bugün

o senin zannının derecesiyle ilgilidir. hitler'den bahsederken heil ünvanını koymayan askerleri hapse atıyorlardı hatılatırım. inanç özgürlüğüne saygı duyalım muhammed'i sizin bizim gibi insan olarak gören de var, allah'ın elçisi olarak gören de.
dersin dersin de biz onu askerlik arkadaşın muhammed zannederiz.
hazret ne demektir ? sevgili anlamına gelen ,yüce kabul edilen kimselerin adlarının başına saygı, övme, yüceltme amacıyla getirilen farsça unvandır.

eğer muhammed birisi için yüce bir zatsa hazret der değilse yalnız ismini söyler. ulu önder atatürk, atatürk sevenlerin saygısını gösterir ama aynı saygıyı hissetmeyen veya hissetse bile atatürk demekle yetinen milyonlarca insan var, kalkıp illa ulu önder diyeceksin baskısı yapmak ilkelliktir, cahilliktir, yobazlıktır.
"madem özgürüz, istediğimizi istediğimiz gibi anıyoruz, o zaman anana bacına da istedğimizi deriz" kuramı çıkarılan düşünce.
bu haktan medet ummak insanlık dışıdır. bu hakla "ben sizin örümcek beyinlerinize tepki gösteriyorum" havasında olmak cehaletin en üst seviyesidir.
örümcek beyinlilik hazreti muhammedin ne demek istediğini anlamamaktan kaynaklanır oysa ki. ayrıca bunuda idrak edememektir.
onun dışında dememek normaldir.
kendi bileceği şeydir fakat ben nasıl isa ya hz.isa diyorsam onların muhammed yerine hz.muhammed demesini beklerim.
muhammed benim ne hazretlerimdir. ne de efendimdir.

benim için sıradan bir insandır. kimseye hazretleri demek zorunda değillim.

