirten,yine de sevdiğim biricik okulum.
kavgası gürültüsü eksik olmayan fakültedir. severiz.
zamanımda kavga gürültüsü olmayan sessiz sakin yaşadığımız okulum.şimdilerde pek sakin değilmiş duyumlarıma göre.
yaklaşık 4 yıldır okumakta olduğum, dandik fakülte.
tek artı yanı nişantaşı'nda olmasıdır.

langırt, çay ve sigaradan başka aksiyonu yoktur.
bugün itibariyle karışan ve geleceğin habercilerini yetiştiren canım yuvam..

http://www.milliyet.com.t....2010/1313615/default.htm
tek hareketliliği, etrafta gerekzizce, ellerinde alet çantaları ile dolaşan, beyaz önlüklü dişçilerin getirdiği fakültedir.
küçücük kampüsü sürekli eleştiren, ama o küçücük kampüste daha sıkı dostluklar olduğunu anlamayan insanlarla dolu şeker okulum. pek tabii eğitime, pratiğe ve teoriğe değinirsek evet ben de bu konuda dertliyim.

(bkz: görünen köy kılavuz istemez)
bir türlü sakin kalamayan fakülte. sandalye masa kalmadı tepişmekten.
ayrıca yazmışken şuna da değineyim. masalarda küllük yok, sigaralar yere atılmak durumunda.
yerleri temizleyense dedemiz yaşında amca. el insaf afacan dennis saçlı hamza. iki küllük alıver kantine.
türkiye'nin en iyi 4 iletişim fakültesinden (istanbul, ankara, galatasaray) biridir. son yıllarda donanım-ekipman olarakta iyi bir yere gelmiştir. en çok prof.'a sahip iletişim fakültesidir, elinizi sallasanız prof.'a değer. ruh hastası olan hoca hemen hemen yok gibidir, bir öğrenciye takıp, onu geçirmeme diye birşey yoktur. öğrenci işlerinden her ne kadar şikayetçi olunsada, diğerlerinin yanında eli öpülesidir. kampüsün küçük olması nedeniyle, genellikle herkes birbirini tanır.

edit: bunların içerisine,anadolu üniversitesi iletişim bilimleri fakültesini de katabiliriz. *
bu yıl mevcut fakültenin gazetecilik bölümünde okumaya başladığım okuldur. tam bana göre olduğunu düşündüğüm ufacık mekana sahip, amerikan hastanesi'nin hemen arkasına yuva yapmış ilim irfan yuvasıdır.
bu fakültede okuyan kimi görsem; küçüklüğünden, sıkıcılığından bahseder. tam anlamıyla üniversite hayatı yaşayamadıklarından söz ederler. ne bekliyorlar bilmiyorumki? nişantaşında okulun işte. ya dağın başında olaydı?
yakında halkalıya taşınacak fakültedir.
Marmara iletişime yerleştim, ÖSS'yi kazandım diye hoplarken okula gittiğimin ilk günü ÖSS'yi kaybettiğimi anladığım yer. "1. sınıfta bizim hocaları 4p'de bıraktım 3. sınıftayım okula bir uğrayayım dedim bir de ne göreyim bizim hocalar hala 4P'de." gerçeğini deneyimlediğim yer. iletişim fakültesinin iletişim özürlü öğrenci işlerini inceleyebildiğim yer. Olum bir bütü bile yok bu okulun! Kısacası okulum gitmesem de...

an itibari ile halkla ilişkiler ve reklam anabilim dalı başkanı
Prof.Dr.Hasan SELÇUK Ekonomi - Maliye Bölümü, Ekonomi Anabilim Dalı künyeli güzide bir insandır. Ne alaka olduğunu çözmek için uğraştığım güzel okulumun bir icraatı daha burada bitmektedir. Haftaya görüşmek üzere...