bugün

çocuk sesleri, sabahın erken saatlerinde kuş seslerini bastırıyor. belki de anne babalarından önce uyanan çocuklar, kendilerini sokağa atıyor ve karanlık basıncaya kadar gülüp oynuyor, koşup kaynaşıyorlar. gürültülerinden rahatsız olanlar az değil. ama ben hiç rahatsız olmam. çoğu akşam üstleri aralarına katılır ve kabul görürsem onlarla oynarım. kimi zaman da bir duvarın üzerine oturur onları zevkle izlerim. kendilerini oyunda yitirişlerini ve incir çekirdeğini doldurmayacak bir şeyler için dövüşmelerini, ağlaşmalarını, en olmayacak şeyden zevk alışlarını top oynarken düşüşlerini , bisiklet sürmeyi öğrenmek için nelere katlandıklarını, yüzlerindeki kir ve pası ve daha bir çok hal ve tavırlarını seyre dalar, arada bir kendimi kaptırır adeta onlarla bütünleşirim.

evet çünkü benim çocukluğum boyle geçti. salçalı ekmekle büyüdüm sokaklarda ve geceleri bir kiraz ağacının tepesinde iken aşağıdan "kirazaaa dalaaan vaaar" diyenleri dovmek istemekle geçti çocukluğum.

ve bu yüzden seviyorum o sevimli melodileri.
malesef büyük şehirlerin giderek betonlaşarak insanlara yaşam alanı bırakmaması, ayrıca sokakların da eski gibi tekin olmamasından dolayı gün geçtikçe azalan seslerdir. çocuklar artık sokakta oyun oynamak yerine; internet cafelerde counter strike, playstation oynuyor. nerede o eski mahalle maçları' artık yerini fifa futbol oyunları ve winning eleven serisi aldı.
hayatın bir şekilde iyi gittiğine delalettir.
boş ve hüzünlü evlerin gündüz avuntusudur.
yemin ediyorum hayatın ta kendisidir. bütün bir yaz dinlediğim ve bana kalabalık ve mutlu aileleri hatırlatandır.
artık zor duyulan seslerdir. malum bilgisayar çağı.
Beni deli ediyolar da konu o değil şimdi. Biraz önce oyun kuruyorlar, iki lider kendileri seçiyor oyuncularını. Liderin biri dedi ki; "arkadaşlar biz terör örgütüyüz ona göre." Bakın çok ciddi bir şey var burda. Bizim çocukluğumuzda biz kelebek, çiçek, en fazla takım adlarımızla ayrılırdık. Çocuk terör örgütüyüz diyor. Ne durumda çocuklarımızın psikolojisi varın siz düşünün.