bugün

entry'ler (108)

istanbul

Yağmurla daha bir güzel olan daha bir anlamlaşan güzel şehrim. Hele kulaklıkları takıp nemli toprakta yürüyüşe çıkın, huzuru bulacaksınız.

güzel bulmadığın biriyle sevgili olmak

Sevgili olup gerçekten o kişiye aşık olunduğu zaman o kişi güzel bulmamanızdan çıkıp ''çirkin bulmamanıza'' dönüşecek aslında.
insan sevdiğini herkesten güzel, herkesten tatlı bulurmuş.

Mecnuna sormuşlar ''Leyla abarttığın kadar güzel değilmiş,neresine aşık oldun? '' diye Mecnun cevap vermiş '' Bir de onu benim gözümden/yüreğimden görün.'' diye.

sözlük yazarlarının rock şarkı önerileri

Nirvana
lithium

The Beatles
Hey Jude

Anberlin
enjoy the silence

Evanescence
My Immortal

Rammstein
Ich Will

Within Temptation
Jillian

Green Day
Boulevard of broken dreams

Pearl Jam
Black

Sigur Ros
Sæglópur

Rem
Bad Day
Losing my religion

Pink Floyd
Wish you were here

Linkin Park
Numb.

mutlu olmanın yolları

iyimser olmak ama yaklaşan felaketleri farkedemeyecek kadar değil.
her şeyi kafaya takmamak ama çok ilgisizlik ve umursamazlıktan dolayı insanların kalbini kıracak kadar değil.
iyilik yapmak ve başkalarının yüzünü güldürmek. Küçük çocukları sevindirmek, yaşlıların ellerini öpmek.
Kötülüklerden kaçınmak, kötülere uymamak. Kötü olan bir insanı iyilik yapmaya teşvik etmek.
Değer vermek. Evet her ne kadar kendinden başka kimseye çok değer vermeyin denilse de birine karşılıksız koşulsuz değer verdiğinizde, onu sevginizle taçlandırdığınızda ne kadar mutlu olabildiğinizi görüyorsunuz. Değer vericeksiniz ama karşınızdan size kendiniz kadar çok ilgi beklemeyeceksiniz. Seveceksiniz sadece, karşılıksız nedensiz seveceksiniz.

Ve ne olursa olsun kendi doğrularından ve kişiliğinden ödün vermemek. Düşünelim, istediğimiz şeyleri yapamadan ve kendimiz benliğimizle yaşamadan nasıl mutlu olabiliriz? Kendi doğrularımızı fikirlerimizi uygulayamadan, istediğimiz gibi bir insan olamadıktan sonra mutlu olamayız. O yüzden;

(bkz: Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol)

hep çocuk kalmak

Büyüsek de, kocaman insanlar da olsak, belki çocuklarımız, torunlarımız olsa yine de olacağımız durumdur. Çünkü her insanın içinde bir çocuk vardır, bu onu ne kadar yaşattığına bağlıdır. Büyürüz, olgunlaşırız, ayaklarımız üzerinde durur, artık kendi başımızın çaresine bakmamız gerektiğini anlarız. Eski sorumsuzca hareketlerde bulunmayız belki daha gerçekci bakarız. Ama yine de tüm sorumluluklara, tüm doğrulara, gerçeklere rağmen içimizde hiç tükenmeyen, adrenali hiç bitmeyen küçük yaramaz bir çocuk vardır. Parklarda oynamak, delicesine koşmak, sonunu düşünmeden sadece istediği için, mutlu olacağı için dilediğini yapmak, bir anlığına olsun o '' küçük,yaramaz, hovarda çocuk'' olmak ister. Belki tüm dertler peşindedir, belki tonlarca yükü, sorumluluğu onu beklemektedir. Veya sıfatı öyle bir dereceye gelmiştir ki, cüssesi artık bunu kabul etmemektedir.Ama o yine de içindeki annesinin sıcak sütle beslediği, babasının trenlerle, bebeklerle, türlü kıyafetlerle ödüllendirdiği, abisinin bütün gün uğraştığı o minik çocuğu atamaz. Bazen o çocuk ansızın belirebilir. Farklı zamanlarda, o büyük adamın/kadının karşısına çıkabilir. Bazen bir parkın önünden geçerken, küçük bir çocuğun elma şekerini, pamuk şekerini afiyetle yiyişini izlerken, bahçede, sokakta çocukların saklambaç, körebe, yerden yüksek gibi oyunlarına tanık olurken belki bazen kendi çocuğunun o'' saf, masum'' hallerine şahit olurken, o insan küçülür, yıllar önceki ufak çocuğa dönüşür. Diğerlerine katılmak, onlar gibi olmak bir anlığına olsun o mutluluğa, saadete erişmek ister. Annesinin yeniden saçlarını örmesini ister, babasının işten gelince ona arabalar, bebekler, renkli şekerler getirmesini ister, abisiyle o arabaları halının şeritlerinde sürmek, hemcinsi kuzenleriyle o bebeklerle büyük bir dünya kurmayı ister. Yeniden uyku tulumlarını giymeyi, tüm aile bir yatakta uyumayı, ne olursa olsun ne kadar yaramazlık yaparsa yapsın insanların yine de onu sevmekten, merhametlerini göstermekten vazgeçmemelerini bekler. Ne olursa olsun o kalp yumuşatan, masum temiz halini, saf gülümsemesini kaybetmemeyi düşler. Ne olursa olsun hep küçük bir çocuk kalmayı, cüssece küçük olsa da büyük hayalleriyle, fikirleriyle, o umut dolu, hayat dolu çocuk olmayı ister...

