bugün

hic bir evrim ispatini begenmeyen ruhlara soylenebilecek ispat yontemi. cunku birisi cikip ta, "ya siz diyorsunuz ki, allah herseyi yaratmis, herseyi yoktan var etmis, o zaman neden bir sekilde kendini gostermiyor, elinde guc yok mu?" diye sorarsaniz alacaginiz yanitlar asagi yukari soyle olurdu:

- allah icimizde, icimizde...
- o zaman test olmazdi, ne anlami kalirdi?

iste bu kendi allahlari soz konusu oldugu zaman gayet genis ve anlayisli olabilen, ancak biyolojisi, turleri, fosili, mutasyonu, dna'si, susu busu ile her canli uzerinde surekli bagiran evrim'e gelince "ispatlasinlar, daha ispat gormedik!" diye sacmalayan bunyeler, bundan gayri artik bu cevap ile yetinmek zorundalar:

- "ispatlansa anlami kalmazdi, icinde o senin icinde..." buna da itiraz edemezler sanirim, nihayetinde kendi cevaplari. yok allahlari icin genis yurek, evrim icin de ikna olmaz hakimi oynayacak ve kendi allahlari icin kabul ettikleri cevabi evrim icin de kabul etmeyecekler ise, o zaman bunlarin niyeti uzum yemek degil, bagci dovmektir arkadas.
bilimsel bi gerçek olarak evrimi çürüten (bkz: kambriyen patlaması) araştırılabilir.
islam bir şekilde evrimi de kendine mal ederdi ki zaten bu yönde islam dünyasında ciddi çalışmalar mevcut.

internette yapılacak küçük bir araştırma bile bu konuda yürütülen bazı çalışmaları görmemize yeter.

ergen dinciler belki bilmezler ama bilirlerse iyi ederler islam alimlerinden erzurumlu ibrahim hakkı efendi'yi ve onun meşhur eseri marifetname'yi. marifetname'de ibrahim hakkı der ki :

--spoiler--
Önce Osmanlıca aslını sunalım:

"imtizac-ı anasırdan iptida madeniyat hasıl olup, ondan nebatat peyda olup, ondan hayvanat vücuda gelmiştir ve hayvan kemalini buldukta insan zahir olmuştur..." "... Ve amma hayvanat ile insan arasında mutavassıtların azharı maymundur: zira ki, şearü zenebden maada birun-u derun-u insana müşahibdir".

Evrimi açıklarken de şunları yazıyor: "... mertebe-i hurmadan meratib-i hayvanata uruç edip nice sînin ol meratipte muammer olmuştur. Tâ fiil ve surette insana müşabih olan nesnas ve maymun mertebesin bulmuştur. Ve ol mertebeden dahi uruç edip suret-i insana gelmiştir."

Bir de güzel Türkçe'mize çevirelim :

"Öğelerin uyuşup birleşmesinden ilkin madenler oluşup, ondan bitkiler ortaya çıkıp, ondan hayvanlar ortaya çıkmıştır ve hayvan olgunlaştığında insan ortaya çıkmıştır.. ." "ve ama hayvanlar ile insanlar arasındaki aracıların en belirgini maymundur: çünkü kılı ve kuyruğundan başka dışı ve içi insana benzer..."

Evrimi betimleyici sözleri: "Hurma basamağından türlü hayvanlar basamaklarına yükselip nice yıllar (çağlar, Ö.O.) o basamaklarda yaşam sürmüştür. Tâ, davranım ve biçim olarak insana benzeyen nesnas ve maymun basamağını bulmuştur. Ve o basamaktan da yükselerek insan biçimine gelmiştir." Mârifetnâme, Bulak Basımevi, Mısır, 1835. s. 28, 29.
--spoiler--

şimdi ergen dinciler biz erzurumlu ibrahim hakkı efendi'den daha iyi biliriz bu işi diyceklerine şüphem yok ama unutulmasın ki söz konusu islam ve bilgi ise ne fethullah ne de onun dinci sürüsü ibrahim hakkı efendi'nin talebesi bile olamaz bu konularda.

ibn-i haldun'un eseri "mukaddime" (böl. 6)

"Basit ve çeşitli dünyanın tüm varoluşunun doğal bir önce gelen (selef) ve sonra gelen (halef) düzeni içerisinde oluştuğunu ve böylece her şeyin devamlılığının kesintisiz olarak sürdüğünü açıkladık. Dünyanın her bir münferit sürecinin sonundaki hakikat, doğa tarafından dönüşmek için hazırlanmıştır. Basit maddi unsurlarla olan şey budur. (...) Zeka ve algıyı kendilerinde birleştiren, insan ile olan ilişkilerinde düşünme ve tepki verme kabiliyeti olan maymunlara olan da budur. Dünyanın her bir safhasında, her iki tarafta da dönüşüm için olan hazırlık, biz onların bağlantısı hakkında konuşurken de sürmektedir. "
züğürt tesellisidir.

ee maden tanrıya inanmıyoruz, bilimsel olarak evrimi yüzde yüz kanıtlayıp yasalaştıramamışız, " evrim teorisi ispatlansa ne anlamı kalırdı." diyelimde en azından kendi kendimizi kandıralım.
zaten ispatlandı ama amerika başta olmak üzere bazı emperyalist devletler bunun duyulmasını istemiyor çünkü en iyi kullandıkları şeyi kaybetmek istemiyorlar.
ispatlansa teori olmazdı.
Bugün biyoloji, paleontoloji, genetik, biyokimya, mikrobiyoloji gibi bilim dalları, canlılığın hiçbir şekilde tesadüfler ve doğa şartları sonucunda kendiliğinden meydana gelemeyeceğini kanıtlamıştır. Canlı hücresi, bilim dünyasının ortak kanaatiyle, insanoğlunun bugüne kadar karşılaştığı en kompleks yapı ünvanını korumaktadır. Modern bilim, tek bir canlı hücresinin dahi büyük bir şehirden çok daha kompleks bir yapıya ve içiçe geçmiş olağanüstü sistemlere sahip olduğunu ortaya koymuştur. Böyle kompleks bir yapı, ancak bütün parçaları aynı anda ve eksiksiz olarak ortaya çıktığında işlev görebilir. Yoksa hiçbir işe yaramaz, zaman içinde dağılır, parçalanır ve yok olur. Evrim teorisinin iddia ettiği gibi milyonlarca sene diğer parçalarının "tesadüflerle" oluşmasını bekleyemez. Dolayısıyla sadece tek bir hücrenin kompleks yaratılışı dahi, Allah'ın canlılığı yoktan varettiğini açıkça göstermektedir.