bugün
- anın görüntüsü19
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım10
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması14
- diamond tema39
- ben bu yazıyı sana yazdım9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira10
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi18
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd14
- ups boobss nickli yazar22
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi10
- saraca silsüpüroğlu15
- özge özacar'ın memeleri12
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var23
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba11
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler8
- özgür özel12
- abber'ın ruh hastası olması26
- babalar günü17
- kitap okuyan erkek10
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- gideon reid morgan jj25
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları12
- ismeti yazar yapan moderatör13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler8
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
babamı sinirlendirdiğim zaman bana söylediği söz idi. küçülüğüm zamanında babamı sinir etmeye çalışıp külah denince akla sadece dondurma geldiği için babamı hep sinir etmeye çalıştığım ilginç kelime topluluğu.
kırmızı külahları vardı *
kanlarının sıcaklığıyla yaşadıklarını simgeleyen
göçebeydiler, başıbozuktular
düzene girip kapıkulu olanlara
beyaz külah giydirdiler *
bundan sonra yola gelmeyenlere
külahları değişiriz seninle dendi
seni de yola getirmeyi biliriz anlamında.
(bkz: bunu okuyan bunu da okudu)
kanlarının sıcaklığıyla yaşadıklarını simgeleyen
göçebeydiler, başıbozuktular
düzene girip kapıkulu olanlara
beyaz külah giydirdiler *
bundan sonra yola gelmeyenlere
külahları değişiriz seninle dendi
seni de yola getirmeyi biliriz anlamında.
(bkz: bunu okuyan bunu da okudu)
faklılaşmak, tavır değiştirmek, yön değiştirmek, bozuşmak anlamlarında kullanılır; keçe külahın insanları hem birbirine benzettiği hem de ayırdığı dönemlerden kalma bir sözdür;
osmanlıda türkmenlerin, rumların, ermenilerin, yahudilerin kıyafetleri ayrı ayrıydı, çok bir mecburiyet olmadıkça, kimse kimsenin girmezdi kılığına, ayrıca girmek de yasaktı. külah ise o dönemde iç içe yaşayan halkı birbirinden ayırmaya yarayan en önemli simgelerden biriydi, tıpkı hala şimdilerde de geçerli yapılmaya çalışıldığı gibi. külahları değişmek, belki de bir camianın içindeki bir kişinin, o topluluğa karşı savurduğu, kendisini o topluluktan ayırma tehdidi olarak da anlaşılabilir; kimi durumlarda da bu tehdidi topluluk da kişiye karşı kullanabilir: külahları değişiriz! yani seni bu camiadan atarız! camia burada, bazen mesleki bir grup, bazen coğrafi bir yöre, bazen de dini bir topluluk olarak anlaşılabilir.
işte bir örnek:
bektaşinin biri parasız kalmış havada çok sıcakmış
orda burda gezinmekten yorgun düşmüş
aç açına dolaşmaktan başı dönmüş
bir caminin önünden geçerken bakmış öğle ezanı okunmakta.
avluya girip şadırvandan kana kana su içmeye başlamış.
abdest alanları görünce: "bari ben de abdest alayım sonra
bu cemaatle birlikte namaz kılar çıkışta da mendil açarım"
diye düşünmüş.
o sırada bodos adındaki rum bakkal şadırvanda terazisinin
kefelerini yıkıyormuş, o da sıcaklanmış başındaki külahı çıkarıp
yanına koymuş.
dalgın bektaşi abdesti aldıktan sonra kendi külahı yerine
bodos'un külahını alıp başına geçirmiş.
namaz sırasında tüm cami cemaati başında rum külahıyla
namaza gelen bu garip adama bakakalmış.
namaz bitince bektaşi herkesten önce camiden çıkıp
kapı önüne çöreklenmiş. cemaatten bazıları:
"vay bakın hele şu rum'a müslüman olmuş hem de
ne güzel namaz kıldı" diyerek kesesinde ne var ne yok
bektaşi'nin mendiline boşaltmış.
bu durum bektaşi'nin işine gelse de pek bi garibine gitmiş.
mendiline sığmayan paraları külahına doldurmak için
başındakini çıkarıp bakınca "vay anam bu benim külahım değil.
şimdi iş anlaşıldı, bu cemaat beni rum'dan dönme müslüman
zannettiği için böyle mangır yağdırdı. demek külahları
değişmek lazımmış" demiş.
osmanlıda türkmenlerin, rumların, ermenilerin, yahudilerin kıyafetleri ayrı ayrıydı, çok bir mecburiyet olmadıkça, kimse kimsenin girmezdi kılığına, ayrıca girmek de yasaktı. külah ise o dönemde iç içe yaşayan halkı birbirinden ayırmaya yarayan en önemli simgelerden biriydi, tıpkı hala şimdilerde de geçerli yapılmaya çalışıldığı gibi. külahları değişmek, belki de bir camianın içindeki bir kişinin, o topluluğa karşı savurduğu, kendisini o topluluktan ayırma tehdidi olarak da anlaşılabilir; kimi durumlarda da bu tehdidi topluluk da kişiye karşı kullanabilir: külahları değişiriz! yani seni bu camiadan atarız! camia burada, bazen mesleki bir grup, bazen coğrafi bir yöre, bazen de dini bir topluluk olarak anlaşılabilir.
işte bir örnek:
bektaşinin biri parasız kalmış havada çok sıcakmış
orda burda gezinmekten yorgun düşmüş
aç açına dolaşmaktan başı dönmüş
bir caminin önünden geçerken bakmış öğle ezanı okunmakta.
avluya girip şadırvandan kana kana su içmeye başlamış.
abdest alanları görünce: "bari ben de abdest alayım sonra
bu cemaatle birlikte namaz kılar çıkışta da mendil açarım"
diye düşünmüş.
o sırada bodos adındaki rum bakkal şadırvanda terazisinin
kefelerini yıkıyormuş, o da sıcaklanmış başındaki külahı çıkarıp
yanına koymuş.
dalgın bektaşi abdesti aldıktan sonra kendi külahı yerine
bodos'un külahını alıp başına geçirmiş.
namaz sırasında tüm cami cemaati başında rum külahıyla
namaza gelen bu garip adama bakakalmış.
namaz bitince bektaşi herkesten önce camiden çıkıp
kapı önüne çöreklenmiş. cemaatten bazıları:
"vay bakın hele şu rum'a müslüman olmuş hem de
ne güzel namaz kıldı" diyerek kesesinde ne var ne yok
bektaşi'nin mendiline boşaltmış.
bu durum bektaşi'nin işine gelse de pek bi garibine gitmiş.
mendiline sığmayan paraları külahına doldurmak için
başındakini çıkarıp bakınca "vay anam bu benim külahım değil.
şimdi iş anlaşıldı, bu cemaat beni rum'dan dönme müslüman
zannettiği için böyle mangır yağdırdı. demek külahları
değişmek lazımmış" demiş.
(bkz: al takke ver külah)
çıkış noktasını yakalayamadığım ya da mecazi anlamını alamlandıramadığım deyim. hayır araları bozulunca külahları mı değiştiriyorlarmış eskiden. al bu senin külahın, ver benimkini bakayım. o zaman da al takke ver külah oluyor, külahları değişmek de beynimdeki anlamsız deyimler klasöründe aynen kalıyor. sileyim bari boşa yer kaplamasın.
güncel Önemli Başlıklar