bugün

halkın kendi kendine gelin güvey olması.
Atatürk'ün bir mirasıdır.
Bildiğim kadarıyla antik yunanda önce krallık vardı sonra zamanla çoğu yunan kenti denge kursun diye iki krallı yönetime geçti. Daha da sonra zenginler çiftliklerini bırakıp saray yakınlarında yaşamaya başlayan ve gücünü gitgide artıran zengin aileler pek çok kentte kralları devirdi ve oligarşi yönetimine gidildi. Bu zengin aileler arasında tek başına yönetmek isteyen hatta sanırim kral olmak isteyen tiranlar çıktı. Bu tiranlar kendini devirmek için fırsat kollayan zenginlere karşı halkın desteğini alabilmek için halkla yakından ilgilenip sosyal haklarını artırıyor zenginlikten daha çok yararlanmalarını sağlıyordu. Bu tiranlar genellikle zenginler tarafından ne öldürülmüş olsa da tiran yönetimi altında zenginlerin gücünün azalmış olması ve halkın ise tam tersi gücünün artmış olması gibi nedenlerle atina gibi bazı kent devletleri bu yönetime geçmişti..

Her ne ise adı aklıma gelmeyen birisinin söylediği gibi düzgün işleyebilmesi için orta sınıfın güçlü olması gerekir denebilir sanırım..

Not: aklımda kaldığınca yazdım. Yanlış bilgiler içeriyor olabilir..
sadece halkın bilinçli olduğu isviçre benzeri gelişmiş ülkelerde işe yarayan sistemdir. halkın cahil bırakıldığı az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde cahil halk kolay manipüle edilebileceği için hiçbir işe yaramaz. mesela türkiye gibi bir yerde meritokrasi olmalı demokrasi değil.

https://www.youtube.com/w...channel=B%C9%99hruzEminov
Abartılmış balon bir sistemdir. Cahil toplumlarda çoğunluğun diktatörlüğüne dönüşmektedir. Cahillerin amaç olarak değil araç kullandığı dandik bir yönetim biçimidir.

Bir toplumda demokrasiden bahsedebilmek için herhangi bir kişiye yapılan haksızlığı toplum kendine yapılmış kabul etmelidir. -sokrates

cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir! -Friedrich Nietzsche

Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi? -sokrates'in varisi büyük Türk filozofu Aysun kayacı
Rezalet bir sistemdir
Anayasal monarşi dururken ne diye buna geçis yaptık ki?
çok kusuru vardır ama bilinen en iyi sistemdir.
Türkiye'de olmayan sistem.
cahil çoğunluğun yönetimi ele geçirdiği aptalca bir yönetim biçimi. kesinlikle daha iyi bir yönetim şekli bulunmalıdır. kendi hayatları üzerinde bile karar verebilecek zekaya sahip olmayan insanlar, koca ülkenin geleceği konusunda kesinlikle söz sahibi olamamalıdır.
babadan oğula geçmesi yerine oy ile seçilme biçimi.
Demos ve kratos kelimelerinden türetilen kelime. Atatürkün mirası değildir tek parti döneminde demokrasinin d sinden bahsedemezsin.. 1945'e kadar demokrasiden eser yok ama şöyle birşey var bir devrim olmuş ve devrimi halka indireceksin bunu gerçekleştirirken demokrasiyi getiremezsin kuşkusuz. inkılapları tabana yayıp uygulayamazsın..
atatürk'ün mirası.
Demokritos isimli bir yunan tanrısının sanrısıdır.
orta doğu, avrupa ülkeleriyle sürekli iş birliği yapdıkça üretim yapıp yabancı ülkelere bir şey satmadıktan sonra ülkemizin değeri kalmıyor. kaldı ki, demokrasi hiç ama hiç yok bu ülke dikdatör modla yönetiliyor. müslüman ülkelerde becerilemeyen tek şey demokrasidir!
insanın demokrasi diyince akla demokrasi karşısında otokrasiyi seçmesi asla gelmemelidir.
en kötü demokrasi, en iyi otokrasiden iyidir.
öbür türlü başına bir zalim despot atanıyor, tahta geçiyor, ülkeyi mahvediyor, halka zulüm uyguluyor, vatana ihanet ediyor, t.c. vatandaşlarını 5.sınıf insan haline getiriyor ve seçimle gönderemiyorsun, daha kötü olmaz mıydı?
ama şu da var. demokrasinin şartlarından biri olan oy kullanma maalesef cahil, ahlaksız, aptal, gerici, biatçı, despotizm ve diktatörlük yanlısı, demokrasi düşmanı insanların çoğunluk olduğu yerde demokrasi düşmanlarını iktidara getiriyor. ve müge anlı'da karılarını aldatan, evlilik dışı çocuk yapan, akraba evliliği yapan, akrabalarına tecavüz eden, kaçakçılık yapan anadolu zombileri ile senin oyun bir oluyor.
Bir gün Sokrates yine talebeleriyle sohbet ederken bir talebesi Sokrates' e sorar:
- "Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse, adil olan da bu değil midir?
-Mesela yüz kişinin oy kullandığı bir yerde, elli bir kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur, yoksa kırk dokuz kişinin kararına uymak mı?
-Hem çok mümkündür ki, daha çok insanın daha az insandan yanılma ihtimali daha azdır.
Şu halde sizin demokrasiye karşı çıkmanız doğru olmadığı gibi haklı da sayılmaz."

