bugün

yıllarca sürecek olan öğrenim sürecinin ilk yılı.
Yürüyerek Dünya turu yapmanın ilk adımını attığın zamanla eşdeğer zorluktadır.
annen ve babanın seni sınıfta sırana oturtup, bir öpücük verdikten sonra sınıf kapısına gitmeleri, sonra oradan el sallayıp kaybolmalarıyla gözyaşlarına hakim olamayıp ağlanan sınıf.
ilginç okuma fişlerinin olduğu dönem.

ata ite et at gibi.
en kaliteli sınıftır *
sonun başlangıcıdır.
saçları bitlenmesin diye üçe vurulmuş, burnunda daimi sümük olan, ayakkabısın önü kola kutusuyla oynamaktan dolayı açılmış cocuların olduğu sınıf.
mavi önlükleri giyip bir düzenin parçası olduğunu fark etmeye başladığın sınıftır.
uzunca bir süredir ilköğretim 1 inci sınıf olarak anılır.
ÇiLENiN başladığı zamandır. hayırlı olsundur.
genelde piskolojik olarak çişinizin ders saatlerinde geldiği sınıftır.
anne ve babanın gidişinin ardından kendini kimsesiz ve yalnız hissetme durumudur.
yıllar süren gazete okurluğumun ardından yazım güzel değil diye okumak zorunda kaldığım sınıftır. (bkz: hayallerimle oynadılar)
yeniden gidebilsem ilk gününde ağlamayacağım ilk sınıf.
boyundaki suluk, eldeki beslenme çantasıyla birlikte kendini robocop gibi hisseden çocukların mekanıdır. gözlerinden telaş, korku ve yabancılık duygusu rahatlıkta okunabilmektedir.
anne yada baba gibi bir öğretmen, johan faber kurşun kalem, saman kokulu çizgili defter,

etrafta temiz mendilli saçları taralı gürbüz öğrenciler, cebinde simit parası ile

sabırsız tenefüse, bir türlü öğrenilemeyen uçuşan harfler zihninde ve el ele tutuşularak

gidilen ev yolu sırtında sandık çanta ile.
başlarken ağlamıştım, iyi yapmışım.
seneye başlayacağım, bakalım ağlayacak mıyım...
teneffüs arasında okuldan kaçmıştım.
ızdırabın başlangıcı.
sözlükteki çoğu yazarın birinci sınıf insan muamelesi gördüğü tek yer.
7 öğretmen değiştirip öğrenim hayatından soğudum yıldır... Ne şansızlık beh
okulu ve dersleri sevdiren tek sınıftır. daha sonra olacaklardan ve yaşanacaklardan haberdar olunmayan masum sınıftır.