bugün

şüphesiz bisan ihlas. vitesli bisiklete sahip olmak bir zamanlar ayrıcalıktı.
aşil tendon. kesildi bu göt araç yüzünden.

unutmadan ; (bkz: trek)
(bkz: sedona)
(bkz: giant)
(bkz: trek)
(bkz: rock shox)
pinokyo ve üst tavşan dişlerim.
ilk sürme çabaları ve size bisiklet sürmeyi öğreten arkadaşın siz bisikleti kullanırken bisikleti bırakması ve o zor yolda baş başa kalmanız.* * *
kız kulesine inen yokuştan aşağı yaptığım bir kaza gelir aklıma;

yokuş aşağı kaptırıp gitmek pek bir hoştu çocukken tehlikeliydi ama ara ara yapardık. bir gün gene arkadaşla iniyoruz tam elleri bıraktık aşağıdan arabanın biri tam gaz yokuşa girdi aramızda 25 metre ancak var o bize geliyor biz ona gidiyoruz. aha dedim taurus bu sefer öldün abi kurtuluş yok. tabi nasıl yaptıysak* bisikletleri profesyonel motorcu gibi devirip metrelerce sürüklenmiştik. eve demir ve et parçası olarak döndüğümde kapıdaki annemin tepkisi pek bir garipti;

+ oğlum hoşgeldin ???
- anne bisikletten düştüm canım çok acıyor ! ( ağlıyorum tabi )
+ geç içeri bi banyo yap sonra bisikleti aşağı indir.
- anne kolum kanıyor görmüyor musun ?!
+ oğlum alıştık artık normal şeyler bunlar.
- ??
Danimarka,Hollanda
velespitin nerde torunum.
(bkz: yaz tatili)
bmx ve köyde hergün patlak lastik tamiri.
adalar.
bisiklet amk. başka ne gelecek.
yaralar, bereler, sımsıcak yaz tatilleri, kuşlar, bayırlar, çayırlar, havuzlar, bahçeler, kayısı ve kiraz ağaçları, birbirinden güzel çocukluk filmi tadında günler...
yeşil salcano'dur.

lojmanın içindeki büyük yokuştan bırakmıştım kendimi... ellerimi de bırakıyordum. oysa ne büyük kahramanlıktı ne büyük bir havaydı o el bırakmak..

sonra gümlettik velespiti, patladı freni.. dizim kanaya kanaya annemin kucağına atladım.

öyleydi işte bisiklet.
Bisikleti sürerken koltuğu sapı ile birlikte g*tünün içine alan koca götlü kız aklıma geliyor.. Içim fesatsa artık.
(bkz: kasık ağrısı)
kontra pedal ve bmx.
geçirdiğim bisiklet kazası. yolda baya bi sürüklenmiştim. erkek arkadaşımla birlikte doğa da gezintiye çıkmıştık. bi an dengemi kaybettim. erkek arkadaşımın bisikletinin de freni bozuktu. bisikletin telinin bitanesi bacak kemiğmin üzerini sıyırdı kemik gözüküyordu adeta. hala izi duruyor. baktıkca hatırlarım.
çin gelir. kalabalık nüfusu nedeniyle araç kullanımının zor olduğu bu ülkede bisiklet kullanmak adeta bir zorunluluktur.
bisiklet adı verilen iki tekerlekli nesnenin akılda oluşturduklarıdır.

bisiklet kutsaldır; hele ilk bisikletten başlarsak... ohoooo. *
üç tekerlekli kırmızı nesnedir, gönülden akıp giden ve ilk hareket bağımsızlığı savaşından galip çıkmaktır.

sonra... mahalledeki yaşıtın ve varlıklı veletlerin bemekslerinin peşinden koşarken bağrında oluşan şişkinlik, güç nefes alıştır; ama mutluluğu duyumsamaktır.

günün birinde sahip olunanların en afilisidir. destek tekerleklerden kurtulunacak günün hayalidir.

vitesli bisiklet akımına şahit olmaktır, ve allah o çocuk saflığıyla yalvarmaktır.

sonra küçük bemeksle viteslilere yetişme çabasındaki yorgunluktur.

ve ardından bir şekilde vitesli bir bisiklete sahip olmanın gururudur.

halen de 15 yıldır aynı vitesli bisikletle dolaşmak, özgürlüğü duyumsamaktır.

günün birinde bir yerlere gidileceği zaman onu da yanına almanın hesaplarını yapmaktır.

bisiklet; anı, özgürlük, vefa, bağımlılıktır.
düşmek. *
küçükken bisikletin tekerleğine taktığımız boncuklar akla gelir. kaybolmuşlar mı diye arada bir kontrol ederdik, tekerleğinde boncuk olanın havasından geçilmezdi. hey gidi günler.
abiden kaçırılıp, ayaklar yetişmediği için yarım pedal sürülen vitesli bianchi*
direksiyonu tutmadan bisiklet kullanma.
bmx marka olanı ve mahalledekilerin bir tur istemeleri.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar