basta cok yadirgasam da alistiktan sonra severek takip ettigim dizi.
okul bahcesinde yazın cocuklar kavga ediyor ogretmen rolunu oynamaya çalışan kişi pat pusuya yatmış gibi hooop cocuklar durun diye duvarin arkasından çıkıyor. okulda baska hoca yok bir de pusu kuruyor.adam yazın ortasinda takım giyiyor ustelik kapalı okul.oyunculuklar rezalet hepsi rezillik. birol güven işte. bu bile yeterli.
seksenler dizisi kadar samimi olmamış. zaten olamaz da.
zaman zaman göz attığım dizidir. ama çok fazla aşk meşk koymuşlar boku çıkmış. resmen ergenlerin aşk maceralarını izletiyor.
olay yok la dizide.
en acilinden diziyi alıp, bir yerlere sürükleyecek bir durum yaratmaları lazım.
doksanlarda konu edinilebilecek bir olay yoktur. 1980'ler ise farklidir.her yönüyle farklı ve bol olaylı yıllardır. o dönemin giyimi , konuşma tarzlari , sokak muhabbetleri televizyona rahatça konu edilebilir ve izlenilirlik yüosek olur. hele ki 80 darbesi ve sonrasi konuya ayri bir derinlik katar. doksanlar dizisi bu açidan seksenler ile yarışamaz zaten özünde tırt bir dizidir.
telefonla bakkalın oğlunu arayan kızın dandik romantik replikleri yüzünden izlemeyi bıraktığımız dizidir. filoca izliyorduk.
hayır dedik ki bak bakkalın yanında takılan şişman abi iyi. onun süresi çoğalsın. izlenir dizi ama tam tersi oldu.
seksenler kadar tutulmaz denilen dizi.
dizi izlendikten sonra beliren iç ses : "işin sonuna bak sen." .
emin abi karakteri sayesinde güldüren dizidir.
Emin'i ve emin sohbet ederken yanında olan figüranları at geri kalanı sıkan dizi. Oysa çok usta oyuncular, tiyatroda izlemeye alışık olduğumuz yüzler var kaliteli oyunculuklar var. Gülme açısından ve dizinin geleceği açısından diziyi emin'in emin ellerine bırakmak gerek.
tutmadi dandik bir flim. 91de final olur.
bakkalın yanındaki adam yüzünden ailecek izlemeyi bıraktığımız dizi. nasıl dedikoducu, nasıl çirkef bir adam o öyle. bir de sempatik gösterme çabaları, gerçekten rahatsız edici. bu kadar seveni olması da şaşırtıcı. böyle bir yakınım olsa katil olurdum.

bir de eşek kadar kıza cimcime diyen genco. sen o saçlarını kestir önce amına koyim.
ov ye ov ye şarkısıyla insanı kendinden geçirir. ov ye ne oğlum allah aşkına?
sadece bize özgü sımdı ınsana mallık gıbı gelen hayatın bır kesıtını hatırlatıyor... Bize özgü ne demektir dadaloğlu? dersen mesela ortalama bir amerikalı cucucola makinesinden bir çeyreklik atarak cola almak için oturmuş bozuk para makinesi icat etmiş ve bunu her makinenin yanına koymuş. * sonra malligima doymayim demis. ama bizde durum farkli dizide genlede bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanin en derin anilari yatmakta . stres bilesigini takip aninda gevsemek kahve alti yorumlari emin gibi dingil ama yeni Inek $aban replikleri mesela...

bir de ben dershaneye gitmiyceem yarraga gidicem gibi genclik buhranlari var oy oy oy.. ayri anlatmak lazim o soforu.
Yalçın menteşi kadroya alarak ağlatan dizidir, helal olsundur.
kırmızı minibüsle geçerken dandik bickin karakter arkada 2012 model nissan micra görünen dizi.hem de iki kere.
Büyük bir ilgiyle beklediğimiz. Fos çıkan dizi.

edit: fos çıktı dedim ama dizi kötü değil, seksenlerden daha iyiydi ama oyuncular kötü olunca ilgi olmadı.
emin karakteri olmasa kimsenin izlemeyeceği dizidir. Emin çok komik bence.
arada sırada denk gelip izlediğim dizi. özlem ve atilla'nın telefon muhabbetlerine gülümseyerek izliyorum. ne bileyim böyle hoşuma gidiyor.

