bugün

"mahalle baskısı" nın şiddete dönüştüğü an.
http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=13985

osmanlıyı kötüleyenler bu tip haberleri gördükçe pişman oluyorlardır herhalde.
dile kolay tam 600 yıldan fazla çeşit çeşit dinlere mensup bir sürü milleti barış içinde yönetmek...günümüzde birbirine tahammülü olmayan aynı soydan aynı kandan gelenleri gördükçe vay anasını diyesi geliyor insanın.
bildiğin beyinsizliktir.
büyük bir ihtimalle malum sağcı grup tarafından yapılmış iştir. saçma sapan bir eylemdir.
aydın doğan tayfası ramazan yayınlarına başlamıştır. hayırlı olsun.
insanlarımızın birbirine zerre hoşgörüsü kalmadığını gösteren hadise. olayın gerçekliği tartışılır ancak pek de hayali bi hadise değil yani olabilirliği var. diyelim ki oldu; e be çocuğum yani bu kadar mı denyosun hem ramazan, hem bira hem de dışarda yani iş mi senin ki de...hadi onlar ergen, salaklık yapmaları doğal; sen 25-30 yaşındasın çocuklara adam akıllı anlatamıyo musun ramazanda bira içmenin etik olarak doğru olmadığını, içeceklerse bile bunu göze batırmayarak yapmaları gerektiğini. enteresan hakikaten.
moda iskelesinde her cuma yapilan ickili protesto etkinliğinde ayrıca protesto edilmesi gereken vahşet.
hemen yargısız infaza geçenleri yine gördüğümüz olaydır. basına yansıdığı gibi olmayabilir. su tarafından bakmak lazım. ilk olarak gecenin bir yarısı sokakta içki içen insanlar genelde çevreyi rahatsız edecek hareketlerde bulanabilirler. rahatsız olanlarda rahatsız edenlere cezalarını kendileri vermiş olabilir. 17-18 yaşında sokakta içki içersen üstelik ramazanda dayak yemeyide göze alacaksın.
ne aydın doğan tayfası, ne malum sağcı grup laflarıyla geçiştirilmemesi gereken olaylardır.

ayrıca osmanlı da hiç din, mezhep kavgası olmamış gibi gösterilmesi de yanlış. e pir sultan'ı kim astı? Şah ismail'le niye savaştık? bunun yüzlerce örneği var. şehir efsanesi o 600 yıl barış içinde dediğiniz şey.

osmanlı hayranları önce osmanlıyı bilecek, tarihini, müziğini, edebiyatını, mimarisini vs...

müslüman adam önce ihlas sahibi olacak...

aydın doğan medyasına söyleyecek bir sözüm bulunmamakta. nitekim biz ne edersek kendimiz ediyoruz.
iki üç gün önce artık moda'da içenlere ceza veriliyormuş haberini aldığımda en büyük zevklerden bir tanesinin yok olmasına yeteri kadar sinirlenmiştim. meğer yanlış anlamışım lan. bildiğin cezaymış para falan değil. yazık yazık bu her nesil biranın tadına orada vardı. ama durmak yok yola devam var bir de.

korkan edit: oha lan dövenler yazarmış bildiğin. tırstım şerefsizim. ulaşamazlar değil mi bana moderasyondan falan; dayak var!*
(bkz: danışıklı dövüş)
kendi adamları. modada bu zamana kadar kavga olmadı da şimdi mi oluyor. hem de en sakin semti istanbulun. bu işler hep aynı. olsun biz alıştık.
oruçlu adamın yanında içip canının çekmesine neden olursan, dayağı yersin olayıdır, bu kadar basittir.

"bu kesinlikle bir edit değildir olmamalıdır, olsa olsa açıklamadır ki, ironi bile denilemeyecek basit bir şaka yapıp, bak oruçlu adamın canı alkol mu istemiş nedir ahahaha denilip, bu şaka entry haline getirilmiştir, sanırsam anlaşılamamışımdır, seri gelen eksilere bakıp sürekli ulan çok bayat bir espri yapmışım demek ki derken kendime, ancak "ne yani o var diye ben içemeyecek miyim, oruçlu adamlar var diye yaşamayacakmıyım bikbikbik" gibi mesajlara maruz kaldıgımda ee yok artık bir açıklama şart oldu demişimdir..."

