bugün

son zamanlarda turkiyede yerlesmis sacma bir dusunce butunudur.hakli olan davadan avrupa birligi davasina vazgecilme durumsalina kendini kaptirmis insan davranisi.
(bkz: sakın ha)
bir karışı uğruna bile binlerce gencecik askerin gözlerini bile kırpmadan canlarını feda ettiği ve edebileceği vatan toprağını yalakalık uğruna peşkeş çekmeyi öngören bozuk ve hastalıklı zihniyetin ürünü olan cümle.

"kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
süheda fışkıracak toprağı sıksan süheda
canı, cananı tüm varımı alsın da hüdâ
etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ" dörtlüğünü boşa çıkarmaya çalışan vatan hainlerinin vatana hıyanetlerinden başka bir şey değildir bu düşünce. avrupa 'nın köpeği olmuş, ülkesinin çıkarlarını kendi çıkarlarına satmış kaypak düşünceye karşı direnmeliyiz. kıbrıs bizimdir, bunu unutanlara hatırlatmalıyız. bugün kıbrısı isteyenin yarın istanbul 'u istemeyeceğinin garantisi yoktur. taviz bir defa verildi mi arkası çorap söküğü gibi gelir.
kıbrıs konusunda verilmiş en ufak bir taviz dahi yoktur. sadece kıbrıs halkının daha rahat etmesi için ortaya atılmış, adı annan planı olan bir mutabakat metni vardı. ve bu metni kıbrıs halkı kabul etti. rumlar ise kabul etmediler. ödüllendirilen yine rumlar oldu. işte avrupanın iki yüzlülüğü burada ortaya çıktı. kofi annan dahi "ben bu meseleyi en olumlu şekliyle hallediyordum lakin avrupa devreye girdi ve dengeler değişti" demiştir.

kıbrıs halkının tek gelir kaynağının türkiye olduğu düşünülürse, dışarıya açılmak kıbrıs için daha da yararlı olacaktır. ama muhalefet etmek için muhalefet edenler buna da bir kulp takıp kıbrıs veriyorlar kıbrısı satıyorlar gibi elzem açıklamalar yapmışlardır. şu anda verilmiş ve verilecek bir kıbrıs olmadığı görülmüştür. başbakan recep tayyip erdoğan kıbrıs ile ilgili en taze açıklamasını dün akşam trt ekranlarında yapmıştır.

--spoiler--
konuşmasında Kıbrıs sorununa da değinen Başbakan Erdoğan, "Türkiye olarak bir onurumuz var, bu Kıbrıstır. KKTC'yi hiçbir zaman Avrupa Birliği'ne feda etmeyiz" diye konuştu.

Bazılarının Kıbrıs'ı Avrupa Birliği'ne feda edeceklermiş gibi gösterme gayreti içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, izolasyonlar kalkmadan limanların açılmayacağını yineledi...
--spoiler--

dikkat ederseniz "yineledi" diyor sayın başbakan. kıbrısı vermek gibi bir niyeti olmadığını tekrarlıyor. ama pek bir önemi yok. trt * pigleti yasaklayan domuz yöneticilere (!) sahip, rte ise zaten belli : takiyyeci

bazı zihniyetler kıbrısı verelim diyorlarsa da bu içimizdeki irlandalılardır. ve bu irlandalılar da akp ve yandaşları değildir.
(bkz: bi siktir git çay koy)
kıbrıs'ın şu an itibariyle yük olmaktan başka hiçbir şey olmadıgını gördükten sonra söylendigi takdirde çok mantıklı gelebilir ama sözkonusu olan bir yük degil söz konusu olan türk cumhuriyeti diye adı geçen bir yerin rum denen pek de hazzedilmeyen bir ırka verilmesidir ki kıbrıs isterse milyon ton agırlık yapsa da verilmemelidir.yavru vatandır o. osmanlı devletine kadar uzanan bir mazisi vardır.öyle kıbrıs'ı verelim gitsin denecek kadar degersiz bir şey degildir yalnız kamuoyu yoklamasında kıbrıs halkının büyük bir cogunlugu k.k.t.c nin rum kesmiyle birleşmesini istemektedir ki hulen biz burda boşuna mı kıçımızı yırtıyoruz demektek kendimi alamıyorum.
liboşlar ve şeriatçıların yeni parolasıymış,avrupa'dan bu sayede alacakları destekle birileri türbanla ünilere girecek birileri de ceplerini dolduracakmış. Çünkü neymiş? Türkiye avrupa'nın elinde bir kuklaymış. Buna türk genci izin verirmiymiş. Athena buna bir şarkıyla karşılık vermiş
(bkz: Nah çok beklersin)
(bkz: siyasetin hastasiyim demagojinin ustasiyim)
(bkz: bi biskrem versem)
o zaman onlarda bize yunanistan'ın tamamını versinler anlaşalım diye devam eden deyiştir.
sen mi aldın vaz geçiyorsun bre deyyus dedirten ajeopolitik beyinli insan modeli konuşması
oldu!!!!!hatta uğruna canını feda eden askerlerin mermerdeki isimlerini değistirip rumca isimler koyalım!!!!**
20 temmuz' da doğmuşum diye adımı türker koymuşlar. bende övünerek anlatmışım bu ismin hikayesini yıllarca soranlara. hani kıbrıs bizimdi ya diye baslayan hikayeler yerine başımız dik kalsa ayşe tatilden dönmese, çıkartma yaparak aldığımız toprakları nereden çıktığı belli olmayanlara masa basında kaybetmesek, karaoğlanın kemikleri sızlamasa..
(bkz: sikerler)
tabi tabi oradan da doğuya geçeriz,daha verilecek bi sürü yer var o zaman sadece ab ile kalmaz girilecek ne kadar birlik varsa oraya da gireriz.*
"kibrisi ver, guneydoguyu ver, trakyayi, doguyu ve kuzeydoguyu ver. sonra bir de bonus olarak anani ver, tam olsun." diye tepki verilesi oneri.
- oğlumuz ne iş yapıyor?
+ emparyalist efendim. ağzına sıçıyor gelişmemiş devletlerin. bok gibide para vardır.
- hanım ne dersin verelim mi?
* verelim gitsin.
- verdik gitti.
+ anasına bak kızını al demişler oh oh.
- ne?
+ sonra konuşuruz. jamaika'ya gidiyorum ben hadi kib.
kıbrısın akdeniz'e egemen olmak isteyen güçlerin tarih boyunca namusu olduğunu unutan zirzopların söylemidir. herkesin bildiği sokollu ile venedik elçisinin hikayesini tekrar anlatmaya gerek yok sanırım...
nasıl ki biz kıbrıs'ı aldığımızda venediklilerin kolunu kestik, aynı şekilde kıbrıs'ı vermek demek kolumuzu kesmek olacaktır bizler için de.
evet belki içimizdeki bazıları için şehitlerin kanlarının, vatan sevgisinin ve namus kavramlarının önemi olmayabilir ama bizler hala çoğunluktayız bu ülkede. kıbrıs toprağında son ot yeşil kalana dek bizim mehmetçiğimizin postalı o toprağa temas edecek, şanlı sancağımız beşparmak dağlarının zirvesinde dalgalanacaktır...
emperyal osmanlı söyleminin yeni koşularda devam ettirilmesi çabasının göstergesi sözler.

