Otur ki sandalye hatırlasın
Sandalye olduğunu.
Masa da unutur masalığını,
Elini komasan üstüne
Bakışlarını ayırmaya gelmez,
Sürahi boşalır sonra suyundan.
Kadehim kadehim dediğin şey,
Dudağını değdirmedikçe kadeh değildir.
Mezeler de bilmez renklerini, lezzetlerini,
Çatalını dokundurmazsan.

Fakat farkındamısın? ..
sezai karakoç, köşe.
öyleyse baudelaire'den gelsin bu gecenin şiiri, adı da aşıkların ölümü olsun.

yatağımız olacak hafif kokuyla dolan,
divanımız olacak bir mezar kadar derin,
ve acayip çiçekler, üstünde etajerin,
güzel gökler altında bizim için açılan.

gönlünce harcayarak son sıcaklıklarını,
iki kalp iki güçlü meşaleye dönecek,
ve yansıtarak bize çifte ışıklarını
bu ikiz aynalarda ruhumuza sinecek.

gizemli mavi, pembe bir akşam saatinde,
ayrılık dolu, uzun bir hıçkırık halinde,
alacak vereceğiz o biricik şimşeği;

kapıları açarak çok geçmeden bir melek,
kararmış aynaları ve ölgün alevleri,
yürekten bağlı ve şen, diriltmeye gelecek.
Otur ki sandalye hatırlasın
Sandalye olduğunu.
Masa da unutur masalığını,
Elini komasan üstüne
Bakışlarını ayırmaya gelmez,
Sürahi boşalır sonra suyundan.
Kadehim kadehim dediğin şey,
Dudağını değdirmedikçe kadeh değildir.
Mezeler de bilmez renklerini, lezzetlerini,
Çatalını dokundurmazsan.

Fakat farkındamısın? ...

Cahit Sıtkı Tarancı.
görsel

kıskanıyorum kuşları
Ben uçmasını bilsem
Uçmak serin ve mavi...

(bkz: behçet Necatigil)
cemal süreya- sayım

Ayışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni

Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni

Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni

Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni

Evime götürdüm yatağımda
Kasığından öptüm seni

Başka evlerde karşılaştık
iliğinden öptüm seni

En sonunda caddelere çıkardım
Kaynağından öptüm seni
Sonbaharın yalnızları,
Yere düşmüş her bir ağacın yaprakları,
Ve çırılçıplak kalmış dalları.
Bir sokak lambasının sarısı,
Dans ediyorken çıplaklığın kahverengisi ile;
Yarın yağacak olan karın beyazı,
Ayın olmadığı gecelerde dahi, aydınlatacak sokakları.
Sabahın ilk ışıkları,
Bir ayaz ki, yorganın altında bile rahat bırakmaz seni.
Kalbini titreten, geceden kalma hayal kırıklıkları;
Yarım kalan şarap değil dudağındaki,
Yıllanmış yalnızlığın keskin tatları.
MESAFELER

Mesafeler gözlerin gibi sonsuzdur senin,
Seyrettikçe kıpkızıl yanar göz bebeklerim.
Bense engin denize bakan bir pencerenin
Önünde gelmeyecek saatleri beklerim.

Suları nasıl boşa akarsa bir derenin
Benim ziyan olacak öyle hep emeklerim.
Uzaktan bir el gibi beni çağırır engin,
Ben bir sandalcıyım ki, kırılmış küreklerim.

Beynimi bir örümcek gibi örer geceler,
Selâmlarım hüzünle uzağa gidenleri,
- Ölçüler dimağımda karışık bilmeceler -

Seyrederken ilerde kaybolan trenleri,
Ufukta mendil gibi sallanan yelkenleri,
Keder kalbimi sıcak bir kurşun gibi deler.

Dinmeyen bir hasrettir içimde mesafeler.

Yaşar Nabi Nayır
Sen birlikte eskiyemediğim sevgili, geçmişe terk edilmiş bir lâl ve yalniz bir hayal olsanda kendime dönen yollarda rastladığım rüzgar!
Şimdi sen uykumun alacakaranlığında bir rüya ol yeter.
gece yalnizsan omer hayyamdan sorulur.
An gelir-Atilla ilhan.
Sana gitme demeyeceğim. 
Üşüyorsun ceketimi al. 
Günün en güzel saatleri bunlar. 
Yanımda kal. 

Sana gitme demeyeceğim. 
Gene de sen bilirsin. 
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, 
incinirsin. 

Sana gitme demeyeceğim, 
Ama gitme, Lavinia. 
Adını gizleyeceğim 
Sen de bilme, Lavinia.
Siyah BEYAZ sarı
Tüm dünya çocukları
Tutuşalim el ele
Mutluluk yolunda güle güle.

Edit: bu dörtlügumu dünya üzerindeki tüm ırkların kardeşliğine ve dunya barisina ithaf ediyorum.
SIRADIŞLILIK Ötesizlik boşlukta mi?
Olur yoksa çelişki mi?

