Hayatımda oynadığım en buglı oyun.
steamde indirimdeydi deniyim dedim. mal mal giriyorum bi yerlere çıkamıyorum. nereye gittiğimi bilmeden dolaşıyorum. hatta dikilitaşa çıktım beyaz saraya gidemedim ama aq. galaxy new radio dilitaştan yayın yapıyomuş. dedim bırak ben konuşcam oyun kapandı. yalnız bu vault tec piçlerine sinir oldum. zaten ortalığı garip garip yaratıklar götürüyor işleri yok deney yapıyor götler. köpek balığı yengeç karışımı yaratığı düşünene selam olsun altıma sıçtım.
zamanında başıboş bir şekilde etrafta dolaşırken "hmm burada bilinmeyen bir sinyal var acaba orada ne var ki" diyerek malum sinyalin geldiği yere gidip fazla merakımın bir sonucu olarak uzaylılar tarafından kaçırılınca en büyük hayallerimden birinin bir oyun içerisinde de olsa gerçekleşmesi beni çok mutlu etmişti. ancak hiçbir şey beklediğim gibi gitmemişti tabii. gemiye alınmamdan bir kaç saat sonra kendimi elimde 44'lük magnumla gemideki insan ırkından bir kaç kişiyle beraber koca kafalı alienların kafalarını tek tek uçururken bulmamla birlikte uzaylı dostlarımıza karşı genel olarak beslediğim kardeşlik ve sevgi duygularının bir anlığına yok olduğunu fark etmiştim.

güzel bir oyundu bu kısacası. oyunun bizden istediği görevlerin dışına çıkıp istediğimizi yapabildiğimiz nadir oyunlardan biriydi. yayınlandığı döneme de bakacak olursak bu tipte oyunlar zaten tek tük oluyordu. buna rağmen yapımcılarından beklentilerin çok üst düzeyde olması oyunu geliştirenlere fazlasıyla güvenildiğini gösteriyordu.

ayrıca bu oyun diğer serilerinin aksine (fallout 4'ü bilmiyorum henüz oynamadım daha doğrusu vakit bulup da oynayamadım) işin içine 3 boyutlu grafiği de dönemine göre başarılı bir şekilde katıp harika bir düşsel evren yaratıyordu. ayrıca oyun içinde galaxy news radio diye bir radyo kanalı vardı ve oradaki şarkılar oyunun geçtiği tarihi de göz önünde bulundurursak oyuna gerçekten farklı bir dramatik hava katıyordu. berbat hale gelmiş bir dünyaya 50'li ve 60'lı yıllardan kalma şarkılar eşliğinde elindeki viskiyi yudumlarken boş ve yorgun bir şekilde bakmanın tadını yaşatıyordu bir nevi.

bir de bir olay daha vardı fakat oyunu çok uzun zaman önce oynadığımdan hatırlamıyorum pek. uzay mekiğinin içindeyken bir düğmeye basınca dünya'ya ateş ediliyordu çünkü yine meraklı bir şekilde "bu ne işe yarıyor ki acaba" deyip o düğmeye bastıktan sonra dünya'da hayvani bir çukur oluşmuştu. sonrasını bilmiyorum ama dünya'ya döndükten sonra gerçekten böye bir çukur oluştu mu diye hiç bakmamıştım. eğer bu hareket oyunu etkiliyorsa o bölgeyi ne hale getirdiğimi merak etmedim değildi açıkçası.
görüp görebileceğiniz en güzel oyunlardan biridir fallout 3.

Oyunu henüz oynamadıysanız çok şey kaçırmışsınız demektir.

Zira bu kadar özgürce dolaşıp keşif yapabildiğiniz başka bir oyun zordur. Diğer Fallout serilerini tenzih ediyorum.
Her Windows ile çalışan oyun. içinden bir iki kod değiştirmek gerekiyor. Yazdığınızda zaten görürsünüz ne olduğunu. Birde tavsiyem nexusmod da çıkmış genel sorun temizleyen 200 mb lık unofficial patch var, onu da kurun. Steam sürümünde çoğu problemi ortadan kaldırıyor.

Biraz uyuzdur oyunun kendileri, steam arayüzü fala açılmıyor, ona da çözüm bende. Oyunun launcherından ayarları yaptıktan sonra launcher a yeni ad verin, fallout3.exe dosyasını kopyalayıp falloutlauncher.exe yapın tekrar dizine atın. Steam arayüzü mevzusu da bu şekilde aşılıyor. Ancak alt+tab kombinasyonu çalışmıyor.

