bugün

Ben raskolnikov değilim, sen de sonya değilsin.

Benim vicdanen çekeceğim bir cezam yok, senin de sonya gibi bir kalbin.
instagram, twitter ve facebookta sık sık sözlerine denk geldiğimiz rus asıllı bir yazar.
kumarbazdır, en sevdiklerimdendir, kumarbazların amk.
Türk düşmanı yazar, dünyada kalemi en güçlü yazar.
şu sıralar gündemdeki olaylara baktığımda, karamazov kardeşler'de geçen şu sözleri aklıma gelmiştir.

"canavarlar cehenneme gidecekmiş; cehennem yaptıkları kötülüğü, mahvettikleri hayatı geri getirebilir mi?"
“Bir öksürük nöbetiyle tıkandı, ama çıkışması işe yaramıştı. Kiracıların ondan çekindikleri anlaşılıyordu. Gerisingeri odadan çıkmaya başladılar: Beklenmedik bir felaket anında, bu felaketin dışında kalan insanlarda hep görülen, dile getirdikleri en içten acıma, acıları paylaşma duygularına rağmen, hiç kimsenin, en yakınlarımızın bile, kapılmaktan kendilerini alamadıkları tuhaf bir sevinç duygusu içindeydiler.”

Bakın arkadaşlar bu cümleleri ancak tek kişi yazabilir.
"insan en iyi dostunu karşısında küçülmüş görmekten zevk duyar." der Kumarbaz kitabında Dostoyevski.

Aslında ezik karakterli insan için söyletir bunu.

sebebi bellidir, çünkü kişinin ezik karakterini tatmin etmenin tek yolu budur. insan tüm tükenmişliğini ve içinde bulunduğu aciz durumu sadece dost bildiğine açar, o kişinin ise egosunu tatmin etmek için bulunmaz bir fırsattır bu.
Kaptırır giderim romanlarında.bazen neden ben ailemle yemek yediğimde böyle güzel konuşmalar yapmıyorum diye de hayıflandığım çok olur. *
normal insanlardan farkı olmayan kişi.
insan bilincini tahlil etme bir yana bunu romanları aracılığıyla topluma sunma konusunda da hayli iyi olan yazar. Birçok düşünür ve psikoloğa ilham vermiş, bir başlangıç noktası sağlamıştır.

(Bkz: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski)
André Suarès:

“Dostoyevski kırk iki yaşından evvel değerli hiç bir şey meydana getiremedi. Bütün büyük eserleri kırk ile öldüğü altmış yaşının doluluğu arasında yaratılmışlardır. Öteki Ruslar pek vaktinden evvel yetişmişlerdir: Puş­kin, Lermantov ve Gogol az fakat ateşli bir hayat yaşadı­lar.
Dostoyevski bu gençlerden değildir.

Rusya onu kaybetmeden az bir zaman evveli müstes­na, kendini Dostoyevski'de tekrar tanımamıştır. O mil­letinin kahramanı, düşünen adam, ırkı için çarpan kalb olmuştu ;amma ölümünden ancak beş altı sene evvel bu,
nihayet anlaşılabilmişti.
Bizzat Tolstoyun varmağa mu­vaffak olamadığı muazzam mertebeyi almak için yine de o uzak gayeye dokunması gerekmişti. Tolstoy yarım asra yakın bir zamanını memleketinin büyük sanatkarı olarak geçirebilmişti.

Dostoyevski ise yalnız birkaç mevsim bo­yunca, seven, kinlenen, düşünen, istiyen ve her şey için konuşan; evin sayılan büyük oğlu, bütün kardeşlere ön­der, Rusyanın adamı olmuştu.”
andré suarès:

“dostoyevski'nin sanatı sezgi (intuition) in doğrudan
doğruya resmedilmesidir. ı̇şte bu, her şeyin onda çok ha­kiki iken niçin rüyaya benzediğinin tam bir izahını verir. onu iyice duyabilmek için tam ölçüde toparlanmış ve nüfuz etmiş olmak lazımdır.”
" Baylar, yemin ederim,her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır;
hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.

