bugün

entry'ler (1197)

kızıl kabus

Altay'ın endüstriyel futbol karşıtı, emekten yana, Vahap Özaltayların, Metin Kurtların, Rıdvan Burçetinlerin izinden giden yeni kurulmuş taraftar topluluğu.

direnaşk

Ali Bolat'ın Düş(le)mek ve Orospu konçerto'dan sonra çıkardığı yeni eseri. Şu an twitter etkinliği de yapılmakta.

sadece askerde karşılaşılan olaylar

dEVRELERDEN BiRiNiN -Ki KISA DÖNEM BiR DE BU ELEMAN- SiViLDEKi YAŞANTISINI ANLATIRKEN "BEN BiR GECE aNKARA'DA BiR MEKANDAN 3000 LiRAYA KARI SATIN ALDIM" GiBi BiR CÜMLE KURMASI.

aYNI ELEMANIN ÇARŞI iZNiNDE GiTTiĞiNi BELiRTTiĞi MASAJ SALONUNDA MASAJ YAPAN HATUNUN ANiDEN BELiNE SARILDIĞINI SÖYLEMESi VE "SEN ÇOK YANLIŞ GELMiŞSiN ASLANIM, YARIN SAAT X'TE AKSARAY'DA BULUŞALIM" CEVABINI ALMASI VE ERTESi GÜN KEKLENMESi.

12 sınıf meslek lisesi öğrencisinin takdir alması

Bugün itibariyle sınıfımda 19/10 oranında gerçekleşen durum.

8 eylül 2012 izmir sokak edebiyatı gecesi

etkinlik linki aşağıda bulunan gecedir.

https://www.facebook.com/events/425456684164912/

8 eylül 2012 izmir sokak edebiyatı gecesi

12 yildir izmir'de yaşam savaşi veren alt kültürel sanat kolektifi sokak edebiyati ailesinin düzenleyeceği etkinlik.

"sokak edebiyati gecesi" 8 eylül 2012 cumartesi günü saat 20:00'de alsancak iyonya cafede düzenlenecektir.

fanzinin en fuzuli adami girdap zack unthatow'un basin açiklamasi şu şekildedir:

https://www.facebook.com/events/425456684164912/
s.e gecesinin içeriği şöyledir:
20-21 arası, yarım saatlik belgesel gösterimi,
21-24 kendi hazırladığımız playlist çalıcak mekanda, bu sırada ekranda da birşeyler akıcak müzikle beraber.. birşeyler içerken iki çift geyik yaparız biz de..

ayrıca playlist'in son yarım saati this empty flow'a ayrılmıştır. bi nevi this empty flow gecesi de yapmış olucaz. oradan gece bitimi, mekanı toparlayıp, ki bir buçuğa kadar mekanda da takılabiliriz. sonrasında isteyen bizimle çimlere geçer, isteyen evine döner, bakarız..

gecede fanzin-cd standı açılacaktır.geceye katılanlar ellerinde eksik olan veya o gece yeni çıkacak olan fanzinleri satın alabilecekler. ayrıca o gece için el yapımı özel tişört satışıda olacaktır. istediğiniz herhangi bi yazı ve ya görsel o an,orada çizilip teslim edilecektir. tişört örnekleri için: https://www.facebook.com/...27581250649135&type=3

standda fanzinlerinin bulunmasını isteyen arkadaşlar, bizlere birkaç kopya gönderirlerse, standa koyarız... güzel de olur öylesi.. ben kendi yayınlarımız dışında, sadece doksanlarda çıkan fanzinleri ekleyebilicem standa..

o gece gökmen bal yönetmenliğinde çekilen 'sokak edebiyatı belgeseli' ninde gala gecesi olacaktır.