Onun dışında atmosfer olarak fena olmayan bir oyun. Post Apokaliptik hikayelerle aram çok iyidir. Bu oyun çok iyi başlasa da sonradan ufak ufak içimde o ilk an olan hazzı aldı bitirdi. Bethesda nin oyunlarında genel olarak şu sorun var. Basic dinamikleri gösteriyor, sonrasında salıyor doğaya ne yaparsan yap diye. Öğrenene kadar acı çekiyorsun. Hala bilmediğim bir sürü şey var. Normalde çok sevmem ama antrenman falan diye bir tur yaptıraydın bari. Silah tamir edeceğim, nasıl olur bilmiyorum hala. Her neyse.

Oyunun bence açık dünya olması senaryosunun etkisini oldukça düşürebiliyor. Misal Skyrim. Açık dünya olarak güzel fakat ana senaryo tarafında bence çok düşük bir oyundu. Niye, ben bir işi yaparken başka işlerle o kadar gereksiz meşgul oldum ki... Fallout da da aynı hissi yaşadım. Ana senaryo ne olacak hala anlamış değilim çok saçma sapan gidiyor. Babasının peşinden koşup duruyorum. Diyebilirsiniz çok başındasın daha da, abi bir yerden başka bir yere gitmek o kadar büyük işkence ki.. Şehrin üst kısımda zaten çoğu gidiş yolu kapalı. Metro dan gidiyorsunuz, onlar da karışık. Dedim ki bu kez sadece ana senaryoyu bitireyim öyle devam edeyim, yok arkadaş olmuyor. Oyunun hikayesini takip etmeye çalışsam da o aralık o kadar uzun ki herşey uçup gidiyor. Tabi sadece yürüyüp gitseniz bir yere kadar. Yürürken hop raider sürüsü çıktı kapış. Hop mutantlar geldi kapış yada kaç... Ne oldu ne gitti takip etmektense canımın derdine düşüyorum. Çok kötü bir his. Bu arada dikkat ederseniz yürüme diyorum hep. Oyunda koşma mekaniği yok. Yollar zaten uzak, birde yürüyünce hepten sinir basıyor. Şehirlerin yerleşimine girmiyorum bile daha da saçlarım beyazlıyor. Skyrim bu konuda daha iyiydi,Witcher daki gibi npc yerleşimleri korkunç bana göre. Bu iki oyunda döne döne npc atarım çok.

Umarım oyun senaryoda toparlarda meraklanıp bitiririm bir an önce. Yoksa yandık.
windows 7 ile çalışıp çalışmadığını merak ettiğim oyun.

steam'de "Fallout 3 is not optimized for Windows 7 and later" diyor.
Akk min amina koymak istemedigim icin indirmelimiyim diye dusundugum oyun. Biri yesillendirsin.
bir main theme müziği vardır ki insanı mest eder, gaza getirir.
vault manyaklarına yakışmayan oyun. oynanış berbat. hep kıyamet hep savaş hep wasteland. ama çok boş. felsefi bir fikirle harmanlanmış olsa iyi olurdu.

(bkz: metro 2033)
serinin eski oyunlarındaki tadı yakalayamasa da, yepyeni bir tada sahip olan oyundur.

eski oyunların tadını yakalayamaması bir kaç önemli eksikliğinden kaynaklanıyor. ikinci oyunda inanılmaz bir yaratıcılık vardı örneğin. hangi dolaptan ne çıkacağını tahmin edemezdiniz. hatta pikselleri incelemek gerekir bazı şeyleri bulabilmek için. bu oyunda ise bir süre sonra herhangi bir sürpriz görememeye başlıyorsunuz. ama oyunda güzel bir atmosfer yakalanmış teknolojinin de yardımıyla. yukarıdaki eksiği kapatan şey de budur.
muhteşem introlara sahip oyun serisinin üçüncüsüdür.
Yıllarca çıkışını bekledik, beklemeye değer miydi tartışılır.

Ağır spoiler vardır uyarmadı demeyin.

Ilk iki bölüm bir medeniyetin yeniden kuruluşunu anlatıyordu. Vault haklı dışarıda hiç bir canlının yaşamayacağını yaşasa bile radyasyon nedeniyle mutasyona uğrayıp değişeceklerini düşünüyorlardı ki bu konuda kısmen haklıydılar.
3. bölüm 2. bölümden yaklaşık 30 yıl sonra geçiyor yıl 2277.
Vault 101 de doğuyor ve büyüyoruz babanızla birlikte atış talimi bile yapıyoruz.
Bir sabah babanızın olmadığı ve vaultun dev böceklerce istila edildiğinizi görüyorsunuz ve babanızı aramak için vaulttan kaçıyorsunuz.
Oyun tamamen babasını arayan bir çocuğun bu yolculukta karşılaştığı olaylar üzerine kurulmuş, klasik amerikan draması anlayacağınız.

