bugün

Yarısında kapattığım filmlerden biri.
Bi bok anlayamadığım film. Ama güzel yine ya.
önce izlerken saçma ya da hiç bir anlamı yokmuş gibi gelen küçük detayların sonlara doğru anlam kazanmaya başladığı filmdir. ince espirileri, tahmin edilemeyen sonu, ters köşe yapan senaryosu ve her filmde olduğu gibi güzeller güzeli bir hatun. daha ne olsun.
izlediğim en iyi 5 film arasındadır net.

ona neden haham diyorlar ?

-çünkü o bir haham.
---spoiler---
-
-
-
Filmin basinda morgan in yüzügüyle haham in silahini gösteren ve flashback yaptiginda sana "aaa" dedirten film. Ama o dikkatle film izleyenlerde zaten yönetmen olsun arkadas.
---spoiler---
kurgusu, oyuncu kadrosu, akıcılığı ve aklınıza ne geliyorsa herşeyi dört dörtlük bir film. yapılmış en iyi 100 film arasına girebilir.
on numara filmdir.geçen gün sahura kadar napsam diye düşünürken baktım tv8de bu var bi bakiyim dedim filme kaptırdım gittim şahsen kaliteli bir film izlemeyenlere tavsiye edilir.
lucy liu denen oyuncunun tam bir geveze olup resmen başımı ağrıttığı filmdir.
genelde konunun baglanması 3-5 dakika sürerken bir çok film de, adamlar neredeyse filmin yarısı kadar final çekmişler.
ayrıca; yayına girdiği 2006 senesinde ki filmlerin kurgularında bi coşma var aga.
(bkz: the prestige)
(bkz: the illusionist)

--spoiler--

vay .mına koyayım

--spoiler--
oyunculukların on numara olduğu bir film. filmin sonuna doğru hikayede karakterleri birbirine o kadar iyi bağlamışlar ki oha filan oldum. film bittikten sonra tekrar izleyesim geldi, çok beğendim. bruce willis'in o keskin göz ucuyla bakmaları, hele ki slevin acayip şekilde engin altan düzyatan'a benziyor.

--spoiler--

filmin daha başında goodkat'in söylediği " charlie chaplin, monte carlo'da charlie chaplin' e benzeyenler yarışmasına girdi ve üçüncü oldu. " repliği ile gülümsettiği filmdir.

--spoiler--

bir de şu var ki; " kansas city aldatmacası, herkes sağa bakarken senin sola gitmendir. "
söke söke şaşırtan filmdir, tavsiye edilir.
-bu arada o slevin, engin altan düzyatan'ı mı anımsatıyor ne? *
şu ana kadar izlediğim en iyi film diyebilirim.
not: üniversite öğrecisiyim izlemedğim film kalmadı.
şunlar da oynamış:

Morgan Freeman, Bruce Willis, Josh Hartnett, Lucy Liu, Ben Kingsley, Stanley Tucci, Robert Forster, Mykelti Williamson, Danny Aiello, Dorian Missick, Peter Outerbridge, Scott Gibson, Sam Jaeger, Barbara Barnes-hopkins, Bernard Kay, Bobby Brown, Corey Stoll, Daniel Kash, David Wajcman, Diego Klattenhoff, Dmitry Chepovetsky, Frank Salive, Howard Jerome, J.d. Jackson, Janet Lane, Jennifer Miller, Judy Sinclair, Kevin Chamberlin, Kwasi Songui, Matthew G. Taylor, Michael Rubenfeld, Nicholas Rice, Oliver Davis, Sacha Sojic, Shira Leigh, Victoria Fodor
aslında sonu değil de muhteşem diyalogları ile işi kotaran film. elbette ben kingsley gibi muhteşem bir oyuncunun performansını da unutmamalıyız. ama ille de sonu diyenlere tavsiye: bir gömlek üstü için (bkz: running scared)

(bkz: ille de roman olsun)
not: ikinci verdiğim bakınız tamamen keyfidir. isteyen oturur dinler ve neşelenir.
harika kurgu, iyi senaryo, iyi oyunculuk ve şaşırtıcı sona sahip fim.

filmde diyaloglar bir çok kez yardırmaktadır.

haham ve goodcat arasında geçen bir diyalog örneğin.
--spoiler--
-haham: sen ve ben eski dost değiliz. öyleyse burda ne işin var?
-goodcat: dost olmadığımız için burdayım. çünkü arkadaş olsaydık oğlunu öldürmek için kiralanmazdım. çünkü bu arkadaşın arkadaşa yapmayacağı şeyler listesinde en üst sıradadır.
-haham:!?!!
-goodcat: arkadaşlığım satılık olması senin için iyi haber. bana öyle geliyor ki sana göre oğlunun yaşaması, patonuma göre oğlunun ölmesinden daha önemli. ve bana göre çok para az paradan daha önemli. ve sen de yatağının altında bir sürü yeşillikle yatan bir adamsın.
-haham: dinliyorum.
-goodcat: patronumu öldürmem için oğlun için ödenenden iki katını vereceksin. ve bu bizi arkadaş yapacak.
--spoiler--
josh hartnett'in karizmatiklikten ölme zamanının geldiği film. maalesef konusunu filmin ortasında tahmin ettiğim film. ama güzeldi.
--spoiler--
hı, bir de biri bana açıklayabilir mi acaba, başta boynu kırılan adamın suçu ne? yazık len, suçsuzdu dimi? bi şeyi kaçırmadım umarım. dumur olmayayım sonradan.
--spoiler--
görsel
son 10 dakkasına kadar orta sınıf bir filmken ve siz kendinizi einstein zannederken g*t olmanızı çok büyük bir keyifle sağlayan film.
yüksek beklentiyle izlenildiğinde hayalkırıklığına uğratabilen film.*
sorulara cevap verdiği bölümü gereksiz yere uzun tutulmuş film efenim. ama izlemeye değer. james bond şakası iyiydi lan, ben de isterim.
uzun süre "lucky number seven" diye algılamakta ısrar ettiğim film. tamamen istemsiz bir şekilde oluyordu ben de anlamadım...
eh işte filmi. illa izlicem diyosan orjinal dilinde izlemek belki cast monitöre yansıdığında

pişman olmamış olursun.
kurgusuyla bana se7en'ı hatırlatmış film. kadrosuyla ve müthiş kurgusuyla hakkını sonuna kadar veren filmdir.
kansas city shuffle terimini hafızama kazımama aynı zamanda da aynı isimli şarkının arşivimde yerini almasını sağlamış filmdir. morgan freeman varsa o filme kötü diyemeyizdir. izlenilesi filmdir.
kadroya aldanıp izlemeye başladığım...

sonrasında ise skerler deyip pes 2010 a yardırmaya devam ettiğim bir film.

hesap edin işte.