bugün

Heyecanlı kişiliklerin rezil, rüsva ve tarumar olduğu görüşmedir. Aşağıda linki verilmiş videoda net olarak görülebilir.
http://www.youtube.com/watch?v=zxl7INvC0Qo
acemilikle birkaç hata yapılması muhtemel iş görüşmesidir. heyecan ile hata olasılığı doğru orantılı olarak değişir. bu yüzden heyecan, panik minimum, özgüven orta sınır, ikna gücü maksimum olmalıdır.
edit: nankörkedi ye doğru orantılı olarak teşekkür ederim efendim, uyarısı için.
üni yeni bitmişti. bi iş bulamamıştım. boyumu aşan borcum vardı. bir markete kasiyer olarak başvuru yapmıştım.
sonra görüşmeye çağrıldım 20 kadar insanla. görüşmeden ortalama 10 dakika maksimum 15 dakikada çıkıyorlardı insanlar.

çağrıldım gittim.

kafadar bir adamdı. o sıralar aynı zamanda bir radyoya program hazırlığı yapıyordum, laf lafı açtı epeyce konuştuk, uzun zamandır sizin gibi biriyle tanışmamıştım demişti. * geleceğe yönelik projelerimizden falan bahsettik.
sonuç olarak o depresyonlu halden çıkardı beni. aslında bir işim olmadığı için, gerizekalı statüsünde bulunmadığımı hissettirdi. "ilerde çok iyi yerlere geleceksin" demişti. *
galiba 45dk-1saat arasında muhabbet etmiştik, görüşmeden ziyade.

biraz heyecan, biraz espri, ama en çok doğallık karışımı görüşmelerdir.
lisedeydim, 10 aylık staj için bi şirkete görüşmeye gitmiştim. laylon staj olmasın öğreneyim diyerek baya mülakatlı bilmem neli bi görüşmeye çağrıldım. mor pantolon -baya patlıcan moru- ve gitar resimlerinin olduğu siyah bi t-shirtle gidip öyle görüştüm.
notlarım iyi olduğundan sorunsuz girmiştim. ama ilerleyen zamanlarda öğrendimki o günkü üstüm başım yüzümden şirketçe beni satanist zannetmişler.
ilk izlenim çok önemlidir.
henüz başvurmanın şoku üzerinizdeyken neyi nasıl yapacağını ne kadar kendinden uzaklaşabileceğini kanıtlar insana. adrenalin seviyesindeki artışta cabası. bir şekilde kendinizi ve işle neden ilgilendiğinizi mülakat sırasında anlatabilmenizle birlikte bu kez yanlış toleranslarına kafa yorulur. yeniden iş ile ilgili korkulara sahip çıkılır. iş dünyasının tecrübelisi olana dek akılda soru işaretleriyle ve sakin olamamakla birlikte yer eden amatörlük evresinin gelişme bölümüdür.
heyecan, stres, ani terleme, hayal kırıklığı gibi durumlarla karşılaşılan bir gündür.

ilk iş görüşmesi benim için insan kaynaklarındaki kişiyle bile görüşemeden geri dönmektir.
mutlaka çağırsalar da kabul etmeyeceğiniz bir iş olması lazım. Ne kadar soğukkanlı olsan da mutlaka heyecan yapıyor insan.
her zaman boktandır garantisini veriyorum.
ilk görüşme hatta ilk beş iş görüşmesi harika geçer. sonradan öğrenirsiniz; bir görüşme ne kadar zorlu geçiyorsa sonucun o kadar olumlu olacağını.
(bkz: çok korkuyorum sözlük)

kekelemesem bari.
en ölümsüz dakikalardır. çoğu zaman heyecanın dibine vurulur.
yarın arçelikle gerçekleştireceğimdir. en iyi tarafı aranılan nitelikler arasında bu yıl lisans veya yüksek lisanstan mezun olunacak olması. yani tecrübe önemli değil. velhasılıkelam bana dua et lan sözlük.

edit: sayısal, sözel ve ingilizce sınav yaptılar. üstüne birde grup çalışması yapıp gönderdiler. iyi haberleri bekliyoruz.

edit2: tekrar arayıp birebir görüşmeye çağırdılar.

edit3: bir mail atıp bizi tercih etti... falan fişmekan ancak uygun bulunmadınız dediler. zaten ilk iş görüşmesinde iş bulmak pek hayra alamet olmazdı.

edit4: kpss den 91 alarak iş görüşmesi tecrübemi 1 ile sınırlandırdım. o neydi lan öyle? soruya bak: sonucuna inanmadığınız halde olması için çalıştığınız bir projeden bahsedin. yeni mezun olmanın nesini anlamadılarsa!
başvurulan firma kurumsal ise hiç de o kadar korkulmaması gerekendir. her şey rutindir. belki aralara espriler bile sıkıştırılabilir. fakat kurumsal olmayan bir firma ise karşı taraftaki ego ve üste çıkma çabaları, işte bu bahsedilen heyecan, korku vb. duygulara itebilir insanı.