Her neyse vaulttan kaçıp dış dünyada gezinmeye başlıyorsunuz.
Diğer oyunlara göre tek artı yönü quest takip etmek zorunda olmamanız avare avare çorak topraklarda gezinip yeni mekanlar keşfedebilirsiniz. Yanlıs hatırlamıyorsam 200e yakın yer bulunuyordu haritada.
Neyse efendim gelgelelim savaş ve saldırı sistemine: vats olayı gayet iyi olmuş

Grafikleri yılına göre iyidir.
Oyunda fazla diyalog var bazen sıkabiliyor.
Side quest yapmayıp direk main questlerden giderseniz fıttırabiliyorsunuz nerde lan bu diye. Oyunda ağırlıklı olarak en çok saldıran yaratıklar raiderlar. En tehlikelilesi ise deathclawlar.
Oyunda brotherhoodlardan eğitim alıp zırh giydikten sonra rahatlıyorsunuz. Babanızın projesi project purityi tamamlarken ölüp kahraman oluyorsunuz.

Spoiler bitti

Intro için

war.
war never changes.
the end of the world occurred pretty much as we
had predicted.
too many humans, not enough space or
resources to go around. the details are trivial and pointless, the reasons,
as always, purely human ones.
in 2077, the earth was nearly wiped clean of
human life.
a great cleansing, an atomic spark struck by
human hands, quickly raged out of control. spears of nuclear fire rained from the skies.
continents were swallowed in flames and fell
beneath the boiling oceans.
humanity was almost extinguished, their spirits
becoming part of the background radiation that
blanketed the earth. a quiet darkness fell across the planet, lasting
many years.
few survived the devastation.
some had been fortunate enough to reach safety,
taking shelter in great underground vaults.
when the great darkness passed, these vaults opened, and their inhabitants emerged to begin
their lives again.
one of the northern tribes claims they are
descended from one such vault. they hold that their founder and ancestor, one
known the "vault dweller," once saved the world
from a great evil.
according to their legend, this evil arose in the far
south.
it corrupted all it touched, twisting men inside, turning them into beasts.
only through the bravery of this vault dweller was the evil destroyed.
but in so doing, he lost many of his friends and
suffered greatly, sacrificing much of himself to
save the world.
when at last he returned to the home he had
fought so hard to protect, he was cast out. exiled.
in confronting that which they feared, he had
become something else in their eyes...and no
longer their champion.
forsaken by his people, he strode into the wasteland. he traveled far to the north, until he came to the
great canyons.
there, he founded a small village, arroyo, where he lived out the rest of his years.
and so, for a generation since its founding, arroyo has lived in peace, its canyons sheltering it from the outside world.
it is home. your home.
but in the world outside, the scars left by the war
have not yet healed.
the wounds run deep, and now they are being
felt in arroyo. life in arroyo is about to change...
skyrim den sonra büyük istekle başladığım ama henüz çözemediğim oyun çözemediğim halde bile zevkli ama oda ayrı bir konu.ayrıyettende oyun hakkında sorularımı cevaplıyacak biri çıkarsada sevinirim.
oyun hakkında en ufak bir fikre sahip değilim ancak radyosu şahane!

http://www.youtube.com/watch?v=WGmHaMRAXuI
en iyi role-playing oyunudur.
inanılmaz zevkli.. oynadıkca oynayası geliyor insanın..
saatlerce oynanabilen, başından kalkılamayan nadir oyunlardan biridir.
sürekli donma sorunu yaşadığım oyun.
Hayvani mod desteği ve http://www.fallout3nexus.com desteğiyle tekrar tekrar ve tekrar oynanabilken oyunlardandır.
bir oyunda atmosfer nasıl olmalıdır şeklinde derslerde okutulması gereken oyun.
diyaloglar mükemmele yakın. grafik olarak yine de pek beğenmesem de, kendini oynatmayı başaran bir oyun. şu sıralar oynuyorum.
hemen bitiyor, kafaya ateş edince yaratıklar ölmüyor gibi laflar dönüyor. yahu sen öldüremiyorsan ben ne yapayım! bak elimde sopayla dalıyorum devyarasa hamamböceklerinin arasına.
oy babayın.
Bitirildikten sonra bile vazgecilemeyen oyun. Surukleyiciligi ile de yaz gunlerinin vazgecilmezi, oynanilasi oyun.
yapılmış en güzel oyun olabilecekken yapılmış en içler acısı oyunlardan biri olmuş.
bir konuya giriş yazısı yazmak benim için her zaman zor olmuştur. konu fallout gibi benim için önemli bir şey olunca daha da zorlanıyorum. bu üçüncü başlangıcım oldu, umarım sonunu getirebilirim.

