bugün

küfür sistemidir .
dün itibariyla "ya allah bismillah allahu akbar" diye bagiran seriatci isidvari selefilerin koruduklarini iddia ettikleri kavram.
Türkiye'de olmayan şey.
Halkını birbirine kırdıran, askerini polisle vurduran, darbe diye tiyotro oynatan ülke ve yoneticilerinin demokrasi demesi çok gülünçtur.
görsel
beşerin kurduğu sistem .
ABD'nin adı konmamış kitle imha silahı. Millet çıplak elle darbe önlemişken ''demokrasi baskı altında'' deniliyor.

(bkz: )yusuf özhan
Kafirlerin kurduğu sistem .
Şu an yaşadığımız şey değildir.
malum kesim için amaç değil araçtır..
kendi ağızlarından açıklamaları da mevcuttur..
Türkiye de yoktur. Bizde seçilmiş otokrasi vardır.
Çok uzun zaman önce gömdük biz onu ülkecek ...
Her ne olursa olsun bu ülke için en iyi yönetim biçimidir. En kötüsü bile Darbeyle gelmiş en iyi yönetim biçiminden kat be kat daha sağlıklıdır. Ancak;

Halkını egiteceksin ve demokrasinin sadece seçimden seçime oy kullanmak olmadığını aşılayacaksın. Bu ülkeye yakışan da budur!
söylenildiğinin aksine halkın kendi kendisini yönetmesi değildir. zira fiili olarak bu imkansızdır. her daim yönetenler hükümetler olacaktır. peki nedir o zaman demokrasi? bu biraz yanlış bir soru oldu, daha doğru olan soru bir demokrasiden ne bekleriz? bu sorunun cevabını atina demokrasisi yani bilinen en eski demokrasi şöyle vermiştir: tiranlıktan kaçış yolu. büyük halk kitlelerinin yanılmayacağı yönündeki inanç daha önce bir çok sefer yıkılmıştır zaten, tarih bize bunu göstermiştir. ancak herkesin politikayı eleştirmesini ve azınlık görüşleri de dikkate almayı bize sadece demokrasi sağlar. ''bir politika ortaya koymak bir kaç kişinin işidir, ancak onu yargılamak hepimizin görevidir''der atinalı perikles. ayrıca geçmişte normal karşılansa da günümüzde oldukça gayrı ahlaki görünen iktidar uğruna kan dökme ancak demokrasiyle engellenebilir.
o halde bizler ne bekleyebiliriz demokrasiden?

1-tiranlıktan kaçış
2-herkesin ülke politikasını ve yönetenleri eleştirme hakkı
3-hükümetlerin değişimin şiddete başvurulmadan gerçekleştirilmesi.
çıkışı itibariye, 'halkın kendi kendini yönetmesi’ demektir. fikret başkaya'nın bir yazısından alıntılyacak olursak:

Kadim Grekçeden kalma demokratia, Milattan Önce 500’lü yıllarda, bundan 2 bin 500 yıl kadar önce Yunan Site Devletlerindeki rejimi tanımlamak üzere kullanılıyordu. Her yurttaşın yönetme ve yönetilme yeteneğine sahip olduğu ilkesi geçerliydi. Bir oligarşi yaratma taşıdığı için seçimlere itibar edilmiyordu. Eğer demokrasi halkın yönetimi demekse orada oligarşiye, monarşiye, aristokrasiye, her türden dikta rejimine yer olmaması gerekir. Demokrasinin olduğu yerde ‘parazitlerin’ yaşama şansı yoktur.

peki bugün böyle mi? Kitleler, ‘demokrasi’, ‘demokratikleşme’ söylemiyle, seçim oyunlarıyla oyalanmaya, aldatılmaya devam ediliyor... Aslında seçimlerde oy kullanmak, oligarşinin partileri arasında bir tercih yapmak demektir. Başka türlü söylersek, seçimler siyasi partilerin paylarını belirlemeye yarıyor. Netice itibariyle oylar siyasi partiler aracılığıyla oligarşiye, mülk sahibi sınıflara veriliyor. Oynanan bu demokrasi oyununa ‘temsilî demokrasi’ deniyor. Emperyalist ülkelerde geçerli olan da, bu türün ‘başarılı’ versiyonu sayılıyor.

