bugün

tanım: hala halk arasında 'eşşek kadar' olamayıp karne almaya devam edenlerin uğraşlarıdır.
birçok alternatif sunulabilmekle beraber birkaçı da hali hazırda aşağıda görülebilmektedir.
- çantayı, kalemi, silgiyi, defteri, cartı, curtu çöpe atmak
- çantayı, kalemi, silgiyi, defteri, cartı, curtu tatilde bol bol kullanmak üzere güzelce yerleştirmek
- çantayı, kalemi, silgiyi, defteri, cartı, curtu birtakım veledlere bağışlamak
- çantayla kalemle uğraşmadan kafayı devirmek
- anneyi babayı haberdar etmek
- denize koşmak..
- karne alındıktan hemen sonra bilumum aile fertlerini durumdan haberdar edip sevindirmek amacıyla elde telefon dolaşmak,
-'alsanız fena olmaz aslında' adı altında alternatif sürprizlar listesi yapıp anne/babaya sunmak,
-kitapları yırtıp yırtıp eğlenmek,
-arkadaşlarla sınırsız gezi programı hazırlamak,
-yıl boyunca yapmayı isteyip dersler yüzünden yapamadığınız bütün ıvır zıvır işleri yapmak,
-okulun yolunu hafızadan silmeye çalışmak.
eskiden direk bakkala koşulur çamaşır suyu, deterjan gibi zayıfları temizleme aparatları alınırdı. lakin günümüzde sınıfta kalma gibi bir sıkıntı olmadığı için bu aksiyonlar tarihe karışmıştır.
karne hediyesi beklemek.
uzun bir süre "karne nasıl?" sorusuna cevap vermek.
ıssız ve sakin bir yer bulup avazı çıktığı kadar bağırmaktır. ne de olsa tüm senenin yorgunluğu atılmalıdır.
akıllıca bir şekilde durumdan kurtulmaya çabalanmalıdır. ama sonradan foya ortaya çıkabilir.

ortaokul 2. sınıfta ilk dönem karnede hiç kırık yoktur. 2. dönem olduğunda bir işte çalışıldığından dolayı karneyi anne ve baba almaya gitmiştir. karnede ilk dönemden iki kırık olduğunu farkeden veliler bu işten şüphelenir ve eve gelip ilk dönem karnesini de alıp, okunulan okulda müdür yardımcısı olan komşumuza giderler.

anne: semra hanım ilk dönem salca'nın karnesinde kırık yok, fakat ikinci dönem ki karnede ilk dönemden iki kırık varmış gibi gözüküyor.
baba: bu işte bir gariplik yok mu ? karnede hata yapılmış sanırım. salca gidipte karnesiyle oynama yapabilecek biri değil ?
anne: bir dakika yaa yoksa yapabilir mi ?
müdür yardımcısı*: ya neşet bey biz ilk dönem karnelerde öğrenciler notlarıyla oynamasın diye bant çektik mi ?
neşet bey: yoo hayır öyle birşey hiçbir zaman yapmadık.
baba: helal olsun ya temiz işçilik yapmış bizim oğlan.
anne: bak görüyor musun bey ne marifetli oğlumuz var.
semra hanım: pilot kalem ile notların üstünden nokta nokta geçerek 1 olan notlarını 4 yapmış.
baba: teşekkürde alamıyordu 4 olduğu halde, çok iyi ayarlamış herşeyi.
anne: neyse bey hadi eve gidelim, akşam şu oğlan gelsin bir konuşalım

anne ile babanın karneyi aldığını öğrenince durumu farkeden öğrenci hemen odasında yatağa yatar.

baba: kalk eşşek sıpası bu karne olayını anlat!
öğrenci: yaa baba uyuyorum çok yoruldum bugün.
anne: oğlum sen karnede ki notlarınla mı oynadın ?
öğrenci: ya anne hep sizin mutluluğunuz için. size layık olmaya çalıştım.
baba: e oğlum ya notun teşekküre tutsaydı?
öğrenci: orta 1 de aldığım teşekkür belgesini, bu sene almış gibi oynama yapabiliyorum. onu da düşündüm baba.
baba: gurur duyuyorum seninle. annesini babasını bu kadar kandıran bir çocuk, aferin
öğrenci: herşey sizin için anne baba, sırf siz mutlu olun diye.
anne: tamam oğlum uyu hadi artık sen.
arkaya dönüp yürümek.
memur alımına başvurulabilir.*
(bkz: karıya gitmek)
karnede zayıf varsa onları mükemmel bir ustalıkla kalem yardımıyla düzeltmek.
en nefret edilen dersin kitabını arkadaşlarla birlikte uygun bir yerde yakmak, hatta hırsınızı almak için sayfaları caarrtt carrtt tek tek yırtıp yakmak.

not: çok zevklidir tavsiye ederim.
(bkz: karne alımı)

(bkz: ulaştırma bakanlığında karne alımına başlamıştır)
her akraba büyüklerinin karne nasıl kaç zayıfın var espirisine göz yumduktan sonra arkadaşlarınla aklının ipinin ucunu kaçırmaktır.
karneye bakmak, diğerlerine ** göstermek.
arkadaşlarla börekçiye gidip atıştırmak. ardından her gün yapılan aktivitelere devam etmek. herhangi bişey yapılabilir yani karne o kadar da özel birşey değil.**