bazı arkadaşlar, madem 'sokak' edebiyatı, sokakta yapsanıza diyecek, bilioz, biz paso sokaktayız zaten, alsancakta ya da kskde bizim tayfadan fazla sabahlayan birilerini görmedim ben, orada bir belgesel gösterimi ve bir takım şeyler düzenleniyor, sokakta olabilecek şeyleri sokakta da yapıyoruz zaten. hem 'sokak' edebiyatı derken, gidek gelek manasında bir anlamı da taşıyor olabiliriz, sokak edebiyata.. : )

ayrıca giriş için, bi on kağıt bilet mevzusu vardır, bi içki beleştir bunun karşılığında, ki mekanında en azından gelen insanların alacağı birşeylerden bir kazancı olsun, kapılarını bize açıp, epey kolaylık sağlıyorlar her konuda karşılık beklemeden.. başka sorusu olan?

taraftar hakları derneği

(bkz: 15 08 2012 taraftar hakları derneği bildirisi)

taraftar hakları derneği

--spoiler--
BÜLENT KALE'DEN
ibne Hakem Seni Seviyoruz!
ilk düdüğün duyulmasıyla beraber "Dönmeler" sağlı sollu bindirmelerle rakip takımı yıpratmaya başladılar ama bu durum takım içinde ideolojik tartışmalara neden oldu. Nihayetinde, sonraki bindirmelerin hep soldan yapılması kararlaştırıldı.

Bülent KALE bulentkale@gmail.com
izmir - BiA Haber Merkezi 11 Ağustos 2012, Cumartesi

"ibne hakem, seni seviyoruz!"
"Lezbiyen forvet, seni seviyoruz!"
"Susma haykır, eşcinseller vardır!"
Foça sahillerindeki küçük bir koyda oynanacak maç öncesi tezahüratlar bu minvaldeydi. Maçın başlamasına az bir süre kalmıştı. Hakem Trabzon bölgesinden Halil ibrahim Dinçdağ'dı.
Dinçdağ, 2009 yılında eşcinsel olduğu gerekçesiyle hakemlikten ihraç edildi. Gerekçe olarak da "askerliğe elverişli değil" raporu gösterildi. TSK askerlik yapmak istemeyen eşcinsellere verdiği raporla eşcinselleri askerlikten muaf tutuyor ama aynı zamanda eşcinsellerin "psikoseksüel bozukluğa" sahip olduğunu iddia ediyor.
Bu rapor, daha sonra toplumsal hayatta eşcinsellerin maruz bırakıldığı ayrımcılığın resmi kılıfı olarak kullanılıyor. Çünkü kâğıt üzerinde -ya da iş demagojiye gelince- Halil ibrahim Dinçdağ hakemlikten "eşcinsel olduğu için" men edilmiyor, bilimsel olarak "psikoseksüel bozukluğa" sahip olduğu için men ediliyor.
Elbette Dinçdağ'ın Trabzon'da 16 yıldır yaptığı radyo programlarına son verilmesinin ya da onca yıllık formasyonuna uygun başka herhangi bir iş bulamamasının nedeni de eşcinsel olması değil, "psikoseksüel bozukluğa sahip olması". inanmıyor musunuz? inanmayan bölücüdür, devlet düşmanıdır.
Geçtiğimiz hafta sonu izmir Foça'da düzenlenen Rock-A Festivali'ndeki mini futbol turnuvasında oynanan maçların hakemi Halil ibrahim Dinçdağ'dı. Üzerinde hakemlikten ihraç edilmeden önce 2008 yılında Futbol Federasyonu tarafından dağıtılan resmi hakem üniformasıyla çıkmıştı sahaya.
Turnuva; izmir'de Göztepe, Altay, Buca ve Karşıyaka taraftarlarının ortaklaşa bir girişimi olan Taraftar Hakları Derneği tarafından düzenlendi. Dernek, şehir içindeki statların yıkılıp şehir dışına taşınmasına, taraftarların futbol iktidarlarının güdümünde siyasetten azade kitleler olarak görülmesine, tribünlerdeki nefret söylemlerine, şiddete ve her türlü dinsel, ırksal ve cinsel ayrımcılığa birlikte karşı durmayı amaçlıyor. Turnuva maçlarını yönetmesi için Halil ibrahim Dinçdağ'ı Rock-A'ya davet eden de yine onlardı.
O turnuvada bizim de bir maçımız vardı.
Ve beklenen an geldi. izmir Siyah Pembe Üçgen Derneği ve istanbul LGBTT inisiyatifiyle oluşturulan "Dönmeler" takımıyla, isminden 'seksüel' değilse de 'psiko' sorunları olduğu anlaşılan "Manic Depresif" arasındaki büyük maç "ibne hakem, seni seviyoruz" tezahüratları eşliğinde başladı.