-Bunun üzerine Sokrates her zaman olduğu gibi soru cevap yöntemini kullanarak o talebeye önce sorar:
- "Bize söyler misin bilge olmak mı daha zordur yoksa cahil olmak mı daha zordur? "
Talebe:
- "Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur. Bilge olmak için çok okumak araştırmak ve yorulmak gerekirken cahil olmak için bir şey yapmaya gerek yoktur."
Sokrates:
- "Peki o halde bize yine söyler misin toplumlarda cahil insanların sayısı mı çok olur, yoksa bilge insanların sayısı mı çok olur? "
Talebe:
- "Elbette ve hiç şüphesiz cahil insanların sayısı fazla olur."
Sokrates:
- "Peki bize yine söyler misin, bir gemide yüz yolcu bulunsa, geminin nerde nasıl hangi yönde yelken açması gerektiğini kaptan mı daha iyi bilir, yoksa o yüz yolcu mu?"
Talebe:
- "Eğer yolcular içinde Denizcilik bilgisi olan yoksa pek tabi en iyi bilen kaptandır."
Sokrates:
- "Peki o halde bize yine söyler misin,
kimin hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden, sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil ve doğru olabilir mi? -Hem sen de kabul ettin ki, bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur."
yöneteni halkın seçmesi.
zeka akıl seviyeleri yetmediği için sosyal sorumluluk altında bir arada yaşama kültürünü (evrensel ahlak ve etik değerler) oluşturamamış insanların çoğunlukta olduğu toplumda demokrasi üzeri rengarenk çiçekler açan bir bataklıktır.

yukarıda bahsedilen bu insanlar kendilerine benzeyen yönetici idarecileri seçer.
bu seçilen insanlar kendi çıkarkarına hizmet eden yasaları yapar.
aptallar ise bu seçilen yönetici idarecileri yasaları tartışırlar.
oysa asıl sorun halk olup, rejim ideoloji sistem hukuk idareci sadece halkın yansımasıdır.
bunun için demokrasiler de cehalet önlenemez, çünkü; oyları ile cehaletin cehennemini cennet olarak yaşayan insanlara seçme seçilme hakkı verilmiştir.

"Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar. Platon"
çoğunluğun tercihlerine riayet ettiği ve herkesi eşit kabul ettiği için ortadoğu coğrafyasında yaşayan toplumların (buna türkiye'de dahil) ekseriyetle güdülmeye müsait tembel, sefil, tek hücreli gerizekalılardan oluşmasından ötürü hiçbir zaman istikrar getirmeyen, getirmeyecek olan sistem.
Demokrasinin olmadığı ülkeler ve seçmeyen toplumlar sefalet ve cehalet içinde batmaya, geri kalmaya, köle olmaya, faşizm ve vergiler altında ezilmeye, 1 araba kendine 5 araba devlete almaya, mutsuz ve huzursuz olmaya mahkumdur. Ortadoğu, Afrika, Uzakdoğu (Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler hariç) civarına bakın nasıl ülkeler var. Buralarda demokrasi yok. Demokrasiye laf edenler o coğrafyalara defolup gitsinler.

bu arada demokrasi demek sadece antidemokratik otokrasi ve demokrasi arasında oy kullanıp antidemokratik otokrasiyi seçmek demek değildir, hatta demokrasi denince asla akla gelmemesi gereken şeydir bu.
Modenizmin kendi hukuk kurallarini insanliga dikta etme yontemi, aracidir.

Eski Turk devlet yapisina hatta diger dönemdas devletlerin teskilatlarina bakarsaniz yoneticinin yaninda bir de bakanlar kurulu vardir. Yani bu demokrasi denilen sey modernizmin dikta ettigi gibi yeni olan bir sey degil.

Ancak demokrasi adina isgal bu yuzyilin hikayesi. Ayrica burada soyle bir sorun var meclisiniz milli degilse demokrasi dediginiz sey mandaliga donusur. Nitekim suriye, irak, suudi arabistan bunun en iyi ornekleri.

Kendi tarihimize bakacak olursak ikinci abdulhamid donemi mesrutiyet acildiginda meclisin cogunlugunu masonlar olusturuyordu. 93 harbine girmemiz bu meclisin ihaneti uzerine cikmistir. Keza yine bu meclis 31 mart darbesinden sonra balkan savasi, birinci dunya harbi, ordunun terhisi gibi ulkeyi yikilisa goturen bir cok karar alinmistir.

Kisaca demokraside degil meclisin ve anayasanin milli olup olmamasinda sorun vardir.
her ne kadar cehaletin, demokrasi düşmanlığının çoğunluk olduğu bölgelerde, cehaleti, demokrasi düşmanlığını iktidara getirse de,
ya da iki ucu boklu değneğin iki ucu arasında seçim yapılsa da,
en kötü demokrasi, en iyi otokrasiden iyidir.
ve demokrasi, sadece oy kullanmaktan ibaret değildir.
hatta demokrasi denince en son akla gelmesi gereken şeydir oy kullanmak.
demokrasiyi sadece oy kullanmaktan ibaret sanan cahiller düşmanlık yapar.
demokrasiye düşman olan diğer kesim şunlar:

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel
eğitimsiz toplumlara demokrasi zor gelir.
demokrasi eğitimli toplumların işidir.
(bkz: egmenlik kayıtsız şartsız milletindir)
dünyanın en b*ktan yönetim biçimlerinden biri. en iyisi hangisi derseniz bence akil insanların yönetimde olduğu meritokrasi veya liyakatlı kişilerin seçildiği seçimli monarşi.
güncel Önemli Başlıklar