ilk görüşmem; üniversiteden yeni mezun olmuş ve uzun zamandır işsiz olmamdan dolayı özgüvenim azalmıştı kendime karşı fakat heyecan veya korku yoktu üzerimde. yanımda cv bile götürmemiştim.* umursamazdım. daha sonra doldurduğum personel formunun bir işe yaramadığını söyledi bilgi işlem müdürü** ve kendimden, projelerimden, ilk çalışmamdan son çalışmama her şeyi anlattım. o çalışmalarım incelendi.* güldük, sohbet ettik arada. sohbet ilerledikçe mülakata 1-2 kişi daha katıldı.

fakat onların istediği farklı bir alanda çalışmamdı. ben de kariyerimi kendi belirttiğim konuda geliştirmek istediğimi, o yüzden her şeye sıfırdan başlamak istemediğimi söyledim. iki tarafta üzülmüştü.* mail adresini verip, benden cv'mi göndermemi istedi ama yine de güzel bitti.

bu da böyle bir anımdır.
tarafımdan 19 yaşında, bir giyim mağazası ile part-time bir iş üzerinden yapılan görüşmedir. her zaman konuşan ben, heyecandan konuşamadım. ama hiç yoktan kayıp değil, tecrübe olmuştur.
tahminen deli gibi terleyeceksiniz, kekeleyeceksiniz ve sorulara geçiştirme cevaplar vereceksiniz. *
iş görüşmesi için arayan bayana eğer satış mühendisliği ise düşünmüyorum demiştim. sekreter satış mühendisliği değil dedi.

leventte büyük bir kulede iş görüşmesine gittiğimde genel müdürle görüştüm. kendisi satış mühendisliği pozisyonu deyince tepem atmıştı.

bu mühendislik branşı hangi üniversitede okutuluyor, ben böyle bir branş okumadım dedim, biraz tersledim ve görüşmenin ortasında işle ilgilenmiyorum deyip çıktım. belki hayatımın fırsatıydı ancak sevmediğim bir branştı. ve sevmediğim bir iş yapmak istemedim.
bir anda esip "birşeyler yapmalıyım!" güdüsü ile gittiğim görüşmedir.

iş: büyük bir ayakkabı mağazasında part time satış elemanlığıydı. aylık 400 tl ücret veriyorlardı ve yemek-yol yardımı yoktu. yemek ve yol giderlerini çıkaracak olursak aylık 100 tl gelirim belki olacaktı. safmışım o zamanlar, o görüşmeye neden gittiğimi hâlâ anlayamıyorum.

görüşme günü gittim mağazaya. insan kaynakları elemanı geldi yanıma. mağazanın ortasında 5 dakikalık görüşmemiz oldu kendisiyle. aklıma ne geldiyse söyledim. "biz sizi ararız" dediler ve ayrıldım mağazadan.

devamında da aramamışlardı tabiki.

buna rağmen 2 hafta sonra ise daha iyi bir iş bulmuştum. kısmet işte.
Genellikle tecrübe kazandıran, heyecanlı geçen görüşmedir.
karşınızda benim olma ihtimalim vardır.
Benim için baya karmasık olmuştu. Biraz torpilli sayılırdım ama yine de çok zor isci alan bir kurumdu. Kendimi yarandırmakla, boyun eğmemek arasında gidip gelmiştim.
elbiseler salaş ya da kombinler uyumsuz olur. ilk iş görüşmesi heyecanı vardır birde. sanki nasa ar-ge departmanın personel kabul salonunda bekliyormuş heyecanı sarar bünyeyi. manasız gülümsemeyi de es geçmemek lazım. cv de şişirilmiş bilgiler birde. ayaklar eller birbirine dolanır filan.
ondan sora bida ziklemezsiniz merak etmeyin amk.
ben ilk staj için iş görüşmesine torpil aracılığı ile gitmiştim. yürek mi yediysem kendimi taş taşlı sandım da torpil olduğundan reddedemezler diye gevşek gevşek konuştum. tabiki reddedildim.
heyecan verici bir tecrübedir. 17 yaşımdaki ilk iş görüşmesi aslında staj içindi ve okuldan bizi 6-7 kişi olarak oraya göndermişlerdi. sonra sakin olduğum için aramızdan beni seçtiler mülakatta. mülakatı yapan insan kaynakları birimiydi ve stajımı da insan kaynakları biriminde yaptırdı. tabi, ygs senesi olduğu ve haftada 2 gün okul; okulun 1 günü 10 ders görüp diğer günü 11 ders gördükten sonra 3 gün de staj yapınca ve staj çıkışları artı hafta sonu dershaneye gitmek gerekince zorlayıcı olabiliyordu. en çok stres yaşayıp gözyaşı döktüğüm ergenlik yılımdı. neden sessiz ve sabırlı öğrenci seçtiklerini staj esnasında anlamış olsam da yoğun, yorucu ama her şeye rağmen güzel de sayılabilecek bir tecrübe oldu benim için.
Bu işte kalıcı olmak istiyor musunuz : siksek de buradasın di mi?

takım çalışmasına açık eleman arıyoruz: bi tarafınıza girecek onlarca ekstra iş yüküne hazır mısınız?

Esnek iş saatlerine açıksınız değil mi : pazar sabahı bile dikerim seni bu kapıya hazır ol amk.

Şirketimiz kendi yemeklerini çıkarıyor o yüzden yemek parası vermiyoruz: o miden var ya ha işte biz onu silkeceğiz.