bugün

ispanyol rahip Bartolome de Las Casas tarafından kaleme alınmış raporlardan oluşan diğer bir kitap.

arka kapaktan bir bölüm:

Bartolome de Las Casas tarafından 1542'de ispanya prensi II. Philip'e ithafen yazılan Kızılderili Katliamı, Amerika kıtasının nasıl ele geçirildiğini Eski Dünya'nın gözlerinin önüne sermiş ve birçok dile tercüme edilmiş çarpıcı bir tarihî eserdir.

'Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin değişik yerlerinde defalarca tekrarlandığını kendi gözlerimle gördüm. Bazen de insanların üzerine köpek saldıklarına, yerlilerin bu şekilde paramparça edildiğine, çok sayıda ev ve yerleşim merkezini yaktıklarına şahit oldum. Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar...'
(bkz: run to the hills)
bildiğimiz gibi aslında amerikalılar avrupa ülkelerinden oraya sürgün yemiş illegal insanlar*. amerikanın yerli halkını aynen avusturalya da aborjinlere yaptıkları gibi yerlerinden etmek istediler, ama kızılderililer toprağına bağlı bir milletti ve savaştılar. ama iyilik herzaman yenemiyor. sonuçta kızılderililer öldürüldü, amerika avrupalı melezlerin oldu.. yüzlerinin karasını da araba markalarına kızılderili kabilelerin isimlerini vererek temizlemeye çalışıyorlar. (bkz: chevrolet cherokee pontiac)
bu katliama avrupalıların, avrupa'dan bünyelerinde getirdikleri avrupa ya özgü hastalıklar da yardımcı olmuştur. çiçek ve sıtma amerika kıtası yerlilerinin bağışıklık sistemleri için tamamen yabancı hastalıklardı. tenochtitlan'a (bugünkü meksika'nın başkenti mexico city) giren batılılar burada halkın derisinin nasıl parlak olduğunu, bünyelerinin güçlü ve sağlıklı ve dişlerinin inci gibi oldugunu anlatır. insanlar temizdir ve şehrin kanalizasyon sistemi ( ortaçağda avrupa da bulunmaz. insanlar pislettikleri oturaklarını rastgele sokaklara dökerdi) ve hamamları batılıların hayranlığını kazanır. avrupa'da o dönemde 30'una gelip de dişleri sağlam kişi bulmak çok zor idi. batının taşıdığı bulaşıcı hastalıklar ve katliamları sonucu amerika kıtasında yerli sayısı milyonlardan onbinlere düştü. bu sömürgelerde çalışmak üzere afrika'dan zenci köle getirilmesinin nedeni de bu katliamlardır. üstelik kölelerin sıtma ve çiçek hastalıklarına karşı bağışıklıkları vardı.
(bkz: soykırım)
filmlerde kolay kolay şahit olamayacağımız hadisedir, aksine sanki kızılderililer, masum(!) amerikan halkını katletmiş kafaderilerini yüzmüş, ona buna hunharca saldırmış gibi onyıllardır gözümüze sokulmuştur.
Ağır konuşmaya sevk eden durumu açıklayan başlık... Çok şerefli(!), yumuşakçagillerden olan ABD'lilerin*, dünyada nadir sayıda barış içinde kalmış toplumlarından olan kızılderilileri katletmesi çok acıdır...
(bkz: Şerefsiz anglo-saksonlar)
(bkz: Şerefsiz amerika)
barbarlık da, insanlığı tehdit eden savaşlar da, soykırımlar da batının icat ettiği şeylerdir... ve biz bu gibi sıfatlarla suçlandığımızda "ulan sizin yaptıklarınız neydi? 1., 2. dünya savaşlarını biz mi yarattık? yahudi soykırımını, cezayir'de yapılanları, avustralya'da, amerika'da, güney amerika'da inca, maya ve azteklere yapılanları biz mi yaptık? siz önce evinizin önündeki çöpü temizleyin" diyemiyoruz... atatürk bize "batılı olun" demedi, "yüzünüzü batıya dönün" dedi... biz asla batılı olamayız...
amerikalıların sonsuza kadar taşıyacağı utanç. insanlık tarihinin en büyük katliamlarından birine imza attıktan sonra bir de utanmadan kızılderilileri vahşi gibi gösteren filmler yapmışlardır.