Seçen- seçilen arasında seçenden seçilene doğru bir ilişki yok ama gelsin ‘milli irade’, gitsin ‘milli irade’! Türkiye’de nüfusun ezici çoğunluğunu işçiler, küçük çiftçiler, işsizler, küçük esnaflar, tarım işçileri, topraksızlar oluşturuyor. TBMM’de kaç işçi, kaç işsiz, kaç küçük çiftçi, kaç esnaf, kaç işportacı var? Demek ki, nüfusun yaklaşık yüzde 80, belki yüzde 90’ını oluşturan bu insanlar, ‘milli irade’ dediklerine dahil değil... Meclis, kaşarlanmış profesyonel politikacıların, elitlerin (seçkinlerin densin) korunmuş av alanı gibi...

Özetle diyebiliriz ki, temsilî demokrasi denilen aslında oligarşik ilkenin geçerli olduğu bir yönetim (egemenlik) tarzıdır ki, demokrasiyle uzaktan-yakından bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla ‘demokratik seçimler’ söyleminin de hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
fakirlerin bi işine yaramaz.

benim gibiler ise bulunmaz bir nimettir.
şu aralar çoğunluk tarafından kullanılsada aslında azınlık demektir.
ideal sistem falan değildir.
Haydar dayı dayasın bu sisteme...
(bkz: demokrasi) klaus von beyme'nin ifadesiyle,günümüzde neredeyse bütün iyilerin,güzellerin ve gerçeklerin anlamadaşı olarak kullanılır oldu. ama ve garip bir tecellidir ki bu iyiler,güzeller ve doğrular hep belli grupların kendi kısır döngüsündeki çerçeve ile sınırlıdır ( ! ) böylece fransız veya amerikan ihtilalinden,faşist,marksist uygulamaya kadar her siyasi sistem taraftarlarınca kullanılan demokrasi terimi,neredeyse siyasi sistemleri bir sığınağı haline geldi. bu fikir karmaşası öyle bir anlayış içinde günümüze uzanır ki,fransız ihtilalinin mimarlarından robespiere,demokrasi ve cumhuriyet terimlerini anlamdaş iki kavram olarak ileri sürmesi,hiç şaşırtmadı.
ülkemizde "corrupt" edilen yönetim biçimidir.
ilk okul 4. sınıf bilgisi ayağınıza geldi haydin çomarlar hep beraber.

demokrasi: halkın kendi kendini yönettigi yönetim biçimi.

neymiş;

halkın kendi kendini yönettiği yönetim biçimi.

sabaha kadar bağırıyorsunuz anlamını bilin bari.
Bi ara gider gibi oldu sonra geri geldi şimdi her şey çok güzel!
Su sicak zamanlarda ugruna sokaklara dokuldugunuz bir yabanci kokenli bir kelimedir.oncelikle demokrasi sadece sandiga gidip oy atma islemi degildir. Demokrasi 1. Sinifta ogrendigimiz halkin kendi kendini yonetmesi tanimini da karsimaya yeten bir dar bir kavram degildir. Ki malesef bizim gibi fakir ve egitimsiz toplumdarda demokrasyi hayata gecirmek imkansizdir. Demokrasi hukuk devletini kuvvetler ayrıligini idarenin denetlenebilmesini masumiyet karinesini yarginin bagimsizligi ve daha sayamayacagimiz uzerine doktora tezleri verilebilecek kavramlari icine alan genişliktedir dolayisiyle spiderman mi batman mi sorusuna tayyip erdogan diye cevap veren bir toplumun demokrasi icin meydanlara inmesi de pek olasi degildir.
100 kişiden 51'inin dediği olur, diğer 49 kişi onlara göre yaşamak zorunda kalır temalı yönetim biçimidir. Ama yine de olması gerekir çünkü ondan iyisi yoktur çağımızda. Demokrasimize sahip çıkalım!!!
ülkemizde sadece isminin kullanıldığı, içeriğinin ise çoğu insanın bilmediği başlıktır.
Yakın zamanda ülkemizden gideceğini düşündüğümüz sistemdir.