bugün

günümüzde daha çok kötülük yapmak için yapılan fedakarlık olarak tanımladığımız bir görecelilik. Haşmet babaoğlu köşesinde şu şekilde bahsetmektedir;

--spoiler--
Birçoğumuz en son kime iyilik yaptığımızı hatırlamaz olduk. Belki de bu erdemli davranışın çarkları böylesine hızlı dönen bir dünyada çok fazla alıcısı yok.

Ama daha da ilginci, bu eylemin giderek bir kötülük aracına dönüşmeye başladığıdır.

Yanlış okumadınız.

Kötülük için iyilik yapmak. Mümkün bu.

iyilik yaparken iki üç hamle sonra bu iyiliği bir hançer gibi kullanmayı hesaplayanlar olmadığını sanmayın sakın.

Peki, nasıl olur da bu kadar soylu bir davranış kalbimizdeki balans ayarının bozukluğu sonucu bir ihanet eylemine dönüşür?

Önce eskilere gidelim...

Bir akşam vakti Hz. ibrahim'in yaşadığı köyden geçen yaşlı bir yolcu, misafir olup geceyi geçirebileceği bir ev aradı. Hz. ibrahim'in kapısını çaldı ve kendisini misafir edip edemeyeceğini sordu.

Yolcu seksen yaşındaydı ve o yaşına kadar hiç iman belirtisi göstermeden yaşamıştı.

Hz. ibrahim ise kapısını çalan bu insanı Hak yoluna davet etmesinin peygamberliğinin gereği olduğunu düşünmekteydi.

Bir şartım var dedi adama.

Senin Allah'a iman etmeni istiyorum. Kabul edersen misafirim olursun.

Adam kızdı. Kabul etmedi ve akşamın son ışıkları altında köyün ufkuna doğru ilerledi.

Tam o sırada Hz. ibrahim'e ilahi uyarı geldi.

Ey ibrahim, biz o insana ömür verdik, mal verdik, evlatlar verdik, rızk verdik. Bunun karşılığında ona şart koşmadık. Ama sen kulum, ona bir gecelik misafirlik için iman etmeyi şart koştun.

Bu uyarıyla aklı başına gelen Hz. ibrahim hemen koşup adamı durdurdu ve evine çağırdı.

Adam koştuğun şarttan neden vazgeçtin? diye sordu.

Hz. ibrahim Allah bana hiçbir karşılık istemeden ve senin iyiliğin için olsa bile şart koşmadan iyilik yapmamı emretti karşılığını verdi.

Bunun üzerine seksen yıl bihaber yaşadığım Allah'a şimdi iman ediyorum dedi adam.

Şimdi bana, iyi de hocam, bu eski bir mesel, zaman değişti, günümüze gelelim diye çıkışabilirsiniz.

Peki! Olay geçen Ramazan'da istanbul Bağcılar'da yaşandı.

Bir grup insan bir araya gelip fakirlere maddi yardım götürmeye koyuldu. Bir gün karşılarına çok muhtaç yaşlı biri çıktı. Ona düzenli olarak 200 TL ödemeye başladılar.

Aradan bir müddet geçmişti ki, yine böyle bir başka fakire raslayıp ihtiyaçlarını sordular, yardım önerdiler.

Adam reddetti: Bana her ay birisi 100 TL ödüyor zaten

Bunun üzerine yardımsever dostlarımız bizi bu zatla tanıştır da çabalarımızı birleştirelim deyince, adam onları götürdü.

Karşılarına çıkan kişi, o her ay 200 TL ödedikleri yaşlı ve çok fakir adamdı.

Dostlarımız şaşırdılar ve oracığa çöküp ağladılar.

Evet, iyilik yürek işidir!..