Ne kadar büyüksek de bir tarafımız hala çocuktur aslında, bir yanımız hala saf, bir yanımız hala saçlarımızın okşanmasını, gece yatarken annemizin ''iyi geceler busesini'' kondurmasını ister aslında, bir yanımız hala sevgi dolu, bir tarafımız hala çocuk ruhludur...

en iyi android oyunları

Subway Surfers, temple run, angry birds,angry birds space rail rush, ninja fruit,talking tom vs vs...
Tabiki favorim subway surfers.

en iyi diziler

CSI:NY
How I Met Your Mother
Fridge
Doctor Who
The Walking Dead
Lost
Supernatural
Sherlock Holmes
True Blood

Türk olarak Ezel, Leyla ile Mecnun olabilir

deniz

Çok sevdiğim ayda bir görmeden edemediğim dünyanın en büyül harikalarından biridir.
Tüm gece kendini izlettirir deniz. Tüm gün... Onun ahengine kendinizi kaptırırsınız ve onun muhteşemliğiyle kendinize bir adım daha yaklaşırsınız. Tüm duygularınızın karşılığıdır belki de deniz. Ona baktığınızda tüm duygularınızı yüzünüze vurur, kalbinize dokundurur, gözlerinizi doldurur. Onunla dalganır ruhunuz onunla derinleşir arzunuz,durumunuz. Maviyle istersiniz her şeyi veya maviyle gitmek istersiniz. Nereye yol aldığını bilmediğiniz gizemli gemilerin arkasından yola çıkmayı düşlersiniz. Nereye gideceğinize karar verememişsinizdir, belirleyememişsinizdir tam. Ama Deniz, size bir yol gösterecektir elbet, size yardım edecektir. Aylar boyunca küçük bir yelkenliyle seyahat etmek isteyeceksiniz. Yanınızda dostunuz,eşiniz,kardeşiniz kim bilir? Veya yalnızca siz, deniz, benliğiniz, siz... Denizin güzelliğiyle kendinizden geçeceksiniz.

Hep üzülmüşümdür Denizi olmayan şehirlerde veya ülkelerde yaşayan insanlara. Denizi göremiyorsunuz, onun büyüleyiciliğine kendinizi bırakamıyorsunuz? Çünkü biliyorum, denizi hiç görmemiş, hissedememiş insanları tanıyorum. inşallah diyorum, temenni ediyorum insanlar bir gün denizi görebilir, onun anlatmak istediği, bahşettiği hisleri tadabilir.

sharon den adel

Within Temptation adlı şahane grubun müptelası olduğum, uçurucu, berrak sesli vokalistidir. Özellikle Forgiven ve Angels şarkılarındaki yorumuyla tavan yapmıştır. insanı o güzel sesiyle alır bambaşka yerlere götürür. Dinlendirir, hüzünlendirir, huzur verir. Konserindeki o sempatik ve çoşkulu havasıyla kendine hayran bırakır. Görkemli makyajıyla,gösterişli elbiseleri ve upuzun havalı saçlarıyla konserin ve ünlü bir metal grubu vokalisti olmanın hakkını verir. O özellikle Mother Earth ve Ice queen adlı şarkılarında saçlarıyla yaptığı kafa hareketini çok beğeniyorum ve beynine kan geçmeden nasıl o kadar uzun süre salladığını da merak ediyorum. Bir daha ki Türkiyeye gelmesini ve bizleri tekrar büyülemesini iple çekiyorum. Çok yaşasın WT ve çok yaşasın onun güleryüzlü, akıl alıcı mütevazi vokalisti.