ilk düdüğün duyulmasıyla beraber "Dönmeler" sağlı sollu bindirmelerle rakip takımı yıpratmaya başladılar ama bu durum takım içinde ideolojik tartışmalara neden oldu. Nihayetinde, sonraki bindirmelerin hep soldan yapılması kararlaştırıldı.
Ebru, orta sahanın ortasında adeta bir dinamo görevi görüyor, bütün takımı yönlendiriyordu. Sahada basmadık yer bırakmadı. ileride Meriç'in topsuz koşularıyla rakip defansı alabildiğine yıpratıyor, nefes aldırmıyordu.
Gerek sağ ve sol açık oynayan lezbiyen futbolcuların açtığı toplar, gerekse ileride top ayağına değdiğinde adeta ilahlaşan Meriç'in mahareti "Dönmeler"in bu maçı hiçbir şekilde bırakmayacağını ta baştan haber ediyordu.
ilk yarının sonlarına doğru "Dönmeler" adeta yıllardır birlikte oynayan gerçek bir takım hüviyetine bürünmüş ve Meriç'in ayağından ilk golünü tabelaya yazdırmıştı.
Maalesef ilk yarının son dakikalarında biraz da kalecinin kifayetsizliğinden kalesinde bir gol görünce, "Dönmeler" soyunma odasına 1-1 beraberlikle gitmek zorunda kaldılar.
Bu arada takımı ateşleyen taraftarların tezahüratları tüm koyu inletiyordu: "Transeksüel forvet, seni seviyoruz!" "Susma haykır, eşcinseller vardır!"
"Dönmeler"in ilk yarıdaki hakim oyunu karşısında şaşkına dönen rakip takım ikinci devrede Manikten çok Depresif bir görüntü çizmeye başladı.
ikinci yarı da "Dönmeler"in açık ara üstünlüğüyle geçti ancak gol yollarındaki talihsizliklerini bir türlü aşamadılar. Doğrusunu söylemek gerekirse "Dönmeler" takımının en büyük talihsizliği kalecileriydi. iyi bir kalecileri olsa maçı çok rahat alabilir, hiç penaltılarla uğraşmazlardı. Fakat ne çare, maç penaltılara kaldı.
Neyse ki, penaltılarda o yetenekli ayaklar tüm penaltıları gole çevirdiler de, kaderlerini o yeteneksiz kalecinin ellerine bırakmadılar.
Son penaltının da gole çevrilmesiyle hakem Halil ibrahim Dinçdağ "Dönmeler"i maçın galibi ilan etti. Takım ve taraftarlar bir anda sevgi yumağı oluşturarak "Dönmeler! Dönmeler!" nidalarıyla festival alanını inletmeye başladılar.
Bu arada -küçük bir detay olarak- bu neşe içinde sarf edilen "Dönmeler" tezahüratının "Kalinka" ezgisiyle söylendiğini belirtmek gerekir.
Taraftarlar ve oyuncular sarmaş dolaş plajdaki bara gidip birer soğuk bira söylerken, herkesin hemfikir olup birbirine yinelediği cümle şuydu:
"Bir insanı cinsel yöneliminden dolayı, onca sene emek verip keyif alarak yaptığı mesleğinden alıkoymaktan daha büyük bir 'ibnelik' olamaz."
Bu arada; günün son ışıkları bizim maç coşkumuzla beraber tüm koyu ve festivali kızıl bir ışıkla boyuyor, ileride genç eski hakem Halil ibrahim Dinçdağ, yaşadığı haksızlığı "Kırmızı Kart" ismiyle bir belgesele dönüştürmeye çalışan film ekibiyle harıl harıl çalışıyordu.
Ne de olsa ışığı kaçırmamak gerekir; filmlerde de, hayatta da. (BK/NV/YY)
--spoiler--

taraftar hakları derneği

altay, bucaspor, göztepe ve karşıyaka taraftarları ortak sorunlara karşı birleşerek ‘tribünün de sesi var’ dedi ve ‘renklerimiz ayrı dertlerimiz aynı’ sloganıyla ülkenin ilk ‘taraftar sendikası’nı kurdu.