açıklama bitti eksilemeye devam...
(bkz: turk medyasinin ramazan klasikleri)
bu olayın yaşandığı gün yine moda sahilinde sevdiceğimle beraber orucumuzu açmak için soframızda cola turkalarla beklerken yanımıza saçları kısa ve sarıya boyanmış, üzerinde askılı bluzlu 2000 3000 dolaylarında laikperest teyze belirdi. içlerinden biri burada oruç tutulmaz diyip kola turkalarımızı tekmeleyip denize savurdu. bir diğeri ramazan pidemizin üstüne bastı. ben "durun lütfen bu yaptığınız yasa dışı.." derken bir tanesi sevdiceğime rövaşata attı. sonra da hep beraber o kafam kadar çantalarıyla oramıza buramıza vurdular. vücudumda 85 kırık, 97 çatlak var. burnum kanarken 9 litre kan kaybetmişim. olay esnasında kafam yerinden kopmuş hastanede yerine takmışlar. bu entryi de 3 sene kadar yatmak zorunda olduğum göztepe ssk'dan giriyorum. yanımdaki yatakta sevdiceğim..

olay aşağı yukarı böyleydi. kaynak göt olduktan sonra daha neler neler gelirdi başıma bilemezsiniz.
milletin derdi'nin birbirini germesidir. gece yarısıymış zaten olay yaşanırken ortada oruçlu kimse yok. kaldı ki kimse kimse'nin inançlarını yargılayamaz. içmek isteyen içer yani. dövünce ne oldu adam imana mı geldi? ya bu insanlar kendi işine bakamaz mı ? hep bir sorun hep bir laf atma bulaşma durumu var. herkes kendi kaderini yaşar yani bu çevre insanı her zaman bozar. onlarda da suç var tabi. nasıl bir ülke de yaşadığımızı bilmiyorlar sanki.
islam dini inançlara hoşgörü ile bakılmasını gerektiyorsa eğer kimse kimsenin içkisine de karışamaz. oruç tutuyorsan senin hanene artı yazılıyor, ama başkalarının oruç tutmama gibi bir hakkını da elinden almak kimseye düşmez. hele ki birilerini bu yüzden yargılamak kimseye kalmamıştır.
(bkz: eceli gelen köpek cami duvarına işermiş)
yine 70.000.000 kişi içerisinden 10 kişi arasında yaşanmış bir olayın heryerde varolan bir mesele gibi gösterilme çabasının kurbanı olmuş sıradan haber. toplumun bir kesimine 'bir tehlike var' mesajının ıkınılarak verilmeye çalışılması ve böylece gerginliğin körüklenmesi amaçlanmaktadır. yani sözü geçen gazetenin rutin çabalarından birisidir yalnızca.
yaşama hakkı denen söz öbeğine ne kadar da uzak olduğumuzun bir örneğidir sadece.
üniversitelerde türbana karşı çıkanları üzgünüm ki haklı çıkaran olaydır.

evet bireysel düşünce ve inanç özgürlüğü taraftarıyız ve evet bu doğrultuda insanlar gerekli gördükleri dini ve ideolojik sembolleri üzerlerinde taşıyabilmeliler. ama ne yazık ki verilen bu hak bireysel özgürlük için değil, gruplaşmak ve onlar gibi düşünmeyenleri yok etmek için kullanılıyor. "buraların hakimi benim" kavgasına giriliyor, benden olmayan dışlanır, gerekirse dayak yer. bu olay da en basit örneği. elbette o çocukları dövenlerin çok eğitimli olduğunu veya bunu bilinçli olarak yaptıklarını savunmuyorum ama toplumun çoğunluğunu oluşturan kesimin de bu eğitimsiz tabakadan geldiği hatırlatılmalı. yani, tekrar ediyorum ne yazık ki, daha çok dini özgürlük demek, daha çok gruplaşma, daha çok ye sev ya terk etçilik ve dindar olmayan kesimin daha çok toplum dışına itilmesi demek. öncelikle bunların olmayacağı garintilenmeli ki ve daha da mühimi rejim sıkıntısı çekilmemeli ki, olması gereken dini özgürlükler tanınabilsin. ve böyle olaylar da daha fazla olmasın.
her allah'ın günü bütün hanzolukları yapıp, yolda gelen geçen dişilere laf atıp çemkirirken döt yanaklarının arasını beş parmağıyla hatır hatır kaşımayı marifet zanneden mübarek ramazan ayında oruçluyum ayağına aç kalmış dürzünün yediği nanedir. artık onun orucu ne kadar geçerlidir en doğrusunu allah bilir. dayak yiyenler ayrı bir dürzüdür. elinde bira kutusuyla bırak ramazan'ı, noel'i, bilmem ne kutsal gününü, normal zamanda dahi elinde bira kutusuyla gezmek neyin nesi? s.ktirir gidersin adam gibi bir yerde oturur içersin. özgürüm ayağına geçeceksin bu provokatif işleri. her türlü aymazlık böyle gün yüzünde yapılırken bu memleketten adam olmaz kardeşim!
harbiden sadece iki üç kendini bilmezin yaptığı şeymiş, toplum dediğin illa ki bi eğri gibidir, o eğrinin alt tarafında toplumun en bozuk, şiddete eğilimli, kısaca denyo kısmı illa ki var olacaktır, bu eşyanın tabiatı gereğidir. o yüzden iki adam gidip çocuk pataklamış diye burada lanet okuyacak değilim.

