-Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa.
korku kaynaklı olup, genelde gelecekle ya da beklentilerle ilgili belirsizlikler yüzünden ortaya çıkan durum...
yaşam standardı yüksek insanların maruz kalmadıgı durum.
korku üreteci olmasının yanında korkunun yeni doğmuş hali. hem üreten hem tüketen bir şeydir. hem yararlı hem zararlı bir dürtüdür. iyi şeylere yönlendirip farkındalığı artırırken kötüye yönlendirip dibi de boylatabilir. duygu ve düşüncelerini kontrol edebilenler için çok güzel bir iç dinamiktir, kaygıları aşmak kendini aşmakla eş değer taşır; ama kontrol edemeyenlerin elinde hayat söndüren, paranoyaya dönüşen bir şey oluverir.
tehlike veya talihsizlik korkusunun ya da beklentisinin yarattığı bunaltı ya da tedirginlik; us dışı korku.
bertuğ cemil'in duygusal tuzaklar albümünde bulunan şarkı.
bertuğ cemil'in duygusal tuzaklar albümünden, klip çekilen ikinci muhteşem şarkısı...

bir baktim; uzaklardayim,
duygusal tuzaklardayim.
her sokak bir yol ayrimi,
anlatamam ki ben kaygimi..

kimse yoktu oralarda,
savruldum ben boralarda.
kaybettigim o saygimi,
anlatamam ki ben kaygimi..

sancilarim buldu bini,
unuttum nefreti, kini.
bulamam ki seni, beni;
sevgiyi arayayim, sevgiyi arayayim.

yagmurlarda islandik,
birbirimizi kiskandik.
kaybettigim icin seni,
anliyorum yeni yeni;
anliyorum yeni yeni of..

uykudan uyandim sandim,
meger yine aldanmi$im,
hep ayni yalana kanmi$im;
kaygimi ben anlatamadim.

herkes bana deli dedi,
bilmeden o esen yeli.
inan unutmadim seni;
kaygimi ben anlatamadim.

sevgimle gozunden du$tum,
belki de ben de bir du$tum,
bilmeden kendimi a$tim;
anliyorum yeni yeni,
anliyorum yeni yeni..

yagmurlarda islandik,
birbirimizi kiskandik.
kaybettigim icin seni,
anliyorum yeni yeni;
anliyorum yeni yeni of...

klibi için:
http://www.youtube.com/watch?v=R-Y9NB7TtT4
sözleri ve müziğiyle iç oynatan şarkı.
varoluşçuluğun kurucusu danimarkalı filozof soren kierkegaard' ın, kaygının sebepleri ve yol açtıklarını detaylarıyla incelediği eseri.
doğum ve ölüm arasındaki "korku" kavramının hemen yanında yer alır. varoluşun anlamsızlığı ve kaygıyı iyice derinleştiren temel olgu da ölümdür. ölümden ve ardından gelecek olan yokluktan duyulan ve genellikle bilinçdışına itilen korku, tüm fobilerin altında yatan ana korkudur. "doğmuş olmak" ve "ölecek olmak" insanın iradesi dışında gerçekleşen bu trajik yazgının ağır baskısı, bir diğer genel insanlık durumu olarak kendisini gösterir. Varoluşun "doğmuş olmak"la "ölecek olmak" arasındaki boşluğu ve "niçin yaşıyorum?" sorusu ve bu soruya yanıt verilmemesi, en önemli kaygı nedenlerinden biridir. ölümden sonrası hakkında hiçbir fikrimiz olmayan bizler bu "kaygı"yı iliklerimizde hissediyoruz ve hissetmeye devam edeceğiz...
korkuyu barındırıp, korkudan daha etkili ve uzun sürelidir. geçmek bilmez, yaşamadıklarıyla kalır insan.
çok garip, hoş bir bertug cemil şarkısı.

hani böyle birşeyler için çok çaba sarfeder, emek verir insan; ne olursa olsun vazgeçmez. sonra bir gün, sıradan bir gün etrafına bakar. boşa çabaladığını görür, farkeder..