fırat başaran/egedesonsöz – izmir taraftarları türkiye’de bir ilk imza atarak ortak sorunlara karşı dernek çatısında birleşti. göztepe, altay, bucaspor ve karşıyaka taraftarları bir araya gelerek 6 aylık bir çalışma sonunda taraftar hakları derneği’ni kurdu.

dernekler il müdürlüğü’ne yapılan müracaat sonrası alınan vize ile yola çıkan dernek, tüzüğün incelenmesi sonrası olası prosedürler de aşılınca tam anlamıyla hayata geçecek.

renkler ayri dertler ayni!
‘renklerimiz ayrı dertlerimiz aynı’ sloganıyla yola çıkan ve ‘suskun taraftar olmayacağız’ sözü veren dernek bu çatıda tüm spor kulüpleri taraftarlarının haklarını ve çıkarlarını savunmayı hedefliyor. taraftar hakları derneği, facebook sayfasında kuruluş amacını şöyle açıklıyor: “ayrım gözetmeksizin tüm spor kulüplerinin taraftarlarının, haklarını ve çıkarlarını savunmak, ortak taleplerinin gündeme getirilmesini sağlamaktır. taraftarların, sosyal – kültürel - sanatsal gelişimi, üretici ve yaratıcı taraftar tipinin yaratılması, çevre, beden ve ruh sağlığının geliştirilmesi, toplumla ve kendi aralarındaki ilişkilerde etkin, demokratik yaşam bilincine sahip bireyler haline gelmesi için çaba sarf etmek, aralarında dostluk ve dayanışma duygusunun geliştirilmesi ve dayanışma sağlanması için çaba sarf etmek, dayanışma biçimlerini oluşturmaya çalışmaktır. tribünlerde şiddetin ve nefret söyleminin son bulması için çaba sarf etmektir.her türlü ırksal,dinsel ve cinsel ayrımcılığa karşı durmaktır. taraftarların demokratik bir toplumda, uluslar arası standartlara uygun ortamlarda ve koşullarda maç izlemesi için çalışmak ve mücadele etmektir.”

neden izmir?
derneğin kurucu ve ilk başkanı göztepe taraftarı devrim cem erturan tribünlerinin tek çatıda birleştiren oluşumun ‘başkentinin’ izmir olmasını sporda şiddet yasası’nın hayata geçmesinin ardından kentin pilot şehir seçilmesiyle birlikte yaşanan sıkıntıların tavan yapmasına bağlıyor. erturan kentin pilot bölge olması nedeniyle yasanın ardından geçen sürede çok sert ‘kontrollere’ tabi tutulduklarını, tüm izmir tribünlerinin statlarda ve stat dışında sayısız baskıya ve şiddete maruz kaldığını dile getiriyor.

derbi sonrasi yaşananlar milat!
derneğin oluşum sürecinde 29 ocak günü oynanan karşıyaka-göztepe derbisi sonrası yaşanalar bir milat niteliği taşıyor. dernek başkanı erturan, maç sonrası göztepe taraftarının emniyet görevlilerinden gördüğü şiddetin ve olaylar sonrası yönetim, siyaset ve izvak dahil hiçbir kurumdan destek görmemelerinin, yaşanan yalnızlığın kendilerini harekete geçiren olay olduğunu dile getiriyor.

dernek için alsancak ve gürsel aksel statları’nın yıkılma kararlarına karşı duruş adeta bir sınav niteliğinde oldu. taraftarların bir arada gösterdikleri direniş, eylem ve yürüyüşler ortak soruna karşı ortak hareket anlamında kusursuz bir ‘cevap kağıdı’ gibiydi… taraftarlar statların yıkımına karşı direnişi maddi sıkıntılar aşıldıktan sonra önümüzdeki günlerde iki statta yapılacak çadır eylemiyle yeniden ayaklandıracak.

15 08 2012 taraftar hakları derneği bildirisi

(bkz: taraftar hakları derneği)

15 08 2012 taraftar hakları derneği bildirisi

BASINA ve iZMiR KAMUOYUNA ;

13. 08. 2012 tarihinde oynanan Altay-Göztepe maçı sonrası yaşanan olaylar, bu derneğe niye ihtiyaç var ve biz niye bunda ısrar etmeliyiz sorusuna cevap niteliğindedir. Bir futbol müsabakası oynandı pazartesi günü. Sonuçlardan, gerekçelerden, niyetlerden bağımsız ve Ege Dostluk Kupası başlığıyla oynandı bu müsabaka. 2-2 biten maçı penaltılar sonunda 6-4 Altay galip bitirdi. Evet buraya kadar her şey normal gözüküyor aslında.

Ama öyle olmadı… Maç öncesinde, maç sırasında ve maç sonunda yaşanan bazı olaylar ne futbola, ne hemşehriliğe, nede insanlığa sığabilecek görüntüler ortaya çıkarttı. Gazetelere yansıyan fotoğrafların yanı sıra stadın etrafında ve kentin değişik noktalarında arma sevdalıları tarafından başka arma sevdalılarına darp ve şiddet uygulanmıştır. Bazılarına bunlar yetmemiştir. Maçlara gidiş ve dönüşlerde, toplu taşıma araçlarına zarar verenler olduğu gibi, evinden işine ya da işinden evine gitmek için bu araçları kullanmak zorunda olan yurttaşları küfür ve bakışlarıyla taciz edenler de olmuştur.

Taraftar Hakları Derneği olarak, rakip takım taraftarına ya da kendi taraftarına futbol ve arma sevdalısı olma bahanesi ile şiddet uygulayanları, bu kentin insanlarını futboldan nefret ettirme derecesine getirenleri kınıyoruz. Yararlanan taraftarlara geçmiş olsun dileklerimizi iletir, olayların her ne kadar faili olmasak da ortaya çıkan görüntüler ve verilen rahatsızlıklar nedeniyle de hemşehrilerimizden özür dileriz.
Olayların faillerinin belirlenmesini ve gerekli hukuki yaptırımların uygulanmasını talep etmekteyiz.

Ancak, önemli olduğuna inandığımız bir konuyu da belirtmek isteriz. Tribünlerde ve stad çevrelerinde yaşanan şiddet eylemleri ve aşırı davranışlar, birkaç taraftarın cezalandırılması ya da taraftarların seyirden men edilmesi gibi yasaklarla önlemez ve önlenemeyecektir. Ülkemizde taraftarlara yönelik çeşitli ceza ve yasak uygulamaları yıllardır mevcuttur ve artarak da devam etmektedir. Çünkü tribünlere ve taraftarlara da sirayet eden şiddet ve aşırılıklar, sadece bu alana değil genel olarak toplumumuza içkin bir olgudur. Ve birey üzerinden giderilemeyecek kadar kapsamlı bir sorundur.
Şiddet; ne yazık ki hayatımızın her alanına sirayet etmiş durumdadır. Daha çocukluğumuzda aile içinde başlayan şiddet, devamında sokakta, okulda, işyerinde, mecliste… kısacası hayatımızı sarmalayan her alanda karşımıza çıkmaktadır.
Maçtan bir gün önce Limontepe semtinde olan olaylar hafızalarımızdadır. Gündüz vakti ve yüzlerce insanın gözü önünde polis şiddetine maruz kalarak yaralanan yurttaşlarımız ve ölen yurttaşımız belki de farklı renklere gönül vermişlerdi.

