Aslında belki de hiçbir şey kazanmamış insandır. Hayatlarında Mücadele edenler bilirler ki önemli olan o mücadele halidir. insanı güçlü, umutlu kılan. Yenmek ve yenilmek değil.

Henry Ford 5 kez iflas etmiştir. Sonunda kazanmıştır ama motorsporlarında kaybetmiş ve kazanmıştır. Sonrasında da buhranlar atlatmıştır.

Önemli olan mücadele. Tarih sonucu yazsa da hayat o mücadeleyi yazıyor.
çocukluğumdan bu yana babadan maddi ve manevi hiçbir destek almadım. 17 yaşımdan beridir de kendi söküğümü kendim dikerim. 19 yaşımdayken kendi üzerime bağlattığım ev internetini yıllardır sadece ben ödüyorum. burada ilginç bir durum yok evet, ilginç kısmı şu; 5-6 yıl önce olur da işsiz kalırsam ve 2-3 ay faturayı ödemezsem bile evden biri çıkıp da ödemezdi, borç birikir, işe girdiğimde faiziyle o borcu öderdim. her koşulda yalnız yürümüş biri olarak bu zorluklardan ders alıp şimdilerdeki 27 yaşım başarıya sahip olmalıydı değil mi? ama hayır olmadı, başarısızlığın mihenk taşı, istikrarsızlığın güvenilir adresi oldum, diğer insanların "adam olmak" dediği şey olamadım bir türlü.

ben bir deneme tahtası oldum aslında, şimdilerde bunu daha iyi anlıyorum. maddi desteğe gerek duymadım hiç ama en azından manevi destek verenim, "evladım parana şu şekilde sahip çık, öyle yap, böyle ol" diyen bir baba da olmadı. başımdan eksik olmasın fakat sadece adı babaydı, kendisi hayatımda hiçbir etkiye sahip olmadı. ne oldu peki? 19-20 yaşlarımdayken benden 10 yaş büyük insanların bile bir aylık kazancını ben 1 haftada kazandım ama 2 günde yedim, uzun ver kirli saçlarımla yeri geldi 35lik kadınların küçük sevgilisi, birahanede yatan şişhanede kalkan oldum.

şimdi yapamadıklarımı kardeşime öğütlüyorum, ona bir baba ve bir abi oluyorum. geleceği en azından daha erken yaşayacak.

ben kaybeden değilim, kaybettiğim tek şey gençliğim sanıyorum ama gençliğimi vermeseydim bir "ben" olamazdım, tecrübe sahibi olamazdım. şimdiden sonra daha iyi olacağım elbette, artık hiç bir güzel ya da çok zeki veya kültürlü bir kadın dahi hayatımın orta yerine oturma lüksüne sahip değil. ben gibi biri ise eğer söz konusu, kralının bile zihnimde esamesi okunamaz.

peki kim bu hiç kaybetmemiş insan? var böyle biri, yakından tanırım böyle bir puştu...

12 yaşımdan beridir mahalleden tanıdığım bir çocukluk arkadaşım. ne çok yakın ne çok uzağız. o yaşlarda kapıda duran bisikleti çalındığında annesinin hemencecik gidip daha iyisini aldığını bilirim. ayranı yok içmeye atla gider sıçmaya misali bir durum aslında.. maddi açıdan orta düzeyin çok altındalar. 4 yıl önce babası ekmek fırınından emekli olmasına rağmen halen çalışıyor, ev kira, kendisi de yıllardır çalışıyor ama bir türlü çıkışta göremedim çocuğu. arkasında öyle bir baba var ki, arabasının bir sorunu olduğunda hemen gidip kredi çeken cinsten. hani öyle bir evlat düşünün ki her seferinde maddi bir sorun çıkarsın ve her seferinde de babaya yük olsun, babası sayesinde hayatta kalsın. ve hem kültürel, hem maddi, hem de ahlaki açıdan bir bok olamasın.

