bugün

maalesef çok kez yaptığım ve kendimi çok eleştirdiğim konulardan birisi.
kötü bir durumdur fakat bunu ısrarla sürdürmek saygısızlıktır.
-tülay hanım gerekli evrakları getirdim.
+tamam yalnız ismim tülin.
-hee pardon. 2 dakika sonra;

-karşı taraftan ne zaman haber gelir tülay hanım.
+tülin tülin ismim tülin.
-eheh yaa ne farkeder ha tülin ha tülay.

bi tanesi de var bana seçil diyip duruyo (ismimle alakası yok), eşinin ismiymiş ağız alışkanlığıymış. *
özellikle sevgiliye söylendiğinde çok da güzel olmayan durumlar yaratılır.
isminizin degisik versiyonlarini ogrenirsiniz.
karsinizdakinin kafa doluysa, ilgisi daginiksa, isminizi baskasindan ogrenip yanlis anlamissa gikiniz cikmaz.
aksi halde uzucudur.
(bkz: adımı hiç söyleme)
döverler adamı. benim adım mr anderson değil neo. *
vaktiyle balık hafızalı bir sevgilimin her seferinde bana eski bir sevgilisinin adıyla hitap etmesiyle tüm eski sevgililerinin adını öğrenmeme vesile olmuş durum."bak selin..." , "ama güliz" gibi cümlelerine nokta olarak adımı kullanma haline yok açan bıkkınlık.
sümeyye'ye sümeyra diyenini gördüm. o daha zor ula?
(bkz: kuyt a köyt diyen trt spikeri)
eski sevgilinin adıyla yeni sevgiline hitap etmek en ağırıdır. (bkz: Ağzına sıçılmak)
bazen utanç verici bir durum olabilir.
- bu her şeyden önce saygısızlıktır veysel.

+ adım veysel değil veysi.

- ha öylemi.
insanlar bazı isimleri kendileri algıladıkları gibi söylerler şarkılarda da öyledir söylenen sözleri tam algılayamaz kendi ürettiği yeni kelimeleri söyler .
değer verilen bir kişiyse ismi zaten yanlış söylenmez. bundan da anladığımız şey, istem dışı bir önem sırasıdır. insanlar önem verdiği şeyleri unutmaz, önemsiz bulduklarını ise geçici hafızaya atıp unuturlar.

birde bilerek yanlış söylemek vardır ki, bu da; "seni takmıyorum, benim için önemli biri değilsin" anlamına gelir. buna iyi örnekler barındıran filmimizde scent of a woman'dır.