insanlar konusunda önyargılı olmak istemiyorum ama bu amerikalılar hakikaten gerizekalı ve sığ bir topluluk. en uyuz olduğum yanları da, dünyada sadece amerikalıların yaşadığını sanıp, bütün dünyayı biz ve diğerleri şeklinde görmeleri.
amerika keşfedilmedi, amerika işgal edildi.
Bir kültürün yok edilmesi olayıdır. Yavuz hırsız ev sahibini bastırmaktan da öteye gitmiştir. Bize de anca filmlerde, belgesellerde, kitaplarda mahvolan kızılderili kabilelerini tanıma seçeneği kalmıştır.

(bkz: kızılderililere büyük sevgi beslemek)
(bkz: the last of the mohicans)
(bkz: into the west) *
(bkz: chingachgook)
kızılderili diye tanımlanan barışçıl amerikan yerlilerine karşı avrupalı barbarlar tarafından yapılan soykırım. dünyada resmen tanınmasa da adamların soylarını kurutmuşlardır. allah belalarını versindir.
''büyük geniş ovaların, güzel tepelerin, kıvrılarak akan ırmakların vahşi olduğunu düşünmüyorduk biz. yalnızca beyaz adama göre doğa vahşiydi ve yalnızca ona göre toprak vahşi hayvanlarla vahşi insanlar tarafından istila edilmişti. bizim için doğa vahşi değildi. toprak cömertti, etrafımız yüce gizem'in bize verdiği nimetlerle doluydu. bizim için doğa ancak doğudan kıllı adamlar gelip de, gaddarca bir coşkuyla bize ve sevdiğimiz insanlara onca haksızlığı yaptığında vahşi oldu. ormandaki bütün hayvanlar onun yayılmasından kaçmaya başladığında işte o zaman bizim için vahşi batı başladı.''

siouxların oglala kolundan reis luther dinelen ayı.
*
(bkz: kizilderili soykirimi)
yerlilere demokrasiyi getirme çabalarıdır.ırakta afganistanda yapılanların habercisi niteliğindedir.o olmuş bi kere bari geri kalanları kurtaralım..
(bkz: biri şu coniyi ve coniconları durdursun).
(bkz: kizilderili soykirimi yasa tasarisi)
Amerikalının her daim inkar ettiği yokmuş gibi davrandığı vahim yüzkarası olay.
1) amerika kıtasının yerlilerine karşı ispanyol sömürgeciler ve abd tarafından uygulanan ortadan kaldırma faaliyetleri.
2) aşağıdaki çizgi romanlarda epeyce ele alınan bir olay.
(bkz: ken parker)
(bkz: büyülü rüzgar)
genel olarak bütün amerikan yerlilerine yapılmış soykırımdır. konuyla ilgili orta düzeyde bilgi edinmek isteyenler tanrıların arabaları adlı kitabın ilk altmış sayfasını okuyabilirler. ispanyollar, ingilizler ve daha sonra kendilerine amerikalı diyen avrupalıllar, toplamda on milyondan fazla yerliyi katletmiştir. bize "ermenilere soykırım yaptınız, tazminat ödeyin" demektedirler. batı dünyasının, dedelerimizin yapmadığı bir şeyden dolayı bizi suçlarken düştüğü çelişki, bilinçsizlikten midir yoksa iki yüzlülüklerinden midir derseniz bence ikisinin de etkisi vardır.
Bu gün bize hayali bir ermeni soykırımı dayatmaya çalışan Amerika nın bir zamanlar resmi devlet politikası haline getirdiği eylemdir. Bu soykırım sonucu Bir ırk yeryüzünden tamamen silinmiştir.
zamanında amerikanın yerlisi olan kızılderililere sonradan gelme amerikalılar tarafından yapılan soykırımdır. abd'liler her ne kadar kabul etmesede dünya da abd kadar şerefsiz bir toplum olmaması bu durumu kanıtlar nitelikte.
medeni avrupa'nın(!) 16. yüzyıldan 20. yüzyıl ortalarına değin sürekli ve sistematik bir şekilde yaptıkları ve tbmm'nde ivedilikle kabul ve tanınması gereken soykırımdır.
ilk olarak "conquistador" olarak anılan ispanyollar, akabinde ingiliz ve fransız koloniciler, portekizliler ve nihayetinde bağımsızlığını ilanını takiben özellikle abd bu soykırım dolayısı ile yüce meclisimizce yargılanmalıdır.

