bugün

1.Çorabınız,ayakkabınız yırtık olduğu için ayak kokusundan muzdarip değilsinizdir.
2.Belediyenin nezih şartlarda ürettiği halk ekmeklerinin üretim koşullarını düşünmeden gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz.
3.Et,fastfood,nutella,lost gibi şeylerle olan alakanız, beethovenla & ajdar arasındaki alakanın benzer bir versiyonu olduğu için obezite belası kapınızı çalamaz.
4.Carrefour,Migros gibi şarküterisel hipodromlarda çocuğunuzu kaybetmez,arabanızı hatalı parkettiğiniz için alışveriş ortasında otoparka gitmek zorunda kalmazsınız.
5.Şekil yapıcam diye vitrin camı açık kahveci,yemekçi dükkanlarının önüne oturup beliniz,boynunuz,kıçınız tutulmaz.
6.Saçınızı hep babanız kestiği için,sosyal platformlarda, tipinizi siken berberinize küfür saydırmazsınız.
7.Solaryumda unutulup Hellboy'a dönüşme riskiniz yoktur.
8.Nlp,yaşam koçluğu,içimizdeki enerji,kuantum falan gibi teranelerle sağda solda mal mal konuşup 'freak' e dönüşmezsiniz.
9.Kutsal ay ve günlerde sevap aracı olarak kullanıldığınız için hayatınız sürprizlerle doludur.
10.Bodrum katında oturduğunuz için eve attığınız kız,oğlan,erkek herneyse diğer apartman sakinleri tarafından görünme riskiniz yoktur.
11.Cebinizde para ve cep telefonu olmadığı için, akşam eve dönüşte anneniz arayıp gelirken çiköfte al diyip fellik fellik çiköfteci aramazsınız.
12.Çevreniz aynı potansiyelde insanlarla dolu olduğu için,hiç bir arkadaşınız sizi yakalayıp 'yeni toka,kot,ayakkabı vs. aldım nasıl olmuş diyip beyninizi ütülemez.
13.Parasız olduğunuz için 40 yaşında bile olsanız.Anneniz 'artık seni evlendiricez' diyip dırdır etmez.
14.Bimin daracık reyonlarında değdirme yoluyla alışverişinizi daha eğlenceli hale getirebilirsiniz.
15.Ailecek bitlis tütünü sardığınız için her daim kafanız güzeldir.Coşkulu gözlerle dialog kurarsınız.
(bkz: züğürt tesellisi)
sobalı evde büyümektir.

(bkz: sobalı evde büyüyen çocuk)

not:lan herşeyi anladım tamam eksilenir bir insan ama, bu entrynin neresini eksiliyorsunuz?
yokluktan varlığa doğru gidilen yolda, yokluk zamanlarımızda daha mı mutluyduk ne? denilen farktır. maddiyatın hırsın olmadığı, ama maneviyatın olduğu güzelliktir.
-bir zamanlar fakir ama mutluyduk oğlum.
aile dayanışması vardır, parasızlığı bilen çocuk anne ve babasına kendi çapında yardımcı olmaya çalışır. herhangi bişeyi çok istese bile dişini sıkmasını bilir, şımarık veletler gibi banane banane yapmaz. bu da ailenin birbirine daha sıkı bağlanmasını sağlar.
hayalleri-ümitlere, ümitleri-gerçeklere dönüştürme sürecinin her aşamasını doya doya yaşatır.

- başucunda bayramlık ayakkabı ile uyumanın verdiği mutluluğu, zengin insan ne bilir?
bir gün zengin olacağınızı hayal etmektir
inandırıcı yalan söylemeyi öğrenirsiniz.
okullar yaz tatiline girdiğinde herkes tatile giderken, sanayiye gidersiniz iş aramak için ustalar ilk önce ''okula gidiyormusun?'' diye sorar.
hayır dersiniz ''ilk okulu bitirdim artık devam etmeyeceğim'' henüz dördüncü sınıfı yeni bitirmişsinizdir fakat yalan söylemek zorundasınızdır, yazlık eleman çalıştırmak istemez kimse, çünkü çırak tam işi kapamışken okula gider.
ve yalan söyleyerek işi kaparsınız.
işe giderken giymek için eski bir paltolonu iş paltolonu olarak kullanırsınız. herkesin böyle bir iş paltolonu vardır.
her sabah kalkıp işe gidersiniz 3 ay boyunca bu böyle devam eder ve yaz tatili biter.

sonraları her yaz başka bir ustaya yalan söylersiniz, havanın sıcaklamasından dolayı olsa gerek en çok yazın yalan söylemeye başlarsınız.
çalışırken öğreneceğiniz ilk şey dirsekleri masaya koymamaktır. çok azar işitirsiniz bu yüzden, sonraları öğrenirsiniz o duruşun tembelliğe neden olduğunu, çalışma hızınızı yavaşlatır.
bir de yazın hep karın ağrısı olur nedense. anneniz işe hazırlarken sizi, karnınızın ağrıdığını söylersiniz gitmemek için elinizden geleni yaparsanız. en çok söylediğiniz yalan karnınızın ağrıdığı yalanıdır.
yoksa sahiden çok sık ağrırmıydı?
sizi neden işe gönderiyorlar?
bazı sabahlar annenizin fark etmemeniz gereken göz yaşlarını fark edersiniz.
yarım ekmek arası peynirle göz yaşı dolar sefer tasınızın içine.

sonradan makalelerde okuduğunuz sosyal güvencesi olmayan ve ucuz iş gücü olarak zor şartlarda çalıştırılan çocukların arasında olduğunuzu fark edersiniz. çocuk tüccarlarına ve emek sömürücülerine küfretmeyi öğrenirsiniz.