Sevmeden bakmakla
Bir şey değişir mi?

Peki ya sırları paylaşmak,
Bu nasıl hissiyat?

Ya görmezden gelmek,
Hiç şüphesiz facia.

Duygusuzluk, samiyetsizlik,
Ne kadar vahim bir durum.

Özgür düşünce ne kadar?
Gerekli özgürlük kadar gerekli.

insan gibi insan lazım.
Lazım benim ideolojime.

Sebepsiz olmaması gerekir.
Olması gerekir mantıklı olan herşey.

Peki ya uçurumlar...
Zaten onlar teğet bana.

Güzelden hiç bir şekilde
Pozitif dışı yaklaşamazsın.

Ah insan olalım yeter.
Önemli değil çelişki olması.

Young King
Hoşgeldin bebek yaşama sırası sende
Senin yolunu gözlüyor
Kuş palazı,boğmaca,karaçiçek,sıtma,yürek enfarkı,kanser filan
işsizlik açlık falan..

Hoşgeldin bebek yaşama sırası sende
Senin yolunu gözlüyor
Tren kazası,uçak kazası,iş kazası,yer depremi,kuraklık filan
Karasevda karasevda karasevda ayyaşlık falan...

Hoşgeldin bebek yaşama sırası sende
Senin yolunu gözlüyor
Hapishane kapısı hapishane kapısı polis copu filan
Senin yolunu gözlüyor
Sosyalizm sosyalizm falan...

Hoşgeldin bebek yaşama sırası sende...
ZAMANLA GELEN ÖMÜR

Bâzen sığınırız
Bize benzeyen, bizim gibi olan, tanımadığımız bir insana
Güveniriz, saygı duyarız, severiz
Ansızın yollarından geçeriz
Ama nedenini asla bilmeyiz
Kader deriz

Bâzen korkarız
Bize benzeyen, bizim gibi olanlardan
Acı çekeriz
Ama yine de nedenini bilmeden vazgeçemeyiz
Çünkü ‘’Kaderimiz!‘’ deriz

Bâzen ağlarız, bâzen güleriz
Bizim gibi olanlara, bizden kaybolanlara
izini bulamayız
Nereye ve ne için gittiklerini asla bilemeyiz
Sonrasında ‘’Anılarımız ‘’ deriz

Bâzen taşınırız, taşırız
Omuzlarımızda
Farkına bile varamadığımız
Sevaplarla birlikte günahları
Ne için yaşadığımızı asla bilemeyiz
Bilmeden hata işleriz
Sonrasında ‘’Kuluz ‘’ deriz

Bâzen hayatımızdaki izleri adımlarımızdan alırız
Denizdeki gelgitler gibi
Zamanı gelince çekiliriz
Zamanı gelince çekiniriz
Neden ve niçin çekildiğimizi çekindiğimizi asla bilmeyiz
Yol deriz, yolcuyu bekleriz

Bâzen susarız
Konuşmayız
Anlatmaktan korkarız
içimizden gelen sessizliğin
Nefesimiz kadar yakın olduğunu bilmeyiz
Evrenin sessizliğinde kaybolur
Son deriz, sonrasını bekleriz

Bâzen de biliriz, biliniriz
Biliyor ve biliniyor olmaktan
Sorunları da beraberinde getiririz
Ama nedenini biliriz
Anlatmaktan ve anlıyor olmaktan çekinmeyiz
Hem de anlatmak isteriz
Ve sessizlikten gelen güzele sesleniriz

Bak güzelim, bu dünya var ya
Bâzen dost görünür
Bâzen başıboş bir derya
Yıldızlar bir dünya
Sen içinde bir rüya
işte o an var ya
Zamanla gelen ömrü yaşarız doyasıya
Sözcükler yetmezse biteriz.

Burak Ballı Sessiz Bekleyiş.
ÇÖLE SERAP OLDUM

Hayatım da hiç bir kadına nasip olmadı
Bir ''MISRAM'' Kalan bir ''SATIR'' ım...
Ayrılıklarım oldu
Vazgeçtim
Yüreğim acıdı
Zaten aşktan ''GARiP''tim !!!
Durmadım!
Yetinmedim!
Ne keyifteydim...
Ne de kederdeydim...
Şarkıların söylenmemiş sözlerinin ''DiLi'' oldum
Aşkların ''KiRi'' oldum
Velhasıl
Yaz yağmuru gibi
iri, iri bir damla oldum
Toprağa düştüm
Şifa oldum
Aslında ben kuruyan bir damla oldum
Vaktiyle de çöle serap oldum

Burak Ballı Sessiz Bekleyiş.
KALPTE ATEŞ VARSA KIYAMET iŞTE O ZAMAN KOPAR

Gökyüzü zifiri karanlık,
Yıldızlar esrarengiz,
Evrenin en güzel yıldızı boşlukta
Kıyameti bekler habersiz

Hangi yıldız sen,
Hangi yıldız ben?
Bildiğimiz bilmediğimiz her şey
Sorgusuz sualsiz, habersizken
Sırtım yüze vurmuş lâkin gölgesi yokken
Şimdi hiçliğin içerisinde hiçbir şeyken

Bir yıldız kayar
Günler sayfaları sayar
Şimdi... Evet, ŞiMDi
Söylesene yâr
Yokluğun varsa
Aşkın bizi kıyamete saklar
Sanmaki dünya bizi aklar
Gün batar, güneş doğar
Yaprak sessizce bakar
Gece renge renk katar
Kalpte ateş varsa
Kıyamet işte o zaman kopar.