Taraftar Hakları Derneği olarak yetkililere de soruyoruz ;
Böylesine gerilime ve terörize edilmeye açık olan bir maç günü Halkapınar istasyonu ve Alsancak Stadı arasında ki alanda, güvenlik tedbirleri neden bu kadar yetersizdi? Aynı gün içerisinde iki maç yaptırıp, dört taraftar grubunu bir araya getirmek ne denli sağlıklıdır? Bilet satımı neden bu kadar geç saatlere ve sıkışık bir zaman dilimine bırakıldı?

Ama tabi sadece bunlar olan olayların sebebi olamaz şiddeti ve saldırma kültürünün bütünlüklü bir şekilde örgütlendiği ve önümüze sunulduğu bu ortamda yetkililer daha dikkatli olmalıydı, taraftarlar da daha vicdanlı. Kendini taraftar diye nitelendiren futbol ve tribün düşmanları, rakip bir taraftarı darp ederek öncelikle kendi tarihi ve armasına sonrada tüm insanlığa zarar vermektedir.
Bizden olmamız beklenen yurttaş ve taraftar tanımı hep birlikte ve gerçek sevgiyle tekrar tariflenip, yeniden tanımlanmalıdır. Mahallelerimiz, okullarımızı, fabrikalarımız, stadyumlarımız saran bu öfke ve şiddet yerini kardeşliğe ve sevgiye bırakmalıdır.

Ve biz Taraftar Hakları Derneği olarak diyoruz ki;
Taraftarlıkla şiddeti karıştıran bu güruhlar yok oluncaya, şiddet stadyumlardan ve hayatımızdan çıkıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir. Bir grup Altay, Göztepe, Karşıyaka ve Bucaspor taraftarının inisiyatifiyle kurulan bu dernek, bu şiddet iklimi ve şuursuzluklara karşın beraber mücadele etme güdüsünü çok daha yukarılara taşımakta ısrarcıdır. Bizler bu olayların zanlıları cezalandırılana kadar bu işin peşini bırakmayacağız. Maç günü gerekli önlemleri alamayan emniyet ve valilik başta olmak üzere herkesin hesap vermesini istiyoruz. Ve bu sorunlar çözülünceye kadar her türlü hukuki yolun muhatabı ve tarafıyız.
Valiliğin yayınladığı basın metninde, topu kulüplere atıp 'aba altından sopa göstererek' futbolseverlere ve arma sevdalılarına deplasman yasağı uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Kulüplerimize futbolun renginin tribünler olduğunu hatırlatıyor ve taraftarın takımın desteklemekten men edilemeyeceğini savunuyoruz...

Ve var gücümüzle haykırıyoruz ;
YAŞASIN RENKLERiN KARDEŞLiĞi… YAŞASIN TARAFTAR DAYANIŞMASI…

TARAFTAR HAKLARI DERNEĞi

altay ın ismi değişemez imza kampanyası

1000 kişinin imzasına yaklaşan kampanya. Başta izmirliler olmak üzere tüm sporseverlerin desteği beklenmektedir.

altay ın ismi değişemez imza kampanyası

altay'in ismi büyük altay'dir! başka şekilde değiştirilemez!

98 yıldır "altay" ismi ile mücadele eden izmir'in parlak yıldızı büyük altay endüstriyel futbola yenik düşüyor. genel kurulda alınan karar neticesinde altay'ın ismine sponsor eklenecek. altay'da oyuncusundan, yöneticisine, taraftarından, çalışanına kadar altay ismini kişilerde görmek mümkün. dünyada eşi, benzeri yok. içinde altay sevgisini barındıranlar, çocuklarına altay ismini koyuyor. şimdilerde ise bu eşi, benzeri bulunmayan, efsane isim para uğruna değişecek. binlerce insanın hayatında bir parça bulduğu, ailesinden biri gördüğü altay'ın ismi birkaç yüz bin lira için bir şirkete satılacak. yöneticilerin kendi başarısızlığını, altay'ın ismini değiştirerek gizlemesine, altay'ın isminin değişmesine izin vermiyorsan, sen de bir imza at.