bir gün çalışırken öğretmeniniz ile karşılaşırsınız. şaşkın ve üzüntülü bir ifade ile önce hatrınızı sorar sonra yorulup yorulmadğınızı sorar.
yaz yalanlarından bir tanede ona söylerseniz ''hayır hocam hiç yorulmuyorum. zaten öylesine çalışıyorum, vakit geçsin diye...''

yaz aylarından nefret edersiniz...
köy insanıyla şehir insanı arasındaki farktır bu güzellik. tamam çok bilgili, eğitimli olmayabilir köy insanı ama samimidir, canayakındır. turizm başkentinde ayda yüzlerce euro kazanırken yeri gelir köyde bu iyi niyetleri yüzündeki ifadeden belli olan teyzelerin "datlı yaptım yin mi oğlum?"cümlesi kadar mutlu etmemiştir beni.
bu akşam nerde yemek yesek ya diye düşünmemektir.
öte tarafta daha kolay hesap verebilmektir.
herkezin bir güzel yanını göstermeye çalıştığı ama kimsenin olmak istemediği durumdur.
varoşluk özgürlüktür.
birileri tarafından bişeyler ısmarlamaya zorlanmamaktadır.
zengin olma hayalleri kurarsınız, hayatın tadıdır bu; yaşadığını hissetmektir.
arabanız olmayacağı için servis cilesi yok, gecekondu da oturmaktan aydat da yok.Hayaller aleminde yasarsınız ne güzel aidat yok arabayı servise götürmek yok.
zenginlere fukara sümüğü gibi yapışabilmektir. kodugumun kodamanları sizi.
en güzel tarafı,açlıktan fakirliğin güzel yönlerini görememektir.
yiyip içip aç susuz gezmek.
evine hırsız girmemesidir ,
belki bir sobaya, sobada pişirilenlere, ısıtılanlara sahip olmaktır. belki sobanın önünde, yanında, etrafında ısınmaktır.

ben 6-7 yaşlarındayken zenginmişiz böyle, sonra orta halli aileye dönmüşüz hacı. benim içimde hala uktedir. neden çok kar yağmaz? neden ben odun kesmem? neden ben sobanın önünde ısınamam? "ah 1000 euroyla alınamaz ki bunlar..." diyemem, o kadar zengin de değildik zaten amına koyim. şimdi fark ettim yarrak gibi ekonomimiz varmış lan aile olarak.
(bkz: cüzdan taşımamak)

ohhh. para yok. dert yok. fazlalık yok. anadan üryan geziniyorum.
her şeyin kıymetini bilen bir insan olabilmek.

her şey o kadar yoktur ki elinizde, elinizdeki en ufak bir şey her şeyiniz ve en kıymetliniz olur. eğer fakir bir çocukluk geçirmişseniz büyüdüğünüz zaman hayatın nasıl bir şey olduğunu çok iyi bilen bir insan olursunuz. çalışmak ne demek, para ne demek, en önemlisi "yokluk" ne demek en iyi siz bilirsiniz. merhamet kazanırsınız. birilerinin ihtiyacı sizin lüksünüz olduğu için, sizin ihtiyacınızın da birilerinin lüksü olabileceğini çok iyi bilir, şükretmeyi öğrenirsiniz.. hırslı ve dirayetli büyürsünüz. kısmen şanslı bile sayılırsınız. çünkü hayata yaşıtlarınızdan yıllar önce atılmışsınızdır. belki 20-0 yenik başlamışsınızdır ama ilerde meyvesini kat kat alacaksınızdır. bilinçli ve duyarlı bireyler olursunuz. paylaşmayı en iyi siz bilirsiniz.. sevginiz kuru değildir.

yumurta ve çemenin birbirine ne kadar yakıştığını bilirsiniz.

bakkalın veresiye defterinin tadını ziyadesiyle almışsınızdır.

iş hayatına gerçekten çıraklıktan başlamışsınızdır..

küçücük beyniniz bir çok şeyi algılamaya başlar.. bu da sizi farklı bir insan yapar..

insanları çok erken yaşta tanımaya başlarsınız..

aile bağlarınız çok daha kuvvetlidir..

siz çok daha kuvvetlisinizdir..

yemek seçmek bir lükstür. ilerde fakirlikten sıyrıldığınızda yemek seçmenin hazzını yaşarsınız..

şu diyalog eğlencenizdir,

+ anne ne yemek var ?
-karnıbahar..
+ öff anne ya, yemiyorum biliyosun..
- karnıbahar yemiyosun, patlıcan yemiyosun, kabak yemiyosun, balık yemiyosun. ne pişircemi şaşırdım.. eskiden yemek seçmezdin sen..
+ boş ver anne yeaaa, yıllarca ne bulduysam yedim. artık yemek seçmek istiyorum..

bütün aile gülersiniz.

küçük şeylerden mutlu olmayı bilirsiniz. 15 cm bir iple akşama kadar oynayıp mutlu olursunuz..

tek oyuncağınız komşu kızının bebeğinin kafasıdır, yıllar sonra oyuncakları hala seven koca bir çocuk olur, bundan da mutlu olursunuz..

hem okur hem çalışırsınız, bu sizi hep saygın biri yapacaktır..

saymakla biter mi bilmem, dileğim her fakirliğin geride kalması. herkesin ilerde güzel güzel hatırlayacağı şeyler olması, öyle bir hayata kavuşması..

fakirliğin güzel yönleri, kıymet bilmeyi ve şükretmeyi öğretmesi..
extra alışverişe gerek yoktur. zaten pek ne alış ne de veriş vardır. ekmek,soğan bazen zeytin bazen peynir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar