bugün

taşınmaz mülk alım,satım , kiralama gibi işlerde aracılık yaparak oldukça iyi paralar kapan bir tür komisyoncudur.Eskiden ayaktakımı işi olarak görülürken bugün profesyonel olarak ve çağdaş yöntemlerle bu işi yapan kurumlar çoğalmıştır.
emlak fiyatları bunların sayesinde tavan yapmıştır.genelde hizmet her nedense mal mülk sahibinedir. Neden alıcıdan ya da kiralayandan para aldıklarına bir türlü akıl sır erdirememişimdir.
öğrenciye başka yerde ev bakın diyen insandır. *
(bkz: evlerin ogrenciye daha pahali kiralanmasi)
(bkz: öğrenciye vermiyoruz)
(bkz: öğrenciye yapılabilecek en kötü şey)
(bkz: öğrenciye ev vermek)
(bkz: öğrenciye ev vermemek)
öğrenci kazıklamaktik
öğrenci görünce ağzının suyu akan, kemal sunal filmindeki gibi tabelaları ters çeviren insan modeli.
(bkz: sapık emlakçı)
(bkz: dikkat şahan çıkabilir)
(bkz: efsane)
kapitalizmin kırıntılarıyla beslenen homo erectus.
kiralık ev baktığınız bir ofiste size 1 saat laf salatası yapıp, bir bölümlük inci bilmemne ile kadının sesi izlettikten sonra evin fiyatını bile öğrenemeden ofisten kaçmanıza vesile olan şahıslar. aman emlakçı kadın olmasın, hepsi uyuz bunların.
emlakçı yerine "emlakçı çocuğu" olarak çevrede değişik tanımlamalarına rastladığım,genelde pek işe yaradıklarını görmediğim şahsiyetlerdir.ayrıca gösterdikleri evlerin de nedense hep ev sahibinin yeni dekore edip oturmaktan vazgeçtiği daire olması da bir hayli şaşırtıcıdır.
Tüylerim diken diken oluyor, sinirlerime hakim olamıyorum, yıllarca istanbulda yeraltında nemli ve akrep dolu evleri bana gezdiren , bakın bakın burası da iyi diyerek bana köpeğin bile yaşamaya tenezzül etmeyeceği dört duvarlı çatılı damları pazarlamaya çalışan meslek grubudur. alınmasınlar efendim gerçek bu , her zaman göz alıcı olmuyor. Bir hafta içinde ev bulmam gerek, bütünlemeler var , kirası bir aylık harçlığıma isabet , duvarları yeşillenmiş , lavobası olmayan mutfakları gezmişim, kan ter içindeyim, bir emlakçıya attım kendimi, altın dişliydi. girer girmez öğrenci kızlara ev yokkkk diye gürledi. bir dakika bir dakika dedim kan zaten beyin hücrelerimi ele geçirmiş, nedennn dedim safça neden kız öğrencilere ev vermiyorsunuz. cevap tüm kanımı çekti, kerhaneye çeviriyorsunuz , giren çıkanı sayamıyoruz hepiniz aynısınız, elindeki tespihi boğazına geçirip ilk cinayet teşebbüsümü gerçekleştirmek istedim. gerisi uzun hikaye. o gün bu gündür işte , emlakçılara karşı tuhaf bir nefrete gark oldum.
öğrencinin en büyük düşmanı. bunlara göre her ev sahibi asil, terbiyeli, ahlaklıdır. her öğrenci ise ahlaksızdır. öğrenciyi gördükleri anda 3 liralık eve 5 lira isterler. ama en anlamadığım konu bana hiçbir hayrı olmadığı yerde benden komisyon almasıdır. benim için yaptığı hiçbir iş yoktur oysaki. utanmadan gezdireceği eve giderken yol parası size ait diyenleri vardır.
hukuksal olarak kapora almaya hakları yoktur. kapora verilecekse ev sahibine verilir ama bu şerefsizler illa ki isterler. oysaki alabilmeleri için ev sahibinin izni olmalı ve bu izin somut olarak gösterilebilmelidir.
istanbul, mustafa kemal mahallesinde bir durağın adı.

