bugün

sayi saymak cok zordur bu dilde. yedi sulalemi tanitaniliyorum ama sayi sayamiyorum henuz.
ayrica ogrenmek icin dikte alistirmalarinin sart oldugu dildir... hoca dikteyi bitirdikten sonra bir bakarsiniz ki sizin yazdiginizla hocanin soylediginin yazilisi arasinda daglar kadar fark var..
fransızca ya karşı acayip bir ilgim var.ingilzce bilmesem de olur ama fransızcam süper olsun istedim hep.bu isteğim yüzünden iki sene önce bir fransızca kursuna yazıldım.amacım tam olarak bir şey öğrenemesem bile en azından belli kalıpları anlamaktı.kursa büyük bir heyecanla gittim, her şey mükkemel olacaktı.üç dört ders sonunda kendimi az da olsa ifade edebileceğimi düşünüyordum.gitmez olaydım.gittiğim kursta ki "matmazel "(hocamız oluyo kendisi ) bize fransızca öğretmek yerine fransa da geçirdiği muhteşem senelerden bahsetti:
"-fransızlar soğan çorbası yer
-eyfel kulesi bir başkadır,hele paris te aşk muhteşemdir.*
-paris te yaşayan hanımlara parizyen denir.
-fransızların çok güzel "chanson" ları vardır."

ve bunlar gibi fransız kültürüne ait bir sürü şey öğrendim.ama fransızca öğrendin mi derseniz "hayır".

bu kadar genel kültür aşılamasının arasında öğrendiğim tek şey eşyaların dişi ve erkek diye ayrıldığıdır.

şimdi tekrar yeni bir hevesle fransızca kursuna başlıyorum. biraz inat ettim sanırım eninde sonunda fransızcayı öğreneceğim, zor bir dil evet ama çözücem koydum kafaya.
dünyanın en kibar ve karizmatik dilidir bence.
Fransız film ve şarkılarıyla öğrenme heveslisi olduğum ancak zorluğu nedeniyle derslerden ufak ufak sıvıştığım dil.
komik bir dildir.
her dil gibi kendine has güzellikleri vardır. fransızcayla ilgili zor kısım çok fazla kullanılmamasıdır. günlük hayatta kullandığımız herşey kısacası dünya ingilizce üzerine kurulu olduğu için, öğrenmek, aşina olmak muhtemeldir. bu nedenle fransızcanın insanlara zor ve caydırıcı geldiğine inanıyorum ama eğer konuşmayı, farklı kültürleri tanımak istiyorsanız çok zevk alarak öğrenebileceğiniz bir dil. 15.yy dan fransız edebiyatına bir giriş yaparsanız ve merakınızda varsa bir bakarsınız mitolojiye kadar gitmişsiniz. ufkunuz açılır.

bu dili öğrenmek isteyenler için tavsiyem mutlaka ama mutlaka ne olursa olsun okuyun. ne bulursanız. çok kolay parçalar, kitaplar olsa bile okuyun ve sürekli kendi kendinizede olsa bir konu üzerine konuşup telafuzunuz üzerine çalışın. çok kasmayın. zaten kimse izden "r" yerine "ğğğğğ" gibi saçma sapan sesler çıkarmanızı beklemiyor. hatta kendinizi komik duruma düşürürsünüz. zamanla o "r" harfi "ğğğğğğğ" olmayacak ama artık yavaş yavaş yutulmaya ve harmanlanmaya başlayacak. herşey zamanla. önce alışımanız gerek bu dile ve kültüre. ayrıca "essai" yani kompozisyon-deneme yazmak çok yararlı olacaktır zira düşüncelerini ifade ederken can havliyle insan dili kullanmayı çok güzel öğreniyor. hem okumak, hem yazmak... aslında hem dilinizin gelişmesi hemde ufkunuzun açılması, kendinizi ifade edebilme yetisi kazanmanız anlamına geliyor. tabi ki sadece fransızca değil tüm diller için bu metodlar aynıdır. yabancı bir dil öğrenmek, oralara gittiğinde bakkaldan ekmek istemek veya türkiyede güneyde çalışabilmek olarak algılansa da aslında bir insanın kendini keşfetmesi, sınırlarını zorlaması için birebirdir. bir insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliktir yabancı dil öğrenmek...
Kulağa hoş gelen konuşurken karşısındakini etkileyen bir dil olsa bile konuşmaya başlamak gırtlaktan çıkartarak o dili oturtmak zordur.
kes kö se nin yazılımını öğrendikten kendisinden soğunulan dil.
(bkz: qu est ce que c est)
inatla öğrenmeye çalıştığım dil.