kıbrıs senin mi ki, verelim gitsin diye kendine soru sordurup sonra da da cahil cahil cevaplatıyorsun. birinci harekatta belirli bir haklılık payımız vardı çünkü türkiye, ingiltere ve yunanistan ile birlikte 1960 kıbrıs anayasasının garantör ülkesiydi. diğer iki ülke sampson darbesi nedeniyle mızmız yaptı. ingiltere'nin öyle yapması normaldi, o kendi pozisyonu değişmediği sürece başkasının durumuyla ilgilenmezdi; yunanistan'ın tavrı ise daha da normaldi çünkü yönetimde olan generallerdi ve kıbrıs'taki darbenin arkasında zaten onlar vardı. yani ilk adımdaki harekatın belirli bir hukuki ve uluslararası meşruluğu vardı. sonraki harekat? cinlik yapıp biraz daha yer aldık ki pazarlıklarda işimize yarasın diye. anlaşma olmayınca da onlar yanımıza kâr kaldı. ama bu arada bm güvenlik konseyinin eleştirici kararlarıyla karşılaştık. türkiye'nin dünyadaki pozisyonu hep sorunlu olmaya devam etti bu sayede.

şimdi düşünün ki bir ülke güvenlik konseyi üyesi -geçici de olsa- ama güvenlik konseyi kararlarını sallamıyor. eh, bunu bir yere kadar yaparsınız, sonra sonu gelir. yani sonu geldi bu tür işlerimizin.

ayrıca kıbrıslılar bu işe kendileri karar verecekler. kıbrıslı rumlar geçen sefer birlikte olmak istemedi, türkler istedi... sadece bu durum bile ülkemizin pozisyonunu ileriye taşımaya yetti.

yani kendi kendimize havalara girip, kendimizi ve birilerini gaza getirmeye çalışmayalım. kıbrıslılar denktaş'ı ve onun ergenekoncu zihniyetini istemiyor sevmiyor. biz sevsek ne olacak?

karar kıbrıslılarındır. şovenist, yayılmacı milliyetçilikten vazgeçelim. ilkokul düzeyindeki resmi tarihin şartlandırdığı genç ve yaşlı beyinler olarak haddimizi bilelim.

ve kıbrıs ile ilgili olarak tek gücümüzün, ancak bu girdiyi eksilemek olabileceğini artık kabullenelim.
kimi zatların şovenist milliyetçiliğin yayılma amacı olarak gördükleri kıbrıs davasına karşı verelimde kurtulalım tarzında sarfettikleri talihsiz ve akıl mantığın almayacağı söz. gariptir ki; verilip neyden kurtulunacağı da meçhuldür. filmlerde uçurumdan düşmek üzere olan bir insanı kurtarmaya çalışan ve el veren kişiye bırak da kurtul cinsinden bir laf da değildir üstelik. verip neyden kurtulacağız. baskıdan mı. türklük şuurundan mı. varlığını yadsıma alametlerinin en bariz belirtisidir bu laf.
görsel
götveren sözüdür. 16 adayı verdiniz bu defa da kıbrıs yerine göt verin amk.
görsel
Peşkeş çekecek devlet malı kalmadı sıra vatan topraklarına mı geldi sorusunu akla getiren saçma öneri.
Toprak vermek göt vermeye benzemez dedirten başlıktır efendim.