sen hindular inege tapıyor diye inek eti yemeyi mi bıraktın . hangi saygıdan bahsediyorsunuz?
hazret dememe hakkı her zaman vardır kişi inanmıyorsa. ancak iş muho gibi alaycı şekillere büründüğünde tepki alınacaktır muhtemelen.
'hazreti' sadece 'sayın' anlamına geldiğinden üzerinde konuşulması bile gereksiz konu.
istenirse mu, med, hz, muham, maho vb... kullanılabilir. kimseninde bunları kullananı sorgulama hakkın yoktur. sonuçta birilerinin değer verdiği kavram, olgu yada değerlere başkalarının hitap şekilleri etkilemez. sevgi nasıl zorunlu değilse saygıda zorunlu değildir. saygısızlık ile hakaret farkli kapsam alanları vardır. her hakaret bir saygısızlıktır. fakat her saygısızlık bir hakaret değildir.
(bkz: Saygı)
kendilerinden olmayan herkese saldırırken fikir özgürlüğünün arkasına saklanan dincilerin savuNMASı gereken hak.
Ölmüş bir "muhammed"in arkasından kendisine yönelik sıfat yakıştırmaları temelli olarak sözlüğün gerim gerildiğine, konunun her yönüyle kısa ve öz olarak ilk entryde apaçık belirtilmesine karşın ve karşı çıkanlarının -hz. kelimesini uygun görenlerin- bir çoğunun somut nedenler göstermek yerine söz konusu kelimeyi kullanmayanlara bok atmaya çalıştıklarını gösteren durum. Bunun böyle olması doğal bir bakıma; çünkü ülkemizde özellikle futbol, siyaset ve din alanında herkes en iyiyi, en doğru ve en ideali kendisinin bildiğini iddia ettiği için farklı görüşlere yaşam hakkı tanımaması ve fanatikliğini yüzüne gözüne bulaştırması olağan. Özellikle dini aşırı uçlARda yaşayan köktenci zihniyetin en büyük tutkularından biri de kendisi gibi olmayan, düşünmeyen ve inanmayana yaşam hakkı tanımamasıdır. Zaten birçok araştırma da kendine kapalı inançsal yapılarda bireyin ne denli köleleştirildiği ve uyumsuzlaştırıldığını, dogmatikleştirildiğini gözler önüne sermekte. Söz konusu kesim, kendisi gibi inanmayan, farklı bir inançsal yapıya veya inanmamazlığa yönelen bir bireye hiçbir şekilde, ne düşüncede ne de eylemde dile getiriş ve uygulayış hakkı tanımadığı gibi, özünden gelen tahammülsüzlük tohumuyla kendisinden radikal görüdüğü kesimi tu kaka etmekte. Yani kendi inançsal yapısını herkes için, tüm insanlık için doğru bulmasını ve herkese empoze ederek empati kurma yoluna gitmeyişini bir kenara bırakırsak, sınırları bile kendileri çizmiş durumdalar.Yani kendi inandıkları şeyin içeriğindeki kutsiyet taşıyan her türlü insan, tavır, eşya,araç, gereç vb.nde kendileri gibi inanmayana da bir dayatma yapmış durumdalar. Bu dayatma öylesine uç boyutlara gelmiş durumda ki, aksi iddia edilen bir konuya karşı somut deliller, fikirler, neden-sonuç ilişkilendirmeleri veya anti tezler üretmek yerine cahil ve ezbere yaşayanın yaptığı gibi karalama ve küfür yoluna gitmekteler, üstelik küfrün kendi inandıkları yapıda ne denli yasaklandığını bilmiyorlarmışçasına. Herkesten aynı tavrı ve onayı beklemekteler. Kendilerinin saygın bulduklarına (bkz: muhammed) başkalarından da aynı saygınlık göstermesini beklemekteler. Lakin şunu göz ardı ediyorlar ki, o da "muhammed"in saygınlığının kime ve neye göre olduğu? Zira bu yalnızca müslüman olanlar içinse bu kabul kendilerini niçin tatmin etmemekte ve başkalarından da aynı kabulu istemekteler. Bu noktada adama şu soruyu sormazlar mı:" Sen kim oluyorsun da benim kişi nitelendirmelerime karışırsın?" "ayrıca sana bunu ve beni yargılama hakkını kim veriyor, bunu nereden sahipleniyorsun" ASlında bu vb. müslümanların yanıtlaması gereken o kadar çok soru var ki, bunun devamında ne format kalır ve ne de sözlüğün veri tabanı. Şiğmdi burada sınır nerede belirleniyor? Sınır eğer saygıysa bunun da net bir tanımlaması yapılmalıdır. SAygı nedir, kimin içindir? Bunun