--spoiler--
böyle sadece atilla özlem'in düşüncelerine, duygularına aşık, tabi bir o kadar da yüzünü merak ediyor. haklı tabi böyle güzel konuşma yapan birisini, hayalinde çok güzel, çok özel olarak tasarlıyor. ama gönül işte merak ediyor. sürekli sen bana yüzünü göstermediğin için demek ki, bir şeyler saklıyorsun diyor. halbuki özlem ona çok yakınken uzak işte. insan sırf bu aşk için izliyor(!). ya da ne bileyim, ben böyle şeyleri seviyoroum. ***
sonra emin karakteri var; o daha komik. güldüğü zaman bende gülüyorum böyle sıcacık bir aile dizisi yani. nuri ailesi var, sürekli bir şeyler yiyorlar falan. gülüyoruz işte, gülmekten de daha başka, doksanlarla alakası biraz yok gibi ama böyle özlemle izliyoruz ailemizle.
--spoiler--
pek iyi hatıratlar bırkamasada usumda, kaybolup gitsede boktan bir gençliğin hüznünde, capri sun diye bir içecek vardı hatırladığım ve hala içmediğim... hüplet ve gümlet! mahallemin zengin veletlerinin içeceği gibi gelirdi bana. hele de birgün bu veletlerle maç yapacağız kaybeden kazanana capri sun meyve suyu alacak iddiasına. hayatımın belkide en iyi maçını çıkarmıştım lakin maçın sonuna doğru çıkan kavga capri sunı yine içirmediydi bana.zengin piçleri işte çamura yattılar. zannedersem o yıllarda özel okula gitmenin ayıp sayıldığı gidenlerin ezik olduğu tek yer benim mahallemdi. bütün bir mahalle gençliği servet düşmanıydı hıamınna! işte capri sun bendeki özgüven eksikliğinin sembolu olmuştur adeta. geçen süpermarkette karşılaştım 45 kuruş tanesi almadım amk.

netice olarak 90 lar denince benim aklıma gelenler:

bir tansu çiller hikayesi: memleketin a.. koyma sanatı,
bir fak fuk fon: sosyal dayanışma ve yardımlaşma vakfı, ve bu vakıftan eve taşıdığım gıda, giyim ve sırtımda yaralar açan kömür çuvalları.
bir de capri sun: bugünkü fiyatı ile 45 kuruşluk zengin içeceği! gelir.
lcw'nin ciks, mc donald's'ın lüks olduğu zamanlar.
ferdi tayfur çalarak yine ortamı şenlendirmiş dizi.
çok büyük bir beklentim vardı bu diziden ama anladım ki böyle bir dizi için erkenmiş.
Anne babasının söylediği "ne bok yersen ye" cümlesini "aha izin verdiler" olarak anlayan çocuklardık lan biz..
dün akşam* yayınlanan bölümünde, gelin alıcı ve gelinin ağabeyinin gayret kuşağı bağlaması sahneleri ile duygusal anlar yaşatan hatta epey ağlatan dizidir.

türk televizyon dizi tarihinde bir ilke imza atmış ve hükümet nikahı sonrası islam dinince kıyılması farz olan imam nikahı detaylıca izah edilerek kıyılmıştır.

atv de yayınlanması taraflı televizyonculuğu akıllara getirse de izleyici kitlesi müslüman ağırlıklı olması ve bu doğrultuda imam nikahını tam olarak bilmeyenlerin öğrenebilmesi imkanının yaratılması hususunda kanaatimce takdir hakkıdır.