500.000 ermeni'nin ölmesinden bahisle bizi soykırım ile suçlayanlar yaklaşık 100 milyon kızılderili'nin(kuzey amerika yerlileri, aztekler, mayalar, inkalar ve diğer güney amerika yerlilerinin katledilen toplamı)hesabını vermelidir.
görsel

kızılderili soykırımı;

a) kolomb öncesi amerika kıtası:
kolomb öncesi amerika kıtası bilindiği üzre belli başlı birkaç uygarlık ve bunun dışında feodal kabileler halinde yaşamakta olan yerlilerden müteşekkildi.
kuzey amerika yerlileri western filmlerinden aşina olduğumuz apache, comanche, Cherokee, Cheyenne, Sioux gibi kabileler olup belli başlı krallık ya da uygarlık kuramamışlardır.
görsel

orta ve güney amerika yerlileri ise kuzey amerika'ya nispeten daha farklıdır.
buralarda da kabileler, klanlar halinde yaşam olduğu gibi, olmekler, toltekler, zapotekler, mayalar, aztekler, inkalar gibi uygarlıklar, imparatorluklar bulunmaktaydı...

kızılderili boy ve kabilelerinin listesi için;
http://tr.wikipedia.org/w...z%C4%B1lderili_kabileleri

kolomb öncesi amerika kıtası ve civar adalarda yaşayan kızılderili nüfusu 140 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.

b)kolomb ve indians:
kolomb malumunuz olduğu üzre bir maceraperest idi ve asıl amacı doğu'nun zenginliklerine(hindistan ve çin) ulaşabilmek için yeni deniz yolları bulmaktı.
kolomb ilk olarak san salvador adasına ayak bastı, ispanya'ya döndü ve üç sefer daha düzenledi.
kolomb ancak, düzenlediği üçüncü seferde kıta amerika'ya adım atabildi ve kızılderililerle ilk teması bu şekilde oldu.

kolomb'un kızılderililerle teması için kolomb'un tuttuğu günlüğe bir göz atalım;

--spoiler--

"Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Keskin demir silâhları ilk kez gördükleri belli. Kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafını tutunca ellerini kestiler. Bu insanlar ne herhangi bir mezhebe bağlılar, ne de puta tapıyorlar. Kötülüğü tanımıyorlar, birbirlerini öldürmeyi bilmiyorlar. Hiç silâhları yok. Kızılderililer son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. Komşularını kendileri kadar çok seviyorlar. Dünyada onlar kadar tatlı dilli insanlar yoktur. Her zaman gülüyorlar."

--spoiler--

ve kolomb bu barışçıl insanları hint yerlileri yani indians olarak adlandırdı...

