bugün

23 Eylül 1949da Amerika Birleşik Devletlerinde, Freehold, New Jerseyde dünyaya geldi. Dünyanın sayılı rock starlarının arasında yerini almadan önce New Jersey civarında çeşitli gruplar ile çaldı. Bruce Springsteen grubunu kurmadan önce Castiles, Earth, Steel Mill, Dr. Zoom ve The Sonic Boom isimli gruplar ile çaldı. CBSin efsane prodüktörü John Hammond, Bruce Springsteeni dinler dinlemez solo artist olarak dünyaya tanıtmaya karar verdi.

Bu planın aksine, Springsteen Greetings From Asbury Park isimli grup ile ilk albümünü yaptı. Amerika ve ingilterede yorumların iyimser olmasına rağmen albüm iyi satmadı. Sadece 10 hafta sonra The Wild, The Innocent And The E. Street Shuffle ile çok daha güçlü olan bir albüm yaptı.

Yoğun bir konser döneminden sonra ilk iki albümün satışları hareketlenmeye başladı. Springsteen doğrudan dinleyicilerine sesleniyordu, onların anlayacağı bir dil kullanıyordu. Arabasından, işinden, kız arkadaşından söz eden orta sınıf bir Amerikalı olarak Amerika nüfusunun büyük bir kısmına sesleniyordu. Born To Run, 1975de piyasaya çıktı ve Springsteeni rock müziğin en üst sınıfına yükseltti. Umut ve öfkeyi bir arada içeren albüm ile Atlantik Okyanusunun iki kıyısında da çok başarılı oldu.
Albüm tanıtımı için çıktığı turne ile basında geniş yer aldı, aynı anda hem Newsweek hem de Timea kapak oldu. Avrupa turnesinde ingiliz medyasının yoğun ilgisinin ardından Bruce Springsteen fıkraları bile türedi. Menejerinin ve prodüktörünün hukuki anlaşmazlıkları sebebi ile 1975-1978 yılları arasında suskun kalmak zorunda kaldı. Problemlerin çözülmesi üzerine 1978de Darkness On The Edge Of Town yapıldı.
30. doğum gününde meşhur MUSE konserine çıktı. Konseri ,The River albümü takip etti. Eylül 1982de akustik solo çalışmaları içeren Nebraska albümü çıktı. Uzunca bir aradan sonra, 1984de en çok satılan, listelerde en uzun süre kalan ve en kolay erişilebilen albümü Born In The USA çıktı. Fakat yorumculara göre Bruce Springsteenin en başarılı albümü değildi. Dünya genelinde 12 milyon sattı, ingiliz listelerinde 2.5 yıl, Amerika listelerinde daha da uzun süre kaldı. 1985de çıktığı Avrupa turnesi sırasında çıkarttığı 7 albüm de ingiliz listelerinde yer alıyordu. Politik ve sosyal konular ile de ilgilendi. USA for Africa kampanyası dahilinde We Are The World organizasyonuna katıldı.

1987de Tunnel Of Love albümünü yaptı. Ön siparişler ile Amerika ve ingilterede daha piyasaya çıkmadan 1 numaraya oturdu. Albümün yayımlanmasının ardından tekrar ingiltere turnesine çıktı. Aylardan beri karısını aldattığına dair söylentiler ingiltere paparazzileri tarafından ispatlandı. Vokalisti Patti Scialfa ile ilişkisi ortaya çıkınca karısı Springsteeni boşadı.

1992ye kadar suskun kaldı. Üstüne fazla düşülmeyen konserler ve hayır organizasyonlarına katıldı. Springsteen hayatın tadını çıkartırken basın her hareketini izledi. 20 yıl içinde sadece 8 albüm çıkartmasına rağmen hep gündemde oldu. Beklenen an 1992de gelmişti. Springsteen, Human Touch ve Lucky Town albümlerini aynı anda çıkarttı. iki albüm de listelerde beklenen başarıyı elde etti fakat yine de eski dönemlerindeki heyecan görülmedi. 1994de gösterilen Philadelphia filmi için Streets Of Philadelphia şarkısını besteledi. 1995de en son albümü The Ghost of Tom Joadı yaptı. Akustik olması yüzünden Nebraska ile kıyaslanan albüm, Nebraskanın aksine sakin, sıcak ve üzgün şarkılar içeriyordu. Bob Dylan müziğini andıran albüm, Bruce Springsteenin en güçlü albümlerinden biri olmasına rağmen ticari olarak en başarısız albümü oldu.

1999 yılında 18 Tracks isimli bir best of albüm piyasaya çıkaran Springsteen, ardından Live in New York City isimli double konser albümünü yayınladı. Son Springsteen albümü The Rising ise, geçtiğimiz yıl yayınlanmıştı *

(bkz: ukte)
(bkz: born in the usa)
(bkz: the river)
(bkz: the boss)
onu ilk "we are the world" sarkisinin klibinde gordum, michael jackson liderligindeki amerikali babayigit oturakli sarkicilarin afrika icin sarki soyledigi klip. tanimamisim o zamana dek ne yazik, sarkida cok etkileyici bir sekilde kendine dusen kismi sanat ederken zamklandi kulagima kalbime, sordum amerikali arkadasima, kim bu usta. dedi o "the boss", bruce springsteen. yirtici ama yumusacik sesiyle rock kipirtisinin en delikanlisi.