Fazlasıyla bilinçli olmak, bilincin her türlüsü hastalıktır."
geçen haftalarda, peder bey, halamla çay sohbetindeyken benim kitaba ilişmiş olacak ki gözü; "bak, * klasikleri mi okuyorsun?, bu çeviriler tehlikeli evladım, çok tehlikeli bu yayın evi" dedi. Okuduğum ise, ölüler evinden anılardı. Dostoyevski kadar durum tahlilini, insan psikolojisini bu kadar - adeta gerçek- yansıtabilen bir yazarı okumadım. ideolojisini hazmetmek veyahut anlamak çok zor olmayacaktır ancak, ideolojisini diyelim ki bir kenara attık, Dostoyevski olmadan rus edebiyatı eksik kalır. Dünya edebiyatı da.
eserlerinde acı duymak, dert, tasa, keder, halk tabakası kavramları mutlaka vardır. Kendisi de fakir bir mahallede ölmüştür.
"Anıların güzel olanları da, kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir."
insan psikolojisini oldukça iyi işleyen realist bir yazar.
Önde gelen eserleri: yer altından notlar, ezilenler, karamzov kardeşler, budala, kumarbaz, suç ve ceza.

Dostoyevski’nin eserlerinde diğer yazarlara göre insanın ruhuna dokunan farklı bir duygu vardır. Merhamet duygusu.

Ayrıca ilk karısıyla sadece acıdığı için evlendiği de söylenir. Karakterinin örnek alınmaması gereken yazar. (Kumar gibi kötü alışkanlıklardan dolayı) fakat kesinlikle dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biridir.

Eserlerinde nihilist sözler bulunmasına karşın, nihilizmi eleştiren bir kitapta yazmıştır. (bkz: ecciniler)
"iyi adamlar yalnızlıktan ölüyor, iyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken."
"suç ve ceza" isimli eseri, yayıncılar tarafından 5-6 defa reddedilen rus edebiyatının ünlü yazarlarından birisi.

bir kaç sene önce bir arkadaş vardı, "abi bir kitap çalışmam var, bir yayıncı buldum, bastırıcam bakalım" diye ortamda artistlik yaparken dayanamayıp "ulan dostoyevski'nin suç ve ceza romanı bile yayıncılardan 6 kere red yemiş, ne sallıyon aq" deyip rencide etmiştim hıyarı. aklıma geldi durduk yere.

not: o eleman kitap mitap yazamadı.
(bkz: yeraltından Notlar)

Dünya edebiyatının en nadide parçalarındandır.
Severek okuduğum yazar.psikolojik çözümlemeleri çok güzel. Öyle bir anlatıyor ki, sanki bende kürek mahkumuyum (bkz: ölü bir evden hatıralar) sanki raskolnikov tefeci koca karıyı benim gözümün önünde öldürdü (bkz: Suç ve ceza)
che guevara denilen eli silahlı terörist kadar sevilmez.

dünya gözüne kattıkları ütopik hayaller satmaz.
Nietzsche'ye göre en büyük psikologdur kendileri.

Daha evvelce stendhal için de bunu söylemiştir.
edebiyat deyince akla rus yazarlar gelir benim için adamlar bu işin piri. ama şöyle bir durum var bizim ülkede kitap yazsan edebi bir eser kimse umursamaz satamazsın bile. böyle aşk meşk kitapları ya da tılsımlı dua kitabı felan yazacaksın.

dostoyevskinin nokta atışı tesbitleri var çok iyi sosyoloji ve psikolji yönünden.
Bir kadın bakıyor pencereden.
Mutsuz.
Bir adam geçiyor karşı kaldırımdan. Umutsuz…
Aşk, tam ortada duruyor.
Adam bakıyor.
Kadın ağlıyor.
Aşk, geçip gidiyor
Bunu da siler mi ki moderatör?
bugün doğum günü imiş. yaşa 199 yaşında olacaktı.