bugün

büyük hastalık. bilinmeyen,bilgi edinilemeyen.
korkunun, endişenin kardeşi
yarın olduğunda ne olacağını bilememek duygusu.
müphemiyet
kafayı yemeye kadar ilerliyen hastalık
cok kotu hissettiren bir duygudur, insanı deli eder, tam olarak soyledir;

bagladım elimi kolumu,
bekliyorum.
suresi belli degil,
ne olacagı da.
icim icimi yiyor,
nefret ediyorum belirsizlikten.
yapılabilecek her seyi yaptım,
icimin rahat olması lazım.
yine de nefret ediyorum bu duygudan.
insanı caresiz hissettiriyor,
cok.
1/0=belirsiz
sürecinin verdiği ızdırap kötü sonuçları bilen aratabilecek boktan vaziyet..
(bkz: muğlak)
çağdaş devrim, belirsizliğin devrimidir. bunu kabullenmeye yanaşmıyoruz. işin paradoksal yanı, daha fazla enformasyon ve daha fazla iletişimle bu belirsizlikten kurtulacağımızı umuyoruz. oysa böyle yapmakla belirsizlik ilkesini daha vahim hale getiriyoruz. heyecan verici bir ileri kaçış: tekniklerin ve sapkın etkilerinin, insanın ve klanlarının 'mobius şeridi' üzerindeki koşusu daha yeni başlıyor.**
zamanla kendinizi yokmuşsunuz, hiç olmamışsınız gibi hissetmenize sebep olabilecek şey, havanın hep sisli olması hali, havada asılı kalmışlık hissi.
ciddi anlamda sınırları zorlayan sonu gelmeyen bekleyiş hali. kafayı yedirir.
bunalımı tetikleyecek çok saçma bir şey. bu belirsizlik süreci içerisinde olması beklenen olaylar 'gelse de kurtulsam', 'bitse de kurtulsam' gibi yakarışlarla geçer, ya da kişi bulunduğu andan 1 ay sonrasına gitmek ister.
kalp daralması. nefes alma sıkıntısı. fizyolojik belirtileri...
her nasil ki soğuk sıcağın olmaması durumuysa, belirsizlik de belirli bir şeyin olmaması durumudur. bir tür açmazdır. bolca ah ah'dır biraz vah vah'dır. bulupta kaybetmektir belirsizlik. nfk nin deyimiyle "ne aci ölümlüyü sevmek, kaybetmek için sahiplik ne korkulu iş" durumudur...
bildiğini bilmemektir biraz da aslinda bunalim değildir sonu, pekala kurtululşun ta kendisidir. bilmemenin dayanilmaz hafifliğidir. kesin olmayan her seyin birleşkesidir. ondan öte ve ziyadesi olmayandır...
kabul edilemeyen bir durumdur. halet-i ruhiye yi dürter durur, rahatsız eder. sonlandırmak gerekir.
takıntılarım var benim: uyumadan önce belirli bir sırayla dua okumak, çamaşırlıktan toplanan çamaşırları koklamak, önce sağ çorabı giymek gibi... sonu belirsiz hayatımda belirli kurallarım var. hayatın içine bakmaya çalışan dürbünüm var bir de. merak edilen yaşama yaklaşmaya çalışan hislerim var ;ama bana yaklaşanı kandırmamak için yok sayışlarım var. iteklenen duygularımı ortaya çıkarmaya çalışan bir belirsizliksin. sessizliğin ortasında çalan telefon sesi varlığını hatırlatır bana. kısa adının ekranda çıkışı belirli yapar seni. şunu biliyorum yaklaşmaya korkuyorsun bana "dört harf". beş harfimi atıp yakın yapıyorsun adına. benzerliklerimizi bulup iştahla gülümsüyorusun kulağıma. kulağım dudağına yakın...
belirsiz bir titreyiş var sesimde. korkularım ve takıntılarım irdeler cümlelerini birer birer. her sözün elekten süzülür zamana. hava boşluğundaki sorularına cevap eşleştirmesi yapıyorum şimdi.
belli belirsiz düşüncemdeki irin toplanıyor, taşınıyor artık. "dört harf" bu gece sana yer açıyorum. belli bir ifaden yok hatrımda kalan.
en sevdiğim renk belli; gözlerin.
en sevdiğim koku belli; elllerin.
en sevdiğim belli; belirsizliğin.
bana yaklaşan belirsiz gölgen, aydınlanmaya başlasın artık. zaman tükenmiyor, burdayım ama yıpratma beni "dört harf". konuş şimdi ben dinlerim seni... *
"dibinde ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır."
(bkz: kürk mantolu madonna)
(bkz: sabahattin ali)
insanın kendisini çok kötü hissetmesine neden olan, bir şeylerin belirlenmesi adına yanlışlara da sürükleyebilen can sıkıcı durumdur.
bazen nedeni bile belli olmayan ama düşünüldüğünden çok daha fazla can sıkan hadise. beklemeyi sevmeyen insanlar için daha bir katlanılmaz haldedir.
aslında yazmak istenipte yazılamayan şeylerin yazılamama sebebidir.
hiçbir zaman istemezsin uzun belirsizliklerde kalmayı ve hiçbir zaman istemezsin aslında tam olarak bitmesini.

