binbir cambazlıkla alınan büyüme mantarlarının, suratlı güllerin yardımı ile büyütülen, aslan gibi olan üstüne bir de alev topları saçabilen canım mario' nun, kıçıkırık bir ayaklı mantar veyahutta başka bir ucube tarafından ısırılması sonucunda çük gibi kalmasının akabinde bedende hakim olan hüzün ve telaş. herkes bilemez bu duyguyu. ancak yaz tatilinde sabah 9 da atari başına oturup akşam baba eve gelene kadar mario oynayan neslin tanıdık olduğu bir duygudur. artık mario ne alev topları saçabilir ne de yüksekteki tuğlaları parçalayabilir. aslında bu kadar da ajite edilecek bir şey değildi bu. hatta o günlerde ''aman annem duymasın tedirginliği'' içerisinde sağa sola bakıldıktan sonra atılan okkalı bir ''hasikttir'' nidasından öteye gitmezdi etkisi. nedense fena halde küçük emraha bağladım yazıyı allah allah. yaşlanıyorum galiba...
uzaktan tel benzeri öldürücü alet atan yaratıklara geldiğinde dahada artan hüzün*.
(bkz: 90 ların başında çocuk olmak)
(bkz: bir olcu birimi olarak sik)
voltran'ın aldığı her darbeden sonra, voltran'ın içindekilerle beraber canı acıyan çocukların yaşadığı hüzün gibidir.
öyle ki yeri gelir eldeki joystick sıkılır,düğmeleri firlardi. prensesi karizmatik bir şekilde kurtarmaya ramak kalmişken göttenbacakli bir ucubeye dönüşür mario. bu durumda sevgiliyle bulusurken bok cukuruna düşmek durumuyla eşdeğerdi ozamanlar.
Bir benzeri de tetriste 2 katı yanlış çıkınca içi kaplayan hüzündür.
arkada da o hüzünlü melodi.
sahip olunan genital organın küçüklüğünden yakınmanın farklı bir yolu.
(bkz: ağlamak istiyorum sayın seyirciler)
sik kadar mario'nun prensesi kurtardığında dağılacak hüzündür. yerini aşka, sevgiye, ota, böceğe bırakacaktır.
koç gibidir o. sik kadar boyuyla neler yapar. o borudan öteki boruya. hey yavrum hey. aslan gibi adamdır mario. sik kadar da olsa, mario mariodur.
hamam böceklerini gördüğüm an aklıma gelen acı anıdır.

kimse hissetmemiştir o küçüldüğü an ekrandan size doğru ağlamaklı gözlerde, gözyaşlarının bıyıklarından süzüle süzüle "bu da mı gol değil" dermiş gibi baktığı anı ve mario dostumuzun çektiği acıyı.

ama tatlıdır şerefsiz küçük haliyle, bilmezler ki kavgada küçük boylular makbul olur.
(bkz: çaycı hüseyin)
(bkz: çaycı hüseyin in süper mario olması)
(bkz: bir daha hiçbir çiçek beni böylesine büyütemeyecek)
"üzülme mario'm büyüteceğimm seni, yine eskisi gibi olacaksın..." diye düşünür insan içinden, hüzünlenerek.
çiçek alındığında depar tuşuna basıp, kendiliğinden çıkan ateşe denk gelince tepe taklak aşağı inen mahlukları* ezememenin hüznüyle benzeşir.
herşeyi oldugu gibi bırakıp, uzaklara çok uzaklara gitme isteği uyandıran.
gözleri yaşartan, sigara üstüne sigara yaktıran hüzündür.
abarttım lan sanki!
yine de kocaman bir yüreği olduğunu düşünüp avunduğumuz hüzün.
ne mario'nun ateşini kaybetmesinde yaşanan hüzne ne de prensesin aslında başka şatoda olduğunu öğrenilen andaki hüzne benzer. bilhassa zıplama efektinin aniden değişmesi ve acı acı çalması insanı daha da üzer. * *
(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
mario mantarları yer. kafası güzeldir zaten küçüldüm büyüdüm çokta takılmaz.
mario nun en iyisi kısa olanıdır. daha iyi zıplar. daha çeviktir. bazıları küçük sever atasözünün geçerli olduğu durumdur.
sigara içende ölecek içmeyende hipotezine ters düşen durum. şöyle ki;

mario küçük ya da büyük olsun, farketmez. yıldız alınca süper bir müzik eşliğinde önüne gelen herşeyi devirebilen, sert, çevik ve ahlaklı bir pozisyona geçer kahraman tesisatçımız. aksiyon sahnelerini aratmaz şerefsizim. soldan kaptırıp önünüzde ne var ne yok darmadağın edebilirsiniz. aynı durumun bir de olumsuz halini inceleyelim. mario'nun parçalı bulutlu pistlerinden bazılarında ebesinin nikahı kadar büyük boşluklar vardır. bu boşluklardan atlamak için yeterli enterpolasyonu sağlayamazsanız haliyle düşersiniz. büyük yahut küçük farketmez oracıkta ölürsünüz mazallah.

mesele mario'nun büyük veya küçük olması değil, mesele mario'nun gerçek manada bir kahraman olabilip, prensesi kurtarmasındadır yeğen.
tarifsiz bir hüzündür. ayazda kalmış bekçi düğmesi gibi küçülür.
o huzun anlatilmaz yasanir bide tesekkurler mario ama prenses bu sarayda degil dediyse intihar edilmeliktir.