sınırı, ihlali, yaşama uygulanabilirliği ne kadardır? Konu gayet net ve açıktır. SAygı beklenmez, hak edilir islamcı ökkeşler! Evet, türban çığırtkanı olanlarınız o renkli örtülerinin altından, çember sakallı olanlarınızsa takkelerinin altından kafalarına bunu tekrar tekrar sokmaya çalışsın, sokamıyorsa da biraz zorlasın, denesin en azından... Gerçekleşemeyeceğini göreceksiniz ama bilmeniz gereken bir şey daha var. Sizin gibi düşünmeyenden bekleyebileceğiniz tek şey, aslında sizin de hayata geçiremediğiniz şeydir: "tahammül" Evet, insanlar başkalarının kutsal gördüklerini kutsal görmek zorunda değillerdir. SAygı göstermek zorunda ise hiç değillerdir. Bu "muhammed" olsa dahi böyledir, biliyorum bunu kabullenememeyeceksiniz ama hiç kimse bir diğerine "muhammed'e hz. diyeceksin dedirtemez." Tabi kimse de durup dururken sizin "muhammed"inize kötü sıfatlandırmalarda bulunma derdinde değil. Burada yapılması gereken tahammüldür. Bu da başkasına karşı yaşam ve düşünüş hakkı tanımaktan, yalnızca insan olmasından doğan hak ve hürriyetlerinden kaynaklanır. Yani sizlerin yanından bile geçemediği gerçeklik! Hazret kelimesini kullanmak istemeyenden sadece bunu bekleyebilirsiniz, saygı bekleyemezsiniz. Çünkü saygı beklenmez hak edilir!
Zaten bu köktencilerin en büyük sorunlarından biri de etiketçiliktir. Evet, daha doğumundan itibaren gelişen süreçte aile tabanlı ve toplum destekli olarak kutsiyetler önceden belirlenmiştir ve buna uygun roller de biçilmiştir. Bu rolleri en iyi şekilde yerine getirene de türlü pohpohlamalar ve onaylar bahşedilmiştir. Ve her daim kutsal gösterilenlere dil uzattırılmak istenmemiştir. Bunun sonucunda da tahammülsüz bireyler yetişmiştir. Sıfatları önceden çizilen bir dinde, inananlarca uygun görülen "muhammed"in fikirleri, düşünceleri benimsenmek yerine farklı düşünenlerden olabildiğince soğutulması gerçekleştirilmiştir. Kendisi gibi olmayanlara en uç, kötü sıfatlandırmalar da yakıştırmaktan çekinilmemiştir. Hiçbir konuda uzlaşmacı ve empati yollu bir tavır gösterilmemiştir ve bunlar hala süre gelmektedir. Madem sıfatları çiziyorsunuz, bırakın da kimin ismini nasıl anacağımıza bir karar verelim, çünkü sizlerin hegamonyasına ve boyunduruğuna hiç bir zaman girmedik ve girmeye de niyetimiz yok. Zaten ucundan kıyısından siz de alelade bir kul değil misiniz? Siz de ölümlü değil misiniz? siz de bir nefes kadar değil misiniz? SAhi, siz aslında kimsiniz?..
(bkz: karşı komşunun oğlu rıza neden anneme anne desin).
biri "hak" ın ne demek olduğunu bu düşünce insanlarına açıklasın yoksaa..
tutmayın beni...
(bkz: bsg)
lakabı "meme" olan hakkı isimli vatandaşa hazreti muhammed'e "hazret" diye hitap etmesi için yapılan telkin. veya emir karışımlı öbeğimin üstüne düştüm kızardı.
- derin mi lan? bi boy versene.
+ yok be oğlum atla.
her mecrada atatürk ile islam dininin peygamberini karşılaştırmayı vazife edinenleri kızdıran durumdur.
atatürk'ü sevenler ona peygamber sıfatı yüklemezler, saygı duyarlar, "kemalizm dini" gibi aşağılıkça sıfatlar uyduranlar öncelikle bunu bilmelidir. kendisini kemalist olarak niteleyen insanların çoğu da allah inancına sahip, müslümanlığı din olarak kabullenmiş kişileridir. bu insanların başka insanlara taptığını öne sürmek (anladığınız manada söylemek gerekirse) en basitinden münafıklıktır.
islam dininin peygamberine ise inanan hazret sıfatını yükler, isteyen yüklemez. ama bahsedilen karşılaştırmaları yapabilecek şahsiyet(sizlik)teki güruhun inanç özgürlüğüne sahip olmasını beklemek de, farklı inançlara saygı duymasını beklemek de gülünçtür. varsa yoksa türbandır, inanç beze bağlanmış gitmektedir...
kişisel tercihtir. hakarete varmadığı surette isteyen istediğini der.