lanet okunacak şey, bunun eğrinin altında kalmaktansa eğrinin üst noktalarına yükselmesidir. hedefimizi iyi belirleyelim yani laf ederken. toplumun üstündeki kesim tabii ki önüne geleni pataklamayacaktır ama iki şey yapabilirler.

birincisi bu başlık altında da örneğini görebildiğimiz üzere bu iki üç denyonun yaptıklarını haklı bularak bu davranışlara zemin oluşturabilirler. oysa yapmaları gereken istisnasız bu yapılan yanlışı kınamak olmalıdır. "bu memlekette ramazan'da içki içersen dayak yemen doğal kardeşim" dersen o dayağı eğrinin altından alır yukarı taşırsın. zaten üniversite yemekhanesine bile satırla saldırılması artık işin sadece eğrinin altında olmadığının göstergesidir. bu tip olayları protesto etmeyi bırak, bi de arka çıkarsan azaltmaz, çoğaltırsın.

ikincisi de siyasi erkin yaptığıdır. belediye, hükümet vs tabii ki ahlak polisi tutup içki içenleri dövdürmez (en azından şu an için oraya varmadılar daha) ama başka şey yapabilir, içkiyi yasaklayabilir (e buraya vardılar). şimdilik sadece lokal ve ufak yerleşim birimleriyle kısıtlı bu yasaklar ama şu örnekteki olayı protesto etmediğiniz sürece siyasi erkin bu yasakçı zihniyetini kınamadığınız sürece hem bu olayların artmasıyla hem de yakında ahlak polisiyle tekrar tanışıp yurt çapında içki içme yasağıyla yüzleşebiliriz (gerçi bunun olması düşük ihtimal, bence hep bu seviyede kalacağız gibi.. yani arada dayak yiyeceğiz, satırlarla falan saldıranlar olacak, içki içmek de sokakta ve belediye tesislerinde yasak olacak sadece.. ha o kadarsa sorun değil diyorsanız bilemem, bana göre sorun çünkü).

sonuç olarak bu iki üç kendini bilmeze laf etmektense onlara arka çıkan (güya) eğrinin üstündekilere kınamalarımı yöneltiyorum ben. tabii bi de (yok olmalarını gönülden istediğim) muhafazakar zihniyet ve onun beslediği gerici siyasi (ve yasakçı) erke..
ürpertici haberdir. yalnız birileri içki içen birileri dövdü diye değil. hala utanmadan "ramazanda içersen dayağı hakedersin tabi kardeşim" diyenlerle "aydın doğan medyası bu yalan bunlar" diyenlerin resitalinden daha fazla gözüm korktu şahsen.
utanma kalmadı gördüğümüz üzere artık. o kadar cüretkar o kadar saldırgan hale geldiler ki "ramazanda içmeseydin kardeşim" diyebiliyorlar. bi de bunların ağzından demokrasi falan duyuyoruz. yerim senin demokrasini. önce insan olmayı öğren!
alkol almanın faydaları bir kez daha kendini göstermiş, şiddete maruz kalan arkadaşlarımız hiç bir acı hissetmeden, oradan da rodoplu niyazi ustaya geçerek demlenmeye orada devam etmişlerdir.

kişisel depik: biz teravihe gideni dövüyormuyuz? terbiyesizlik etme de, ceza kesme işini allah 'a bırak. sen kimsin ki allah 'ın yarattığı kula, cezasını kesip tatbik edesin?

böylesini bir güzel ıslatıcan be sözlük...
kimse kimsenin içkisine karışamaz. Ammaaa velakin içeceksen evinde içersin, barda içersin, meyhanede içersin. Sokağın ortasında içki içersen bende sana derim ki, "arkadaş sende mangal gibi yürek var". Evet burası Türkiye, müslüman bir ülkede yaşıyoruz. Fakat şeriatla yönetilmiyoruz. Demokrasi ve cumhuriyet. Kıssadan hisse özgürlük. * Amma velakin özgürlük dediğin meret ipini koparmış azgın köpek gibi sağa sola sarmak değildir. Özgürlük başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığı sürece özgürlüktür. Yani neymiş evinde, barda, meyhanede içecekmişsin. Ayrıca halka açık yerlerde alkol almak kanunen yasaktır. Bu da dipnotumuz olsun. *
halka açık yerde alkol almanın kanunen yasak olduğunu biyerlerinden sallayan yazarların saçmalama fırsatı edindiği olaydır. dezenformasyonun da dibini buldunuz lan helal olsun!