özellikle ingilizlerin başarıyla uyguladığı siyaset.
hedef ülke seçilir.
orada yaşayan insanların ufak farkları körüklenip siz kürtsünüz, lazsınız, çerkezsiniz, basklısınız, fenerlisiniz, cimbomlusunuz diye bir bütün olarak yaşayan halkın içine fitne sokulur.
gaza gelen bu halk da biz farklıyız ulen diye bağırmaya başlar.
bu sırada hedefi ülkeyi bölmek olanlar ellerini oğuştururlar.
bir bütünken hiç kimsenin gık diyemeyeceği koca ülke ufak ufak parçalara bölünüp birbirine düşer.
ve o koca ülke başkaları tarafından yönetilmeye hazır hale gelir.
zamanında osmanlı imparatorluğuna karşı başarıyla uygulanmıştır.
şu anda türkiye üzerinde de büyük bir hevesle uygulanmaktadır, şayet buna izin vermeyecek olanların ne kadar fazla olduğunu bilmemektedirler.

(bkz: tanrı türkü tanrı türkü korusun diyenden korusun)
böl ve yönet diye geçer genellikle kitaplarda. bir de büyük devletlerin diğer devletleri krizle yönetmesini çağrıştırır.
Makedonya Kralı 2. philip'e dayandırılan latincesi "divide et impera" olan kavram.
Osmanlı devleti için kullanılan hasta adam tabiriyle yorumlandığında bugünün IMF ile ekonomisi zapt edilen avrupa ülkelerinde özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nde geçerliliği devam eden bir emperyalist yönetim stratejisidir.
yüz yıllar önce çin tarafından yapılmış olan bu siyaset şuan da türkler üzerine yeniden canlandırılmak istenmektedir fakat avrupalıların unuttugu birşey vardır: biz ki kavimler göçü yle size millet anlayışını kazandırdıysak yine bir şekilde yaptıgımızı yıkabiliriz.

bu bir ütopik düşünce degildir! tarihin tozlu sayfalarında kalmış olan türk'ün çag açıp çag kapatmasına örnektir.
islamiyet öncesi türk tarihinde bolca geçen çin politikasıdır. yöneticilerle evlendirdikleri prensesler sayensinde devletin bölünmesi aşamasınıda hızlandırmışlardır.
bu bizim bildiğimiz emperyalizm in temelidir.
bedenini fethedilmesi gereken bir ülke sanan kişilerin sözüdür.
bahsettiğimiz bedense

böl : kişilerce parselleme
parçala : giysilerin yırtılması
hükmet : hayal gücünüze kalmış
türkiye ve dünya üzerinde illuminati yamyamlarının yapmış oldugu eylemdir. diger ülkeleri geçiyorum. türkiye ve türk milleti için diyorum. her daim zeki insanlarız, güçlü insanlarız, savaşçı insanlarız, karşı geliriz, bizi bölemezler tripleri yaşarken bu gazı onlara veren ve;

1 din: bölündün, mezhepler ve fırkalar halinde. peygamber tek ümmet derken kaç tane farklı grup çıktı siz düşünün. sonrasında sunni şii ve çok farklı düşüncelerin çatıştırılması.

2 siyaset: bölündün, herkesin tek amacı türkiye nin gelecegini istemek adına ama herkes biliyor ki bu gerçek bir rüya. çünkü bölündün ve başında ki kim olursa olsun amaç kargaşa ve beyin sulandırma.

3 birlik düzen: bölündün, yıllardır bir arada yaşayan kürt türk çatışması. kürt yurttaşlarımız aldandı ve aldanmakta bop oyunlarına ve türk ler de bu oyunun korkusu ile çatışmakta neden? çünkü bölündük.

4 sosyal statü: bölündük, ayrımcılık, kamplaştırma ve düşünceye saygısızlık.

bunlar çok basit anlatım ve kısa özetler. örnekleri çogaltabilirsiniz. aramızda dolaşan ülke düşmanları, gerçekligi engelleyen acımasız insanlar. her düşündügü kendi dogrusu sanan egoist insanlar, inancın kötü oldugunu, ülkeyi sevmeyi faşist saydıran ve bir çok konu da beyin sulayan ey deccaliyenin adamları! hizmet ettiginiz kişilerde size kurtaramıyacak çünkü sizde 3 gün sonra öleceksiniz. başka kurtuluşunuz yok.

bu nedenle hani zekiydik. hani güçlüydük. hani savaşçı ve vatan severdik. hani bir ve tek ülkeydik. hani saygımız sevgimiz vardı. hani dogu insanı ekmegini paylaşırken karadeniz insanı yüzü gülüp çay verirdi? ne oldu hala bölünmedik mi? dogru ya biz zeki insanlarız asla gerçekleri kabul edemeyecek kadar.
programları yazarken de bu yöntem kullanılır.

modüler bir yapıyla çok rahatlıkla büyük programlar yazılabilir. örneğin fonksiyonlar...
(bkz: siyonizm)
kuzey afrikadaki ülkelerin geometrik düzenine bakın anlarsınız.
çinlilerin hun türklerine uyguladıgı politika. günümüzde soguk savaş olarakta adlandırılabilir.
hain çinlilerin islam öncesi türklere uyguladıkları politika.

(bkz: fitne fücur)
emperyalistlerin orta doğu üzerinde uyguladığı yöntem.
kemal kılıçdaroğlu ve bazı sol grupların-partilerin uğrunda hizmet ettiği hedef. güçlü bir türkiye bu hedefin türkiye için en büyük kırılma noktası, hatta bitme noktası olacak.

kemal kılıçdaroğlu'nu dikkatli ve vicdanlı izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
büyük iskender,ünlü bir filozof olan hocası aristo'ya sorar:
"zaptettiğim topraklardaki insanları yönetimim altında tutmak için ne yapmalıyım? ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim,hapse mi atayım,yoksa kılıçtan mı geçireyim?"
aristo; sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar der ilk şıkkı eler. hapishaneler militan yuvası olur;kontrolden çıkar der ve ikinci şıkkı eler. kılıçtan geçirirsen onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür,tahtını sallar der üçüncü şıkkı eler.
ve şu nasihatı verir: "insanların arasına nifak tohumları ekeceksin. onlar birbirleriyle savaşırken sen kendini hakem olarak kabul ettireceksin. ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın."
bir zamanlar ver kurtul vardı, onu akla getirir. hani musul, kerkük, adalar. hani ingilizle anlaşılırdı, islam yok edilirdi de, onların ahlaksızlıkları, baloları falan.
bir zamanlar ver kurtul vardı, onu akla getirir. hani musul, kerkük, adalar. hani ingilizle anlaşılırdı, islam yok edilirdi de, onların ahlaksızlıkları, baloları falan.
korkut yönet stratejisiyle kardeştir.
Divide et impera Tayyip Erdoğan versiyonu. Yönetiyor, böldü, yakında parçalara da ayırır.
Bir Ortaçağ islam siyaseti kitabında Aristoteles ve öğrencisi Büyük iskender ile ilgili kıssaya denk gelmiştim. iskender "hocam fethettiğim topraklarda büyük toprak sahiplerinin halkı yanına alıp bana karşı ayaklanmasını nasıl önleyebilirim" diye soruyordu. Aristoteles de "o toprak sahipleri ile aranı iyi tut bunu yaparken de onları birbirine karşı kırdır hatta sayılarını da artır" diyordu. Hangi kitaptı hatırlamıyorum şimdi. 1000'li yıllarda yazılmıştı ama.