bugün

semiramis pekkanin söyledigi bir parca sözleri ise: *
bir aleme indim yalnız
yerde toprak, gökte yıldız
bir yan susuz bir yan deniz

iki el, bir baş verdiler
bir çift göz ağlar dediler
dört bir yanda benim gibiler

doğru söz içinmiş diller
işte kalbin sev dediler

bana yalan söylediler
bana yalan söylediler
kaderden bahsetmediler

varsın böyle geçsin ömrüm
neşeyle dolsun bari her günüm

hani benim sevdiklerim
hani gönül verdiklerim
hasret gider ben giderim
ergenlik çağındaki insanın kurabileceği cümle ardından şu tip cümlelerde gelebilir:

-insanların iyi oldukları.YALAN!
-hayatta ağlanabileceği kadar gülünebileceği.YALAN!
-çok istersen istediğin şeyleri elde edebileceğin.YALAN!

bu böyle uzayıp gider ta ki 'notting's gonna change my world' diyebilme yetisine, size atılan kazıkları hazmedebilcek duruma gelene, depresyondan kendi kendinize çıkabilecek bir psikolojiye ulaşana kısacası büyüyene kadar...
yalan; sıcak yarada kezzap, beyin zarında sülük, ayna aksinde tokat..

en yağmur yerinden ıslatmak gözdiplerini, en güneş yerinden açtırmak gözkuşağını; çoğu zaman iklimdışı ikilemlere yol olmak, seçim yapmak, a ile b arasında, alfabenin otuzuncu harfini bulamamak, harfsiz kalmak sonra, hecesiz, tümcesiz, kaskatı kesilmek..

niye söylenir yalan, nerelerinden kesilir bir damar; kan geçiti olmaya ramak, tünel olmaya ırmak kaldığı yerde, kara görünmüşken üstelik, etraf karaya kesmişken, hangi kalemin sivri s'uçlu mürekkebi; bunca harfsizlikte hangi harfleri bir araya getirir de kırmızıya keser ortalık, kanardamar olur; bir mendil niye kanar?

öyledir ki ve gerçektir, herkesin geçerli bir nedeni vardır, ya da bir nedeni yoktur yalnızca öpmüştür, ya da iki yol vardır, hangisini seçsindir, ya da işte düştür; düsturundan sual olunmaz, görünmez hokkayla yazılan yazılar vardır bir de, alından, morundan, güzünden baharından ömür biçilen, işte o defterin silgi tanımaz karasından bilinir yalanın rengi; "mecburen"dir, "mecburiyetten"dir, öyle olmak zorundadır ya da öyledir ve gerçektir işte; en yalan yerinden gerçektir bu zorundalık, gerçeğin güzkarasıdır nihayetinde..

yağmurlar yağıyordur sonra hÂla, mazgallara çocuk ayakları sıkışıyordur, köpekler hÂla havlıyordur, yalanı, yarını olmayan bir dilde kediler ve kitaplar konuşuyordur aslında, ama yalanın hükümranlığı gerçeğin azınlığına dokunup durdukça, tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu o "sınır" bölgesine ayak basıp durdukça, "yandın!" diye atılıyorsundur oyunun dışına, -farkında olmak sızın-..

yalan; sınır çizgisinde mayın, fareli köyde kaval, af dağında masal; kurtuluşun eskizi, kara kalemi renksizliğin..

{-dün gece bileklerim kesikti sevgilim, ç'alışamadım..}
ıssız adam'da duyduğumuz, dinlerken keyif aldığımız, bir zamanlar şarkısı.
3 gündür defalarca ard arda dinlediğim halde bıktırmayan, sigara dumanı gibi içe işleyen, bağımlılık yapan, bir süre sonra acıtmaya başlayan süper şarkı. *
eski tabirle türk hafif batı müziğinin en güzel örneklerindendir.
tüm insanlıktan nasibini almış, herkese söyleyecek bir sözü varmışta konuşamıyormuş gibi hissettiren, içinde bulunduğu durumdan herkesi sorumlu tutma ve birilerine sarılıp ağlama isteği uyandıran, bir hoş eden şarkı.