(bkz: emlakçı durağı)
hiç düşünmeden dünyanın en rezil en aşağılık insan grubu hangisidir sorusuna vereceğiniz doğru cevaptır.hiç bir iş yapmadan iki sandalye bir masa birde büromsu bir yer bulduğunuzda bu yerin başına tanıdığınız en uyuz insanı getirin bu şekilde çok güzel bir emlakçı dükkanınız olur artık.bulduğuz kişi her şartta yalan söylemeye yeteneğine de sahip olmalıdır ayrıca.
emlakçının size anlattığı evde her özellik için 1/2 kuralını kullanmanız gerekir.mesela ev 100 metre kare dediyse elliden fazla çıkmaz.iki artı bir, ev bir artı bir çıkar ama emlakçıya göre odalar çok geniş olduğundan iki artı bir gibi düşünülmelidir.emlakçı türleri genelde kira bedeli kadar komisyon isterler.kira,komisyon ve depozito mutlaka peşin verilmedir ama siz evden çıkmaya karar verdiğinizde asla verdiğiniz depozitoyu tek seferde ve tam olarak alamazsınız.size hemen yeni kiracı gelecek ondan alıp sana verecez derler.taşındığnız evi her yönüyle mutlaka incelemelisiniz(musluklar,lambalar,varsa kombi,nem olayı,ışık alma durumu,varsa eşyaların çalışıp çalışmamması vb) aksi halde taşındıktan bir saniye sonra farkettiğinz her hasarı siz yapmış olarak muamele görürsünüz.
emlakçı türleri ev kiralar yada satarken (özellikle satarken) kıç yalama konusunda da master degree sahibidirler.her insanı gözünden tanırlar ve hiç tanımadığnız bu insan bir kaç dakika içinde size kırk yıllık dost muhabbeti yapmaya başlar.iyi insan olduğunuzun her halinizden belli olduğundan falan bahseder.
diyeceğim şudur ki bu asalak türün yaşmasına olanak vermemek için sahibinden ev bakın.ayrıca inernetten de bir çok siteden işinizi görebilirsiniz.bu adres işinize yarar.

http://www.sahibinden.com
şu tipleri de vardır izmir'de gürçeşme tarafındaki bir emlakçının sloganı şudur: "dünyada mekan ahirette iman", emlakçılıkta son nokta.

güncelleme: bunu yapan adam muhtar adayı olmuştu sonradan o derece mekancı yani.
(bkz: ev pezevengi)
sadece evi göstererek çok büyük bir iş yapmış gibi dünyanın parasını madurlardan koparan esnaf sınıfı.
hangisi daha beter emlakçı mı avukat mı henuz karar veremedim ama su faturasından bile komisyon koparmaya calışacak kadar karaktersizdirler. *
öğrenciye ev vermeyeni dövülesi olan esnaf.
kazandıkları paranın helal mi haram mı olduğu tartışmalıdır. bazılarının dini paradır. gözleri müşterinin cebindedir. bir çoğu sözleşme imzalatana kadar melek, imzalattıktan sonra köpek olurlar. hiç bulaşılmaması gereken esnaf sınıfıdır.
Her insanımızın boyacılıktan sonra yapabileceği ikinci iştir.
dünyada özellikle amerikada (WONDER INTERNATIONAL,REMAX,COLDWELL BANKER,CENTURY 21) en itibarlı meslek gurubu bizdeyse bazı amerikan şirketleri dışında itibarı yerlerde olan meslek gurubu
komisyon olarak bir kira bedeli alan kişilerdir. hiç mi insafınız yok yahu, oturduğun yerden 2 dakikada bir kira bedeli kazanmaya utanmıyo musun? sanki bana dünyayı kurtarıyo altı üstü bi kiralık daire gösteriyosun. inşaallah hepiniz nihat doğan'la bi adaya düşersiniz de şu dünyada çekilebilecek en büyük çileyi çekersiniz.
taşeron firma çık aradan demek istediğim pis kişi. *
uyuz, gıcık ve TEMBEL insan grubu! sanki ev arayanlar onlara mecbur, sanki kendilerinden başka emlakçı yok, sanki sahibinden ev yok. arar evi sorarsın, sitenin adını, evin özelliklerini, koordinatlarını bile söylersin evi hatırlayamaz bir türlü. evi görmek istiyoruz dersin durmadan işi vardır, bugün olmaz yarındır. allam yareppim ya! sonra bi de utanmadan kira bedeli kadar kendine para isteyecek. hayır yani sen ne yaptın benim için, en azından evin içini gösterip yalanlar bile söylemedin ev şöyle güzel böyle güzel diye.