'bir baktım; uzaklardayım,
duygusal tuzaklardayım'

onu anlatıyor sanki bu sözleriyle. tekrar tekrar dinlenesi şarkılardandır.

edit: imla.
nedeni olmayan, anormal korku hali.
bastırılmış refleks dürtüsü. açığa çıkınca yaşamı olumsuz etkileyebilir.
adrenalin bağımlısı olan kişiliklerde eksilmeyen dürtüdür.
enteresan bir denklemin içinde adrenalin insanı dinç tutarken kaygı bünyeyi yıpratır.
çocukken çizdiğin suluboya dağınarasındandoğangüneş resimlerinin ortasından geçen nehrin, fırça darbeleriyle ıslanması..
nedeni, kaynağı bilinmeyen insan hissidir.. insan neden korktuğunu bilir ancak neden kaygılandığını bilmez..
(bkz: kaygısızlar)
Sevgimle gözünden düştüm,
Belki de ben de bir düştüm,
nedeni de, sonucu da belli hissiyat.
sebebini bilmek istemediğimiz için belirsizlik imgeleriyle süslediğimiz her şey gibi bu iç sıkıntısını da sebepsizmiş gibi betimleriz.

"+neyin var?
-hiiçç?
+canın sıkılmışa benziyor, n'oldu?
-bilmiyorum içimde bir sıkıntı var.
+peki."

benzeri diyaloğlar hepimizin başımızdan geçiyor, geçmeye devam etmekte ve dahi devam edecek.

böylesi kişiye özel kelimeleri tanımlamak ilginç deneyimler yaşanmasına neden oluyor kimileyin.

bir arkadaşım eksiklik duygusu olarak tanımlamıştı, sohbetlerimizin birinde. üzerinde uzun süre düşünmeme sebep olan bu tanım; hakkaten ve hasseten eksiklik duygusunun tutkulu bir biçiminden başka bir şey değil sonucuna ulaşmama neden oldu.

peki eksiklik duygusu; tamamlanmak isteğinden ya da onaylanmak arzusundan kaynaklanmıyor mu?
neden eksik hissederiz kendimizi? sürekli olarak gerilim içinde olmamızın sebebi, benliğimizi kemiren tamamlanamamışlık hissiyatımız; yalnızlığımızın ta kendisi değil mi?

işin aslı biliriz sıkıntımızın kaynağını ya da kaynaklarını. boğazımıza kadar battığımız yalnızlığımız değilse nedir, bunca kederin, gamın, tasanın içimizi sarıp sarmalamasının nedeni?

bir başka arkadaşım da yitirilmiş fırsatların neden olduğu onulmazlık duygusu olarak tanımlamıştı. biraz değiştirerek, fırsatların yitirildiğine inanmışlığımızdan kaynaklanan çaresizlik de diyebiliriz buna. bazıları geçmişe bağımlı yaşamak da diyorlar. bir de gelecek ile ilgili yönü var bu duygunun.

onlar da başka sefere.
yani vesvese.olmayan bişeye karşı varmış gibi ya da olucakmış gibi düşünüp sonucunda vücutta bazı şeylerin ortaya çıkması.tabi bu, kaygının ilerlemiş aşaması.tabi ki her insan az da olsa kaygı yaşar bu normaldir.hatta kaygı streside yaratıcağı için vücuda yararlıdır.stresin fazlası zarar azı ise vücudu uyarmak için yararlıdır.
(bkz: anksiyete bozukluğu)
sürekli bir öte^kinden ötürü..
Kaygı: Yarının faresinin, bugünün peynirini yemesidir.
insanı yer bitirir. fiziksel hastalıktan beterdir.
genellikle yalancı yüzümüzü açığa vurandır.