belirsizlik başladığı anda bir acı başlar. hissedersin ama tam olarak gelmemiştir aslında. çünkü... umut durur karşısında. soruların savaşır: gitmek? kalmak?, sarılmak? uzak kalmak?, sevmek? nefret etmek?... ama asıl savaş hiçbir zaman başlamamıştır. bilmezsin bunu. bitmesini istersin belirsizliğin, bitince her şey düzelecekmiş gibi.

karar verirsin gitmeye sonra, "acaba kalsam düzelebilir miydik?". karar verirsin uzak kalmaya, sarılmayı her şeyden çok özlersin. nefret edersin ondan, ettiğini sanırsın, sevgin hiç bitmemiştir. asıl savaş şimdi başlamıştır hem de. karar verdiğini sanırsın her şeyin bittiğini. şimdi doğru karar mı yoksa yanlış karar mı olduğunu düşünürsün. şimdi kararın sonunda yapılacak bir şey, atılacak bir adım da yoktur üstelik.

hiçbir zaman mutlu olmazsın belirsizliklerin sonunda ve belirsizlikler başladığından itibaren kanayacaksındır. kalıp da üzülsen "gitseydim, unuturdum." diyeceksindir, gitsen "her şey düzelebilirdi aslında." diyeceksindir. belirsizlik hiçbir zaman mutlu sonla bitmez, bittiğini sansan bile. hiçbir zaman istemezsin uzun belirsizliklerde kalmayı ve hiçbir zaman istemezsin aslında o sürecin bitmesini.
insana sıkıntı veren durum. kararsız insanların hayatının demirbaşıdır aynı zamanda. tabi bazen belirsizliğin kişiyle değil, çevresindeki olgunlaşmamış şartlarla da alakası olabilir. her halükarda sona ermesi istenen, iki arada bir derede durumuyla kardeş, sinir sistemine düşman bir haldir belirsizlik hali.
insanın içini acıtan, ne yapacağını bilemez hale getiren, kafayı yemeye sebep olan durum.
insanı ciddi anlamda yoran bir durumdur. evet yorar belirsizlik insanı. ne yapacağını bilemez bir halde sadece oturup durmak feci anlamda yorar hem de. nereye gideceğinizi, ne yapacağınızı bilmeden öylece durmak. içinizi sıkar fena şekilde ve bir çözüm yolu bulunmazsa içinde olduğunuz belirsizliğe sizi büyük bir depresyona sürükler.
hayattan zevk almamaya başlatandır, belirsizlik. yerinizde duramazken, elleriniz bağlı öylece beklersiniz. zordur.
insanı en fazla yıpratan durumdur.
netlik ne olursa olsun güzeldir, sağlıklıdır.