elimde bu civarda ev yok der, bir gün sonra tesadüfen ilanını görürsün bir evin camında. "ben unutmuşum" diye açıklama yapar bir de. yahu sen o evi satabilirsen para kazanacaksın değil mi, biraz çaba harca, ilgilen bir zahmet.

bir de bunların aşırı zeki olanları var ki, "evcil hayvanla ev bulmak çok zor siz en iyisi köpeği salın gitsin" şeklinde akıl verirler. adamlar resmen genius!
oturarak para kazanmaya alışmış ve hiçbir şey yapmadan yüklü para kazandıkları için paraya doymuş, işlerine gelmezse müşteriyi umursamayan ama elinde ev olmayınca sahibinden verilen daireleri resmen basıp sözleşme yapmak için günlerce ısrar eden asalaklar.
insan doğasında vardır, elindeki malı süslü göstermek. Tabi öğrenci milletinin aklındaki tek şey , alacağı şeyin ucuz olmasıdır. Bu iki karşıt durum zaman zaman ilgi çekici diyaloglara sebep olur.

emlakçı: bak işte tam sana göre bi ev denize 5 dakika zaten. sıkıldın mı gidersin , bir deniz havası çekersin ohh.
(methedilen evin resmine bakılır, ev pek beğenilmese de kafayı kurcalayan sebep başka bir şeydir.)
öğrenci: Abi bu ev 5 dakika falan değil ya denize.
Emlakçı: olur mu canım kızım. Şuradan ana yola çık, hemen karşında deniz.
Öğrenci: Öyle değil ya nasıl, görünmez bile deniz.
Emlakçı: Bak sen gençsin. Yürüyeceksin beş dakika dakika. Hem spor yaparsın, deniz havası almak kolay mı öyle?Resimden bakmak olmaz gidip evi görelim mi çocuklar?
öğrenci: Ee tamam gidip görelim madem.
Emlakçı: o evde 2 tıp öğrencisi bayan vardı zaten. mezun olunca çıkıp gittiler. şimdi size nasip olur inşallah.
(her evden tıpçı muhakkak çıkar zaten, neyse arabayla malum eve gidilir. Söz konusu ev hiç de anlatıldığı gibi değildir , bir ceza hücresinden farksız bir şekilde durmasına rağmen halen övülmektedir.)
Ev arkadaşı: Ee napalım?
öğrenci: tutalım ya bence olmadı genelev falan yaparız.
iyi laf, iyi para, güven vermeyen tip. genelde yazma özürlülerdir. ilanlarda "dayre, kırediye uykun..." gibi kelimelerle karşımıza çıkmaktadırlar. yok efendim abartıyorsun falan demeyin, son bombaları da şudur:

görsel
Öküz gibi para kaldıran komisyonculardır.
Ulan 1300 liralık eve çıkacaz.Şerefsizler 1.300 lira komisyon istiyorlar.
Bunlar böyle 10 iş yapsalar.
amk biz okuyarak en büyük enayiliği yapmışız o zaman.
Adamlar ayda bir banka müdürünün aldığı maaşın iki katından fazla kazanıyorlar.
Bir de ev satımlarından aldıkları komisyonlar var.
Maşaallah..
Ne diyim.