c)amerigo vespucci ve yeni dünya:
kolomb'un keşfettiği yeni toprakların aslında yeni bir kıta olduğunun anlaşılması pek uzun zaman almadı.
amerigo vespuci'nin güney amerika'nın doğu sahillerine yaptığı toplam 4 keşif gezisi tüm eski dünya'nın yeni dünyadan haberdar olmasını ve yeni dünya ile ilgili efsaneler ile maceraperest kolonicilerin ilgisini bu yeni dünyaya çekmesini sağladı.
vespucci sonrası başlayan kolonizasyon ve conquista hareketi ile kızılderililer sonun başlangıcına çok yakındılar artık...
görsel

d)ispanyol conquistador'lar:
amerigo vespucci'nin bahsettiği yeni dünya ve zenginlikleri ile ağzı sulanan avrupalı(özellikle ispanyol ve portekizli) maceraperestler topladıkları özel ordular ile yeni dünya'nın zenginliklerini eski dünyaya getirmek amacıyla yelken açtılar amerika'ya...
iki kuzen francisco pizzaro ve hernan cortes ispanya'nın küba valisinden aldıkları özel araştırma ve keşif(!) izni ile beraberinde ateşli silahlar, toplar, tüfekler ile birlikte biri kuzey, diğeri de güney'e(meksika ve peru) barışçıl seyahatlere(!) giriştiler.
hernan cortes aztek halkı tarafından aztek inanışına göre denizden gelen bereket getirecek tanrıları "quetzalcoatl" olduğuna inanılmış, cortes'e direnç göstermemiş ve ona kanmışlar,ikramlarda bulunmuşlardır.
buna istinaden cortes ise azteklerle düşman diğer yerli kabilelerle de ittifaklar kurarak aztekler'e karşı o güne kadar eşi benzeri görülmemiş kıyıma girişmiş o dönemin en önemli uygarlıklarından olan aztek uygarlığını ve altın kent tenochtitlan'ı yerle bir etmiştir.
kuzen pizarro ise yine altın sevdasına koca inka uygarlığını ispanyol sömürgesi haline getirmiş yaptığı kıyımlarla kuzeni cortes'ten geri kalmamıştır.
conquistadorlar aztek ve inka uygarlıklarından başka tümüyle güney amerika ve kuzey amerika'nın batısında vahşice katliamlar yapmış ve başlığın konusu olan kızılderili soykırımında önemli roller oynamışlardır.
http://www.williamsburgpr...Poco%20saves%20smith2.jpg

e)koloniciler:
ispanyolların yaptıkları katliamlar ile dünyada eşi benzeri görülmeyen hazinelere sahip olmasının ardından onları takiben portekizliler, britanya imparatorluğu, fransa, hollanda'da yeni dünya'ya akın etmişler. kurdukları koloniler ile kıta avrupa'nın ihtiyaçlarını yeni dünya'dan karşılamaya başlamışlar bu arada katliamları sürdürmeyi de ihmal etmemişlerdir.

tüm bu süreç boyunca 15. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar toplamda 100milyon amerika yerlisi medeni avrupa'lılarca(!) katledilmiş, avrupa'nın ihtiyaçları doğrultusunda kızılderililer, yeni efendilerine bir nev'i hizmet ettirilmiştir.

günümüzde hala bu katliamın mimarlarının heykelleri, portreleri modern batı dünyasının en nadide köşelerini süslemekte, onların kahramanlıkları(!) ile gurur duyularak bu ülke parlamentolarında sözde ermeni soykırımları tanınmaktadır.

şimdi herkesin kendine sorması gereken bir soru var.
soykırıma maruz kalan bir millet sesini bu denli çıkarabilir, şımarık olabilir mi?
yoksa kızılderililer gibi köşelerine çekilip yeni soykırımlara uğramamak için ölü bir yaşam mı sürer?
bu sorunu tartışaduralım. belki yüce meclisimiz bir gün milletin meclisi olduğunu hatırlar da "kızılderili soykırım yasa tasarısı'na" imza atar.