çok zor lan.
balgam söktürücü.

bilmem, orası ayrı mesele.
1 yıl sonunda şakır şakır konuşulabilen, kullanılmadığı taktirde 2 yıl içerisinde dakikada 2 kelime bile söylenemeyecek hale gelen dildir.
dertleri grammer kurallarını öğrenmekle bitmeyen, telafuzu tam bir dert olan lisan. ayrıca telafuz kurallarına göre eklerin farklılık göstermesi de cabası...

ancaaak, ingilizce atılan maillere cevap vermeyen veya fransızca cevap veren; kendi dillerinde iletişim kurma konusunda son derece takıntılı fransız amcalar göz önünde bulundurulduğunda cv'nizin yabancı diller bölümünde fransızca'nın da yer alması kariyer yolunuzda, özellikle de fransız menşeli şirketlerde bir hayli kolaylık sağlayacaktır.

ha, şakır şakır fransızca konuşuyor olmanın karizma kat sayısını iki ile çarpan bir etken olduğunu söylemiyorum bile...
okuma kuralları bilindiğinde okuması ingilizce'den daha kolay olan bir dil.
sabır ve biraz yetenek isteyen bir dildir. güçlü bir aksan gerektirir. dünyanın en romantik dili olduğuna dair rivayetler vardır. yani ben burda gördüm bunu sadece. hiçte romantik değildir. birçok avrupa ülkesinde kaba saba bir dil olarak görülür.
küçük bir kız çocuğunu konuşurken duyduğunuzda kulağa çok hoş gelen bir dil.
buraya galatasaray unıversıtesınden ınsanların yorum yapmasını ve bılgı vermesını beklıyorum.. herkes zor hatta cor zor dıyor. ee o zaman gsü ye gıdersek nasıl olacak bu ıs ? dıye kara kara karalar bagladım.
bu dili şakır şakır konuşan bir erkekle evlenebilir insan, başka hiç bir özelliğe gerek yok resmen.
Aşk, sanat ve edebiyat dilidir. Bir tanedir.
R harfinin gırtlaktan söylenildiği, öğrenilmesi zor olan dildir. Kelimelerin yazılışı ne kadar uzunsa okunuşu o kadar kısadır.
zorluklarına, saçmalıklarına rağmen güzel bir dil.
parlez-vous français?
kulağa hoş gelen, müzikalitesi yüksek bir dil. bir diğer şiirsel dil için bakınız: (bkz: farsça)
kafa siker.
bir arkadaştan aldığım bilgiye göre (abuk sabuk merakım sonucunda) petitbeurre bisküvinin anlamı minik yağcık, küçük tereyağı gibi bir anlama gelmekte imiş. ilginç doğrusu. bisküvide bile kullandığımız bir dil olduğuna göre gerekli bir dil sanırsam.
(bkz: acadian fransızcası)
(bkz: afrika fransızcası)
(bkz: aosta fransızcası)
(bkz: cajun fransızcası)
(bkz: hindistan fransızcası)
(bkz: kamboçya fransızcası)
(bkz: laos fransızcası)
(bkz: mağrip fransızcası)
(bkz: vietnam fransızcası)