sanırım asıl zor gelen kötü şeyler yazacak oluşum. olumsuz eleştiri yapmaktan hoşlanmıyorum, nitekim burada yapacağım da çoğunlukla bu olacak.

yine de önce fallout 3ün çok takdir ettiğim bir yönü ile başlamak istiyorum. oynanış. ilk iki oyun ancak rpg hayranları tarafından oynanabilecek bir yapıya sahipti. 'nesini seviyorsun bu oyunun, amma durağan' lafını birden fazla kez duymuşluğum vardır. ki bence öyle olması bazı açılardan daha iyiydi. bu konuya daha sonra değineceğim.

ben fps oynayamam. çok istememe rağmen mass effecti bir türlü bitiremiyorum, bu yüzden bir ton ödül alan mass effect 2'ye geçemiyorum. eskiden kardeşimle max payne oynardık, daha doğrusu o oynar ben izlerdim. oynayabildiğim tek kısım hiç silah kullanılmayan rüyalardı. fakat vats sistemi sayesinde fallout 3'ü oynayabildim. hatta ilerledikçe oyun zorluğunu harda kadar getirdim. turn based bir combat sisteminde sıkıntıdan bayılacak olan call of duty'ci kuzenim de fallout 3'ü zevkle oynadı. biri 16 diğeri 28 yaşında iki kişinin aynı oyundan zevk almasını sağlamak büyük bir başarı, helal olsun adamlara. cidden, keşke mass effect'te de vats olsaydı.

--spoiler--

--spoiler--

benim için üzücü olan hikaye kısmını spoiler içine alıyorum. bu besbelli olan gerçeği de benim gibi gözü kayanlar için yazdım.

ya bir oyun ne kadar klişe olabilir ya? illa bütün overseerlar pislik olacak ve abuk subuk sebeplerle bizi kapı dışarı edecek öyle mi? bütün devlet başkanları -bilgisayar bile olsalar- halkın üzerinde deneyler yapacaklar, kalan azıcık nüfusu daha da azaltmaya çalışacaklar.

fallout 2161'de, fallout 2 2241'de geçiyor. ikinci oyunda şehirler kurulmaya başlamış, üç beş yeşillik görür olmuştuk. olması gereken de buydu. fallout 3 ise 2277'de geçiyor, wikiden kontrol edene kadar 3. oyunun 1'le 2 arasında bir zamanda geçtiğinden emindim. böyle saçmalık mı olur, aradan kaç sene geçmiş, sen azıcık medeniyet kurmaya çalışacağına hala ben deney yapacağım nıhahahalardasın. herifler şifalı diye radyasyonlu su içiyor, bombaya tapıyor haberin yok.

bir de falloutu fallout yapan kara mizah nerdeydi? mumya zannedilip sergilenen ghouller vardı fallout 2de. patlayan inekler vardı, kutsal kaseyi arayan şovalyeler vardı, hileli boks eldivenleri vardı, altın yerine bir kese dolusu şişe kapağı bulunca hayalkırıklığından dolayı kuyuda unuttuğumuz cüce vardı, sahibini uzaylıların kaçırıp kaçırmadığını sorduğumuzda şaşıran bir köpek vardı.

bunların hepsi gitmiş işte, yerine elinde flamethrower olmadığı için harold'u yakarak öldüremeyeceğine hayıflanan 16 yaşındaki çocukların oynayabileceği bir arayüz gelmiş.

yeter bu kadar, üzüldüğümle kalıyorum.
hikayesi zayıf olmasına rağmen atmosferiyle insanı kendi dünyasına çekip hapseden oyun. ama karakterlerin garip hareketleri sizi oyunun havasından çekip alıyor, androit gibiler koduklarım. bu açıdan ve hikayesiyle çok zayıf kalan oyun.
fallout gibi bir efsanenin devamını ancak daha önce elder of scrolls: morrowind ve oblivion gibi şaheserlere imza atmış bethesda gibi bir şirket hakkıyla yapabilirdi. Ve yaptı da. Fallout 3 her yönden oyunculara istediklerini fazlasıyla vermiştir. Kaç oyunda sağa-sola nükleer bomba atabiliyorsunuz veya düdüklü tencere, koltuk değneği, kemer ve demiryolu çivisi kombinasyonundan silah yapabiliyorsunuz?
herşeye rağmen fallout 3 evreninde dolaşırken sabahlamaktan keyif alınır ve evde kahve kalmadığını farketmeme yol açar. bir pc oyunu olarak uzun süre insanı meşgul edebilir, eski fallout ve yeni fallout evreni serinin 3üncü halkasıyla kesinliğe ulaşmıştır. her dünyanın bir yeniliğe ihtiyacı vardır ve fallout 3 bunu varlığıyla göstermiştir.