Şu konserdeki performansına dikkat çekerim:
http://www.youtube.com/wa...e.com/watch?v=CjNhuQukFrs

saçını sarı yapmayı bir kez bile düşünmemiş kız

Sonuna kadar doğallığa oynayacak olan kızdır. Bendir.
Zaten sarıya çalan kumral rengi saçları vardır ve herkes saçlarını asla boyatmaması gerektiğini tembihliyordur.
Çünkü bir kuaför sarı saçı yapabilir ama doğal kumral saçın tonunu tam tutturamaz. O yüzden en azından beyazlayana kadar saçlarına dokunmamayı düşünüyordur.

kadınlar neden konuşur

Bazen iyiliği ve güzelliği dağıtmak için konuşur kadınlar,
Bazen sevdiği adama aşkını dile getirmek için.
Bazen 'masumiyet' için konuşur kadınlar,
çocuklarının bir tebessümü için dökülür tatlı kelimeler dudaklarından.
Bazen 'ezmemek' için konuşur kadınlar, bazen 'ezilmemek' için.
Sevmek için konuşur aslında, sevilip de mutlu olmak için.
Ona tüm baş buyuranlara inat 'özgürlük' için konuşurlar.
Konuşurlar da yine yaranamazlar ya işte, konuşurlar da ne saygı bulundurabilirler karşı cinsin yüreğinde ne de sevgi.

the hunger games

Filminde Gale'yı kitabında ise Peeta'yı daha çok sevdiğim 3 kitaptan oluşan bir seri ve daha 1. kitabı uyarlanmış filmdir. Kitabı çok sürükleyici, akıcı ve etkileyici olmakla birlikte filmi aynı hazzı verememektedir. Çok eksik bulundurmaktadır. Amma velakin filmi kötü denemeyecek derecede idare ederdir. Seriyi bitirip filminin izlenmesi tavsiye edilmektedir. Ayrıca filmde jennifer lawrence rolünün hakkını vermektedir.

(bkz: liam hemsworth)
(bkz: josh hutcherson)

the walking dead

Daha yeni izlemeye başladığım şimdiden çok beğendiğim dizidir.
Aksiyon dizi/film seven bana bir kez daha bunu kanıtlamıştır.
Daha 1.sezon 2. bölümü bitirmiş bulunmaktayım ve başarılı aksiyon sahneleriyle beni büyülemiştir.
Rick kardeşimin o değer bilmez karısını boşayıp sarışın ablamızla evlenmesini canı gönülden istemekteyim. (belki de öyle olmuştur bilemem şimdi)
Zombi sahneleri,efektler, makyajlar ve mekanlar olarak çok başarılıdır. Bakalım neler olacak izleyip göreceğiz.

erkeğin en güzel yeri

Kalbi, ruhu,aurası, bakışları ve gülümsemesidir.

Öyle güzel, öyle tatlı ve öyle içten gülümser ki size, ne olduğunuzu şaşırırsınız. Artık her erkekte onun gülümsemesini görür, ne zaman mutlu olsanız, ne zaman gülümseseniz onun gülümsemesi canlanır gözlerinizde, daha da mutlu olursunuz. Veya en mutsuz anınızda onu aklınıza getirirsiniz onun o sıcak, samimi gülümsemesi canlandığında gözünüzde tüm sıkıntılarınızdan arınıp mutlu olursunuz.

Bakışları, ah yok mu o bakışları, etkileyici, samimi ve içten bakışları. Gülen gözleri. Parlak, ışıldayan ve hafif ıslak gözleri. O kadar güzel bakar ki size, o kadar derin bakar ki içinize işler bakışları. Tüm söylemek istediklerini bakışlarına yükler ve o bakışlarıyla sizi etkilemiş, hayal alemine daldırmıştır bile.