http://imza.la/altay-in-ismi-degisemez/liste

347 dönem kısa dönem ve yedek subay adayları

geçen sene bu dönemde giden - yani 341. kd- biri olarak msnden online bilgi hizmetini kendileri için resmen başlattığım yazarlar.

kisadonembilgi@hotmail.com , ekle, hayatın anlamını keşfet!

derme çatma fanzin

ağustos ayı ortalarında csns yayınlarından çıkması beklenen edebiyatı fanzini.

csns: can sıkıntısı neşriyat sokağı

(bkz: sokak edebiyatı)

ağırlıklı olarak edebiyat üzerine ürünlerin yer alacağı kültür-sanat fanzini olacak. ürün vermek isteyen fanzin çevreleri ve edebiyatsever için son ürün gönderme tarihi 1 ağustos.
konuyla ilgili paylaşımda bulunmak ya da görüş bildirmek isteyenler buradan ya da dermecatmafanzin@hotmail.com adresini kullanarak iletişime geçebilirler.

fanzin izmir'de çıkacak, zaman içerisinde istanbul, ankara vb. şehirlerde de dağıtılacaktır.

347 dönem kısa dönem ve yedek subay adayları

341. kd. olarak kendileri için msnden online yardım hizmeti verebileceğim yazarlar.

her türlü sorularınız için kisadonembilgi@hotmail.com adresine e posta atabilir ya da adresi msn üzerinden ekleyebilirsiniz.

kpss 2012 kopya skandalı

(bkz: 10 temmuz 2012 izmir kpss suç duyurusu)

10 temmuz 2012 izmir kpss suç duyurusu

2012 kpss rezaletinin mağdurları olarak başvurduğumuz haklı girişim.

savcilik suç duyurusu için
10 temmuz 2012
sali 13.30 da
izmir adalet sarayı, bayraklı
a girişinde buluşuyoruz

ulaşim için
izban / salhane durağı
eshot / 63 e.ü. kampüs, 168-249 evka-4, 663 limontepe, 77 nafiz gürman, 78 yamanlar, 120 mavişehir, 142 egekent, 144 evka-2, 148 onur, 246 evka-5, 247 evka-6, 499 barış kahvesi,98-498 çay mah., 299-599 borsa okulu, 214 evka-3, 102 alparslan, 99 gazi meydanı, 97-504 fuat edip baksı, 66 taşkent, 501 çiçek, 503 gazi meydanı, 563 halkapınar metro, 502 cengiz han, 395 balatcık, 540-612 bostanlı iskele

347 dönem kısa dönem ve yedek subay adayları

özellikle girecekleri yedek subay sınavlığı hakkında herkesten çeşitli ve birbiriyle çelişen şeyler duyacak olan sözlük yazarları. herkes kendi deneyimlerinden hareketle size yardımcı olmak istiyor, ben de kendiminkini aktarmak istersem;

edebiyat mezunuyum, kısa dönem işaretledim, "hepsini yapacağım" diye sıraya oturdum sınavda, 8-9 soru yaptım, "bu sıcakta çekilmez lan bu" deyip kağıdı verdim çıktım.

sonuçta da acemilik kütahya hava er eğitim tugayı, ustalık da istanbul yeşilköy şeklinde taş gibi bir yer çıkmıştı. benim deneyimim bu ama seçim sizin.

ayrıca şu "sınava ilk gün girme kısa dönem çıkmaz 3. gün gir" geyiklerine de inanmayın. ilk gün girdim sınava ve kd çıktı. ama ilk günün aşırı yoğun olduğunu izmir narlıdere'deki işlerimin 8-9 saat civarında bittiğini söyleyebilirim. 3. gün gidenler de sanırım 3-4 saatte işlerini bitirmişler.

sözlükteki kan aranıyor duyuruları

"ACiL
istanbul Çapa Tıp Fakültesi 3 yaşında lösemi hastası bir kardeşimiz için B rh(+) kana ihtiyaç vardır.... 0534 482 90 91
0534 236 97 02"