bugün

tam anlamıyla uygulanabilmesi en az sosyalizm kadar ütopiktir.
(bkz: #3737271)
(bkz: ver kurtul)
demokraside çareler tükenmez derler, lakin demokrasi önce kendine bir çare bulmalıdır.
azınlıkların ezildiği sistem.
iyidir de çevresi kötüdür.
demokrasi öyle bir şeydir ki dadından yenmez ! [ ibrahim zübükzade ]
komünizm ne kadar uzaksa demokraside bir o kadar uzaktır memleketime.
hakim sınıfların sopası olan yönetim biçimidir. sopa, sahibi tarafından istenildiği gibi kullanılır çünkü ona sopayı siz vermişsinizdir. aslında demokratik bir yönetimden söz etmek mümkün değildir. burada mosca ve pareto'nun elit teorileri incelenebilir. neyse seçimle başa gelenlerin mutlak bir iktidarı söz konusudur ki bu mutlak iktidarın demokratik bir hale sokulması ancak yöneten elit kesimin halk karşısında hesap vermesiyle sağlanabilir. eğer bu bilgiler ışığında düşünürsek türkiye'de demokrasiden eser olduğunu söyleyemeyiz. türkiye'de sadece seçim vardır. belirtmek gerekir ki bu seçim demokratik yöntemlere göre yapılmaktadır ama başa gelenlerin halka hesap vermesi gibi bir durum yoktur. ayrıca demokrasinin tarihi sürecine baktığımızda çok büyük değişimler yaşadığını, bugünkü anlamda demokrasi anlayışının coğrafi keşifler sonrası ekonomik gücü elinde bulunduran burjuvaların siyasal gücü de ellerine geçirmek için uyguladığını bilmekteyiz. bu süreç sonunda da zaten kapitalizm doğmuştur. *
halkın kendi kendini yönettirmesi.
halkın kendi kendini becerttirmesidir.
ağza sakız olmuştur. haklı/haksız, eğri/büğrü, doğru/yanlış kim varsa ve ne varsa gölgesine sığınmaktadır. tecavüz et demokrasiye sığın, hırsızlık yap sığın, ahlaksızlığın en büyüğünü yap demokrasiye sığın. *
bilinçsiz bilgi sayesinde ne olduğu, neye yaradığı unutulmuştur.
eski yunanda çoğunluğun * günümüzde ise çoğulculuğun rejimidir. * * tanımı tartışmalıdır. tartışmalı olmasının en önemli sebeplerinden biri devletlerin çıkarlarına zarar getirmeyecek bir tanım bulma çabalarıdır. * *.
demokrasi, iki kurtla bir kuzunun öğle yemeğinde ne yeneceğini oylamasıdır. özgürlük ise tam teçhizatlı bir kuzunun oylamaya karşı çıkmasıdır. *
10 fahişenin 9 alime, 10 cahilin, 9 profesöre galip gelmesi.
millete girecek olanı milletin seçme şeklidir demokrasi. oysa hayallerde olan bu mudur. halk bana girecek şeyi a partisi mi b partisi mi soksun diye seçim yapmaktadır. ne yazık ki günümüz anlayışı budur. bir de bu demokrasi denen illeti dinle bağdaştırarak kazanç elde edenler var ki; o kişiler onları gören özgürlük, kardeşlik, bir olmak vb. duygu ve düşüncelerini taşıyanlara demokrasi denen illete lanet ettirirler. sahi bugün başta olanlar da onlar değiller mi.
oysa demokrasi toplumda sağlanabilinecek en yüksek dereceli barış olmalıdır. yüzde 47 oya güvenip; izmir'e baraj yapmamak, sizden olmayanların projelerini yok görmek, onları gecenin bi saatinde evlerinde tutuklamak hiç değildir.
bu demokrasiyi kullananlar bu illetin ne kadar dönek olduğunu da çok iyi bilmelidirler ki örnek aldıkları partinin başına gelenler ortadadır ve kendilerini de aynı son beklemekte gibi gözükmektedir.
son olarak da halkla ilgili birşeyler söylemek gerekirse; eğer demokrasiyi desteklemiyorsanız seçimlerde sandıklara gidip oy kullanmamalısınız. bu bir çağrı değil sadece olması gerekenin hatırlatmasıdır. unutulmamalıdır ki bir sistemi eleştirebilmek için o çarkın içine dahil olmamak gerekmektedir. gidip oy kullandıktan sonra demokrasiyi istememek denize işeyip de işeyenlere laf söylemek gibi birşeydir.