Kalbi o yumuşak, merhametli, güzel kalbi. Sıcacık kalbi. Aşk dudaktan kalbe derler ama dudaktan kalbe değildir belki de. Onun gözlerine baktığınızda, aurasını hissettiğiniz anda kalbe iner aşk. Kalbi o kadar sıcak, derin ve etkileyicidir ki sizi kendine aşık eder, aşktan deli divane eder.

Ruhu, aurası o kadar güzel bir aurası vardır ki öyle güzel bir enerjisi, sizi kendinizden geçiren, benliğinizden ayıran o güzel aurası. Yeşim taşlarıyla, yosun taneriyle kaplı aurası, ışığı, pırıltısı.

Bir erkeğin en güzel yerleri buralarıdır efendim, sizi etkileyeceği yerler burasıdır.

cemal süreya

'' Aşk, 'bir kişiye adamaktır kendini' derlerdi hani. Düzeltiyorum, 'Aşk bir kişiye hep aldanmaktır' oysa ki. ''

'' Unuturum diye uyudum. Yine seninle uyandım. Belli ki uyurken de sevmişim seni. ''

"Şansa güvenmek gibi bir huyum var. Kanser olduğumu söyleseler, bir gün iyileşecekmişim gibi gelir. ”

''Senin bir havan var beni asıl saran o
onunla daha bir değere biniyor soluk almak
sabahları acıktığı için haklı
gününü kazanıp kurtardı diye güzel
en tanınmış kırmızılarla açan
bütün kara parçalarında
afrika dahil... ''

Dizelerine sahip usta şair ve yazar. Bugün ölüm yıldönümü, nur içinde yatsın.

annelerin söylediği en güzel sözler

'' Bu gördüğün pembe battaniye varya işte ben onu çalışırken almıştım, daha o zaman bekardım. 20 yaşlarımda falan. Dedim ki eğer bir kızım olursa bu battaniyeyi ona hediye edeceğim. Geceleri üstünü bununla örteceğim, bununla ısıtacağım kızımı. Bu battaniyeyle büyüteceğim. Şimdi bu battaniye üzerinde ve biliyor musun kızım, o zaman hiç hayal etmezdim battaniyenin bu kadar güzel duracağını üzerinde. Bu kadar güzel kızımın olacağını hayal edememiştim ki, bu kadar çok yakışacağını hayal edeyim. iyi varsın kızım, iyi ki doğurmuşum seni. Seni çok seviyorum, evlatların en güzeli.''

Evet sözlük ben annem bunları söylerken ağlıyordum, evet sözlük ben de onu çok seviyorum. Biriciğimi, güzeller güzelimi, annemi.

mutlu bir hayat için gerekenler

iyimser olmak ama kötülükleri de farketmek,
Duyarlı olmak ama öyle her şeyi de kafaya takmamak,
iyi bir aileye, güzel bir işe ve sağlıklı bir beden ile zihne sahip olmak.
Her şeye rağmen gülümsemek ve umudu hiç elden bırakmamak.

Mutlu olmak için kendimize ve insanlara iyi davranmak ve iyilik yapmak yeterli aslında.
Tüm kötülükleri ve kötüleri etrafımızdan uzaklaştırmayı bilirsek hayat çekilir bir hale gelebilir.

smells like teen spirit

Gece gece sizi o uykulu halinizden koparacak ve size nasıl geldiğini anlamayacağınız bir enerji yükleyecektir. Bu buz gibi havada sokaklara dökülüp, karlara basmak isteyeceksinizdir.

Kurt Kobain' in döktürdüğü bir parçadır aynı zamanda, krist' in çılgın attığı.

Hello, hello, hello, how low?
Hello, hello, hello

With the lights out, it's less dangerous
Here we are now, entertain us
I feel stupid and contagious
Here we are now, entertain us

A mulatto
An albino
A mosquito
My libido
Yeah

Hey... Yay

Diye uzar gider, Nirvana' nın en sevdiğim şarkısıdır aynı zamanda. (bkz: Nirvana)

barış manço

Çocukluğumu kendisiyle,şarkıyla geçirdiğim, kasetlerini alarak evde bağırarak şarkılarını söylediğim, şarkılarıyla sanata,müziğe,iyiliğe ve insanlığa boğulduğum çok büyük, çok değerli ve çok erdemli büyük bir anadolu rock sanatçısı. Şimdi radyolarda çıkan o ipsiz sapsız, sesi desen ses değil, müziği müzik olmayan insanları dinledikçe daha çok özlüyorum seni Bariş Abi, Barış baba.
Oysa küçüklüğümde ben bu adamın şarkılarıyla saflığı,doğruyu, güzelliği öğrenmiştim. Belki de benim ilk dinlediğim şarkıcı,sanatçıdır kendisi. ilk dinlediğim şarkılara,ilk dinlediğim kayıtlara sahiptir kendisi. Ben de yeri çok büyük, ben de yeri çok ayrı, sen efsanesin sen bizim için çok değerlisin Barış Abi.

5,6 yaşındaydım sözlük. Hiç unutmuyorum. Normalde çocukluğumla ilgili her şeyi hatırlamam, tek tük ama bu da onlardan biri, o değerli anlardan biriydi işte. Babamla Barış Manço'nun kasetlerinden alıyoruz. Babama ''Bu amca kim?'' diye sorduğumda bana ''O amca çok büyük bir sanatçı,çok iyi bir adam.'' adam diyor ve bana o günden beri bu adamın sevgisini,mertliğini ve müziğini aşılıyor. Ve ben o günden beri tam bir barışçı, barış mançocu oluveriyorum. Beni Barış Mançoya bağlayan babama sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum, yolculuk yaparken kaseti teyibe takıp şarkılarını çalan enişteme de, teyzeme de.

iyi ki doğmuşsun Barış Abi, iyi ki var olmuşsun büyük,değerli adam gibi adam. Has Adam. Usta Adam.
Seni hiç ama hiç unutmayacağız,
Sen hep bizim kalbimizde,zihnimizde içimizde olacaksın.
Huzurla,rahat ve keyif içinde uyu.
Seni çok seviyoruz büyük üstad, çok seviyoruz.

black

2005 tarihli ve hindistan yapımı harükulade bir drama filmidir. Kör ve sağır bir kızın yaşama tutunmasını ve kendisini öğrencisine adamış bir öğretmenin vefakarlığını anlatıyor. Amitabh Bachchan' ın üstün perfonmansı ve karaktere kendini katışı sizi farklı boyutlara sürüklüyor. Rani Mukherjee' nin doğallığı ve içtenliği sizi duygulandırıyor sizi içinizde, en derinde bir şeylere dokunma ve sorgulama imkanı sunuyor.

Filmi izlerken değer yargılarınızı tekrar göz önünüze alacak ve aslında size anlamsız,boş,basit gelen birçok şeyin aslında sizin için ne kadar değerli olduğunun farkına varacaksınızdır. Hayatın yoğunluluğundan,pahalılık, lüks sevdasından ve 'her zaman daha da iyisini bekleme' düşüncesinin ne kadar da gereksiz olduğunu farkedeceksinizdir. Bu film insanı o kadar çok etkiliyor ki, aslında imkansız gibi gözüken şeylerin imkansız olmadığını, inandığımız zaman ne kadar zor olsa bile tüm olayların üstesinden gelebileceğimizi bize öğretiyor.

Yaşama tutunma, şükretme ve iyimserlik kavramlarını bir kez daha vurguluyor.

Benim hikayemdeki dünya farklı.
Sesler sessizliğe dönüşür..Aydınlık da karanlığa.
Benim dünyam bu…
Ne görülür, ne de duyulur.
Benim dünyamın tek bir ismi var: SiYAH

Düşler gören, gözler değil akıldır.
Gözlerim görmüyor ama yine de düşlüyorum.
Düşümüz, birgün mezun olmak…

'' Ona sözcüklerden bir kanat takacağım Bayan Nair, uçmayı öğreteceğim.. ''

''Herkesin alfabesi a ,b,c,d,e ile başlarken senin alfaben B,L,A,C,K ile başlıyor, bunu bilmen lazım”

izleyelim, izlettirelim ve tavsiye edelim. Hayatın sadece iki gözden, iki kulaktan ve bir dilden olmuşmadığını anlayalım.

Yüreklere ve zihinlere ulaşması dileğiyle,

iyi seyirler.