"allah c++" örneğinde olduğu gibi.
Kimilerinin * Hazreti muhammed'e hazret demedigi icin saygisizlik ettigini dusunenlerin bu kadar cok oldugunu gorunce uzerine basa basa hatirlatilmasi gereken haktir.

Hazreti Muhammed'e burada ya da baska bir ortamda dile getirmeyecegim kotu bir soz edildigini hic duymadik. ama Hazreti Muhammed'e "muhammed" dedigi icin saygisiz ilan edileni ya da "muhammed x * yapmistir" dedigi icin hem muhammed dedigi icin hem de elestiri getirdigi icin saygisizlikla suclanani hatta olduruleni cok biliyorum.

bu aslinda bir kanit, hazreti muhammede hazret demek istememek bile ofke sacmayi gerektirecek bir durum olarak algilanabiliyor.
içten gelen bir olaydır. . sorun zaten hz.muhammed'e hazret deme, dememe olayı değildir. bütün bir anlayışın ve reddetişin tezahürüdür. insanları rahatsız eden hazret dememek değil, muhammed derken takınılan alaycı ve saygısız üsluptur.
9 yaşındaki kızlarla evlenilmesini, kadınların araba kullanmaması ya da şahitlik yapamamasını normal bulan insanların itiraz edebileceği bir haktır. ancak bu hak kullanıldığında kimse farkına varmayacaktır, sadece sözkonusu edildiğinde bir tepki toplayacaktır.
"kıçtaki hümanistler" diyerek birilerini aşağılama çabasındaki zeki ayarsızın yeni ayarlama çalışmasıdır.

yeni numarası "aklına sığmazcılık" olabilir pekala.

ancak burada unutulmaması gereken, insanların gerçeklere dayanmayan konularda, yani özellikle inançlar konusunda sizin saygı duyduğunuz şeye saygı duymak zorunda olmadıkları.
kimse sizden hazret demenizi beklemiyor. [ bak aha tam da bunu iyi anlayın ] peygambere hazret deyince hazret olacak sananların eline kılıç vereyim de deccalın kafasını parçalasınlar.[ ben de onların kafalarını parçalıcam ] dedim ya hazret falan demenizi beklemiyor kimse. hakaret etmeyin yeter. soyismi olsa muhammed x derdik diyen yumurcak proudhon'lara sesleniyorum. bak kulağına bağladım megafonu: sen hakeret etme yeter. humaniter, demokratik, özgürlükçü görünür gibi davranıp ardından gizli saklı ciddiyet cibinliği giydirilmiş 14 lük ergen esprileri yapmak yersiz. [ yavruumm gel amcana göster fikirlerini ]

hazret falan demeyin eksik olsun. hakaret etmeyin yeter !
"atatürkü sevmiyorum" diyen türbanlı bir kızın peşinden sövüp sayan, onu itin dötüne sokan, vatanperverlik naaraları atanların ısrarla savunduğu hak.

evet var böyle bir hak. olayı terbiyesizliğe, hakarete, alaya vardırmadıkça tabi.

ama şunu bil ki bebişim, sen ne zaman insanların atatürkü sevmek "zorunda" olmadığını kavrarsın bende bu hakkı o zaman kabul ederim.

sen tut yobazlığın-dogmanın-çirkefliğin-gericiliğin dik alasını yap, ama olay senden olmayanlara gelince-onların kutsallarına gelince bu derece humanist-hakçı-hukukçu-demokrat kesil.

affedersin de, s.ktr git lan bebeeem benim, cücüğüm..

not:***
ulan bir kişinin de kalkıp "hayır!diyemezsiniz, sizin öyle bir hakkınız yok" diye savunduğunu görmediğim göremediğim haktır. yazılanlar hep aynı, kimse peygamberliğine inanmadığı birine saygı göstermek zorunda değil. hazret kelimesi saygınlık belirtmek için kullanılır, bıdı bıdı bıdı... aslında sürekli bunu burnumuza sokmak isteyen arkadaşların demek istediği insanlar neden garipsiyor? hz. muhammed'e muhammed deyince niye garipsiyorlar? garipsemesinler kardeşim, normal görsünler. bakın normal birşey! demi demi...