demokrasiyi özetleyen çok güzel bir atasözümüz içinse;
(bkz: eşek olana semer vuran çok olur)
ülkemizde demokrasi hoşlanmadıgımız şeylere katlanma sanatıdır.
salt halk iradesinden oluşmuyor tabii ki. daha çok erkler arasındaki düzen ve denetim esasına oturan bir kavram. bu yüzden anayasa mahkemesi nin kapatilmasi iyi bir düşünce değildir.
sosyalizm'in demo'su.

(bkz: kısıtlı özellikler)
güç sahibinin at koşturabilmesi.
18.01.2006 dan bu yana altına entry girilen ancak algıda yanılgı başlığına bakınız verildiğinde tam bir anlam ifade edeceğine inandığım yurdum şartları dolayısı ile sana bana ona buna ve hatta şuna uzak olan olgu.
tüm o iğrenç komplekslerimizden kurtulmanın en kolay yoludur demokrasi, dünya denen yuvarlağa olan mesafemizi minimuma indirebilecek en kestirme yoldur demokrasi, belki de daha başka birçokşeydir demokrasi ama bildiğiniz üzere elimizdeki harflerin çoğu sessiz pek azı seslidir.
fazlası zarar kavram.
iyidir güzeldir ama kotu yonlerini de sirf rejim karsiti yetismememiz için gostermemislerdir. demokrasi insanlarin kafasinda bi cumhuriyetle karisir bi baska seylerle karisir, halkin kendini yonetmesi gibi düsünülür, hangi halk? demokrasi çogunluk iktidaridir. çogunlugun istedigi kayitsiz sartsiz yerine getirilir uygulamada, %60 bir seyi istiyor diye, %40 'in çikarlari da zaman zaman hiçe sayilir. bunu da gözardi etmeden düsünmemiz gerekir. ha ama o zaman gel de daha iyisini getir diyeniniz olursa, susar kalirim ben, yok çunku. ama mukemmelikten de bahsedemeyiz. çok iyi diyemeyiz.
halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesi diyorlar.
çeşit çeşit ayrımlara tabi tutalım, bölücülük yapalım.

bir yönetim biçimi olarak demokrasi vardır evet, ama demokrasi aynı zamanda bir düşünme biçimidir ama bizim ülkemize pek uğramaz.

demokrasi yabancı ülkelerde zamanın getirilerinin ortaya çıkardığı bir kavramdır, mesela laikliğin bir mukavele sonucu kiliseyle devletin anlaşmasıyla ortaya çıkması gibi. bizde ise tepeden inmedir. o yüzden oturtulamaz bir türlü yerine.

demokrasi bizde kimin başı sıkışırsa onun yücelttiğidir. bu yüceltiş sadece orayla sınırlı kalır ama. bana demokrasi, sana nah denir bizim ülkemizde.

gelelim asıl konuya, herkes taşını hazırlasın fırlatmaya:

demokrasi en mükemmel yönetim biçimi felan değildir. üç beş güzel lafa kanmamak gerekir. "ama ne güzel öyle, halk seçiyor ehem öhöm" gibi laflar ne kadar ciddi bir savunma tarzı olabilir tartışılır. e sen başka yönetim biçiminden habersizsin yavrucum, "than" demek için karşısına da bir şey koymak gerekir değil mi?