Ve bildiğim bir şey varsa o da iyiliğin artık birçoğumuzun becerebileceği bir iş olmadığıdır.
--spoiler--
kötülüğe engel olmaktir.
iNSANLAR, AĞAÇLARDAN DERS ALMALıDıRLAR; NE ÜZERiNDE BARıNAN KUŞLARıN, NE GÖLGESiNDE YATAN iNSANLARIN, NE DE VERDiKLERi YEMiŞLERiN HESABINI TUTARLAR.
iyilik yapmak insanı mutlu eder, içini huzur kaplar, mutluluk verir. küçücük bir iyilikle herhangi birine dünyaları veriyorsunuz belkide. bundan güzel bir şey olabilir mi?
denize atmakla sonuçlanılması gerekendir.
değerini bilmeyenler için asla yapılmaması gerekendir.
karşılık beklenmemesi gerektiği söylenen durumdur.zaten bekleyince bulduğun şey iyilik olmayacaktır.
insana kendini en iyi hissettiren şeydir.
öncesinde bin kere düşünmek zorun da bırakılır hale geldiğimiz eylem...
"sen acıma yetime döner koyar k.tune" atasözünü kulağa küpe yaparak, kantarın topuzunu kaçırmadan yapılması gereken eylem. aşırıya kaçması çok kötü sonuçlar doğurabilir.
eninde sonunda karşılığı nankörlük olarak sunulacaktır. merak etmeyiniz.
aslında toplumsal baskıyı farkında olarak ya da olmayarak üzerimizden atmak, vicdanımızı rahatlatmak ve "bakın ben ne kadar iyi birisiyim" diyebilmek için eyleme döktüğümüz davranıştır.
iyilik bulmanın şartıdır.
Birisine iyilik yapmazsan ne başın ağrır ne de sinirin bozulur, valla bak. Bırakacaksın ne hali varsa görsünler.
günümüzde bize kötülük olarak dönen şeylerdir. iyilik yaptıkça tepemize çıkıyorlar.*
iyilik yapacağın kişi listen olacak öyle herkese yapmayacaksınız. listeyi sağlam ve adam akıllı doldurursan o iyilik er geç sana iyi halde döner.
pragmatist olmamaktır.
KARŞILIĞINDA iYiLiK BULACAĞINI DÜŞÜNEREK YAPTIĞIN HEDEYSE YANDIĞININ RESMi OLAN EYLEM.
Iyiliği insan sadece birine yardim etmek, onu mutlu etmek icin yapmali. karsilik beklemeden iyilik yaptiginda, icini cok guzel bir duygu sarar.huzurdur.
seri artılamak gibi *
insanı mutluluğa ve huzura götürecek kapının tek anahtarıdır. insanlar iyilik yaptıkları sürece mutlu, mutlu oldukları sürece de iyi yaşarlar. iki türlü iyilik vardır karşılık beklemeden yapılan iyilik ve karşılık beklenerek yapılan iyilik. Bunlardan 2. kapıyı seçerseniz beklentiniz yüksek olduğu için mutsuz olursunuz ama 1.kapıyı seçerseniz sırf o kişinin mutluluğu ve huzuru için bu işi yaptığınız için sizde mutlu ve huzurlu olacaksınız. Onun mutlu olması sizi de mutlu edecek sizi de sevindirecektir. Karşılık beklemeden yapılan iyiliğin de iyi türü vardır. Maddi iyilik ve manevi iyilik. iyilik yalnızca maddi yollarla yapılmaz. Zaten manevi yollarla da yapıldığı için adı iyilik olur. Örneğin birine iyilik yapacaksınızdır ama paranız yoktur yapmaktan vazgeçersiniz. Oysaki gidip o kişiye sevginizi gösterseniz onunla dertleşseniz yanında olsanız belki bu ona yetecektir. Tek bir gülümseme onun mutlu olmasına yetecektir.
Kendimden örnek vereyim sözlük; bu aralar çok iyilik yapmak istiyorum ben. insanları sevindirmek, mutlu etmek istiyorum. Onlara benim de olduğumu yalnız olmadıklarını söylemek istiyorum. Niye geldik dünyaya ki? Boş boş oturmak ve vakit çürütmek için mi? Oysaki o güzel zamanımızı iyi şeyler yapmaya harcarsak hem biz kazanmış olacağız hem de onlar. Bu aralar çok iyilik yapmak istiyorum sözlük. Fakirleri sevindirmeyi, açları doyurmayı istiyorum. Aç derken yalnızca midedeki açlık değil manevi, içteki ruhtaki açlık. Çocuk Esirgeme Kurumuna gitmek istiyorum. Ordaki çocukların acılarına ortak olup hüzünlerini paylaşıp onlara mutluluk vermek istiyorum. Hepsine çeşit çeşit kıyafetler oyuncaklar almak istiyorum. Saçlarını okşayıp, öpüp sarılmak istiyorum. Onları sevdiğimi onların Ablaları, kardeşleri olduğumu söylemek istiyorum. Huzurevine gitmek istiyorum sözlük. Ordaki ninelerin dedelerin ellerinden öpmek istiyorum. Torunları, çocukları onların yanında olmasa da ben yanlarında olmak istiyorum. Yalnız olmadıklarını, onları seven, onları sayan insanların olduğunu göstermek istiyorum. Lösevine, rehabilitasyon merkezlerine, tüm yardım kuruluşlarına gidebileceğim her yere gitmek istiyorum. Tüm insanları mutlu etmek istiyorum. insanların yaşamlarına, hayatlarına dair güzel şeyler yapmak mutsuz insanın kalmamasını istiyorum. Çünkü kötülükten fesatlıktan bir şey gelmeyeceğini biliyorum, yaşlı yoksul mutsuz evsiz kimsesiz gönlü aç karnı aç sevgiye aç insanları anlayabiliyorum. Elimden geldikçe yardım yapmak istiyorum sözlük, çok istiyorum.
karşılık beklenmeden ve sadece küçük bir gülümseme görme dileğiyle yapıldığında, insanı mutlu eden davranış biçimidir.
bir çıkar uğruna yapılmaması gerekendir.
aslında kötü değildir çoğu insan. sadece iyilik yapmaktan korkar bu yüzden acı çekse bile. Onu bu yola iten şey; yaptığı iyiliklerin, insanlara duyduğu saygının ya da birini sevmesinin çağımızda çok geçerli olmaması belki ya da aslında her daim var olan ve adeta bir abide gibi orada duran o parıldayan vicdanlarımızı içimize gömmemiz.

ama yine de iyiler her zaman kazanır!
"Şeytana ne kızıyorsun ? Bir iyilik yap da, o sana kızsın."
Leo Tolstoy