çıkmadık candan umut kesilmez. bekleyelim belki bir yüz sene sonra. belki...
http://tarihturklerdebasl...30/kizilderili-soykirimi/
benim bildiğim dünyanın en büyük soykırımı en büyük ve kapsamlı katliamı, vahşetidir. Bartolome de Las Casas tarafından anlatılan şeyler insanın kannını donduruyor. hatta kendinden utanmasına, middesinin bulanmasına yolaçıyor. bana titreme geldi şahsen ne acılar çektiklerini okuduğumda. insanların ulaşabileceği vahşiliğin sınırları beni ürküttü. kızılderililer için yüreğimi dağladı. kendi milletimin hiç bir ırka karşı böyle bir katliam yapmadığı için (en güçlü olduğu osmanlı imparatorluğu zamanlarında bile) allaha şükrettirdi ama sounçta hepimiz insan olduğumuzdan bir insan olarak beni utandırdı.
--alıntı--
yönetici zorbalardan biri, adamlarından birkaçına, bölgedeki yerleşim bölgelerine gitmelerini, kendilerine karşı misafirperver bir tutum sergilenmemesi halinde bütün halkı katletmelerini emretti. bu adamları düşman olarak gören ve karşı karşıya gelmekten fazlasıyla korkan halk onlara hiçbir şey sunmadı. mektuptaki talimatnameyi yerine getiren ispanyollar beş bin kişiyi kılıçtan geçirdi.
--alıntı--
--alıntı--
yerli yerleşim bölgelerine zorla girerek, küçük çocuklar, yaşlı erkekler, hamile kadınlar, hatta yeni doğum yapmış kadınlar dahil karşılarına çıkan herkesi katlettiler. parça parça kestiler, sürüler halindeki koyunlar gibi bir ağıla toplayarak karınlarını yardılar. bir adamı tek bir darbede ikiye bölüp bölemeyeceklerine, bir kişinin başını gövdesinden ayırıp ayıramayacaklarına ya da tek bir balta darbesi ile bağırsaklarını çıkarıp çıkaramayacaklarına dair bahse bile girdiler. memeden kesilmemiş bebekleri ayaklarından tutup annelerinden ayırdılar ve baş aşağı kayalara çarptılar. bütün bunlar olurken onlar gülüp eğleniyorlar, bebekleri nehre atıp "kıvran seni küçük velet" diye bağırıyorlardı. karşılarına çıkan herkesi öldürdüler. kimseyi sağ bırakmadılar. kurbanlarını asabilmek için ters "l" biçiminde geniş darağaçları kurarak bir defada 13 tanesini birden diri diri yakıyorlardı. vücutlarına kuru saman bağlayıp ateşe veriyorlardı. bazılarını öldürmeyip bileklerini kesiyorlar, ellerini öylece asılı bırakıp onlara "bu mektubu al" diyorlardı. amaçları, onları (yerli şeflerini) böyle zavallı durumlara düşürerek tepelerdeki isyancılara göz dağı vermekti. yerli liderleri ve eşrafını yere çakılı iki yaba üzerine oturtulmuş dal parçalarından oluşan, bir tür demirden düz ızgaraya bağlayıp kısık ateşte kızartıyorlardı. yerli liderler, yavaş yavaş ölürlerken acı ve çaresizlik içinde inliyorlardı.

bir keresinde bu şekilde dört ya da beş yerli şefi kızarttıklarına şahit oldum. zavallıcıkların inlemeleri ispanyol komutanın uykusunu bölmüştü. hemen esirlerin boğulması için emir verdi. ancak, ortalama sıradan bir cellattan daha kana susamış olan infaz müfrezesinin başındaki adam, onları boğarak özel eğlencesini yarıda kesmek istemiyordu. bu yüzden gürültü olmaması için kendi elleriyl ağızlarına tahta tıpalar yerleştirdi ve canı istediği zaman ölmeleri için ateşi ayarladı.
--alıntı--
yaptığı vahşetlere haa devam eden amerikayı umarım bir gün birisi durdurur ve umarım acı çekmiş onca kızılderili şu an rahat içindedir.
(bkz: kızıldere katliamı)*
örtbas edilen ve itiraf edilmeyen soykırım. neden insan haklarının savunucusu avrupa ve amerika kalkıp bu insanlardan özür dilemiyor ya da hayatta kalan az sayıda kızılderiliye maddi manevi tazminat ödenmiyor.