bugün

Ölümün yaklaşıyor diyorlar, doktorların amına koyayım.
Onlar ne biliyorlar.

Günün pazar olmasının tek anlamı sensin. Sen pazar günüsün baba, sen akşamlarımsın. Gideceğine ben inanmıyorum, sen bensiz gitmezsin. Sen benim ağlayacağımı bile bile hiç bir yere gitmezsin. Torun getir bana bir sabah torunumla gideyim yazıhaneye, masanın üstünde oturtup akşama kadar oynayalım onunla diyorsun. Ben daha torun getiricem sana ısırmalık yanaklı. Sen sırf onun için sigarayı bırakacaksın. Sana dede dediğini duymak için yaşayacaksın baba çaren yok.

Baba, ölme.
şu hayatta biri beni vuracaksa babama olan hasretimle vurabilir anca...

öyle erken gittin ki yanımdan, hep yarım kaldım...
sensizliği tam 19 senedir her anımda hissediyorum.

evet anlaşamazdık, evet aramızda kuşak çatışması vardı, evet ben hep seni üzerdim, cebinden para çalardım, deplasmana giderdim, okuldan kaçardım, sigara içerdim, karnede zayıf getirirdim de annemden beraber gizlerdik, evet sen hep bana nasihat verirdin...
ama baba oğul ilişkisi bu değil mi zaten amk?

aynısını ben de şimdi oğluma yapıyorum işte.

öyle erken gittin ki hayatımdan.
kendi kendime büyüdüm ben...her şeyi kendi kendime gördüm...

yokluğu, bolluğu, itliği, kahpeliği, zalimliği, hayatı kendi kendime öğrendim.

keşke gitmeseydin ya sen...
gitmeseydin bak neler neler yapardım ben sana.

sırtıma alır hacca götürürdüm seni.
vallahi bak...

keşke gelebilsen be baba...
tamam bir daha plajda bikinili kadınlara baktığını anneme söylemicem, söz...

hamiş: merak etme baba...yıkılmadım, ayaktayım...gözün arkada kalmasın...
senin ben amına koyayım ulan yıllardır kanımızı emiyon daha yetmedi mi amk? nedir senden çektiğimiz? yeter lan. sırf annem senin anana baksın diye hasta haliyle babannemlere çağırıyon ya yazıklar olsun sana. sırf elektrikler kesilsin de o evde kalalım diye yapıyorsun ya bunu, yeminim olsun, inadına, acımdan gebersem de o eve gitmeyecem ulan senden bıktık artık yetti be sıçmık! maşallah 1600 lira ile evi geçindiremiyor beyefendi. niye? beyefendinin 50 liralık iddaa kuponlarına gidiyor. kazansa gam yemeyecem. haram para diyorum etme diyorum "beni terbiye etme" diyor. ulan haram para lan haram para(öyle yobaz biri de değilim ama gerçek bu) onu yersen 40 gün dua kabul olmaz. sigara da içiyor amk ben bir şey istesem hemen "param yok be..." der, kendisine para yetiştirilemez, bursum olunca "harçlık versene" der amına koduğum. küçükken benim en ufak şeyime bağırırdı, şimdi adam olduk onun gözünde. onun yüzünden yarı babasız yetiştim amk. ablamı da al kendini de al git terket lan burayı artık. tek isteğim:geber!

yasal yönden zor bırakmayacaktır, eksileseniz de bir şey değişmez, şerefsiz huyundan vazgeçmez. saygılar.

aylar sonra gelen edit:çok pişmanım.
bir ay sonra gelen edit:"çok pişmanım" yazdığıma çok pişmanım.
7 aydır yazamadığım edit:ağzıma sıçtıkça sıçtı sıçtıkça sıçtı.
bugün de senden para yollamanı istedim. boğazım düğümlendi. zoruma gittiğinden değil bu başka bi şey. zaten çalışmıyorsun ve ben sana acayip yük olduğumu düşünüyorum. param yok dediğimde en yakın arkadaşım: "baban değil mi göndermek zorunda" dediği zaman, "senin baban kör değil tabi" demek isterdim. çok üzgünüm okulum berbat baba, mezun olunca işimde gücümde olacağımı sanıyorsun. hep oğlum okusun benim gibi olmasın dedin. keşke demekten başka çarem yok baba. burası ne yazık ki türkiye.
aramızda 33 yaş var ve ilk evladınım. Hiç kötü söz söylemediğin, bağırmadığın, sadece bir kere zorunda olduğundan dövdüğün evladın değilim de sanki kardeşinim. Sende benle büyüdün itiraf et. Eski hayatını dinliyorum biralar, kızlar, kadıköy adamıydın tam. Şimdi bakıyorum anneme aşıksın 24 yıla rağmen, benle kız muhabbetlerine giriyorsun, sigaram bittiğinde alıyorsun...

