bugün

anadolu insanına göre kıyaslarsak geneli acayip şekilde yüzsüz ve çıkarcı insanlardır.
çok uyanık olmaları.
sabırlıdır, olmak zorundadır trafiksel hayatın bir sonucu olarak böyle olmalıdır. hele beylidüzü gibi bi yerde yaşıyosa uzaklık kavramı yoktur heryer yakındır ona artık..
anadolu ya geldiklerinde ''siz malsınız her boku biz biliriz sizin güttüğünüz koyun kadar benim siktiğim çoban var çok çakalız'' şekilleri mevcuttur.halbuki bir bok bilmezler.
açıkgöz ve girişken insanlardır. tecrübeli olduklarından adamı gözünden tanıyabilirler.
metropol insanlarıdır.
büyükbabamın babasından beridir ailem ve kendim istanbul, beyoğlu'nda yaşamasam alayı orospu çocuğudur derdim fakat diyemiyorum bu sebepten. Ama burdan bi kurtulayım, hemen diyeceğim. Anadolu'da yaşayan temiz ve saf kardeşlerim, burası televizyonlardaki gibi değil emin olun. Gelmeyin soktuğumun şehrine. Gelecekseniz de ulaşın bana ben sizin eve siz benim eve bi takas yapalım ulan. Gürültü, acayip insanlar, terör, kargaşa her şey burada...
örneğin;yanınızda iki adam var biri samimi arkadaşınız diğeri de istanbullu ama samimi değilsiniz alakanız yok mecburiyetten aynı ortamdasınız samimi arkadaşınızı evinize davet ettiniz diğer malı da nezaketen çağırırsınız usuldendir diye o adam istanbulluysa sizin o teklifinizin isteksizce ve nezaketen oluğunu anlamaz takılır gelir.başımızın üstünde yeri vardır tabi sonrasında siklenmez o ayrı konu.
iki yüzü var hangisi işine gelire onu kullanır çıkarcı ama hep sideğil nadirende olsa iyi nietli kişiler çıkar.
en büyük özellikleri istanbul da yaşıyor olmalarıyla birlikte yalnızlıktan uzaklardır, o kadar kalabalıktır ki şehir yalnızlığı kovalar onca insan. bazen de sanki onca insandan bir tanesi bile sizi görmüyormuş gibi hissedersiniz sanki beyoğlu caddesin de(olm bakmayın öyle ters ters cadde diyorlar artık oraya.) o kadar insanın içinde yalnızmış hissiyatı oluşturur sizde. çok söversiniz hem de yaşadığınız şehire "seninde ananı sikicem istanbul, sen mi büyüksün ben mi?" tarzında söylemlere itabilir. bazen de çok hoştur bu durum, takarsınız kulaklığınızı bob marley - don't worry be happy şarkısını dinlerken aniden bir kız çevirip onunla dans ettikten hemen sonra ufak bir öpücük kondurup ardından bir adet kırmızı gül veresiniz gelir kısacası başka istanbul yok! burası istanbul hacı!
yazları sıcak ve ıslak; kışları soğuk ve sağanak yağışlıdırlar.
suratları asıktır. özellikle de kadınların.

(bkz: güzel kızların yüzündeki ha siktir ifadesi)
megakentin insanı olmalarıdır.
zaman kavramını yitiren insanlardır.
şikayet eden şehri terketsin yavaştan...
çok hızlı yürürler. kendimden biliyorum sürekli bir yere yetişme çabasından olsa gerek alışmışım bir kere. belli bir işim olmadığı zamanlarda bile neredeyse koşar adımlarla yürüdüğümü fark ediyorum her seferinde.
son derece şanslıdırlar ama istanbulun kıymetini bilirler mi orasını bilemem...
anadolu insanından hiçbir farkı yoktur. zaten çoğunluğu birkaç senedir istanbul'a gelmiştir.
kader kurbanıdırlar, istanbul açık hava hapisanesinde mühebbet cebelleşme cezaları vardır.
O berbat trafiğe sabır gösteren çilekeş insanlardır.
--spoiler--
barmen git başımdan sarhoşum zaten aşktan kederden mutsuz kendimden istanbuldaaa....
--spoiler--
istanbul beyefendisi yahut istanbul hanımefendisi gibi kalıplaşan anlam yüklü ağır kalıplar hakiki istanbullular için söylenecek fazla bir detaya gerek bırakmıyorken ek olarak yaşanması çok zor olan, aldığı göçlerle ve sıkıntılı hayat şartlarından tehlikeli hale gelen şehir insanının bir çok yere göre daha tedbirli yaşadığını düşündürür. yolda yürürken bile çok daha dikkatli olmalılardır.
not: istanbullu değilim sadece tahmindir.
istanbul da yaşayan insanlar herdaim şehrin bazı olumsuz yanlarından şikayet eder dururlar ama (bkz: gülü seven dikenine katlanır) hesabı yaşayıp giderler.

istanbul "birbirine bakan 15 milyon insan"dır esasında.
hani eski türk filimlerinde vardır ya anadolunun köylerinden gelen insanlar her biri bir köşe başında birbirlerine birilerinin hesabına birşeyler satarlar. vakti zamanında iyi idare edilememiş dış-iç göçler meselesi artık geri dönüşü zor hale gelmiş bir meseledir.

anadolunun o kesilim (güzelim) havası-suyu güzel köyleri-kasabaları-şehirleri (bkz: altına hucum) ayarında bir bir terkedilirken birileri esas tehlikenin farkına varamamışlardır. suçlu vatandaş değil idarecilerin basiretsizlikleridir.

sahip çıkılmamışlığın verdiği enerjiyle birde üstüne tuz-biber (bkz: terör)ün etkisiyle yıllar yılı akın akın insanlar büyük şehirlere göç edip durmuşlardır. (bkz: nerde çokluk orada bokluk) teorisi malesef ülkemizde ete kemiğe kavuşmuştur.

(bkz: hemşeri hemşeriyi gurbette sikermiş)
universal bi şehir olduğundan dolayı, şu grup böyledir, bu grup şöyledir gibi tanımlamalarda bulunmak saçma ve yanlış olur.
para için her şeyi yapabilecek insan tipi daha fazladır fakat genelleme yapılmamalıdır.