1949 dogumlu rock sarkicisi ve yaraticisi, ilk albumunu 1973 de yaratmis, firtinalar koparmis. 2005'te biri en iyi rock solo performans odulu dahil 5 grammy alan son albumunu dunyaya hediye etmis. isci sinifinin rocker'i olarak daha da cok kabullenilen yakisikli, amerika'da 80'lerde ve hatta hala milli mars gibi soylenen "born in the u.s.a." sarkisi ile her kesimden amerikalinin kalbine girmis. "pink cadillac" ve "dancing in the dark" sarkilari ise sadece amerika'da 7den 70e dillere dolanan sarkilar olmakla kalmamis, dunyadada yankilanmis. benim bruce'tan en favorim ise "brilliant disguise".
amerikalı halk kahramanı,müzisyen,şarkıcı,besteci,şair,rocker.
(bkz: working class hero)
(bkz: the bos)
zafer plazada d&r mağazasında greatest hits albümünü görüp merakla aldığım ve o gün bugündür sürekli dinlediğim üstad. nelerden bihaber büyümüşüz diyorum kendi kendime hala.

(bkz: born to run)
(bkz: my hometown)
(bkz: born in the usa)
neredeyse her sene bir şekilde albüm çıkarmış usta sanatçı. albümleri;

Greetings From Asbury Park, NJ 1973
The Wild, the Innocent, and the E Street Shuffle 1973
Born to Run 1975
Darkness on the Edge of Town 1978
the river 1980
Nebraska 1982
Born in the USA 1984
Live 1975-1985 1986
Tunnel of Love 1987
Chimes of Freedom 1988
Human Touch 1992
Lucky Town 1992
In Concert MTV Plugged 1993
Greatest Hits 1995
The Ghost of Tom Joad 1995
Tracks 1998
18 tracks 1999
Live in New York City 2001
The Rising 2002
The Essential Bruce Springsteen 2003
Live in BarcelonaDVD 2003
In Concert MTV Plugged dvd 2004
Devils-Dust 2005
Born To Run: 30th Anniversary 3 Disc Set 2005
Hammersmith Odeon London 75 2006
We Shall Overcome: The Seeger Sessions 2006
Live in Dublin 2007
Magic 2007
(bkz: Brilliant Disguise)
yakınlarda bir yerlerde halk konseri yapsa, atlayıp gidip, mest olarak dileyeceğim muhterem. *
the wrestler ile yine mest etmiştir.
son albümü working on a dream ile hayranlarını yine yanıltmamış efsane rock müzik sanatçısı.
babam.
40 yaş daha genç olsaydı platonik aşkım.
hayatta tamamen anlayabildiğim tek insan.***
onunla başlamıştım ben gitara... **
yaklaşık 3 ay önce video paylaşım sitesi dailymotion'a konan dvd kalitesindeki canlı konser videolarının ratingleri şudur:

o mary don't you weep 83
Atlantic City 51
American Skin 18
Bring 'Em Home 13
Radio Nowhere 4

Dandik bir videonun bile 100 gösterim alabildiği günümüzde Bruce babanın unutulmaya yüz tuttuğunu göstermektedir ne yazık ki.
önceki günlerde kuzeni Lenny Sullivan'ın ölümü ile çok üzgün olduğunu açıklayan sanatcı.bu yüzden bazı konserlerini iptal etmiştir.
Amerika'da albümünü cd olarak çıkartan ilk sanatçıdır.
(bkz: Born in Theusa)
en amerikan amerikalı müzisyen. amerikalılar (beyaz çoğunluk) dünyada amerikan müziği'nin temsilcisi olarak bu adamı görmek istiyor. dünya çapında ünlenmiş çoğu amerikalı müzisyenin siyahi olması da bunda etkili. siyahi nufusun amerika'daki oranının yüzde 20'lerde olduğu dikkate alınırsa bu seçimi anlamak zor değil.
gitarı yumruklarmışçasına çalan baba rocker. amerikan emekçisinin sözcüsü, kahramanı.

bir şair ya da müzisyenden çok daha fazlasıdır. şarkılarında hep bir şeyler anlatır. öyküleri genelde adamın orasına burasına koyar. amerika dışında pek tanınmaz; tanınmak için de bir şey yapmaz. sırtında gitarıyla sokak şarkıcıları gibi gezer(di... artık koca orkestrasıyla geziyor). konserlerinde "yok daha neler" diyeceğiniz adamlar çıkar şarkı söylerler.

amerika birleşik devletleri'nin en saygın müzisyenlerinin başında gelir.
(bkz: secret garden)
son albümü ile aşmış olduğunu kanıtlamış sanatçı.
hala türkiye'ye getirilmemiş sanatçı. Gelse birlikte şarkılarına eşlik etsek, coşsak, coşsak.
michael jackson ve lionel richie ile we are the world klibinde rol almıştır.
1977 yılında, yani 30'a merdiven dayadığı yaşlarda stüdyoya bir albüm için girip, " ben en verimli dönemim deyip " albümün alacağından çok daha fazla şarkı yapan Patrondur. Bu durum damlaya damlaya göl olunca bugün o artık şarkılardan - ki kendisi bunlara " kayıp şarkılar diyor - " the promise " albümünü yapmıştır.
(bkz: we take care of our own)
amerikan müziğinin en iyi temsilcilerindendir. çok sesli canlı performansı en yumurtalıklı olan kişilerden de biridir aynı zamanda.
http://www.youtube.com/watch?v=PG6wg0VYC5E performansıyla aynı anda bir çok insana huzur, neşe ve endorfin enjekte eden şahıstır.
Türkiye'ye gelmesi dört gözle beklenen boss.