Beyaz kafalım benim sen babamdın artık çocuğumsun. Bundan sonra sen evde yatarken ben bakacağım sana. Sırf benim ekstra masraflarım için işe girdin, çalıştın, yoruldun ve neredeyse ölüyordun. Senle çıkalım şu beyaz önlüklülerin yanından, sana sonsuza dek bakacağım babaların en efsanesi. Sigarayı bırakacağım, sağlıklı olacağız, iyi olacağız. Her gün söylediğim gibi baba; "iyiki varsın ortak."
Baba,
Her zaman farkında oldum ki, tek amacın beni iyi bir insan olarak yetiştirmekti, daima buna uğraştın. Bu konuda sana minnettarım. Ama aynı zamanda şikayetçiyim de. Ben tutunamadım çünkü. Karşımdaki yüzüme gülerken arkamdan sövdü, ben yapamadım; açık açık yalan söylerlerken, ben söyleyemedim. Aslında bu dediklerimi ben de yapmalıymışım. Yapmadığımda bir 'yabancı' olduğumu gördüm.
Şu an bu satırları varoluş kaygıları içinde yazıyorum. Dünya'nın şeytanla Allah'ın mücadelesi adına yaratıldığını düşünmüyorum. Ama ne için var olduğumuzu, bu dünya'da ne aradığımızı da bilmiyorum.
Sana veda ediyorum baba. Dünya'ya da veda ediyorum. intihar, yaşamın galibiyetini kabulleniş olarak tanımlanır hep. Varsın ben mağlup olayım, sanki ne zaman zafere ulaştım ki! Hem mağlubiyet, dünyanın sonu değil ya?
Şimdi veda ediyorum baba. Dünya'ya da veda ediyorum. Ya hiçliğe ya sonsuzluğa gideceğim bundan sonra. Hiçlik olduğunu düşünüp sonsuzluk olmasını umut ediyorum. Keşke hangisi olduğunu sana da haber verebilsem. Elveda baba, sakın üzülme.
Sevgi ve sefaletle!
Biraz geç kalmış da olsam bunları yüzüne söyledim ama hiçbir bok değişmedi.

Ben 12 yaşında iken, kavga ettik ve neden tüm maaşını içki/sigara almak için harcadığını sordum. Sen de bana "ben zaten onları alabilmek için çalışıyorum" diye bağırdın. Ağlayarak son bir kez ümitle gözlerine bakıp "peki bizim o zehirler kadar değerimiz yok mu" diye haykırdığımda, net bir şekilde hayır diyip kapıyı çarpıp çıkışını ölsem unutmam..

Ne bu dünyada, ne de bir başkasında! Asla affetmeyeceğim seni! Eğer gerçekten cehennem varsa, oraya atılmanı ve sonsuz acı çekmeni her an diliyor olacağım!
Nerdesin yine?

Akşam çikolata dedim, 'tamam' dedin.
Unutmuşsun...

Mutfaktan seslendim, seslendim ...

Baba...

Duymayınca sinirleniyorum!

Ellerim telaşlı, mutfak soğuk, gözlerim kızgın bakıyor mutfak fayanslarına ve ürkek... Korkuyor kızgın çehremle yüzleşmekten.

Saat geç oldu! Televizyonun sesi mi çok açiK, Uyudun mu yoksa koltukta?

Cevap versene be adam!

Kızmak istedim sana...

Aslında minik hayallerim vardı en başında, ne bileyim uçurtma uçururduk mesela, balık tutardık... Yahut sinemaya giderdik...

Akşam mahallenin çocuklarına hava atar, anlatırdım yaptıklarımızı.

Gece olunca kapımızısen kilitlerdin.

Üstümü örtmezdin her gece belki ama öksürürsem severdin...

Sev diye öksürürdüm...

Hiç olmadı bunlar, baktım güzel şeyler yapamıyoruz, kızdım sana mutfaktan!

Orda olmadığını bile bile seslendim.
Cevap veremeyeceğini bile bile kızdım cevap vermeme rahatlığına.

Şimdi içimde şizofren bir sevmek var sana dair.
Yorgun bir çocuk var merdivende babasını bekleyen.

Gelmeyeceğini bilmeyen yanım defolup gitsin içimden.

Özledim... Iki hece, dört harf, iki tekrar. Oysa ilk söylediğimdin... Çok özledim...

Çok incindim ' baba ' sen hiç olmadın ben çok incindim...
125 tl lazım kira yatıracağız.
Ne zaman canım sakılsa sana sarılsım geliyor.
Saçlarımı severdin çocukken ya, çocuk olasım geliyor.
Gidebilsem 10 yaşıma, kalabilsem be babam orda...hiçbir şey yaşanmasa, zaman orda dursa.
Bana bir masal anlatsan, içinde deniz ve balıklar, Yağmurla kar olan güneş ve ay...
Bayadır kavga etmiyoruz ve bu beni korkutuyor.
(img:#958596)
Bir kere olsun dürüst ol, güven ver, verdiğin sözün arkasında dur. Değiş artık be yıllardır aynı haltları yiyip duruyorsun yeter be.
çok şey söyleyeceğim baba sana. öyle çok şey söyleyeceğim ki bir gün evden ayrılırken tamamen. aslında yaptığın her şeyi senin yüzüne vuracağım. ama hiç umrumda olmayacak. bak, 20 yaşıma geldim. 20. idrak edebiliyor musun? sevgisiz büyüttüğün küçük kız evladın senin yüzüne karşı öyle şeyler söyleyecek ki. hazırla kendini. umrumda olmayacak.
Eziliyorum bu hayatın verdiği yüklerin altında.Sana çok ihtiyacım var sözlerine, tavsiyelerine.Sığınacak tek limanımdın sen beni neden bıraktın ki baba..