bana yalan söylediler...
(bkz: ıssız adam)
(bkz: cağan ırmak)
bana yalanlar söylese yetinecektim
ama yalan söyledi. * *
beni oyuna getirdiler, beni aldattılar, beni uyuttular, beni bana bırakmadılar gibi anlamlara gelen söz. ayrıca "onlara inandım, ne söylediyseler yaptım, onların istediği gibi büyüdüm ve onların istediği gibi bir erkek* oldum. oldum da ne oldu? siki tuttum! bittim, artık benden bir yol olmaz. ben kocaman bir hiçim, hiç oğlu hiçim, hiçin kara köküyüm, köküne kadar sapım. beni affet, benim hatam değil."* biçiminde ve buna benzer biçimlerde yapılabilecek bir savunmanın sonuna getirilmesi kuvvetle muhtemel olan bir sözlemecedir.
ıssız adam filminde ilk kez dinlediğim, sözlerini fikret şeneş'in yazdığı mükemmel şarkı.
harikulade bir şarkı.
- bana yalan söylediler.
+ ee nabalım. inanmasaydın sen de.
ıssız adam filmi sayesinde tekrar hatırladığımız iç burkucu güzel şarkı.çıkış yılı 1974.
(bkz: bize yalan söylediler)
"herkese söylediler be canım" diye teselli etme isteği uyandıran, aynı dertten muzdarip başkalarının da olduğunu hatırlatarak sizi biraz da olsa rahatlatan güzel semiramis pekkan şarkısı.

hani benim sevdiklerim
hani gönül verdiklerim
hasret gider ben giderim

diyerek tavan yapar. güzel şarkıdır. ıssız adam'ın getirdiği en güzel şeydir belki de.
çok değil, ıssız adam filminden önce dinlendiğinde genç kuşağın büyük bir kısmı tarafından bilinmeyen şarkılardan biri idi. hatta o zamanlar siz dinlerken gülüp geçerdi bu tipler.

şimdi ağızlardan düşmüyor.

popüler kültürün gözünü seveyim!
Üç gün önce tanıştığım şarkı.
Son dönemde hiç bi şarkı beni bu derece içine çekmemişti.

Şarkının 24 yıllık olduğunu düşünürsek ben şarkıdan 4 yaş büyüğüm.
Peki ben bu zamana kadar nerdeydim ?
Allahta beni kahretmesin.
eski şarkıların şimdikileri nasıl katladığını gösteren örneklerden sadece birisi.
orijinali Jose Feliciano'ya ait, The Gypsy isimli şarkının bizdeki hali!

--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=dNLv6snz7K8

--spoiler--
ilk kez bir türk filminde duymuştum bu şarkıyı. liseli kızlar filmin adı. 3 yakın arkadaş. üçüde bambaşka dünyaların insanı. lise bitince beş sene sonra buluşmak için sözleşirler.necla nazır fahişe olmuştur.kızın biri mutlu mesut, diğeri ölü. necla nazır babasının arkadaşı tarafından tecavüze uğrayınca çalmıştı bu şarkı fonda. zor bulmuştum kasedini. plaktan kasete aktarma olduğu için çok kötüydü. net halini bulamamıştım. allah razı olsun ıssız adam.
ıssız adam filminde bir kere dinledikten sonra haftalardır tırım tırım kimin söylediğini ve şarkının isminin ne olduğunu araştırdığım, daha dün bulma şerefine nail olduğum, b.kunu çıkarana kadar dinlemeye ant verdiğim * ebedi eser.
müzikteki incelik, pekkan'ın naifliği..
müthiş gitarist josé feliciano'nun eseri the gypsy'nin türkçe uyarlamasıdır.
ıssız adam filmi sayesinde tanıştığım ve o günden itibaren 1-2 hafta boyunca hayatımın fon müziği olan semiramis pekkan eseridir.
tek başına geçirilen bir cumartesi akşamını, camel natural ve birkaç efes fıçıyla şenlendirecektir.
* *