ilkokuldan akılda kalanlar

kaybolmasın diye boyuna asılan, ama yine de kaybolmaktan nasibini alamayan silgiler.

(bkz: sıra arkadaşın kalem kutusuna kumak)
(bkz: kızların eteklerini kaldırmak)
(bkz: sıra dayağı)
(bkz: pet şişeyi ezip maç yapmak)

okulun yaramaz ve üst sınıfında okuyan çocuğu tarafından bir sınıfta, sıraya bağlanarak tek başına bırakılmaktır.

* (bkz: yerli malı haftası)

örtmenim diyen küçük, sümüklü, şirin veletler.*

(bkz: abaküs)

(bkz: kokulu silgi)
(bkz: suluk)
(bkz: at kuyruğu)
(bkz: patates baskı)

en ön sırada oturan ve ota boka atlayıp cevap veren; gözlüklü, yer yer şişman, bir o kadar da çirkin piç.

haftadan haftaya değişen perdeleri yıkama görevi.

-1. sınıfın ilk gününde sınıfımın değişmesi
-1. sınıfın yine ilk haftası uydurduğum bir yalanla aynı sınıfımda olan bir çocuğu okuldaki tanıdıklarımla dövmem
-2. sınıf ile ilgili hiç birşey hatırlamamam*
-3. sınıfta bir kızın elinde gördüğüm pikaçu anahtarlığı
-4. sınıfta o kıza aşık olmam ve çıkma teklifi etmem, üzerine "salak" hakaretini yemem ve kızın oturup ağlaması*
-5. sınıfta aşık olduğum kızla ve onun grubuyla soğuk savaş geçirmem ve sürekli onlara laf atmam
-5. sınıfın ilk döneminde matematiğimin 4 olması
-5. sınıfta karnemi aldıktan sonra öğretmenimin karnemin arkasına "kaprisi bırak" yazması.

aklıma gelen bir kaç şeyi daha ekleyeyim.

-5. sınıfa kadar en yakın arkadaşımla sürekli yemeğimizi paylaşmamız
-aldığım bir filmi bu arkadaşla izlemek için evlerine gitmemiz, filmin büyük kısmının erotik sahnelerle dolu olması ve annesinin bizi azarlaması
-yine 5. sınıfta saçıma jöleyi hayvan gibi sürmem ve girişte hocanın beni tutup saçımı yıkatması
-5. sınıfta okulun en manyak adamının sevdiği kızla çıkmam ve bunun beni dövmek için iki hafta boyunca araması(tabi okulun son günleri ve ben okula gitmiyorum).

karnenin alınacağı gün sınıfta "akdeniz , karadeniz , biz karnemizi isteriz" diye bağırmak.

-1.sınıfta sınıfın tamamının "evet" oyuyla sınıf başkanı seçilmek
-dönemin ortalarına doğru tahtaya konuşanları yazmayınca öğretmenden uyarı almak ama yine de dinlememek
-ilerleyen zamanlarda sınıfın adeta zıvanadan çıkması
-sınıfın birlik olup "başkan görevini yapmıyor" diye isyan çıkarması
-öğretmenin sınıfta "başkan istifa etsin mi?" diye oylama yapması
-sınıfta %100 "evet istifa etsin" oyu çıkması
-ve baskıyla başkanlıktan istifa etmek

(bkz: bitlenmek)

bitlenmek... antibit şampuanıyla haftasonu bitlerden arınıp, pazartesi yine bitlenmek.

ortası delinmiş silgiden ip geçirip boyna asılması. maksat kaybolmasın.

rıdvan adında bi elemanın çükünü öğretmene göstermesi.***

ismi lazım değil bir arkadaşım vardı öğretmenimizin kendisini bir depoya götürüp eline cetvelle vurduğunu iddaa ederdi, inanmayanlarla küserdi hatta bazen bu onu kesmezdi inanmayanlara itinayla hertürlü iftirayı atardı.Beş senemi zehir etmişti kendisi...

4. sınıfta öğretmenin futbolcu resimleri kolekyisonu yapan öğrencilerin ellerinden resimleri alıp "ecivokke bi tek sana güveniyorum al bunları götür çöpe at" dediği zaman onca sinirli ve "nolur atma sakla" bakışlarına maruz kalarak görevimi yerine getirmenin gururunu yaşadıgım ve arkadaşlarım tarafından dışlandıgım zaman.*

gergin kumaş pantolonun ardına saklanmış büyük arkadaş götü.

her hafta bir arka sıraya geçme sistemi. hayır bi kız vardı, sürekli altına yapardı, sistem sağolsun her sıraya sıçmış oldu.

çöp kutusunun yanında kalemtraşla kalemin ucunu açmak.

birçokları için ilk sevgili.

menapozda olan hocanın soğuk kış günlerinde bile pencereler açık ders yapması ve bizi sınıfta montla oturmak zorunda bırakması.

olay daha ilk gün geçer:
assalavissa madem okumayı biliyosun bırak arkadaşların o harfi ev çatısı olarak bilsin sen karışma.
Not: bahsi geçen harf büyük "a" dır.

oynı okulda babanızın öğretmen olduğundan dolayı, sıra dayağından muaf olmak.

okulun yıl sonu etkinliklerinde , tiyatroda küçük yaşınıza rağmen nine rolünü almanızın sonucu, bütün bir yaz arkadaşlarınızın sizinle nine diye alay etmesi durumu. bizzat yaşanmıştır.