geçtiğimiz bahar alkollüyken ehliyetine 2 yıl el konuldu. arabayı o halde kullanamayacağı için gitti babasını borca sokup elektrikli bisiklet aldı işe gidebilmek için. bir süre sonra düzceden bir kızla tanıştı, arabayı kullanmamak için elektirkli bisiklet aldığı yetmezmiş gibi bir de kızın yanına gidip geleyim derken 5 bin lira daha ceza yedi ama yine baba koştu yardıma oğlum bir kız buldu evlenir de belki adam olur umuduyla ve beyefendimiz bu sefer de ayakta kaldı. mayıs ayından bu yana kızın yanına gidip geleyim derken nereden baksan 30 bin lira harcama yaptı. maaş asgari ücret ama hayat ceo'lara taş çıkarır. öyle de kuyruğu dik bir kardeşimiz.

peki ya sonra ne olacak, babası olur da vefat ederse? hayatının çöküşünü yaşayacak. o gözünü lüksle boyadığı salak kız da kalmaz yanında, buna da her şeyden daha çok eminim. babasının vefatı bu arkadaşımızın ev kirasına, evin geçimine, 2 kardeşinin masraflarına tek başına bakması demek olacak.

şimdi boyu kadar kitap okuduğum bu cahil arkadaşa sorsanız benim hayatım çöp, düzenli bir işim yok, hatta kaybetmişimdir ona göre... benim kaybedecek bir şeyim yok ama geri zekalı. hiçbir zaman olmadı ki! bugün annem ve babam da vefat etse kendime ait evimde yine aynı şekilde ayakta kalabileceğim. bilgi ve birikimlerimle her yerde her zaman işe, saygıya, keyfim de gelirse akademik düzeyde vasıflara sahip olacağım. ve her zaman olduğu gibi yine yalnız olacağım. hiç kimse ya da hiçbir şey tam olarak benim olmadı ya da ben öyle görmedim ki kaybedeyim. ben bir ağaçtım ve insanlar gölgelenmek için birer misafirdiler sadece. ve ben hiçbir çaba göstermeden onlara sunduğum gölgeler ve onların bende biriktirdikleri anılar sayesinde 45 ciltlik ansiklopedi olmaya yüz tutmuş işlenmeye hazır koca bir çınar oldum.

ve kaybedecek hiçbir şeyin yok ise eğer dünyada kazanabileceğin çok şey var demektir.
Böyle bir insan yoktur. Kaybedilmeden kazanılmaz zaten.
Ne şanslı. Doğduğumdan itibaren kaybederim.
hiç denememiş insandır. bu da kaybetmekten daha kötü zaten.
bitkisel hayattadır, fakat şuuru açıktır.
neler kaçırdığını bilmeyen insandır. kaybetmeyen insan mı olur be?
Tecrübesiz yalın insandır...
Bir gün mutlaka kaybedecek ve hayal kırıklığı daha büyük olacaktır.
Yok Öyle bir dünya... Vermeden alamazsın...
Sığ insan türüdür. Yüzeysel yaşar, yüzeysel düşünür. Hayatın anlamı kaybedip kaybedip tekrar yola devam edenlerde yatar.
Kaybettiğinin farkında değildir. Ben 1 seneyi aşkın zamandan sonra kabul ettim kaybettiğimi.

2-3 sene önce çok daha iyiydim. Maddi yönden bu kadar rahat olmasam da sosyal anlamda daha iyiydim. Gittikçe içime kapanıyorum, kimseyi istemiyorum. Kimseyle tanışmaya, konuşmaya hevesim kalmadı. Pandemi süreci de tuz biber oldu zaten. Tükendim gibi hissediyorum. Bu kadarmışım ve bitti. Yaşım 26 ama bittim ben. Benden bu kadar.
Yoktur öyle bir insan , çünkü insan kaybederek kazanmayı öğrenir. Bu her zaman böyledir.