Burak Ballı Sessiz Bekleyiş.
Gidişini öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı.
Fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
Kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya.
Manzaraysa ayrılığa sıfır!
işte herşey hazır…
acılarımla iki lafın belini kırdık.
Yokluğunda bir kuş sütü eksik…
Yalnızlığım ve ben…
Seni çok bekledik…

Büyük bir ihtimalle ölmüştük
Şehir kan kıyametti ayaklarımızda
Gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk
Yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün
Hamza bütün parmaklarını ortaya dökmüştü
Yirmi yıldır cebinde biriktirdiği parmaklarını
Hamza son şarkıyı kırka bölmüştü
Doğrusu iyi idare etmiştik
Doğrusu iyi haltetmiştik
Yaşayanlar unutmuştu bizi
Biz öldüğümüzle kalmıştık.

Cemal Süreya
Hani o gülümsemen vardır sanki istanbul
Gözlerim gözlerini görür görmez
içimde bütün şehir atlı karınca gibi
Döner ha döner ışık renk ve pul
"ben bunca deliliğin arasında
bunca yalan söylemenin ve aldatmanın arasında
bunca özlemenin ve ağlamanın ve alçalmanın
bunca yanlışlığın ve yanılgının arasında
esasında o kadar da aptal değilim
günün her anında beni düşünmediğini bilirim
ama ben gözümü her açtığımda
canımı yakmak için fırsat kollayan güne
ve her yumduğumda gözlerimi
gelecek günün getireceği sıkıntılara
seni düşünüp uyanıp
seni düşünüp uyumayı
ibadet kabul ederim."

Ali lidar...
Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem,
Boğazımda düğümleniyorsa lokma,
Buluttan nem kapıyorsam, vara yoğa
Alınıyorsam, geçimsiz ve işkilli,
Yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa,
Denize bile iştahsız bakıyorsam,
Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,
Bu darağacı suratlı toplum!

oktay rıfat
Dağlarıma çarpar da geçer.
Gözlerimi alır da götürür.
En uzaklara, en tenhalara.
Sebebini aramadan sormadan.

Beni öldürürcesine,
Ruhuma hayat katar.
Alır, vurur, çarpar,
Uçurumlardan atar.

Allah'tan ölüm var.
Alır beni,
Toprağına, sinesine
Bitinceye kadar.

Sormayın ne bir sual ne bir şey.
Aksın bana boğazıma kadar.
Beni benden alıncaya kadar.
Sarsın beni kat kat yorganlar kadar.

Kimse, hiç kimse karışmasın.
Nasıl olsa su yolunu bulur.
Dere, tepe demeden,
Alır da başını gider tenhalara.

Olabildiğince gitsin.
Gitsin uzaklara.
Tüm bitik sözlerden,
Tüm gerçek olmayan ve görünmeyenlerden.

Young King
Usta bana iKi yürek arası
Biraz sevda sarıver
içinde acı olmasın.
Sosunu da mutluluktan sürüver
Tadı damağımda kalsın.
Yanına bir şişe de şarap aç
istemem çerez falan
Mezesi şiir olsun.

AŞK Cemal Süreya 'dan
Özgürlük Nazım 'dan olsun.
Savursun küfürleri Can Baba
Kötülerin gelmişine geçmişine..
Ataol Behramoğlu
*Ne çok hain var* desin bu ülkede.
Ve Orhan Veli,
istanbul 'u anlatsın bize
Gözleri kapalı..
Özdemir Asaf 'ı da unutma ha..
Anahtar onda.
Sonra kalırız dışarda.

Şükrü Erbaş'ı Abbas Sayar'ı
Rıfat Ilgaz'ı,Ahmet Arif 'i
Hele de
Hasan Hüseyin,
Olmazsa olmazıdır
Kavganın direnişin.
Sevdiğim bütün şairleri istiyorum
bu gece.
içelim birlikte şiirin şerefine
işte o demde,
Değmeyin benim keyfime.
Ve en güzel şarkılar,
eşlik etsin arka fondan
içinde ayrılık hasret olmayan.

Gel otur yanıma usta.
Yalnız gitmez bu meret.
Kendine de söylemeyi unutma.
Kafamız güzel olunca,
Güler ağlarız birlikte.
Bitince gece,
Sızarız bir köşede.
Ama itiraz istemem
Bütün hesaplar benden..

Melahat Çetinkaya.
BÖYLE BiR SEVMEK

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.